SAĞLIK - 27 Kasım 2016 Pazar 11:51

Ses hastalarına opera sanatçısı eşliğinde piyanoyla ses terapisi

A
A
A
Ses hastalarına opera sanatçısı eşliğinde piyanoyla ses terapisi

Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kulak Burun Boğaz (KBB) bölümünde ses tellerinde bozukluk olan hastalara, KBB uzmanı ve 35 yıllık devlet opera sanatçısı tarafından piyano eşliğinde ses terapisi uygulanıyor.

Sağlık Bilimleri Üniversitesi Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi KBB bölümünde, yaklaşık 1 yıldır uygulanan tedavi yöntemiyle ses tellerinde bozukluk olan hastalar sağlığına kavuşuyor. KBB Uzmanı Dr. Ziya Saltürk ve 35 yıllık devlet opera sanatçısı Timur Doğanay tarafından piyano eşliğinde yapılan terapiyle hastalar eskisinden daha iyi konuşabiliyor. Eğitim ve araştırma hastaneleri içerisinde bir ilk olan bu terapiyle hastalar önce KBB uzmanı tarafından muayene ediliyor. Muayenenin ardından da, opera sanatçısı Doğanay tarafından poliklinik odasındaki piyano klavyesi eşliğinde en kalın ve en ince sesleri çıkarttırarak, seslerini en iyi aralıkta kullanmayı öğreniyor.

En çok ev hanımı ve seyyar satıcılar başvuruyor
Ev hanımı, öğretmen, avukat ve seyyar satıcıların çoğunluklu başvurduğu terapi 4 ila 8 hafta arasında sürüyor. Hastalar terapi sayesinde tellerinin düzelmesiyle birlikte daha sağlıklı bir sese sahip oluyor. Ses tellerinde kısılma olması ve konuşurken zorlanması nedeniyle polikliniğe başvuran Selda Nergis, “2 senedir bu şikayetim ve geliyorum ama terapiye yeni başladık. İlk önce endoskopiye girdim, ses tellerinde açılma olduğunu gördüler. Sonra ses terapisine başladım, bugün de 2’inci seansıma geldim. Çok uzun konuşamıyordum yani cümlelerin uzun olmuyordu artık kendimi daha rahat ifade edebiliyorum. Nefes egzersizleri verildi, daha sonra bazı ses çıkartmalarım yapıldı ve göğsümden değil de karnımdan nefes almam gerektiğini öğrendim. Günde 5 kere egzersizlerim var, gayet de memnunum artık daha rahat konuşabiliyorum” dedi.

“Hiç sesi çıkmayan hastalar buradan şarkı söyleyerek çıktı”
35 yıllık devlet opera sanatçısı Timur Doğanay da, “Amacımız sesini kaybetmiş, kaybetmekte olan ve sesinden rahatsızlık hisseden kişilerin güzel bir ses dönmesini sağlamak. Terapileri 1 yıldır ve devlet hastaneleri içerisinde tekiz. Hastalarımız iyileştikleri zaman biz çok mutlu oluyoruz. Hiç sesi çıkmayan bir hasta, buradan konuşarak, şarkı söyleme pozisyonunda gittiği zaman biz mutluluktan uçuyoruz. Biz hastaların öncelikle cihazlar yardımıyla ses tellerine bakıyoruz. Sonra KBB uzmanı ile konuşup ne gibi bir uygulama yapacağımızı konuşmak için bu odaya geliyoruz. Burada da hastayı iyileştirmek için bildiğimiz bütün uygulamaları yapıyoruz” ifadelerini kullandı.

“Önce uyarıp ikna ediyoruz sonra da susturuyoruz”
Doğanay, “Nefes egzersizlerini verdikten yaklaşık 2 hafta sonra biz yavaş yavaş o insanlar dinlenmesini istiyoruz. Çünkü ses kısılmasının çok nedenleri var. Önce onları keşfediyoruz, çünkü psikolojik nedenleri de olabiliyor. Ondan sonrada o insanı bunu yapmaması için ikna ediyoruz ve genelde susturtuyoruz. Hasta bir iyileşme başladığında da piyano ile yavaş yavaş ses egzersizine başlıyoruz. Bu sayede hasta sesini nereye yönlendirmesi gerektiğini öğreniyor. Bu sürecin sonunda da hasta iyileşmeye başlıyor ve taburcu ediyoruz” şeklinde konuştu.

Sesi hiç çıkmayan bir hastanın buradan şarkı söyleme pozisyonunda gittiğini kaydeden Doğanay, “Yeni olmasına rağmen çok kısa bir dönemde onlarca hastayı tedavi ettik. Talep de gitgide çoğalmaya başladı ve kronik şekilde yükselecek” diye konuştu.

