EĞİTİM - 03 Kasım 2016 Perşembe 11:33

Saklı Su Projesiyle dünya birincisi oldular

A
A
A
Saklı Su Projesiyle dünya birincisi oldular

Almanya, İngiltere, Fransa gibi ülkelerin yarıştığı ‘Su Kaşifi’ programında Türkiye’yi Londora’da temsil eden Bucalı minik öğrenciler, kıyafetten kağıda her şeyde bulunan saklı su miktarını içeren çalışmalarıyla dünya birincisi oldu.

Dünyanın dört bir yanındaki öğrencileri, suyu koruma ve su meselelerine karşı birlikte eyleme geçme yönünde teşvik eden ‘Su Kaşifi’ programında, Türkiye’yi Londra’da temsil eden İzmir Buca Şerif Tikveşli İlkokulu’nun Su Kaşifi ekibi, dünya birinciliğine layık görüldü. Şerif Tikveşli İlkokulu Su Kaşifi Ekibi'nin başında bulunan ve projenin okul koordinatörlüğünü üstlenen Sınıf Öğretmeni Duygu Banu Sipahi proje yarışmasına yaptıkları birçok etkinlikle katıldıklarını ancak ödül kazanmalarında etkili olan en önemli projelerinden birinin görünür suyun dışında kullanılan ‘saklı su’ konusunda farkındalık oluşturmaları olduğunu söyledi.

"Bir pamuklu tişörtte 2 bin 700 litre su gizli"
Saklı suyun kıyafetlerden kağıtlara kadar pek çok yerde kullanıldığına işaret eden Sipahi, “Çocuklarımız saklı suyu yani bir insanın yaşamını devam ettirebilmesi için yaptığı her faaliyette suyu bir şekilde tükettiğinin farkına vardı ve etrafta da bu farkındalığı oluşturmaya çalıştılar. Mesela bir pamuklu tişörtte 2 bin 700 litre su gizli olduğunu, saklı su olduğunu öğrendik. Yaptığımız alışverişlerde, aldığımız her bir tişörtte ne kadar çok su tükettiğimizin farkına vardık. Hatta okulumuzda bin 300 öğrencinin bir gün boyunca giydiği bir tek tişörtle o gün için ne kadar su tükettiğini araştırıp hesapladık. Bu bize gerçekten çok ilginç geldi" dedi.

Su tasarrufu için giysi almak yerine takas yapıyorlar
Giysilerdeki saklı olan suyun miktarını azaltabilmek için de proje geliştirdiklerini anlatan Sipahi, "Eski giysilerimizi tekrar tasarlayıp onlardan yeni giysiler elde ettik. Bununla ilgili bir defile hazırladık ve bu defilemizi sunduk. Bunun dışında giyilebilir durumda olan ancak küçülen ya da giymekten sıkıldığımız giysilerin yenilerini almak yerine birbirimizle takas yapmaya başladık ki bu okul geneline de yayıldı. Okulumuzdaki bütün öğrencilerimiz giysi, oyuncak ve kitap takası yapmaya başladılar" ifadelerini kullandı. Proje koordinatörlerinden Bahar Şeneken de çok emek harcadıklarını ve onca bilinçli ülke arasında birinci olmalarının kendilerini çok mutlu ettiğini belirtti.

"Rüya gördüğümüzü sanarak inanamadık"
Birinci olduklarını duyduğunda sevinçten ne yaptığını hatırlamayan Şerif Tikveşli İlkokulu’nun Su Kaşifi ekibi öğrencilerinden 9 yaşındaki Muhammed Fatih Onan, "Arkadaşlarımızla birlikte çalışarak dünya birincisi olduk. Ben hiç beklemiyordum, yanımızda 50 kişi gelen bir ülke vardı. İlk önce onlar birinci oldu sandık, sonra baya bir şaşırdık. Oynadık, horon teptik, sonra ben arkadaşımın ensesine mutluluktan vurdum. Ne yaptığımı bile hatırlamıyorum" dedi.
Suyun bilincine vardıklarını belirten Su Kaşif ekibinden Sercan Karagöz (9) de herkese suyu kullanırken israf etmemeleri çağrısında bulundu. Dünya birincisi olduklarına o an inanamayan Karagöz "Ben öğretmenime ‘Rüya mı görüyorum?’ dedim. ‘Hayır, rüya görmüyorsun’ dedi. Ben inanamamıştım o zaman" ifadelerini kullandı.

"Ülkemizi Londra’da başarıyla temsil ettiler"
Buca İlçe Milli Eğitim Müdürü İlker Erarslan, aralarında Almanya, İngiltere, Fransa gibi birçok ülkenin katıldığı bir yarışmadan öğrencilerin başarıyla ayrılmalarından duyduğu memnuniyeti dile getirerek, "Birçok önemli ülkenin katıldığı bir yarışmadan, öğrencilerimizin dünya birincisi olarak dönmeleri bizim için büyük mutluluk oldu. Çok mutlu ve gururluyuz. Öğrencilerimiz çok büyük bir başarıya imza atıp, başarıyla ülkemizi Londra’da temsil ettiler. Bizler Buca İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü olarak, çocuklarımıza akademik başarı hedeflerimizin yanı sıra çevrelerinde olup bitenlere karşı duyarlı olmalarını, sosyal sorumluluk çalışmalarına önem vermeleri noktasında teşvik edici bir tutum içerisindeyiz. Çocuklarımız yaşamımız için çok önemli olan su gibi bir hususta farkındalık ortaya koyan çok önemli projeye imza attılar" dedi.

