SPOR - 26 Kasım 2014 Çarşamba 15:22

Şenol Güneş: Hiçbir oyuncumuz vatan haini değildir

A
A
A
Şenol Güneş: Hiçbir oyuncumuz vatan haini değildir

Bursaspor Teknik Direktörü Şenol Güneş, yeşil-beyazlı taraftarların Volkan Demirel'e yönelik yaptığı 'vatan haini' tezahüratına tepki gösterdi. Güneş, "Hiçbir oyuncumuz vatan haini değildir. Taraftarımızın çirkin tezahüratta bulunmasını istemiyoruz" dedi.

 

Spor Toto Süper Lig'in 11. haftasında deplasmanda oynayacakları Başakşehir maçı öncesi Özlüce Tesisleri'nde basın açıklaması düzenleyen Güneş, Fenerbahçe maçında kazanma arzusu ile oynadıklarını söyledi. Güneş, "Fenerbahçe lider gelmişti. Kaybetseydik 9. sırada olacaktık. Yenseydik 4. sıraya yükselecektik. Alttan kopmayı ve yukarı yanaşmayı sağlayamadık. Oyuncu kadromuz elinden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyor. Geride kalan 10 maçta ve bu maçta şans yanımızda değildi. Hiç bir maçımızda 'Şansımız eseri bir puan aldık' demedik. Hep oyun olarak hayıflandık. Bütün bunlar geride kaldı. Bugün ilk 5'teyiz. Benimde kabahatim var, hep 'ilk 5' dedim. Oyuncular da o 5'te kaldı" diye konuştu.
Yapılan antrenmana sakatlıkları bulunan Ethem, Yasin ve Treore'nin katılmadığını, bu haftaki maçta da yer alamayacaklarını dile getiren Güneş, diğer oyuncuların ise zihinsel ve fiziksel yorgunluğu bulunduğunu ifade etti. Pazartesi maç yaptıktan sonra kendilerine tekrar Cuma günü maç verilmesini eleştiren deneyimle çalıştırıcı, "Rakibimizi iki gün önce oynattılar. Neden bunlar yapıldı? Sadece öğrenmek istiyorum. İnşallah suç olmaz" dedi.

"HİÇ BİR OYUNCU VATAN HAİNİ DEĞİLDİR"

Kulübün, olumsuz tezahürat nedeniyle PFDK'na sevk edilmesine de değinen Güneş, "Olumsuz tezahüratlar ve vatan haini lafları var. Hiçbir oyuncumuz vatan haini değildir. Bize de yakışmaz. Onlara yakışmayan hiçbir tezahüratın olmasını istemiyoruz. Ama bu tip eleştiriler ve cezalar sadece bize değil herkese olmalı. Biraz bizim üzerimizde her şey yürüyor" diye konuştu. Takımının öne geçtiği maçlarda sonunu getiremiyor eleştirilerine katılmadığını ifade eden Güneş, "Topa sahip olmak her zaman sonucu almak için geçerli değildir. Eskişehirspor maçında son dakikalarda gol yedik. Erciyes maçında ise duran toptan yedik, baskı yoktu. Bu maçta da hiç olmayan bir pozisyondan gol yedik. Futbol böyle bir şey. Mesela taçtan gol yedik" dedi.

"OZAN İPEK TAM OLARAK HAZIR DEĞİL"

Ozan İpek'in halen tam olarak hazır olmadığını ve iki ayağı arasında güç farkı olduğunu belirten Güneş, "Fizik ve maç performansı olarak çok büyük kayıpları var. Şuan özel de çalışıyor. Bunu yapınca da mesafe alıyor. Ciddi sakatlıklar geçirdi. Oynamadı, menisküsten dolayı kaybı oldu. Maçın gidişi de önemliydi. Bu maçta da verimliydi. Berkir de, o da çok katkı yaptı. Oyunun kontrolü de bize geçti. Ozan'ı verimli buldum. Ama daha iyi olabilecek bir Ozan. Çünkü oyun görüşü, becerileri bize katkı yapacak bir oyuncu" diye kaydetti.

