ASAYİŞ - 17 Şubat 2017 Cuma 10:00

Seçimde ‘evet’ mührünü kıran vatandaşa emsal ceza

A
A
A
Seçimde ‘evet’ mührünü kıran vatandaşa emsal ceza

İstanbul Beyoğlu’nda 1 Kasım 2015 seçimlerinde oy kullanmak üzere gittiği sandığın ‘evet’ mührünü kırarak, pusula ve zarfı yırtan vatandaş 3 yıl hapse mahkum edildi. Mahkeme, cezada herhangi bir indirime gitmeye gerek görmeyerek, ertelemeye de yer olmadığına hükmetti.

2015 Genel Seçimlerinde, BEDAŞ Taksim Boğaziçi Elektrik Kurumunda bulunan 1097 numaralı seçim sandığında, oy pusulasıyla zarfını yırtarak ‘evet’ mührünü kırdığı iddiasıyla 7 yıla kadar hapsi istenen Leyla Ç.’nin (55) yargılandığı dava karara bağlandı.

İstanbul Asliye Ceza Mahkemesinde görülen son duruşmada sandık başkanı Nuri K., tanık olarak dinlendi. Seçim günü oy kullanmaya gelen sanık Leyla Ç.’nin taşkınlık yapmaya başladığını söyleyen tanık Nuri K., “Etrafta bulunan kişilerin oy verme düzeni bozuldu. Kendisini uzaklaştırdık. Yaptığımız tespitte kendisine verilen bir adet mührü kırmış, pusula ve zarfı yırtmıştı. Konuya ilişkin tutanak tuttuk” dedi.

Davayı karara bağlayan mahkeme, sanığın “kamu malına zarar vermek” suçundan 1 yıl 6 ay, “oy pusulalarını veya her türlü seçim evrakını zapt etme, imha etme, bozma” suçundan da 1 yıl 6 ay olmak üzere toplamda 3 yıl hapse çarptırdı. Mahkeme, sanığın suç işleme konusundaki eğilimini dikkate alarak, cezanın ertelenmesi halinde sanığın suç işlemeyeceğine dair vicdani kanaat oluşmadığına dikkat çekti. Bu nedenle hapis cezasını ertelemeyen ve adli para cezasına çevirmeyen mahkeme, herhangi bir indirime de gitmezken, sanığın yargılama sürecinde mahkemeye olumlu bir davranış göstermemesi nedeniyle lehine olan yasa hükümlerinin uygulanmasına yer olmadığına karar verdi. Öte yandan, cezanın onanması halinde Leyla Ç., 3 yıl boyunca herhangi bir siyasi partinin yöneticisi veya denetçi olamayacak.

“KAŞEYİ KIRDIM, MEMURLARIN YÜZÜNE FIRLATTIM"

Dava kapsamında daha önce hakim karşısına çıkan ve kimlik tespitinde aylık gelirini soran mahkemeye, “Aylık gelirim mahkemeyi ilgilendirmez” yanıtı veren sanık Leyla Ç., mahkemenin uyarısına rağmen, ayakta değil oturarak savunma yapmıştı. Seçim günü oy kullanmak için sandığa gittiğini kaydeden sanık Leyla Ç, “Kaşe, pusuladaki işaretli alana göre büyüktü. Bu, bizim kullandığımız oyun iptal olmasına neden olacağından kızdım ve kaşeyi kırdım. Seçim memurlarının yüzüne attım. Ancak pusulayı ve zarfı yırtmadım. Bu suçlamayı kabul etmiyorum” şeklinde konuşmuştu.