Su Kaşif Programı
8-14 yaş grubu öğrencilerinin su tasarrufu ve suya erişim konularında farkındalık kazanmasını hedefleyen Su Kaşifi Programı, iki yıldır Türkiye genelinde 200’ün üzerinde ilkokul ve ortaokulda uygulandı. Bu okulların Su Kaşifi ekiplerindeki 5 bin öğrenci, kendi okulları, aileleri ve çevrelerinde su bilinci oluşturmak için çeşitli projeler geliştirdi. Yaklaşık 30 bin kişiye ulaşan program ile iki yılda 1 milyon 200 bin metreküp (500 olimpik yüzme havuzunun suyuna eş değer) su tasarrufu gerçekleştirildi. 

Mihrap Düzöz-Halil Karahan

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Aksaray Ruhsatsız tabanca ile yakalandı, “Taşımıyorum bozuk” diyerek tüfek ruhsatı gösterdi Aksaray’da ruhsatsız tabanca ile yakalanmasına rağmen önce “Taşımıyorum” deyip inkar eden, sonra da “Bozuk” diyen sürücü bir de “Ruhsatım var” diyerek tabanca yerine tüfek ruhsatı gösterdi. Olay Gülağaç Yolu Kireçlik Mevkiinde yaşandı. Aksaray Cumhuriyet Başsavcılığı koordinesinde gece yarısı bekçilerin de katıldığı asayiş ve trafik uygulaması yapan İl Emniyet Müdürlüğü asayiş ile trafik şubesi ekipleri şüphe üzerine Gülağaç ilçesinden Aksaray merkez istikametine seyreden Ali B. (38) idaresindeki 51 ACV 230 plakalı otomobile "dur" ihtarında bulundu. Sürücüsü ehliyet ve ruhsat kontrolünden geçirildikten sonra araçta arama yapan bekçiler araç içerisine gizlenmiş bir adet tabanca buldu. Kullandığı araçta tabancayla birlikte yakalanmasına rağmen “Taşımıyorum” diyen sürücü Ali B. daha sonra tabancanın bozuk olduğunu belirterek işlem yapılmasından kaçmak istedi. 2 ayrı bahanesiyle başarılı olamayan sürücü bu kez de “Ruhsatım var” diyerek yakalattığı tabanca yerine tüfek ruhsatı gösterdi. 3 ayrı bahanesiyle işlemden kaçamayan sürücü son olarak tabancayı kabullenerek “Benim, tamir için taşıyorum” dedi. Tabancaya bekçiler tarafından dolu boş kontrolü yapıldıktan sonra el konulurken ruhsatsız tabanca taşımaktan gözaltına alınan sürücü adli işlemler için polis merkezine götürüldü.
Bartın Bartın’daki feci yangının tanıkları yaşanan dehşeti anlattı Bartın’da 1 kişinin öldüğü, 2 kişinin yaralandığı yangında şok detaylar ortaya çıkarken, olayın tanıkları ise yaşanan dehşeti anlattı. Bartın’ın Kayadibikavlak Köyü Örencik Mahallesi’nde bulunan tek katlı bir evde saat 20.30 sıralarında kesin sebebi henüz bilinmeyen bir nedenle yangın çıktı. Bitişiğindeki eve de sıçrayan yangında Tevfik Çetinbağ hayatını kaybederken, eşi Seher Çetinbağ, ile kardeşi Selim Çetinbağ ağır şekilde yaralandı. Olay yerine itfaiye, jandarma ve sağlık ekipleri sevk edildi. İtfaiye ekiplerinin yaklaşık 2 saat süren çalışmalarının ardından yangın söndürülürken, iki ev de kullanılamaz hale geldi. Yaralılar ambulansla hastaneye kaldırılırken, durumlarının ağır olduğu belirtildi. Boş tüpü itfaiye evden uzaklaştırdı Yangın esnasında Bartın Merkez İlçe Jandarma Komutanlığı ekipleri, bölgede geniş güvenlik tedbirleri alındı. Yangının tamamen söndürülmesinin ardından nöbetçi savcı ve olay yeri inceleme ekipleri, evin içerisinde, çevresinde detaylı inceleme yaptı. Evin kapısının önündeki boş tüp ise, ekiplerin incelemesinin ardından bir itfaiye eri tarafından kapının önünden alınarak, yola çıkartıldı Faciada şok detaylar Facianın ardından olayla ilgili sır perdesi de aralanmaya başladı. Yanarak ölen Tevfik Çetinbağ’ın yatalak hasta olduğu ve yangından kaçamadığı öğrenildi. Patlama esnasında kocasıyla birlikte evde bulunan Seher Çetinbağ’ın patlamanın hemen