"ELİMİZDEKİ KADRO İLE YARIŞACAĞIZ"

Kadro dışı bırakılan Aydın, Ferhat ve İbrahim'in şahsına yaptığı bir hareketi olmadığını belirten Güneş, "Ama kulübe yapılan ayrıdır. Yönetim, hoca oyuncu, hepsinin yeri ayrıdır. Volkan ve Ozan da burada hiç olmayabilirlerdi. Ama buradalar. Aydın da olabilirdi ama burada olacak bir şey ben hissetmedim. Benim şuanda öyle bir gündemim yok. Elimizdeki kadro ile yarışacağız. Aydın'ın yeteneğini konuşmaya gerek yok. Biz onu oynatmak istedik ama onun oynayacağı hissini alamadık" şeklinde konuştu.

"FIRAT AYDUNUS İLE HİÇ MAÇ KAZANAMADIM"

Volkan için yaptığı yorumlar nedeniyle kendisi hakkında ağır eleştiriler yapılmasını haksız bulduğunu ifade eden Güneş, "Bu yeni bir şey değil. Gündemi ne üzerine oluşturacaksın, bilgi yoksa gündem konuları başka alanlara kayar. Bu bizim maçla ilgili iki tane ofsayt pozisyonu vardı. Sanki Fenerbahçe galip gelecekmiş gibi gündem yapılıyor. Medya güçlüden yanadır. Fenerbahçeli oyuncunun dışarı atılması lazım. Ama hakemin bizi koruma gibi bir anlayışı yoktu. Ben de bu hakemle hiç maç kazanamadım. Kaç maç olmuştur. Bana üç maç ceza verdi, öteleme de yapmadı. Aleks Taşçıoğlu ceza verdi. 10 kişi kaldık, hakem de yanlış kararlar verdi. Bunları da yazabilirsiniz, malzeme veririm ama futbol bundan kazanmaz. Beni bu tezgaha çektiler. Çeksinler önemli değil. Hele yorumcular. Beni niye konuşturuyorsun o zaman. Siz konuşun, bunu Şenol Güneş demişti deyin. Ona bir şey demem. Ama söylediklerimi çarpıtmayın" diye konuştu.

"BAŞKA BİR HAKEM CANER'İ OYUNDAN ATABİLİRDİ"

Yeşil-beyazlı taraftarlara da çağrıda bulunan Güneş, "Taraftarımızı sahaya çağırıyoruz, gelsin destek olsunlar. Ama olumlu tezahürat yapsın, olumsuz tezahürat yapmasın. Başka bir hakem olsa Caner'i oyundan atabilirdi. Seyirciye yapsaydı, bayrağa vursaydı ne yapılacaktı? Bir oyuncu saha içinde fair-play dışı hareketi kime yaparsa dışarı atılmalı. Bu da bir tartışma konusu. Bizim bunlara zamanımız yok. Bize Pazartesi günü maç oynatıp, dün dinlenme, bugün sizle bir araya geldik, yarın gidiyoruz. Zaman yoksa tamam anlarım ama niye yapıldı onu merak ediyorum. Bunları hazırlayan arkadaşlara söylüyorum. Bunları niye yaptınız? Biliyorsanız bize de söyleyin, biz de ona göre çalışalım. 3 günde bir maç yorgunluğu sadece fiziksel değildir, zihinsel yorgunlukta vardır" dedi. 

