TEKNOLOJİ - 23 Ocak 2017 Pazartesi 10:11

Siber güvenlik pazarının yüzde 97’si yabancılarda

A
A
A
Siber güvenlik pazarının yüzde 97’si yabancılarda

Türkiye’de siber güvenlik pazarının yüzde 97’sinin yabancıların elinde bulunduğunu belirten uzmanlar, Türkiye’nin milli ve yerli ürün geliştirmesi gerektiğine ve bu konuda çalışmalar yapıldığını belirterek, “Yaklaşık 1,5 milyar dolar siber güvenlik pazarımızda, Türkiye'nin aldığı pay yalnızca 45 milyon dolar. Dışarıya 1,45 milyar dolar aktarıyoruz. Bu pazara ciddi yatırım ve ürün geliştirmek lazım" dedi.

Yaşar Üniversitesi ve HAVELSAN işbirliğiyle düzenlenen CySec 2017 Siber Güvenlik Konferansında, Türkiye'nin dört bir yanından sektör temsilcileri, dernekler, akademisyen ve öğrenciler buluştu. HAVELSAN Teknoloji ve Akademi Direktörü Doç. Dr. İzzet Gökhan Özbilgin, siber güvenlikte milli çözümlerin olmazsa olmaz olduğunu vurgulayarak, HAVELSAN olarak yerli ve milli çözümler geliştirdiklerini belirtip sanayi ile akademi dünyasının bu alanda bir araya gelmesinin önemine dikkat çekti. Bilgi Güvenliği Derneği Denetleme Kurulu Başkanı Mustafa Ünver de 2017 yılında 1.5 milyar dolarlık hacmi bulması öngörülen Türkiye’nin siber güvenlik pazarının yüzde 97'sinin yabancıların elinde olduğunu belirterek, "Siber güvenlik önemli bir tehdit. Devletin ciddi anlamda desteklediği bu pazara yatırım yapmak ve ürün geliştirmek lazım" dedi.

124 bin siber saldırı gerçekleşiyor
Yaşar Üniversitesi Selçuk Yaşar Kampusunda yapılan Siber Güvenlik Konferansı iki gün sürdü. Konferans boyunca, sektör ve dernek temsilcileri ile Yaşar Üniversitesi akademisyenleri, siber güvenlikle ilgili birçok konuda bildiri sundu. Konferansın açılışında konuşan Yaşar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Cemali Dinçer, "Dünyada, haftada ortalama 124 bin siber saldırı gerçekleşiyor. Saldırıların sayısı kadar neden olduğu hasarın parasal boyutları ürkütücü, yıllık 400 milyar dolar mali kayıp tahmin ediliyor ve 2019'da bu rakamın 2,1 trilyon doları bulacağı ön görülüyor. Siber güvenlikte, devlet, özel sektör ve tüm bilim kurumlarına önemli görevler düşüyor. Biz de akademik programlarımızla, araştırma konularıyla, kurduğumuz siber güvenlik laboratuvarı ile bu alana önem veriyoruz. Sorunların çözümünde, üniversite olarak mutlaka öncü olarak yer almalıyız. Bu işbirliğini çok önemsiyoruz" dedi.

“Milli ürünler için çalışıyoruz”
HAVELSAN'ın simülatörlerden akıllı hastanelere, E-Devlet hizmetlerinden komuta kontrole kadar yazılımın yoğun olduğu birçok alanda çalışan bir yazılım şirketi ve aynı zamanda bilişim alanında entagratör olduğunu hatırlatan HAVELSAN Teknoloji ve Akademi Direktörü Doç. Dr. İzzet Gökhan Özbilgin, "Akıl istenilen her yerde" olduklarını belirtti. Siber güvenlik alanında yaptıkları çalışmalarla ilgili de bilgi veren Özbilgin, sanayi ile akademi dünyasının teknoloji konusunda bir araya gelmesinin çok önemli olduğunu vurguladı. Doç. Dr. Özbilgin, "HAVELSAN olarak, siber güvenliğin milli güvenlikteki yerini çok iyi biliyoruz. Siber güvenlikte milli çözümler olmadığı müddetçe güvenli ve güvende olmamız mümkün değil. HAVELSAN, bu alanda yazılımlar üretiyor. Bu alanı ne kadar kendi yazılımlarımızla var edebiliriz, onun üzerine çalışıyoruz. Güvenlik duvarı, log analizi, veri sızıntısı önleme, siber tatbikat gibi milli ürünler geliştirilmeye devam ediyoruz. Şirketlere ve üniversitelere AR-GE desteği veriyoruz, yerli ve milli ürünler yapalım diye" diye konuştu.

