GÜNDEM - 25 Mart 2018 Pazar 04:53

Siber Güvenlikte ’Capture the Flag’ yarışması düzenlendi

A
A
A
Siber Güvenlikte ’Capture the Flag’ yarışması düzenlendi

Nitelikli siber güvenlik uzmanlarının yetiştirilmesine ve farkındalığın artırılmasına katkı sağlamayı hedefleyen BAU Siber Güvenlik Merkezi, Capture the Flag (CTF-Bayrağı Yakala) yarışmasını düzenledi.

Capture the Flag (Bayrağı Yakala) yarışması; her yaştan siber güvenlik konusunda geniş bir yetenek grubunun ortak bir çatı altında bir araya gelmesi ve bu alandaki bilgi paylaşım ağının oluşturulmasını amaçlayarak siber güvenlik uzmanlarını, beyaz şapkalı hackerları ve öğrencileri bir arada yarıştı. Siber güvenlik profesyonellerini, öğrencileri ve hackerları bir araya getiren CTF’de yarışmacılar, kendileri için oluşturulan siber ortamda; Siber Güvenlik, Web, System, Network, Crypto, Misc, Theory gibi konularda 15 soru üzerinde çalışarak yarışmayı kazanmaya çalıştı. Toplamda 120 kişinin başvurduğu yarışmaya zorlu bir eleme sürecinden sonra 50 yarışmacının katılım gösterdiği belirtilen yarışmada, dereceye giren gruplara Bitcoin üzerinden para ödülü verileceği açıklandı. BAU Rektörü Prof. Dr. Şenay Yalçın’ın açılış konuşmasıyla başlayan yarışmada gençler kıyasıya mücadele etti.

Siber güvenlik alanında insan yetiştirmek ve farkındalık oluşturmak adına bu yarışmayı düzenlediklerini ifade eden BAU Siber Güvenlik Merkezi Siber Güvenlik Uzmanı Erol Aktay, bugün bu yarışmanın ilkini gerçekleştirdiklerini söyleyerek, “Bayrağı Yakala Yarışması’nı siber güvenlik alanında çalışma yürütenlerin katıldığı bir yarışma olarak düzenledik. Bugün bu yarışmanın ilkini gerçekleştiriyoruz. Yaklaşık 50‘ ye yakın katılımcımız var. Bu yarışmalar genelde takım halinde oluyor. Yarışmacılarımıza 15’e yakın soru soracağız. Soru formatı olarak ise yarışmacılarımızdan bir yerlerden bilgi almalarını ve bir yerlere sızmalarını isteyeceğiz. Gün sonunda ise takımların aldığı puanlara göre birinciye 2 bin, ikinciye bin TL, üçüncüye ise 500 TL gibi para ödülü vereceğiz. Ayrıca temsili hediyeler de olacak. Ödülleri Bitcoin üzerinden vererek bir farklılık oluşturmuş olacağız ”şeklinde konuştu.

“120’ye yakın başvuru aldık”

Yarışmacıları belirleme sürecinde de bahseden Aktay, “Klasik bir form hazırlayarak seçmeleri yapmak istemedik. Çünkü yarışmacıların nispeten bir şeyleri bilerek gelmeleri lazım. Yarışmacıların sorduğumuz soruları bilmeleri için bu alanda nitelikli olmaları gereklidir. Açtığımız bir web sitesiyle onlar için aslında bir ‘challenge’ oluşturduk. Belli bir düzeyde oluşturduğumuz zorluk seviyesini geçenleri yarışmaya dâhil ettik. Yaklaşık 120’ye yakın başvuru aldık. Temeldeki seçim mantığımız yarışmada genç arkadaşlara yer vermek. Lise öğrencisi arkadaşlara da yer vermeye çalıştık. Güzel bir seçim olduğunu düşünüyoruz. Yarışmada 14 ve 15 yaşlarında arkadaşlar da var. Onların bu yaşta motive olup sektörde yer almaları bizim için umut vericidir. İleride bu alanda daha nitelikli arkadaşlar olarak bu sektöre hizmet edeceklerdir” yorumlarında bulundu.

“Siber güvenlik beşinci milli savunma unsuru”

Siber saldırılar konusunda da bilgi paylaşımında bulunan Aktay, siber saldırıların doğrudan engellenemeyeceğini vurgulayarak. Bu alanda ülkemizde insan kaynağının niteliğini arttırmak gerektiğini belirtti.

