MAGAZİN - 07 Kasım 2017 Salı 11:10

Serdar Ortaç mutlu evliliğin formülünü açıkladı

A
A
A
Serdar Ortaç mutlu evliliğin formülünü açıkladı

Müzik dünyasına sunduğu başarılı albümlerle fenomenleşen ve zirvedeki yerini her daim koruyan Serdar Ortaç, yeni albümü 'Cımbız' ve müzikten evliliğine kadar bilinmeyenleri anlattı.

Ünlü sanatçı Serdar Ortaç CRI TÜRK Radyo'da Michael Kuyucu'nun programına katıldı. Kuyucu, Serdar Ortaç’a mutlu bir evliliğinin olduğunu ve bunu şöhretine ve bunca göze rağmen nasıl başardığını sorusuna, Ortaç evlendiği sırada mutlu bir evlilik için Orhan Gencebay’ın kendisine verdiği bir öğüdü uyguladığını söyledi.

Ortaç, "Orhan Gencebay bana 5-6 sene önce, ben evlenmeden önce şunu söylemişti: “Evleniyorsun bak, eğer mutlu bir yuvada devam etmek istiyorsan şunlara dikkat etmelisin: Birincisi, dip dibe yaşamayacaksın hem senin hem eşinin özel hayatları olacak, karışmayacaksın. İkincisi, üç tane kelimeyi ezberleyeceksin; ‘Haklısın’, ‘olabilir’, ‘evet aşkım’. Bu üç kelimeyi ezberlersen hanımın da mutlu olur hayatınızda. Ben İrlanda'ya eşimi ailesinden istemeye gittim. Eşimin babası bir tek şartla evet dedi; “Happy Wife, Happy Life”. Eğer bunu yapabileceksen ‘tamam’ dedi. Mutlu olmak ve depresyona girmemek için her şeye evet. Eşime, arkadaşıma, dostuma, anneme, kardeşime de öyleyim, rahmetli babama da öyleydim. Üç gün sonra doğru bir zaman ve doğru bir yerde bir kahve içerken, "Aşkım sen instagrama şu mini etekli resmini yükledin, bana yükleyeyim mi diye sordun, ben de ‘evet’ dedim. Hatırlıyor musun? Bence yüklememeliydin! Bak, kötü yorumları da aldın görüyor musun?" deyince zaten ders alıyor karşı taraf” diyerek mutlu bir evliliğin üç önemli formülünü anlattı.

"Sağlığımda dışardan iyiyim ama içeriden yanıyorum"

Serdar Ortaç, sağlığı ile ilgili dışarıdan iyi gözükmesine rağmen aslında hastalığından dolayı çok acı çektiğini söyleyerek, “Dıştan iyiyim; ama içeriden yanıyorum. Sanki çimentoyu, alçıyı belime dökmüşler gibi. Sahnede 'Yaz Yağmuru'nu okuyorum mesela, hop, yana kayıyorum toparlıyorum kendimi devam ediyorum. Bu konserleri yapmazsan evde oturup kendimi yerim. O yüzden hiç önemli değil, atlatacağım bu hastalığı da" dedi.

"Osmanlılar geçmişte İrlanda’yı yok olmaktan kurtardı"

İrlandalıların Türklerle yakın bir diyaloğu olduğunu söyleyen ünlü şarkıcı, "550 sene önce Osmanlı'nın büyük olduğu dönemde, İrlanda açlık krizine giriyor. Yollarda, fareler gezinir hale geliyor ve binlerce İrlandalı ölüyor. Tarihin derin sayfaları bunlar. Bir tek Osmanlı İmparatorluğu, üç tane koca gemiyle, aç kalmasınlar diye kutu kutu patatesleri yüklüyor gönderiyor. Bizim tarlalarımızdan çıkan bütün patatesleri İrlanda'ya gönderiyor. Osmanlı dışında dünyada kimse İrlanda'ya yardım etmiyor. Ondan sonra İrlandalılar, ‘Türkler bizi kurtardı’ diye yazmıştır tarih kitaplarına. İrlandalıların mutfağında yemeklerin yüzde doksanı patatestir. Bu gelenekleri oradan kalma. Irkları tükeniyorken, Osmanlı gidiyor, yardım ediyor onlara. Dibinde İngiltere var yardım etmiyor, yanında Amerika var yardım etmiyor, üstünde İskoçya var yardım etmiyor, Osmanlı gönderiyor. İrlanda'nın Türklerle böyle bir sıcaklığı var" ifadelerini kullandı.