Nesnelerin interneti
Nesnelerin internetinin gün geçtikçe hayatımıza daha fazla girdiğini belirten Doç. Dr. Özbilgin, "Nesnelerin interneti artık hayatımızın merkezinde. Nesnelerin internete bağlanması ile tehditlerin şekli değişti, hatta tehditlerin interneti bile diyebiliriz buna. Siber güvenlik burada ön plana çıkıyor. Savunmadan sağlığa, enerjiden ulaşıma her alanda nesnelerin interneti ve onun güvenliği çok önemli. Bu konuda da çalışmalar yürütüyoruz. Türkiye'de ve dünyada siber güvenlik alanında ciddi bir eleman açığı var. Ülkemizde 20 bin civarında siber güvenlik uzmanına ihtiyacımız var. Dünyada ise 2 milyon uzman eksiği var. HAVELSAN olarak nitelikli insan kaynağı konusuna çok önem veriyoruz. Bu nedenle üniversitelerle olan işbirliklerini hem projeler hem de yeni uzmanlar yetiştirmek adına çok önemsiyoruz. Ülkemizin dört bir yanındaki üniversitelerimizle çeşitli etkinliklerde buluşuyoruz" diyerek öğrencilere HAVELSAN'daki staj ve kariyer imkanlarıyla ilgili de bilgi verdi.

“Yüzde 3'lük payımızı artırmamız gerekiyor”
Bilgi Güvenliği Derneği Denetleme Kurulu Başkanı Mustafa Ünver ise Türkiye'de, 1,5 milyar dolarlık hacmi bulan siber güvenlik pazarının yüzde 97'sinin yabancıların elinde olduğunu hatırlattı. Bunun güvenlik açısından risklerinin yanı sıra mali boyutuna da dikkat çeken Ünver, "Türkiye, saldırıların hem hedefinde hem de saldırı için kullanılan bir ülke. Bankacılık sektöründe trojan saldırılarında hedef ülkeler arasında üçüncüyüz. Zararlı uygulama bulaşmış android uygulamalar sıralamasında da 448 bin cihazla 5. sırada Türkiye var. Nesnelerin interneti, elektronik ortamdaki büyüme nedeniyle tehdit de artıyor ve güvenlik önlemini de almak gerekiyor. JP Morgan, 2017'de siber güvenlik pazarını 120 milyar dolar olarak ön görüyor. Türkiye siber güvenlik pazarının yüzde 97'si yabancıların elinde. Yaklaşık 1,5 milyar dolar siber güvenlik pazarımızda, Türkiye'nin aldığı pay yalnızca 45 milyon dolar. Dışarıya 1,45 milyar dolar aktarıyoruz. Bu pazara ciddi yatırım ve ürün geliştirmek lazım" dedi.

Stratejik açıdan çok önemli
Siber güvenlik pazarının stratejik açıdan çok önemli bir pazar olduğunu vurgulayan Ünver, "Güvenlik açısından da ciddi tehdit, ancak fırsatlar da var tersinden bakarsak. Devletin ciddi anlamda desteklediği bu pazara yatırım yapmak ve ürün geliştirmek lazım. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığımız bunlar için AR-GE fonları ayırdı, Ulusal Siber Güvenlik Stratejisi ve 2016-2019 eylem planında da yer alıyor" diyerek yapılması gerekenleri anlattı.

