SAĞLIK - 07 Haziran 2017 Çarşamba 13:21

Sakinleşmeyen bebeğe dikkat!

A
A
A
Sakinleşmeyen bebeğe dikkat!

Uz. Fzt. İmran Erkanat Toylan, sakinleşmeyen bebekler konusunda dikkatli olunması gerektiğini belirterek, “Böyle çocuklar hemen çocuk fizyoterapisti, çocuk nöroloğu tarafından değerlendirilmelidirler” dedi.

Duyu Evi Fizyoterapi Hizmetleri Kurucu Müdürü Uz. Fzt. İmran Erkanat Toylan, yaptığı açıklamada, “Serebral palsi, gelişmekte olan beynin merkezi sinir sistemindeki hasar sebebiyle meydana gelen hareket ve postürdeki ilerleyici olmayan motor kontrol ve postür bozukluğudur. İlerleyici olmamasına rağmen erken dönem tedaviye başlanmadığında hareket becerileri ve duruş kontrolünde bozukluklar ortaya çıkar. Genel olarak hareket becerilerindeki sorun olsa da bilişsel gelişimin de etkilendiği durumlar olabilir” dedi.

Başlıca risk faktörlerine bakıldığında; prematüre doğumlar, çoğul gebelikler, annenin beslenme bozukluğu, tansiyon ve şeker gibi sistemik hastalıklar, zor ve uzun doğum, travma, yüksek ateşli hastalıklar sayılabileceğini anlatan İmran Erkanat Toylan, “Serebral palsinin belirtileri en erken dönemde belirlenebilmektedir. Doğum öncesinde veya sonrasında olan sorunlar sebebi ile riskli bebek olarak görülen bebekler mutlaka psikomotor gelişimleri açısından takip edilmelidir. Çocuğun ilk 3 yaşına kadar görülebilmektedir” diye konuştu.

İmran Erkanat Toylan, hastalığın erken dönem belirtilerini şöyle sıraladı: “2 aylıkken sosyal gülmenin olmaması, Çok ağlayan, sakinleştirilmesi zor olan, huzursuz bebekler, Doğduktan sonra emme ve yutkunma sorunları olan bebekler, 4 aylıkken baş kontrolün olmaması, 5 aylıkken tüm eliyle nesneleri kavrayamama, 9 aylıkken desteksiz oturamama, 10 aylıkken parmakla işaretin olmaması, 11 aylıkken elde cımbız tutuşun olmaması, 12 aylıkken emekleyememe, 15 aylıkken 2 - 6 tek kelime söylememe, 18 aylıkken bağımsız yürüyememe, Bebekliğinden itibaren sert bacaklar, ayakta tutulduğunda bacakları çaprazlama, Kendini beslemek ya da oyuncaklarla oynama için ellerini kullanmada güçlük, 1 yaşından önce el tercihinin olması, Parmak ucu yürüme, Denge ve koordinasyonda bozukluk ve Yürümede bozukluk. Bu belirtilere sahip olan çocuklar hemen çocuk fizyoterapisti, çocuk nöroloğu tarafından değerlendirilmelidirler. Serebral palsiye sahip çocuğun tedavisi psikolog, çocuk ortopedisti gibi pek çok disiplinin bir arada çalışmasını gerektirir.”