ardından yardım istemek için dışarı çıktığı ve kocasının kardeşi olan Selim Çetinbağ ile birlikte yatalak eşini kurtarmak için alevlerin arasına girdiği belirtildi. Alevlerin arasında kalan Seher Çetinbağ ve kaynı Selim Çetinbağ, Tevfik Çetinbağ’ı kurtarmayı başaramazken, kendileri de ağır bir şekilde yaralandı. "Gaz sızıntısı" iddiası Yapılan ilk incelemelerde, Seher Çetinbağ’ın olaydan birkaç saat önce tüp değişimi yaptığı belirlendi. Dolu tüpü kendisini ocağa monte ettiği ileri sürülen Seher Çetinbağ’ın, yemek yapmak için tüpü açtıktan bir süre sonra tüpten sızan gazın alev aldığı ve patlamanın meydana geldiği tahmin ediliyor. Yangının kesin sebebinin ise itfaiye ve olay yeri inceleme ekiplerinin hazırladığı raporların tamamlanmasının ardından ortaya çıkacağı kaydedildi. Patlama sesine irkildiler Alevlerin kül ettiği evlerin yaklaşık 5 metre uzağındaki evde oturan Belma Çetinbağ ve yengesi Fatma Çetinbağ, o anlarda yaşanan dehşeti anlattı. Yangında amcasını kaybeden ve babası yaralanan Belma Çetinbağ, yemek yerken patlama sesi ile irkildiklerini kaydetti. Patlama sesinin ardından dışarı çıktıklarında ise amcasının kaldığı evin alevlerin arasında kaldığını gördüğünü kaydeden Belma Çetinbağ, “Akşam yemeği yiyorduk. Ben yan evdeki üst kattaydım. Bir yerde bir patlama gibi bir ses oldu. Ben yengeme, soba gibi bir şey patladı dedim. Yengem dışarı çıktı. Ev yanıyor diye bağırmaya başladı. Dışarı çıktım ben de, baktım ahşap ev birden alev almış” dedi. Kurtarmak isterken alevlerin arasında kaldılar Babası ve yengesinin yatalak amcasını kurtarmak için alevlerin sardığı eve girince yaralandığını söyleyen Belma Çetinbağ, “Babamla yengem de, sakat amcamı kurtarmak için eve girmişler ama kurtaramamışlar. Zaten ev bir anda alev aldı. Evde 2 kişi vardı, amcamla yengem vardı. Tüp patlayınca yengem, dışarı çıkıp bizimkileri mi çağırdı, ne olduğunu tam olarak bilmiyorum. Babamla, yengem tekrar amcamı kurtarmak için girmişler içeri. Sonuç olarak ikisi de yandı. Onlar da şu an hastanede. Amcam tamamen yandı. Yengem de yanmış olarak içeriden çıktı. Ambulans hastaneye götürdü. Amcam sakattı, sol tarafı hiç tutmuyordu, yatalaktı, yatağa bağlıydı” diye konuştu. “Yengem büyük ihtimal tüpü tam takamadı” Patlamanın ve yangının tüp değişiminden sonra olduğunu kaydeden Belma Çetinbağ, “Yengemin bu akşam tüpü değiştirdiği söylenmişti. Büyük ihtimal tüpü tak takamadı, çakmağı çakınca öyle patlama oldu. Zaten yengem tüpü yeni değiştirmiş. Büyük ihtimal tüpten oldu. Tüpü tam takamadı herhalde” diye konuştu. ‘Emmi yanıyor’ diye bağırma sesi duydum” Emmi yanıyor diye bağırma sesi üzerine alevlerin arasında kalan amcası Tevfik Çetinbağ’ı kurtarmaya çalıştığını anlatan Fatma Çetinbağ ise, “Akşam yemeğini yiyorduk, o anda aniden bir dinamit patlaması gibi bir patlama oldu. Ben merdivenden aşağıya inerken baktım emminin evi alev almış. ‘Emmi yanıyor’ diye bağırma duydum. Kurtarmaya çalıştım, camı falan açtım ama kurtaramadık. Bir şey yapamadık, çok üzgünüm. Yemek yaparken mi olmuş bilmiyoruz. Tüp mü patladı bilmiyoruz. Ama akşamüstü, boş tüpü kapının ağzına koydu. Galiba tüpten oldu” diye konuştu. Olay yerinde yapılan incelemelerin tamamlanmasından sonra ise Tevfik Çetinbağ’ın yanan bedeni, ceset torbasına konularak, evden çıkartıldı. Çetinbağ’ın cesedi, evin önüne getirilen tabutun içerisine yerleştirildi. Tabuta konulan Tevfik Çetinbağ’ın cesedi jandarma, itfaiye ekipleri ve vatandaşlar tarafından cenaze aracına taşındı.