Yaşar Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölüm Başkanı Doç. Dr. Ahmet Koltuksuz ise siber güvenlik alanında yüksek lisans ve doktora programı bulunduğunu hatırlatarak, “Bu alanda üniversite olarak ciddi olarak çalışıyoruz. Siber güvenlik laboratuvarımızda siber savaş simülatörü geliştiriyoruz. Türkiye’nin uzman açığını gidermek için çalışıyoruz. HAVELSAN ile işbirliği çerçevesinde de lisans, yüksek lisans ve doktora öğrencilerimiz, siber güvenlik alanında bitirme projelerini gerçekleştirme fırsatı bulacak" dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa "Dağ-Der Bayramlaşma Danışığı" coşku ile kutlandı Orhaneli, Keles, Büyükorhan, Harmancık ve Osmangazi Dağ Köyleri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (Dağ-Der) her yıl geleneksel olarak gerçekleştirdiği Bayramlaşma Danışığı’nı bu yıl da yoğun katılımla gerçekleştirdi. Dağ-Der tarafından her yıl düzenlenerek geleneksel hale gelen Bayramlaşma Danışığı DAĞDER Kültür Merkezi’nde gerçekleştirildi. Siyasi parti temsilcileri, STK’lar ve dernek üyelerinin yoğun katılım gösterdiği programda Osmangazi Belediye Başkanı Erkan Aydın meşaleler ve davul zurna ile coşkulu bir şekilde karşılandı. “Dağlılar ilk kez birlik iradesi gösterdiler” Programın açılış konuşmasını yapan Dağ-Der Genel Başkanı İsmail Aydoğdu yerel seçimlerde dağ yöresinin birlik olduğunu ifade ederek, “31 mart itibari ile yerel seçimler yapıldı. Şubat’ın 15’inden itibaren geçen süre içinde derneğimizde yerel seçim gündemi oluşturuldu. Dağ-Der doğal olarak tüm partilerin iltifatına tabii oldu. Bize göre güzel bir süreç geçti. Ama asıl güzellik şu ki dağlılar ilk kez bir birlik iradesi gösterdiler ve geçmişte 2 dönem Dağ-Der Genel Başkanlığı yapmış, TBMM’de 3 dönem milletvekilliği yapmış ve Osmangazi Belediyesi’ne aday olmuş bir hemşerimizin etrafında birleşti. Bugün de Osmangazi Belediye Başkanı olarak aramızda gördüğümüz için çok mutluyuz. Dertlerimiz ile değil, değerlerimiz ile gündeme gelmek isteyen bir derneğiz. Öncelikle biz hem yaşadığı coğrafya hem de 700 yıllık tarihi geçmişi itibari ile öncelikle Bursalıyız. Dolayısıyla Bursalı olmayı önemsiyoruz” ifadelerini kullandı. “Dağ yöresinin hizmet anlamında alacağı var” Geçmişte dağ yöresine yapılan hizmetlerin eksik kaldığını belirten Osmangazi Belediye Başkanı Erkan Aydın, “Yöremizin ve yöre insanımızın hizmet anlamında alacağı var. Yöremiz insanı burada 700 yıldır yaşamasına rağmen gerçekten hak ettiğini alamadığını düşünüyoruz. Sadece ben değil yöre insanı da böyle düşünüyor. Bu yerel seçimde de sizlerin büyük desteği ile Allah nasip etti bu dönem Osmangazi Belediye Başkanı olarak sizlere hizmet etme fırsatı verdi. Hepimizi Allah utandırmasın, mahcup etmesin. Halkımızın bize yüklediği sorumluluğun ve işimizin kolay olmadığının farkındayız. Bu durumu bilerek yola çıktık ve çok çalışma sözü ile bunun da üstesinden geleceğiz. Yeni bir yönetimiz, biraz zamana ihtiyacımız var. Yönetim kadroları oturduktan sonra ve işleyişe hakim olmamız ile beraber Bursa’ya, dağ yöresine, Osmangazi’ye hizmet edeceğiz” şeklinde konuştu. Programın sanatçı Mehmet Çetin konseri ile devam etti.