ABDULLAH ÇİBİR

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kütahya Bakan Özhaseki: "Deprem bölgesinde evleri teslim ediyoruz" Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, Kütahya’da AK Parti önceki dönem ve mevcut yönetim kurulu üyeleri ile sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle iftarda bir araya geldi. AK Parti Kütahya İl Başkanı Mustafa Önsay ve AK Parti Kütahya Belediye Başkan Adayı Kamil Saraçoğlu’nun ardından kürsüye gelen Bakan Özhakesi, deprem bölgesinde halen 300 binden fazla konut inşaatının devam ettiğini ifade etti. Özhaseki, "Son 6 Şubat’ta bile tam 18 ilimiz etkilendi. 14 milyon insan zarar gördü. 680 bin konutumuz yıkıldı. 170 bin kadar da iş yerimiz yerle bir oldu. 850 bin bağımsız birim. Dile kolay. Zarar 104 milyar dolar olarak ifade ediliyor. Manevi zarar, onu ölçecek bir alet daha çıkmadı. Evleri teslim ediyoruz, hangi eve gitsek oturup çay içtiğimizde, o geceye geliyor konu. Evin sahibi biraz sonra olayları anlatmaya başlıyor hem o ağlıyor hem de biz ağlamaya başlıyoruz. Şu anda 300 binden fazla inşaatımız devam ediyor. Köylerde çelik karkastan evler yapıyoruz. Aslında yıkılan evler belki taştandı, basit evlerdi, aralarında harç bile yoktu bazılarının. Olsun Cumhurbaşkanımızın talimatı, ‘Madem o evler yıkıldı, hepsini en iyisiyle yapacağız’ dedi. Ve şimdi çelik karkastan evler yapıyoruz. Şehirlerin merkezlerini yapıyoruz bir taraftan. Bir taraftan altyapılarıyla ilgili büyük bir bütçe temin ettik. Altyapılarına başladık, gece-gündüz çalışıyoruz. 76 bin evimizi teslim ettik. Her ay bundan sonra da 10-15 bin evi vermeye devam edeceğiz" dedi. "Şimdi bütün bilim adamları diyor ki, İstanbul’da deprem gelmek üzere" Bakan Özhaseki, konuşmasında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nu eleştirdi. Özhaseki, "Son dönemde hiç anlayamadığımız başka bir şey çıktı. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı başını çekiyor. Sonra onun kuyrukları Anadolu’da devam ediyorlar. Algı belediyeciliği diyorlar. Ne oluyor algı belediyeciliği olunca? Yapmadığını yapmış gibi sunma. Olmadığı halde olmuş gibi. Beyefendi tatilde çalışıyormuş gibi yan gelip yatıyor veya İngiliz büyükelçisiyle bir yerde, restoranda yemek yiyor ama iş başındaymış gibi gösteriyor. Ne kadar ayıp bir şey ya. Bunu da belediye bütçesinden yapıyorlar. Şimdi bütün bilim adamlar diyor ki, İstanbul’da deprem gelmek üzere. Evet hepimiz takip ediyoruz. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin geçen seneki ayırmış olduğu pay, 485 milyon lira. Ama algı operasyonları için beyefendiyi övmek için, beyefendi Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı veya da cumhurbaşkanı yapabilmek için tuttukları trol ordusuna verdikleri, ayırdıkları para 900 milyon lira. Bu para cebinizden çıkıyorsa bir şey demem, hoş karşılamam, bir şey demem. Eğer belediye bütçesiyse benim bir kuruşluk da hakkım varsa, haram olsun arkadaşlar. Doğru değil arkadaşlar. Bu dönemde böyle bir belediyecilik gördük. Hükümetin yaptığının üstüne yatmak, onun yaptıklarını kendi yapmış gibi anlatmak. Ya ayıptır günahtır" diye konuştu.