Aktay, “Siber saldırı, beşinci bir milli savunma unsuru gibi oldu. Bir ülkeye hava ve karadan nasıl ki bir saldırı alabiliyorsa, siber güvenlikte de internet üzerinden online ortamlara saldırabiliyorlar. Öncelikle yapmamız gereken, biraz donanım ve yazılım anlamında iyileşmeye gitmektir. Bu alanda kendi ürünlerimizi kullanmamız gerekiyor. Çoğu zaman savunmada ancak bazı gerekli durumlarda ise atakta olmamız gerekiyor. Kamu iradesiyle bunlar yürütülüyor. Özellikle son 5 yıl içerisinde siber güvenlik alanında kamuda çok ciddi yatırımlar var. Bu alanda bir de mevzuat yönünde değişikler oldu. Bizim bu alana katkımız ise AR-GE faaliyetlerinin yanı sıra esas olarak nitelikli insan yetiştirmektir. Bu nedenle bu tip faaliyetler yapıyoruz. Siber güvenlik açısından da dışa bağımlılığımızın olmamasını istiyoruz. Böylece insan kaynağının niteliğini arttırmaya çalışıyoruz” dedi.

Bilgisayar Bilimleri birinci sınıf öğrencisi Furkan Sonkaya, yarışmaya kendilerini test etmek için katıldıklarını söyledi. Yarışmaya hazır bir ekip olarak geldiklerini ifade eden Sonkaya, “Ekibimizi bu hafta içerisinde kuruduk. Hazırlık aşamasında internet üzerinden online alıştırmalar yaptık” dedi.


