MAGAZİN - 31 Ağustos 2017 Perşembe 00:37

Şebnem Ferah sahnede izleyenlerini şaşırttı

A
A
A
Şebnem Ferah sahnede izleyenlerini şaşırttı

30 Ağustos Zafer Bayramı etkinlikleri kapsamında Beylikdüzü’nde sahneye çıkan ünlü şarkıcı Şebnem Ferah’ın seyircilerin şaşkın bakışları arasında sırtına aldığı mikrofon sehpası ile şarkılarını söylemesi ilginç görüntülere sahne oldu.

Beylikdüzü Belediyesinin bu yıl 4’üncüsü düzenlediği Barış ve Sevgi Buluşmaları, Demokrasi ve Cumhuriyet mesajını taşıyan kortej yürüyüşü Yaşam Vadisi’nden başlayarak, Cumhuriyet Caddesi Etkinlik Alanında son buldu. Yürüyüşü gören ve evinde olup katılamayan bazı vatandaşlar ise, evinin balkonundan Türk bayrağı açarak yürüyüşe destek verdi. Yürüyüşe, Beylikdüzü Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, CHP İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin, ve CHP Eski Milletvekili Süleyman Çebi katıldı.

Beylikdüzü Belediyesi’nin bu yıl 4’üncüsünü düzenlediği Barış ve Sevgi Buluşmaları kapsamında gecenin ilerleyen saatlerinde sevilen sanatçı Şebnem Ferah sahne aldı.

Konsere katılan İstanbullular sevilen sanatçının tüm şarkılarına konser boyu hep bir ağızdan eşlik etti. Sahne şovlarıyla izleyenleri şaşırtan Şebnem Ferah bir süre sırtına aldığı mikrofon sehpasıyla şarkılarını söyledi. Dinleyenleri sesiyle büyüleyen sevilen sanatçı İstanbullulara unutamayacakları bir gece yaşattı.

"BİZ BUGÜN SAVAŞ SONRASI KAZANILMIŞ BİR BARIŞI KUTLUYORUZ"

Kortej yürüyüşü esnasında konuşan Beylikdüzü Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, "Beylikdüzü’nde 4’üncü kez Barış ve Sevgi Buluşmaları etkinliği gerçekleşiyor. Etkinliğimizin açılışını bugün 30 Ağustos dolayısıyla kortejimiz ile başlattık. Çünkü 1922’de kazanılmış bu zafer de Mustafa Kemal Atatürk ve Türk ulusu aslında bir bağımsızlık mücadelesi verdi. Ardından tüm dünyaya bir barış mesajı ulaştırdı. Yurtta barış dünyada barış mesajı ulaştırdı. Bu bakımdan biz bugün savaş sonrası kazanılmış bir zaferi değil, savaş sonrası kazanılmış bir barışı kutluyoruz" diye konuştu.

30 Ağustosun önemine değinen CHP İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin ise, "30 Ağustos Zafer Bayramımızı kutlayan tüm yöneticilere teşekkür ediyorum ama unutturanların hepsini de kınıyorum. Bir ülkenin en önemli değerleri milli ve manevi bayramlarıdır. Unutturmaya çalışırsanız çok şey kaybedersiniz. 95 yıl önce tüm dünyanın bizim bittiğimizi düşündüğü bir anda zaferin sonuçlandığı bir gündür 30 Ağustos" dedi.

"TÜRKİYE’NİN KURTULUŞ MÜCADELESİNİ SİMGELEYEN BİR GÜN"

30 Ağustosu bir diriliş günü olarak tanımlayan CHP eski milletvekili Süleyman Çebi ise, "30 Ağustos emperyalizme karşı Türkiye’nin bağımsızlığı için bir diriliş günü. Türkiye’nin kurtuluş mücadelesini simgeleyen bir gün. Bu coşkuyu bundan öncede yaşadık, bugün daha anlamlı bir şekilde yaşıyoruz. Bu kadar saldırıların olduğu günlerde Atatürk devrimlerine daha çok ihtiyaç var" ifadelerini kullandı.