İzmir Hamza Dağ: “Bıkmadan, usanmadan heyecanımı tüm İzmir’le paylaşacağım” Cumhur İttifakı İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Hamza Dağ, “‘Gelin projelerle tartışalım’ dedik. Onlar anlamıyorlar, başka işlerle uğraşıyorlar. Ancak ben bıkmadan, usanmadan, sokak sokak, meydan meydan projelerimi anlatmaya, heyecanımı tüm İzmir’le paylaşmaya devam edeceğim” dedi. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Cumhur İttifakı İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Hamza Dağ, Selçuk’ta düzenlenen mitinge katıldı. Dağ’a binlerce hemşehrisinin yanı sıra, AK Parti İzmir milletvekilleri Şebnem Bursalı ve Mehmet Muharrem Kasapoğlu, MHP İzmir Milletvekili Tamer Osmanağaoğlu, Cumhur İttifakı Selçuk Belediye Başkan Adayı Dahi Zeynel Bakıcı, MHP İzmir İl Başkanı Veysel Şahin, AK Parti Selçuk İlçe Başkanı Hakan Bayraklı ve MHP Selçuk İlçe Başkanı Nuri Yılmaz da eşlik etti. “İzmir kararını vermiştir” Hamza Dağ, 2 ayı aşkın süredir İzmir’in her yerinde hemşeriyle kucaklaştığını belirterek, “Ben, İzmir’imizde artık şunu net bir şekilde görüyorum. 31 Mart için İzmir kararını vermiştir. Bugün de görüyorum ki Selçuk kararını vermiş. Hemşehrim İzmir’in, Selçuk’un her sokağına hizmet istiyor, proje istiyor. İnşallah biz bu hizmetleri de projeleri de şehrimize kazandıracağız” ifadeleri kullandı. “Tek gündemimiz İzmir” Bugüne kadar hiç kimseyi ötekileştirmediğini vurgulayan Dağ, “Bundan sonra da ötekileştirmeyeceğiz. Hiç kimse bizim nezdimizde ayrımcılığa maruz kalmamıştır, kalmayacaktır. Kimse bildiği işin dışında başka bir iş yapmak zorunda kalmayacaktır. Belediye başkanına ne için oy verilir? ‘Eser üretsin, hizmet getirsin, yatırım yapsın, sorunları çözsün.’ Evet; bizim tek gündemimiz İzmir, mesaimizin tamamı bin 294 mahallemiz her sokağında, hanesinde geçecek. İzmir’de istişareyi, ortak aklı merkeze alacağız. İzmir’de tüm projelerimi beraber hazırladık, beraber hayata geçireceğiz. Sorunlara anlık değil sürdürülebilir çözümler üreteceğiz” diye konuştu. “Bıkmadan, usanmadan heyecanımı tüm İzmir’le paylaşacağım” Seçim çalışması süresince 4 önemli lansman yaptığını vurgulayan, Selçuk için yapacaklarına da değindi. Hamza Dağ, konuşmasında şu ifadeleri kullandı: “Gelin projelerle tartışalım’ dedik. Onlar anlamıyorlar, başka işlerle uğraşıyorlar. Ancak ben bıkmadan, usanmadan, sokak sokak, meydan meydan projelerim anlatmaya, heyecanımı tüm İzmir’le paylaşmaya devam edeceğim. İzmir’in, Selçuk’un tarihi dokusunu, kültürel mirasını, asırlara sari olan medeniyet birikimini koruyacağız. Selçuk tarımıyla, turizmiyle bereketli ilçelerimizdendir. Bizler de oluşturacağımız eser ve hizmet ekosistemiyle destek olarak parlayan bir yıldız olmasını sağlayacağız.” Miting, Selçuk Belediye meclis üyesi adaylarının tanıtımıyla sona erdi.
Edirne Edirne’de gastronomi yolculuğu başladı Edirne Valiliği, gastronomi turizminin gelişimine katkı sağlamak amacıyla Osmanlı Saray Mutfağı lezzetlerini kitaplaştırılarak gelecek nesillere aktarılacak. Edirne Valiliği tarafından “Topraktan Tabağa Edirne Yöresel Yemekleri Kitabı” tanıtımı iftar programı düzenlendi. Edirne’de valilik öncülüğünde önemli bir projeye imza atıldı. Proje çerçevesinde "Topraktan Tabağa Edirne Yöresel Yemekleri" kitabı oluşturulacak. İftariyelikler, ara sıcaklar, çorbalar, ana yemek, tatlı ve içecekler geçmiş lezzetlere göre sunumla hazırlandı. Tabaklar süslendi, masalar hazırlandı. Ezanın okunmasının ardından oruçlar açıldı. Yemeğin ardından ise duaya geçildi. Devecihan Kültür Merkezi’nde düzenlenen iftar menüsünde geçmişten günümüze gelen lezzetler arasında yer alan bademli terbiyeli tavuk çorbası, ballı gemici böreği, taş kebabı- sarımsaklı pilav, zerde ve ayva şerbeti yer aldı. Geçmişten günümüze