Kaba ve ince motor hareketleri normal gelişim ile gecikme ve gecikmenin nedenlerinin belirlenmesinin erken tespiti yaşamının ilk yılı boyunca özellikle 0 - 12 ay arasındaki motor gelişimdeki problemlerin belirlenmesi, orta ve uzun dönemde gelişebilecek kas zayıflıkları, eklem ve postür bozuklukları, günlük yaşam aktivitelerinde bağımsızlığının gelişmemesi, fonksiyonel yetersizlik, sosyal hayata ve okula uyum problemleri gibi ikincil problemlerin önlenmesi konusunda oldukça yardımcı olacağını dile getiren İmran Erkanat Toylan, “Serebral palsili çocukların tedavisinde Bobath Terapistleri tarafından uygulanan nörogelişimsel tedavi metotları ; duyusal bütünleme sürecindeki bozukların düzenlenmesi için duyu bütünleme terapileri kullanılmaktadır. Tedavi sırasında Doğru hareketi ve Normali algılamak, gövdeyi hissetmek, hareketliliği sağlamak, sosyal ilişkileri ve çevresinin keşfedilmesinin öğrenilmesi çocuğun hareket ve fonksiyon becerilerini artmasını sağlar. Doğru hareket paternlerinin öğretilmesi , kas yapısının uygun ortezlerle korunması ve cerrahi müdahaleleri azaltılmasını sağlayacaktır. Çocuğun yaşına ve sorunlarına uygun müdahale serebral palsiye sahip çocuğun hayatın içinde olmasını kolaylaştıracaktır” şeklinde konuştu. 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Trabzon "Alo 199 Çağrı Merkezi"nin kapatılacağı iddiasına çalışanlardan tepki İçişleri Bakanlığı’na bağlı ’Alo 199 Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü Etkileşim Merkezi’nin kapatılacağı iddiası nedeniyle basın açıklaması yapan çalışanlar, tepkilerini dile getirdi. Merkezi Trabzon’da bulunan ve tüm Türkiye’ye hizmet veren ’Alo 199 Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü Etkileşim Merkezi’nin kapatılacağı iddiası nedeniyle bir grup çalışan, çocukları ile birlikte Meydan Parkı’ndaki Atatürk heykeli önünde toplandı. Çağrı merkezi çalışanları, taşıdıkları dövizlerle 350 kişinin istihdam edildiği çağrı merkezinin kapatılmamasını istedi. Alo 199 Çağrı Merkezi çalışanları adına basın açıklamasını okuyan Melike Yıldırım, 350 kişinin istihdamının sağlandığı bir ekmek kapısının kapatılacak olmasının son derece üzücü olduğunu söyledi. Yıldırım, “İçişleri eski Bakanımız Süleyman Soylu’nun Trabzon’a kazandırdığı projelerden bir tanesi olan, Trabzon ile birlikte Ankara ve Erzurum lokasyonlarıyla vatandaşımıza hizmet veren çarı merkezimiz ne yazık ki ani bir karar ile kapatılmak istenmektedir. İçişleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri bünyesinde kurulan Alo 199 Çağrı Merkezimizin yalnızca Trabzon lokasyonunda 350 personelimiz istihdam edilmektedir. Siyasi olarak da Cumhurbaşkanımıza bağlılığını son yerel seçimlerde de gösteren Trabzon’umuzda 350 kişinin istihdamının sağlandığı bir ekmek kapısının kapatılacak olması son derece üzücüdür. Taşeron şirketlerde çalışan binlerce emekçi kadro beklerken, Nüfus ve Vatandaşlık Hizmetlerine bağlı çalışan Alo 199 Çağrı merkezlerinin kapatılması düşündürücüdür. Kamuya ait çağrı merkezlerinin kapatılacağı iddiaları ise diğer çağrı merkezlerinde çalışan yüzlerce işçiyi tedirgin etmekte, vatandaşa hizmet veren çağrı merkezi çalışanları psikolojik olarak çöküntü yaşamaktadır” dedi. “Trabzon’umuzu şehrimizdeki istihdama sahip çıkmaya davet ediyoruz” “Kapatılma gerekçesi olarak çağrı popülasyonunun düşmesi gösterilse de gerçeğin bu olmadığının farkındayız” diyen Yıldırım, “Bu kapatma kararı ile birlikte sadece çalışan 350 kişi ve aileleri değil, maddi anlamda tüm şehrimiz zarar görecektir. Ankara’dan şehrimize her ay giren sıcak para dolmuşçusundan bakkalına, lokantasından çaycısına kadar pek çok alanda Trabzon’a katkı sağlamaktadır. Emek veren her siyasi görüşteki çalışanlarımız evine ekmek götürmektedir. Yeni evlenen, evlilik hayali kuran, 6 aylık hamile eşi çalışmayan, otizmli çocuğunun tedavisini sürdüren, kanser tedavisi gören, bankaya kredi borcu olan, taksit ödeyen ve hayatını bu zor ve acımasız ekonomik şartlarda devam ettirmeye çalışan 350 insanın geleceği, hayalleri karartılmamalıdır. Trabzon lokasyonunun kapatılması kentin gelecek ekonomik kaynaktan mahrum edilerek fakirleşmesi, çalışanların işsiz kalması, işsizliğin artması, ekonominin çarklarının zarar görmesi demektir. Kapatılma gerekçesi olarak çağrı popülasyonunun düşmesi gösterilse de gerçeğin bu olmadığının farkındayız. Çağrı merkezinde çalışan bizler gerek pandemi döneminde bir saniye nefes almadan çalıştık, gerekse pasaport ve kimlik yenilemelerinde en yoğun dönemlerde vatandaşımıza hizmet ettik. Dünyada çip krizi yaşanırken vatandaşımızın mağdur edilmemesi için gayret gösterdik. Bugün de vatandaşlarımızın Nüfus Müdürlüklerinde sıra beklemeden hizmet almaları için özveriyle isimizin başındayız. Modern çağda Devletimizin tüm kurumlar dahil özel şirketler randevu sistemine çağrı merkezleri üzerinden geçerken, vatandaşımıza ciddi kolaylıklar sağlayan Alo 199 Çağrı Merkezi’nin kapatılması hem hizmet alan vatandaşımıza hem de çalışarak evine ekmek götüren emekçilere kötülük olacaktır. Devletimizin başı Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’dan ve karar verici siyasi erkten kapatma kararının gözden geçirilerek, özünde yüzlerce kişinin, genelde ise binlerce kişinin mağdur edilmemesini bekliyoruz. 350 arkadaşımızın işinin devam edeceğine inanıyoruz. Ve Şeyh Edebali’nin, Osmanlı’nın kurucusu Osman Bey’e söylediği ’İnsanı yasat ki devlet yaşasın’ anlayışı ile devletimizin yaşamasını istiyoruz. Başta hükümetimizin siyasi erkleri olmak üzere tüm muhalefet ile birlikte Trabzon’umuzu şehrimizdeki istihdama sahip çıkmaya davet ediyoruz” ifadelerini kullandı.