"Türkiye Eurovision şarkı yarışmasına katılmalı"

İrlanda’dan Serdar Ortaç’a eşi ile birlikte İrlanda adına Eurovision şarkı yarışmasına katılmasına yönelik bir teklif gelirse katılmayacağını söyleyerek, "Eşime hiçbir konuda hayır demem; ama iş konusunda diyebilirim. Eurovision şarkı yarışmasına birlikte katılmamız için teklif geldi diyelim. Uğraşamam ben Eurovision'la. O da zaten benim gönlümün olmadığı hiçbir şeye ısrar etmez" şeklinde konuştu.
Ortaç Türkiye'nin Eurovision'a katılmaması ile ilgili de şunları söyledi: "Eurovision'da bir kere birinci olduk, daha ne istiyoruz, on kere mi birinci olalım? Galatasaray'ın UEFA Şampiyonu olması gibi. Katılsak iyi olur, niye soyutluyorsun ki kendini dünyadan. Katıl, bulun. Eurovision Şarkı Yarışmasında bence bulunmak gerekir, dünyanın içinde olmak gerekir". 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir Hamza Dağ: “Bıkmadan, usanmadan heyecanımı tüm İzmir’le paylaşacağım” Cumhur İttifakı İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Hamza Dağ, “‘Gelin projelerle tartışalım’ dedik. Onlar anlamıyorlar, başka işlerle uğraşıyorlar. Ancak ben bıkmadan, usanmadan, sokak sokak, meydan meydan projelerimi anlatmaya, heyecanımı tüm İzmir’le paylaşmaya devam edeceğim” dedi. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Cumhur İttifakı İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Hamza Dağ, Selçuk’ta düzenlenen mitinge katıldı. Dağ’a binlerce hemşehrisinin yanı sıra, AK Parti İzmir milletvekilleri Şebnem Bursalı ve Mehmet Muharrem Kasapoğlu, MHP İzmir Milletvekili Tamer Osmanağaoğlu, Cumhur İttifakı Selçuk Belediye Başkan Adayı Dahi Zeynel Bakıcı, MHP İzmir İl Başkanı Veysel Şahin, AK Parti Selçuk İlçe Başkanı Hakan Bayraklı ve MHP Selçuk İlçe Başkanı Nuri Yılmaz da eşlik etti. “İzmir kararını vermiştir” Hamza Dağ, 2 ayı aşkın süredir İzmir’in her yerinde hemşeriyle kucaklaştığını belirterek, “Ben, İzmir’imizde artık şunu net bir şekilde görüyorum. 31 Mart için İzmir kararını vermiştir. Bugün de görüyorum ki Selçuk kararını vermiş. Hemşehrim İzmir’in, Selçuk’un her sokağına hizmet istiyor, proje istiyor. İnşallah biz bu hizmetleri de projeleri de şehrimize kazandıracağız” ifadeleri kullandı. “Tek gündemimiz İzmir” Bugüne kadar hiç kimseyi ötekileştirmediğini vurgulayan Dağ, “Bundan sonra da ötekileştirmeyeceğiz. Hiç kimse bizim nezdimizde ayrımcılığa maruz kalmamıştır, kalmayacaktır. Kimse bildiği işin dışında başka bir iş yapmak zorunda kalmayacaktır. Belediye başkanına ne için oy verilir? ‘Eser üretsin, hizmet getirsin, yatırım yapsın, sorunları çözsün.’ Evet; bizim tek gündemimiz İzmir, mesaimizin tamamı bin 294 mahallemiz her sokağında, hanesinde geçecek. İzmir’de istişareyi, ortak aklı merkeze alacağız. İzmir’de tüm projelerimi beraber hazırladık, beraber hayata geçireceğiz. Sorunlara anlık değil sürdürülebilir çözümler üreteceğiz” diye konuştu. “Bıkmadan, usanmadan heyecanımı tüm İzmir’le paylaşacağım” Seçim çalışması süresince 4 önemli lansman yaptığını vurgulayan, Selçuk için yapacaklarına da değindi. Hamza Dağ, konuşmasında şu ifadeleri kullandı: “Gelin projelerle tartışalım’ dedik. Onlar anlamıyorlar, başka işlerle uğraşıyorlar. Ancak ben bıkmadan, usanmadan, sokak sokak, meydan meydan projelerim anlatmaya, heyecanımı tüm İzmir’le paylaşmaya devam edeceğim. İzmir’in, Selçuk’un tarihi dokusunu, kültürel mirasını, asırlara sari olan medeniyet birikimini koruyacağız. Selçuk tarımıyla, turizmiyle bereketli ilçelerimizdendir. Bizler de oluşturacağımız eser ve hizmet ekosistemiyle destek olarak parlayan bir yıldız olmasını sağlayacağız.” Miting, Selçuk Belediye meclis üyesi adaylarının tanıtımıyla sona erdi.