gelen ve unutulmaya yüz tutmuş Rumeli, Balkanlar ve Osmanlı Saray Mutfağında yer alan lezzetlerin gelecek kuşaklara aktarılması ve tanıtılması için önemli bir proje çalışmasına imza atıldı. Proje çerçevesinde 87 farklı çeşidin yer alacağı bir kitap oluşturulacak. Edirne’nin kadim ve Osmanlı’ya başkentlik yapmış sultanlar şehri olduğunu söyleyen Vali Yunus Sezer, aynı zamanda balkanlardan gelen insanların yerleştiği ve kendi kültürlerini yaşattığı da bir şehir olduğuna değindi. "Hem Balkan hem de Osmanlı saray mutfağı lezzetleri yaşatılacak" Hem Balkan hem de Osmanlı saray mutfağının yaşatıldığı Edirne’de çok anlamlı bir ilke imza atıldığını söyleyen Vali Yunus Sezer, "Gelecek nesiller Edirne mutfağında neler var diye baktığı zaman ellerinde bir kitap ve kaynak olacak. Bizim somut varlıklarımızın yanı sıra kültürel zenginliklerimiz de çok önemli. Çok büyük emek var. Hem Rumeli hem de saray mutfağına ait 87 çeşit farklı lezzet var. Bunların bir kitapta buluşması çok önemli. Şeflerimiz kendi illeri için farklı bir şey yapmak istiyorlar. Yaklaşık 1 buçuk aydır çalışmalar devam ediyor" dedi. Gastronomi anlamında çok önemli faaliyetler yürütmüş parmakla gösterilen iller olduğunu söyleyen Vali Sezer, "Biz büyük bir hazine üzerinde duruyoruz. Ama kendimizi anlatmakta zorluk çekiyoruz. Bizim bir tava ciğerimiz, bir de ciğer sarmamız var. Dışarıdan insanlara sorduğumuzda neyimiz var diye ’Bir gelip ciğerinizi yeriz’ diyorlar. Bu güzel bir şey aslında. Ama bunun yanına ne koyabiliriz? Bunun üzerinde çalışıp Rumeli Saray ve Osmanlı mutfağını günümüzle uyarlayıp nasıl yaşatabiliriz bunun peşindeyiz" şeklinde konuştu. "Edirne’nin parlayan yıldız olmasını istiyoruz" Edirne’nin her konuda balkanların ve Türkiye’nin parlayan bir yıldızı olmasını istediklerini belirten Vali Sezer, "Bunu da sanayide, ticarette, turizmde, gastronomide eğitimde aktivitelerle birlikte başarmamız lazım. İçinde saray ve Rumeli mutfağının da olduğu birkaç yemeği ve menüyü tava ciğerin yanına ekleyebilirsek zenginleştirebiliriz" ifadelerine yer verdi. Festivallerin yanı sıra marka aday olabilecek lezzetleri de sunabilecekleri bir yerin olmasının çok önem taşıdığını belirten Vali Sezer, "Bunu başarırsak herkes restoranında alternatif bir ürün sunmak isteyecek. Bunu da hazırlanan projelerle hayata geçireceğiz. Valilik olarak bunu yapıp özel sektöre devrederiz. Buna biz öncü oluruz" diye konuştu. "3 hedefe inşallah hep birlikte ulaşacağız" Önlerinde 3 hedef olduğunu ve buna şeflerle birlikte ulaşacaklarını belirten Vali Sezer, birincisinin bu kitabı hazırlamak ve basıp yayınlamak, ikincisinin gastronomi festivalleri düzenlemek üçüncüsünün de bu markalaştırılan yemeklerin daimi sunulacağı tarihi bir yer yapmak olduğunu ifade etti. "Edirne gastronomide de büyük zenginliğine sahip" Edirne’nin tarihi ve kültürel mirasının yanı sıra gastronomi anlamında da büyük zenginliğe sahip olduğunu söyleyen İl Kültür ve Turizm Müdürü Kemal Soytürk, düzenlenen iftarda saray, Rumeli ve Balkan mutfağından lezzetlerin yer aldığı bir menü hazırladıklarını aktardı. İftar programına, Vali Sezer ve eşi Canan Sezer, Vali Yardımcıları Erdoğan Beypınar ve Eyyüp Batuhan Ciğerci ile eşleri, İl Kültür ve Turizm Müdürü Kemal Soytürk, şefler, gastronomi yazarları ve basın mensupları katıldı. Devecihan Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen iftar programı toplu fotoğraf çekiminin ardından sona erdi.