Ahmet Faruk Sarıkoç

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Sivas Uzmanı uyardı: 10 km uzaklıktaki yetiştiriciyi bile etkiliyor Arıcıların kabusu olan ‘Amerikan Yavru Çürüğü’ hastalığı 10 kilometre uzaklıkta ki arı yetiştiricilerini de tehdit ediyor. Yapılan açıklamada, arıcıların kovanlarını düzenli olarak kontrol etmeleri gerektiği söylendi. Arı kovanlarındaki Amerikan yavru çürüğü hastalığı vakalarının artmasıyla, arıcılar ciddi kayıplarla karşı karşıya kaldı. Hastalığın, bir arı kovanını kısa sürede yok edip ve çevredeki diğer kolonilere yayılabildiğini belirten Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Hayvan Hastanesi Başhekimi Doç.Dr. Abdurrahman Takcı, “Arıcılar, kovanlarını düzenli olarak kontrol etmeli, hastalık belirtileri gördüklerinde hemen önlem almalı ve enfekte kovanları diğerlerinden izole etmeliler. Ayrıca, yeni arı kolonileri alırken dikkatli olmalı ve sağlıklı koloniler seçmeye özen göstermeliler” dedi. “Yetiştiricilerin kovan sayıları çok ciddi şekilde azalabiliyor” Takcı, arıların eskisi gibi belirgin bir sonbahar ve ilkbahar yaşamadıklarını, geçişlerin daha ani şekillendiğini, buna bağlı olarak da kış için biriktirdiği bal rezervlerini tükettiklerini belirterek, “Bu noktada o rezervleri bazen erken tüketmeye başlıyor ve iyi bir sonbahar bakımı yapılmadıysa bu yıl gibi, arıların ilkbaharda birçoğu sönmüş oluyorlar yani ölüyorlar. Buna bağlı olarak yetiştiricilerin kovan sayıları çok ciddi şekilde azalabiliyor. Gündüz ve gece sıcaklık farkları arıların çalışma mevsimi olan ilkbaharda etkiler. Ancak kış mevsiminde veya sonbaharda arının tabiattan yararlanmadığı mevsimlerde gündüz ve gece sıcaklık farkı çok sıkıntı oluşturmaz. Ancak arı artık dışarıdan polen, nektar getirmeye başladığı zamanlarda problem oluşturabiliyor. Çünkü arı ona güveniyor ve yetiştirici de bu noktada takviyeler yapmıyor. Arı doğadan tam anlamıyla yararlanamaz ve takviyeler de yapılmazsa bahar aylarında arılarımızı yine kaybedebiliriz” dedi. “Bu hastalık çevredeki arıcılara da zarar verebiliyor” Bölgesel olarak ergin ve yavru bal arılarının paraziti olan Varroa paraziter mücadelelerinin yapılması gerektiğini vurgulayan Takcı, “Bahar bakımında arıların çıtaları, arı sayısının, ana arının kontrolü yapılması lazım. Ana arıda hala işte yumurta ve yumurta döl verimi devam ediyor mu? bunlara bakılması lazım. Bununla birlikte arı kayıplarının bazıları hayati bazen de işte bölgesel olarak zarar verebiliyor. İhbarı mecburi hastalıklarımız var. Avrupa yavru çürüğü, Amerikan yavru çürüğü gibi hastalıklarda hemen bulundukları il tarım veya ilçe tarımlara başvurarak arılarının böyle bir hastalıktan mustarip olduğunun belirtilmesi gerekiyor. Aksi takdirde bu hastalık çevredeki arıcılara da zarar verebiliyor. Yine aynı şekilde kireç hastalığı olsun, işte baharda tespit edebildiğimiz hastalıklar bunlar. Arıcılar ilkbahar bakımında bunları belirleyip bir an önce eksiklikleri varsa gidermeli. Eğer ihbarı mecburi bir hastalık varsa kovanlar da dâhil olmak üzere bu hastalığın engellenmesi adına yakılması gerekiyor. Arıcılar bu noktada bilinçliler ancak eğer böyle bir şey varsa göz ardı etmemeliler. Arı tabiatta polen topladığı esnada birçok birçok çiçeğin veya bitki tohumlarının bir sonraki nesline aktarılmasına katkı sağlıyor. Bu noktada arılar bu basamağı yerine getirmediği takdirde tabiatın devamlılığında da bir risk olur” şeklinde konuştu. (FA-GF-
İstanbul İstanbul’da 50 milyon liralık kaçak ve sahte ilaç operasyonu: 16 gözaltı İstanbul’da ilaç kaçakçılarına yönelik düzenlenen operasyonlarda 16 şüpheli yakalandı, piyasa değeri 50 milyon lirayı bulan yüklü miktarda sahte, kaçak ve bozuk ilaç ele geçirildi. Alerji testi, botoks, dolgu malzemesi, kanser ve diyabet hastalıklarında kullanılan ilaçlarının da aralarında bulunduğu tıbbi ürünler emniyette sergilenirken, yakalanan şüphelilerin 9’u tutuklandı. Alınan bilgilere göre, İstanbul Emniyet Müdürlüğü Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, ilaç sektöründeki sahtecilik faaliyetlerinin önlenmesi ve şüpheli şahısların yakalanmasına yönelik 15 ve 25 Nisan tarihleri arasında bir dizi çalışma gerçekleştirdi. Teknik ve fiziki takibin devamında belirtilen tarihler arasında yetkisiz alanda depolanmış sahte, kaçak ve yasadışı ilaçların, tıbbi cihaz ve materyallerin bulunduğu tespit edilen 16 ikamet, 20 iş yeri olmak üzere toplam 36 adrese operasyon düzenleyen polis, baskınlarda 16 şüpheliyi gözaltına aldı. Operasyonlarda piyasa değeri yaklaşık 50 milyon lirayı bulan, soğuk zincire tabi olan ve bozulan, alerji testi, botoks ilacı, dolgu malzemesi, kanser, diyabet, enfeksiyon, tansiyon ve cinsel hastalıkların tedavisinde kullanılan medikal malzeme ele geçirildi. Yakalanan şüpheliler İstanbul Mali Suçlarla Mücadele Şubesine götürülerek ifadeleri alındı. Sorgularının ardından mahkemeye çıkarılan ilaç kaçakçısı 16 kişinin 7’si adli makamlarca serbest bırakıldı. Geri kalan 9 şüphelinin ise tutuklanarak cezaevine gönderildiği açıklandı. Diğer yandan yapılan operasyonlarda ele geçirilen sahte, bozuk ve kaçak ilaçlar, Vatan Caddesi’nde bulunan İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nde sergilendi.