Edirne Edirne’de gastronomi yolculuğu başladı Edirne Valiliği, gastronomi turizminin gelişimine katkı sağlamak amacıyla Osmanlı Saray Mutfağı lezzetlerini kitaplaştırılarak gelecek nesillere aktarılacak. Edirne Valiliği tarafından “Topraktan Tabağa Edirne Yöresel Yemekleri Kitabı” tanıtımı iftar programı düzenlendi. Edirne’de valilik öncülüğünde önemli bir projeye imza atıldı. Proje çerçevesinde "Topraktan Tabağa Edirne Yöresel Yemekleri" kitabı oluşturulacak. İftariyelikler, ara sıcaklar, çorbalar, ana yemek, tatlı ve içecekler geçmiş lezzetlere göre sunumla hazırlandı. Tabaklar süslendi, masalar hazırlandı. Ezanın okunmasının ardından oruçlar açıldı. Yemeğin ardından ise duaya geçildi. Devecihan Kültür Merkezi’nde düzenlenen iftar menüsünde geçmişten günümüze gelen lezzetler arasında yer alan bademli terbiyeli tavuk çorbası, ballı gemici böreği, taş kebabı- sarımsaklı pilav, zerde ve ayva şerbeti yer aldı. Geçmişten günümüze gelen ve unutulmaya yüz tutmuş Rumeli, Balkanlar ve Osmanlı Saray Mutfağında yer alan lezzetlerin gelecek kuşaklara aktarılması ve tanıtılması için önemli bir proje çalışmasına imza atıldı. Proje çerçevesinde 87 farklı çeşidin yer alacağı bir kitap oluşturulacak. Edirne’nin kadim ve Osmanlı’ya başkentlik yapmış sultanlar şehri olduğunu söyleyen Vali Yunus Sezer, aynı zamanda balkanlardan gelen insanların yerleştiği ve kendi kültürlerini yaşattığı da bir şehir olduğuna değindi. "Hem Balkan hem de Osmanlı saray mutfağı lezzetleri yaşatılacak" Hem Balkan hem de Osmanlı saray mutfağının yaşatıldığı Edirne’de çok anlamlı bir ilke imza atıldığını söyleyen Vali Yunus Sezer, "Gelecek nesiller Edirne mutfağında neler var diye baktığı zaman ellerinde bir kitap ve kaynak olacak. Bizim somut varlıklarımızın yanı sıra kültürel zenginliklerimiz de çok önemli. Çok büyük emek var. Hem Rumeli hem de saray mutfağına ait 87 çeşit farklı lezzet var. Bunların bir kitapta buluşması çok önemli. Şeflerimiz kendi illeri için farklı bir şey yapmak istiyorlar. Yaklaşık 1 buçuk aydır çalışmalar devam ediyor" dedi. Gastronomi anlamında çok önemli faaliyetler yürütmüş parmakla gösterilen iller olduğunu söyleyen Vali Sezer, "Biz büyük bir hazine üzerinde duruyoruz. Ama kendimizi anlatmakta zorluk çekiyoruz. Bizim bir tava ciğerimiz, bir de ciğer sarmamız var. Dışarıdan insanlara sorduğumuzda neyimiz var diye ’Bir gelip ciğerinizi yeriz’ diyorlar. Bu güzel bir şey aslında. Ama bunun yanına ne koyabiliriz? Bunun üzerinde çalışıp Rumeli Saray ve Osmanlı mutfağını günümüzle uyarlayıp nasıl yaşatabiliriz bunun peşindeyiz" şeklinde konuştu. "Edirne’nin parlayan yıldız olmasını istiyoruz" Edirne’nin her konuda balkanların ve Türkiye’nin parlayan bir yıldızı olmasını istediklerini belirten Vali Sezer, "Bunu da sanayide, ticarette, turizmde, gastronomide eğitimde aktivitelerle birlikte başarmamız lazım. İçinde saray ve Rumeli mutfağının da olduğu birkaç yemeği ve menüyü tava ciğerin yanına ekleyebilirsek zenginleştirebiliriz" ifadelerine yer verdi. Festivallerin yanı sıra marka aday olabilecek lezzetleri de sunabilecekleri bir yerin olmasının çok önem taşıdığını belirten Vali Sezer, "Bunu başarırsak herkes restoranında alternatif bir ürün sunmak isteyecek. Bunu da hazırlanan projelerle hayata geçireceğiz. Valilik olarak bunu yapıp özel sektöre devrederiz. Buna biz öncü oluruz" diye konuştu. "3 hedefe inşallah hep birlikte ulaşacağız" Önlerinde 3 hedef olduğunu ve buna şeflerle birlikte ulaşacaklarını belirten Vali Sezer, birincisinin bu kitabı hazırlamak ve basıp yayınlamak, ikincisinin gastronomi festivalleri düzenlemek üçüncüsünün de bu markalaştırılan yemeklerin daimi sunulacağı tarihi bir yer yapmak olduğunu ifade etti. "Edirne gastronomide de büyük zenginliğine sahip" Edirne’nin tarihi ve kültürel mirasının yanı sıra gastronomi anlamında da büyük zenginliğe sahip olduğunu söyleyen İl Kültür ve Turizm Müdürü Kemal Soytürk, düzenlenen iftarda saray, Rumeli ve Balkan mutfağından lezzetlerin yer aldığı bir menü hazırladıklarını aktardı. İftar programına, Vali Sezer ve eşi Canan Sezer, Vali Yardımcıları Erdoğan Beypınar ve Eyyüp Batuhan Ciğerci ile eşleri, İl Kültür ve Turizm Müdürü Kemal Soytürk, şefler, gastronomi yazarları ve basın mensupları katıldı. Devecihan Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen iftar programı toplu fotoğraf çekiminin ardından sona erdi.