7 YILA KADAR HAPSİ İSTENİYORDU

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Basın Suçları Soruşturma Bürosu tarafından hazırlanan iddianamede, sanık Leyla Ç.’nin 1 Kasım 2015 seçimlerinde Beyoğlu’ndaki BEDAŞ Taksim Boğaziçi Elektrik Kurumunda bulunan seçim sandığında agresif hareketlerde bulunduğu iddia edilmişti. Leyla Ç.’nin oy pusulasını yırtarak, ‘evet’ mührünü kırdığı ve çevresindekilere zorluk çıkardığı kaydedilen iddianamede, kamu malı niteliğinde olan eşyalara zarar verdiğinin olay günü tutulan tutanakla sabit olduğu belirtilmişti. Leyla Ç.’nin “kamu malına zarar vermek” ve “Oy pusulalarını veya her türlü seçim evrakını zapt etme, imha etme, bozma” suçlarından 1 yıl 6 aydan 7 yıla kadar hapsi istenirken, ceza alması durumunda, mahkum olduğu hapis cezası boyunca seçme ve seçilme ehliyetinden yoksun bırakılması talep edilmişti.

Başak Akbulut

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bolu Bolu’da 7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi düzenlendi Bolu’da "7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi" düzenlendi. Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Fatma Deniz Sayıner modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgileri katılımcılara aktardı. Bolu Koru Otel’de geleneksel hale gelen Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi’nin 7’ncisi düzenlendi. Kongre’nin oluşturulmasında büyük payda sahibi olan Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Deniz Sayıner’in öncülüğünde bir araya gelen doğum hekimlerinin yanı sıra perinatoloji uzmanları, ebeler, hemşireler, yenidoğan hekimleri ve doğuma katkı sağlayan birçok branş uzmanı da kongrede yerini aldı. Kongrede Türkiye’de ve dünyada modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgiler, araştırma sonuçları ve deneyimlerin paylaşıldığı bilimsel oturumlar yapıldı. 3 gün sürecek olan kongrede, doğuma yönelik kurslar ve bilgilendirme toplantıları yapılacak. “Doğum konusu birçok konuya göre az ilgi görüyor” Türkiye’de sadece doğumun ele alındığı en büyük bilimsel toplantı olma özelliğini taşıyan 7. Uluslararası Bolu Koru Gebelik, Doğum ve Lohusalık Kongresi’nin başkanlığını yürüten Prof. Dr. Aydan Biri, “Bu 7’ncisi olmakla birlikte en çok heyecan duyduğum kongre oldu. Her geçen yıl birbirini tekrar etmemek adına zaten çok geniş ve sonsuz olan bu kongrede bir kez daha sizinle olmaktan çok büyük keyif duyuyorum. Konumuz doğum ve içerisinde çok fazla bileşen var. Doğumsal birleşim ya da bir bebeği ilgilendiren bir süreç, toplumun esası temeli ve koruyucu sağlık bakımı. Kongrede çok fazla insanı bir araya getiriyoruz. Ama çok da zor oluyor bu kongreler. Daha önce de söylediğim bir şey var ana işimiz olan doğum, özellikle kadın doğum hekimlerinin polikliniklerinin yüzde 80’i doğum, ancak buna rağmen birçok konuya göre çok daha az ilgi görüyor. Bu yıl ben çok çünkü bu konu doğrultusunda doktor arkadaşlarımızın da ana konumuzun doğum olduğuna dair inancı arttı. Her ne kadar hala akademisyen arkadaşlarımızın ‘Doğum da moda oldu’ demesine rağmen mesleğe bakışımızın çarptırıldığı bir dönemdeyiz” dedi. “Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez” Bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelere ihtiyaç olduğunu söyleyen Prof. Dr. Deniz Sayıner, “Eğitim bizim vazgeçilmezimiz olmalı. Çünkü en büyük güç bilgi gücüdür. Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez. Hiçbir silah, hiçbir teknoloji bilginin karşısında duramaz. O nedenle sürekli bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelerin yetişmesine ve ebelere ihtiyaç duyduğumuzu söylemem lazım. Ve tabii ki böyle bir ebeliği dizayn etmek için de birlik olmaya ihtiyaç vardır. Kurucu üyelerinden biri olmaktan onur duyduğum, gerçekten birlikte yürümekten gurur duyduğum yol arkadaşlarımın olduğu Anadolu Ebeler Derneği. Bu dernekle birlikte örgütlenmek, mesleğine sahip çıkmak mesleki örgütün içinde olmak son derece önemli” diye konuştu.