“Geç kalınırsa cerrahi müdahale olsa dahi hasta sesini kaybedebiliyor”
KBB Uzmanı Dr. Ziya Saltürk ise, “Tanı koymak medikal bir iştir ama terapi yapmakta ayrı bir birikim gerektiriyor. Biz hastaların terapiyle mi yoksa cerrahiyle mi daha kolay iyileşeceğini yapıyorum. Hastayı muayene ediyor ve tanısını koyduktan sonra cerrahi müdahalesini yaparak ses terapisti egzersizlere başlıyor. Sonuçlarımız oldukça iyi, terapiyi ciddiyi alan ve düzenli gelen hastalarımızın sonuçları iyi. Sonuçta bu emek ve kişisel bir çaba gerektiriyor. Yani biz hastalarımıza yapması gerekenleri anlatıyoruz. Burada beraber yapıyor ve yaptırıyoruz. Fakat sonrasında hastalarında evde çalışması gerekiyor. Tedavi olmazlarsa hastaların sosyal hayatlarında sıkıntıları oluyor. Medikal anlamda da hastalıkları büyüyor ve ilerliyor, bir süre sonra karşı ses tellerine zarar vermeye başlıyor ve terapiden fayda görmeyerek cerrahi düzeylere ulaşabiliyor. Sonuçta bir lezyon ne kadar ilerlerse tedaviden sonra da olsa kalıcılığı o kadar fazla oluyor. Yani hasta o cerrahi müdahaleden sonra da hastalığının durumuna göre sesini kaybedebiliyor” dedi. 

