GÜNDEM - 07 Temmuz 2015 Salı 16:18

SGK tarafından izlenen kadına 10 bin TL tazminat

A
A
A
SGK tarafından izlenen kadına 10 bin TL tazminat

Denizli’de eşinden boşandıktan sonra Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) tarafından takip edildiğini belirterek kişilik haklarına saygısızlık yapıldığını belirten H.A. isimli kadının açtığı davada mahkeme, SGK’yı 10 bin TL tazminat ödemeye mahkum etti.

Denizli’de yaklaşık 5 yıl önce eşinden boşanan H.A., bir apartmanda yaşamaya başladı. Bu süreçte SGK’ya bağlı denetmenler apartmana gelerek apartman görevlisine, kadının evine başka kimsenin girip girmediğini sorması üzerine H.A., Denizlili avukat Jülide Keleş Yarışan’ın yardımıyla dava açtı. Dava dilekçesinde kişilik haklarının zedelendiğini belirten H.A.’nın davasını inceleyen Denizli İdare Mahkemesi, ‘Eşinden ayrı olarak hayatını idame ettiren davacı hakkında üçüncü kişilere yöneltilen bu tip sorular, Türk toplum yapısı dikkate alındığında son derece olumsuz izlenimlere sebebiyet vermektedir. Kişisel şeref ve itibarının, manevi bütünlüğünün zedelendiğini’ belirterek SGK’yı 10 bin TL tazminat ödemeye mahkum etti.

Müvekkilinin olaydan dolayı büyük sıkıntı yaşadığını belirten avukat Jülide Keleş Yarışan, "Müvekkilim, bir psikoloğun yanına giderek sıkıntısı olduğunu anlatmış. Daha sonra bir araya geldik. Kendisinin oturduğu apartmanda gözetim altında tutulduğunu söyledi. Olayı araştırdık. Sosyal Güvenlik Kurumu müvekkilim hakkında bir araştırma yapmış. Müvekkilim de bu konuya çok öfkelenmiş. Kendisine böyle bir saygısızlık yapılmasını kabul edemeyeceğini söyledi. Biz SGK’ya başvurduk. Bu konuda kişi haklarına saygısızlık söz konusu olduğu için özür dilemelerini ve tazminat ödemelerini istedik. Bu talebimiz kabul görmedi. Hatta bazı denetmenler olayı bu kadar büyütmememiz gerektiğini söylediler. Bunun üzerine biz tam yargı davası açtık idare mahkemesine. İnsan hakları sözleşmesine dayandık. Bu yapılanların kişinin özel hayatına saygısızlık olduğunu belirttik. Karşılığında da 10 bin TL tazminat talep ettik. İdare mahkemesi SGK’nın yaptığı işlemlerin kişi haklarına saygısızlık olduğuna karar verdi ve 10 bin TL tazminata hükmetti. SGK itiraz etti. Kesinleşmiş bir karar değil bu. Ancak verilen karar, toplumsal cinsiyet eşitsizliğine duyarlılık anlamında önemli bir karardır" dedi. 

EMRAH VAROL

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bolu Bolu’da 7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi düzenlendi Bolu’da "7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi" düzenlendi. Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Fatma Deniz Sayıner modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgileri katılımcılara aktardı. Bolu Koru Otel’de geleneksel hale gelen Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi’nin 7’ncisi düzenlendi. Kongre’nin oluşturulmasında büyük payda sahibi olan Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Deniz Sayıner’in öncülüğünde bir araya gelen doğum hekimlerinin yanı sıra perinatoloji uzmanları, ebeler, hemşireler, yenidoğan hekimleri ve doğuma katkı sağlayan birçok branş uzmanı da kongrede yerini aldı. Kongrede Türkiye’de ve dünyada modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgiler, araştırma sonuçları ve deneyimlerin paylaşıldığı bilimsel oturumlar yapıldı. 3 gün sürecek olan kongrede, doğuma yönelik kurslar ve bilgilendirme toplantıları yapılacak. “Doğum konusu birçok konuya göre az ilgi görüyor” Türkiye’de sadece doğumun ele alındığı en büyük bilimsel toplantı olma özelliğini taşıyan 7. Uluslararası Bolu Koru Gebelik, Doğum ve Lohusalık Kongresi’nin başkanlığını yürüten Prof. Dr. Aydan Biri, “Bu 7’ncisi olmakla birlikte en çok heyecan duyduğum kongre oldu. Her geçen yıl birbirini tekrar etmemek adına zaten çok geniş ve sonsuz olan bu kongrede bir kez daha sizinle olmaktan çok büyük keyif duyuyorum. Konumuz doğum ve içerisinde çok fazla bileşen var. Doğumsal birleşim ya da bir bebeği ilgilendiren bir süreç, toplumun esası temeli ve koruyucu sağlık bakımı. Kongrede çok fazla insanı bir araya getiriyoruz. Ama çok da zor oluyor bu kongreler. Daha önce de söylediğim bir şey var ana işimiz olan doğum, özellikle kadın doğum hekimlerinin polikliniklerinin yüzde 80’i doğum, ancak buna rağmen birçok konuya göre çok daha az ilgi görüyor. Bu yıl ben çok çünkü bu konu doğrultusunda doktor arkadaşlarımızın da ana konumuzun doğum olduğuna dair inancı arttı. Her ne kadar hala akademisyen arkadaşlarımızın ‘Doğum da moda oldu’ demesine rağmen mesleğe bakışımızın çarptırıldığı bir dönemdeyiz” dedi. “Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez” Bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelere ihtiyaç olduğunu söyleyen Prof. Dr. Deniz Sayıner, “Eğitim bizim vazgeçilmezimiz olmalı. Çünkü en büyük güç bilgi gücüdür. Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez. Hiçbir silah, hiçbir teknoloji bilginin karşısında duramaz. O nedenle sürekli bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelerin yetişmesine ve ebelere ihtiyaç duyduğumuzu söylemem lazım. Ve tabii ki böyle bir ebeliği dizayn etmek için de birlik olmaya ihtiyaç vardır. Kurucu üyelerinden biri olmaktan onur duyduğum, gerçekten birlikte yürümekten gurur duyduğum yol arkadaşlarımın olduğu Anadolu Ebeler Derneği. Bu dernekle birlikte örgütlenmek, mesleğine sahip çıkmak mesleki örgütün içinde olmak son derece önemli” diye konuştu.