Siber güvenlik alanında çalışma yürüttüklerini belirten bir başka yarışmacı grubu ise internet üzerinden kurulduklarını ve daha önce birbirlerini yüz yüze tanımadıklarını ifade etti. Grup sözcüsü siber güvenliğe olan ilgisini şu sözlerle dile getirdi: “Hepimiz sektörde çalışan insanlarız. Siber güvenliğe olan merakım bilgisayarıma giren bir virüsle başladı. Virüsün kodlarını incelediğimde aslında çok basit bir yalılım olduğunu gördüm. Bu tarz yarışmalar teknik olarak kendimizi geliştirmemiz açısından çok önemli. Bu yarışmalar bizler için bulamaca çözmek gibi” ifadelerinde bulundu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Ayhan Bora Kaplan davasında sanıkların yargılanmasına devam edildi Suç örgütü lideri olduğu ileri sürülen Ayhan Bora Kaplan ile suç örgütü şüphelisi 28’i tutuklu 61 sanığın yargılanmasına devam edildi. Ankara 32. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü’ndeki salonda görülen duruşmaya tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile taraf avukatları katıldı. Mahkeme başkanı yargılanmanın devam edeceğini belirtmesi üzerine tutuklu sanık Ayhan Bora Kaplan’a söz verdi. “Kaçacak insan iki gün önce tarifeli uçak bileti alır mı” Suçlamaları kabul etmeyen sanık Kaplan, “Hiçbir suçlamayı kabul etmiyorum. 7-8 aydır atılan iftiralar karşısında şaşkınlık içindeyim. Kaçarken yakalandığım söylendi. Kaçacak insan iki gün önce tarifeli uçak bileti alır mı, geri zekalı mı? Kaçacak adam kendi pasaportu, kendi arabasıyla gider mi? Ben kendi şahsi aracımla yola çıktım. Havalimanına girişte yavaşladım. Bir şeylerin ters gittiğini anladım. Araçtan ellerim havada bir şekilde indim. Polisler beni direkt yere yatırdı. Nefes alamadığımı söyledim. Polis ‘dur ben sana daha neler yapacağım’ dedi” ifadelerini kullandı. Yere yatırılarak gözaltına alınmasının tamamen şov amaçlı olduğunu, gözaltında da kötü muamele gördüğünü iddia eden Kaplan, “Polisler burada. Kameraların olmadığı oda ve koridorlarda ellerimiz arkadan kelepçeli, dizlerimizin üzerine çökerttiler, iddiasında bulundu. Sorguda bazı bürokratlar hakkında bilgi vermesinin istendiğini söyleyen Kaplan şu ifadelere yer verdi: “Birçok kez mülakata aldılar. En son 7-8 sayfalık bir dosya getirdiler. Bunları kabul ettiğim zaman sadece Erkan Doğan suçlamasından sevk edileceğimi, en fazla 1 yıl hapis yatacağımı söylediler. Baktım, akla hayale gelmez şeyler, tanımadığım isimler. İmzalamayacağımı söyleyince, ‘Sen bilirsin’, ‘üzerine üç cinayet çıkarmazsak’, ‘sana selam vereni yakmazsam’ denildi. Millete nasıl iftira atayım? Son ifadem 8-10 saat sürdü. 40-50 kişilik liste verip tanıdıklarımı sordular. Tanıdıklarımı söyleyince, ‘Örgüt olduğunu kabul ediyorsun’ dediler. ‘Hayır, ben tanıdıklarımı söylüyorum’ dedim. İfadelerim üzerinde oynamalar var.” “Polis tutuklanacağımı biliyordu” Adliyede savcılık ifadesi öncesinde polislerin arasında konuştuğunu söyleyen Kaplan, “Bizi adliyeye getirdiler. Her yerde polis vardı. Sözde bana suikast yapacaklarmış. Benim böyle bir durumum yoktu. Sırf şov yapmak için her yerde polisler vardı. Polisler adliyeye geldiğimizde aralarında konuşuyorlardı, tutuklanacağımı biliyorlardı. Ben hepsini duydum” diye konuştu. İddianamede adı geçen hiç kimseyle bir örgüt kurmadığını söyleyen Kaplan, sözde mekanlara çökmüşüm. Ankara ’da 100 civarı eğlence mekanı var. Hepsiyle samimiyim. Hepsi dostumdur. Ben kurulu bir mekan almadım, kimsenin mekanına çökmedim" diye konuştu. Kaplan, tape kayıtlarında geçen "büyük abi" tabirinin kendisine ait bir sıfat olmadığını belirtti. Hiçbir cinayet işlemediğini ve azmettirmediğini belirten Kaplan, "Çevrem genişledikçe sanat camiasından, spor camiasından, iş adamlarından arkadaşlarım oldu. Paylaşımlar fotoğraflar atıldı. Arkadaşlarım attı ben attım. Ben ünlendikçe bunu kaldıramadılar" dedi. İşlenen cinayetler ve mekanlardan zorla haraç alınması gibi suçlamaları kabul etmeyen Kaplan şunları dile getirdi: "Dosyada ismi geçen Muhammed Kaplan ve Semih Aslan bu işletmelerde valeydiler. İki kişi aynı anda bir kaç mekana bakar. Çünkü mekan sahibi gidip de vale aramaz vale gider, mekanda valelik yapar. Semih Aslan’la Mahfuz Tatar tartışmışlar hakaret etmişler. Ama suç benim üzerime atıldı ben anlamıyorum. Olay yerinde öldürülen Tatar’ın akrabaları bile benim orda olmadığımı söylüyor. Ama üstünden zaman geçtikten sonra biri çıkıp ’hayır ordaydı’ diyor. Yalan tanıklık yapıyor.” Kaplan, dönemim İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile herhangi bir bağlantısının olmadığını da sözlerine ekledi. Duruşma verilen 1 saatlik aranın ardından devam edecek.
Bursa Bursa PERDER’de Haşim Kılıç güven tazeledi Bursa PERDER’in yeni döneminde de başkanlığa aday olan Haşim Kılıç, oy birliğiyle yeniden başkan seçildi. Türkiye Perakendeciler Federasyonu üyesi olan Bursa PERDER seçimli olağan genel kurul çerçevesinde bir araya geldi. Buttim Uluslararası Tekstil ve Ticaret Merkezi’nde bulunan Bursa PERDER ofisinde yapılan seçime tek aday olarak giren Bursa PERDER Başkanı ve yeni dönem başkan adayı Haşim Kılıç oy birliğiyle başkan seçilerek güven tazeledi. Bursa PERDER Başkanlığı görevinde dördüncü dönemini geçirecek olan Kılıç, önümüzdeki iki yıl boyunca Bursa PERDER’in başkanlık görevini üstlenecek. Başkan Kılıç, seçim öncesi geçmiş dönemin idari ve mali tablosunu açıkladı. Bursa PERDER üyelerini tarafından oy birliğiyle mali ve idari olarak ibra edilen Başkan Kılıç, geçmiş dönemi değerlendirerek, Ramazan ayı boyunca Bursalı vatandaşlara uygun fiyatlı ve kaliteli et sunduklarını dile getirdi. "Yüksek enflasyona rağmen kaliteli gıdayı uygun fiyata sunarak bütün bütçelere hitap etmekte kararlıyız" diyerek sözlerine devam eden Başkan Kılıç, et fiyatlarındaki indirimin süreceğinin altını çizdi. Aynı zamanda yeni dönemi yeni projelerle karşılamak istediğini dile getirerek, "Güçlü birlikteliğimizi yeni projelerle, uygun fiyatlarla hissettirmek istiyoruz" dedi. Bursa PERDER üyelerinin teveccühüne de kayıtsız kalmayan Haşim Kılıç, “Değerli üyelerimizin temsil hakkı için bizleri değerlendirmesini mutlulukla karşılıyorum” diyerek, yorulmadan çalışacaklarını belirtti.