Doğan Can Cesur

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Aksaray Ruhsatsız tabanca ile yakalandı, “Taşımıyorum bozuk” diyerek tüfek ruhsatı gösterdi Aksaray’da ruhsatsız tabanca ile yakalanmasına rağmen önce “Taşımıyorum” deyip inkar eden, sonra da “Bozuk” diyen sürücü bir de “Ruhsatım var” diyerek tabanca yerine tüfek ruhsatı gösterdi. Olay Gülağaç Yolu Kireçlik Mevkiinde yaşandı. Aksaray Cumhuriyet Başsavcılığı koordinesinde gece yarısı bekçilerin de katıldığı asayiş ve trafik uygulaması yapan İl Emniyet Müdürlüğü asayiş ile trafik şubesi ekipleri şüphe üzerine Gülağaç ilçesinden Aksaray merkez istikametine seyreden Ali B. (38) idaresindeki 51 ACV 230 plakalı otomobile "dur" ihtarında bulundu. Sürücüsü ehliyet ve ruhsat kontrolünden geçirildikten sonra araçta arama yapan bekçiler araç içerisine gizlenmiş bir adet tabanca buldu. Kullandığı araçta tabancayla birlikte yakalanmasına rağmen “Taşımıyorum” diyen sürücü Ali B. daha sonra tabancanın bozuk olduğunu belirterek işlem yapılmasından kaçmak istedi. 2 ayrı bahanesiyle başarılı olamayan sürücü bu kez de “Ruhsatım var” diyerek yakalattığı tabanca yerine tüfek ruhsatı gösterdi. 3 ayrı bahanesiyle işlemden kaçamayan sürücü son olarak tabancayı kabullenerek “Benim, tamir için taşıyorum” dedi. Tabancaya bekçiler tarafından dolu boş kontrolü yapıldıktan sonra el konulurken ruhsatsız tabanca taşımaktan gözaltına alınan sürücü adli işlemler için polis merkezine götürüldü.
Bartın Bartın’daki feci yangının tanıkları yaşanan dehşeti anlattı Bartın’da 1 kişinin öldüğü, 2 kişinin yaralandığı yangında şok detaylar ortaya çıkarken, olayın tanıkları ise yaşanan dehşeti anlattı. Bartın’ın Kayadibikavlak Köyü Örencik Mahallesi’nde bulunan tek katlı bir evde saat 20.30 sıralarında kesin sebebi henüz bilinmeyen bir nedenle yangın çıktı. Bitişiğindeki eve de sıçrayan yangında Tevfik Çetinbağ hayatını kaybederken, eşi Seher Çetinbağ, ile kardeşi Selim Çetinbağ ağır şekilde yaralandı. Olay yerine itfaiye, jandarma ve sağlık ekipleri sevk edildi. İtfaiye ekiplerinin yaklaşık 2 saat süren çalışmalarının ardından yangın söndürülürken, iki ev de kullanılamaz hale geldi. Yaralılar ambulansla hastaneye kaldırılırken, durumlarının ağır olduğu belirtildi. Boş tüpü itfaiye evden uzaklaştırdı Yangın esnasında Bartın Merkez İlçe Jandarma Komutanlığı ekipleri, bölgede geniş güvenlik tedbirleri alındı. Yangının tamamen söndürülmesinin ardından nöbetçi savcı ve olay yeri inceleme ekipleri, evin içerisinde, çevresinde detaylı inceleme yaptı. Evin kapısının önündeki boş tüp ise, ekiplerin incelemesinin ardından bir itfaiye eri tarafından kapının önünden alınarak, yola çıkartıldı Faciada şok detaylar Facianın ardından olayla ilgili sır perdesi de aralanmaya başladı. Yanarak ölen Tevfik Çetinbağ’ın yatalak hasta olduğu ve yangından kaçamadığı öğrenildi. Patlama esnasında kocasıyla birlikte evde bulunan Seher Çetinbağ’ın patlamanın hemen ardından yardım istemek için dışarı çıktığı ve kocasının kardeşi olan Selim Çetinbağ ile birlikte yatalak eşini kurtarmak için alevlerin arasına girdiği belirtildi. Alevlerin arasında kalan Seher Çetinbağ ve kaynı Selim Çetinbağ, Tevfik Çetinbağ’ı kurtarmayı başaramazken, kendileri de ağır bir şekilde yaralandı. "Gaz sızıntısı" iddiası Yapılan ilk incelemelerde, Seher Çetinbağ’ın olaydan birkaç saat önce tüp değişimi yaptığı belirlendi. Dolu tüpü kendisini ocağa monte ettiği ileri sürülen Seher Çetinbağ’ın, yemek yapmak için tüpü açtıktan bir süre sonra tüpten sızan gazın alev aldığı ve patlamanın meydana geldiği tahmin ediliyor. Yangının kesin sebebinin ise itfaiye ve olay yeri inceleme ekiplerinin hazırladığı raporların tamamlanmasının ardından ortaya çıkacağı kaydedildi. Patlama sesine irkildiler Alevlerin kül ettiği evlerin yaklaşık 5 metre uzağındaki evde oturan Belma Çetinbağ ve yengesi Fatma Çetinbağ, o anlarda yaşanan dehşeti anlattı. Yangında amcasını kaybeden ve babası yaralanan Belma Çetinbağ, yemek yerken patlama sesi ile irkildiklerini kaydetti. Patlama sesinin ardından dışarı çıktıklarında ise amcasının kaldığı evin alevlerin arasında kaldığını gördüğünü kaydeden Belma Çetinbağ, “Akşam yemeği yiyorduk. Ben yan evdeki üst kattaydım. Bir yerde bir patlama gibi bir ses oldu. Ben yengeme, soba gibi bir şey patladı dedim. Yengem dışarı çıktı. Ev yanıyor diye bağırmaya başladı. Dışarı çıktım ben de, baktım ahşap ev birden alev almış” dedi. Kurtarmak isterken alevlerin arasında kaldılar Babası ve yengesinin yatalak amcasını kurtarmak için alevlerin sardığı eve girince yaralandığını söyleyen Belma Çetinbağ, “Babamla yengem de, sakat amcamı kurtarmak için eve girmişler ama kurtaramamışlar. Zaten ev bir anda alev aldı. Evde 2 kişi vardı, amcamla yengem vardı. Tüp patlayınca yengem, dışarı çıkıp bizimkileri mi çağırdı, ne olduğunu tam olarak bilmiyorum. Babamla, yengem tekrar amcamı kurtarmak için girmişler içeri. Sonuç olarak ikisi de yandı. Onlar da şu an hastanede. Amcam tamamen yandı. Yengem de yanmış olarak içeriden çıktı. Ambulans hastaneye götürdü. Amcam sakattı, sol tarafı hiç tutmuyordu, yatalaktı, yatağa bağlıydı” diye konuştu. “Yengem büyük ihtimal tüpü tam takamadı” Patlamanın ve yangının tüp değişiminden sonra olduğunu kaydeden Belma Çetinbağ, “Yengemin bu akşam tüpü değiştirdiği söylenmişti. Büyük ihtimal tüpü tak takamadı, çakmağı çakınca öyle patlama oldu. Zaten yengem tüpü yeni değiştirmiş. Büyük ihtimal tüpten oldu. Tüpü tam takamadı herhalde” diye konuştu. ‘Emmi yanıyor’ diye bağırma sesi duydum” Emmi yanıyor diye bağırma sesi üzerine alevlerin arasında kalan amcası Tevfik Çetinbağ’ı kurtarmaya çalıştığını anlatan Fatma Çetinbağ ise, “Akşam yemeğini yiyorduk, o anda aniden bir dinamit patlaması gibi bir patlama oldu. Ben merdivenden aşağıya inerken baktım emminin evi alev almış. ‘Emmi yanıyor’ diye bağırma duydum. Kurtarmaya çalıştım, camı falan açtım ama kurtaramadık. Bir şey yapamadık, çok üzgünüm. Yemek yaparken mi olmuş bilmiyoruz. Tüp mü patladı bilmiyoruz. Ama akşamüstü, boş tüpü kapının ağzına koydu. Galiba tüpten oldu” diye konuştu. Olay yerinde yapılan incelemelerin tamamlanmasından sonra ise Tevfik Çetinbağ’ın yanan bedeni, ceset torbasına konularak, evden çıkartıldı. Çetinbağ’ın cesedi, evin önüne getirilen tabutun içerisine yerleştirildi. Tabuta konulan Tevfik Çetinbağ’ın cesedi jandarma, itfaiye ekipleri ve vatandaşlar tarafından cenaze aracına taşındı.