SAĞLIK - 20 Ekim 2017 Cuma 12:42

Soluk borusuna kaçan yabancı cisim hayati tehlikeye sebep olabiliyor

A
A
A
Soluk borusuna kaçan yabancı cisim hayati tehlikeye sebep olabiliyor

Bülent Ecevit Üniversitesi Göğüs Cerrahisi Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Serkan Uysal, çocuklarda soluk borusuna yabancı cisim kaçma vakasının sıklıkla görülebildiğine dikkat çekerek olay anında yapılabilecek müdahaleleri anlattı.

BEÜ Tıp Fakültesi Göğüs Cerrahisi Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Serkan Uysal, çocuklarda soluk borusuna yabancı cisim kaçma vakasına ilişkin ilk müdahale yöntemlerini anlattı. Özellikle 6 ay ile 3 yaş arası çocuk grubunda yabancı cisim vakasının sıklıkla görülebileceğini anlatan Uysal, çocukların bu yaşlarda tadarak öğrenme ve tanıma yoluna gittiklerini belirtti.

Aniden morarma, solunum sıkıntısı ve hırıtlı şeklindeki belirtilerde ailelerin yabancı cisimden şüphelenmesini vurgulayan Uysal, şöyle devam etti:

“Yabancı cisim aspirasyon dediğimiz hadise yani gerek erişkinlerde, gerekse çocuklarda ağızdan alınan bir cismin veya bir başkası tarafından ağza konulan cismin, kaçıp soluk borusuna hava yollarına ilerlemesi hadisesidir. Bu tarz olaylarda özellikle 6 ile 3 yaş arası çocuk grubunda çok sık görülebiliyor. Bunda birçok sebep etkendir. Çocukların her şeyi tanıma, öğrenme, gelişim dönemine geldiği için çocuklar daha çok cisimleri ağızlarına alarak, tadarak tanıma yoluna gidiyorlar. İkinci husus çocukların dişlerinin özellikle azı dişlerinin gelişmemesi bu ise çocukların ağızlarına aldıkları gıdaları sindiremeden soluk borusuna kaçmasına sebebiyet veriyor. Dolayısıyla eğer aileler ve bakıcılar bilinçli değiller ise ne yazık ki üzücü hadiseler ile karşılaşılabiliyor. Bu tarz olaylarda ailelere çok büyük sorumluluk düşüyor. Yabancı cismin soluk borusuna kaçtığının fark edilmesinde belirti olarak çocukta aniden morarma, solunum sıkıntısının aniden başlaması, hırıltının olması şeklindedir. Bunlar görüldüğü zaman ailenin bundan şüphelenmesi boğazına bir yabancı cisim kaçtığından şüphelenmesi gerekmekte ve buna ait evde ilk yardımda annenin, babanın veya bakıcının yapması gerekmektedir. Bunu yaparken de körlemesine yapması daha kötü sonuçlara sebebiyet verebiliyor. Ağızda yabancı cismi gördüğü takdirde çıkarmasını öneriyoruz. Aksi takdirde daha ileri hava yollarına kaçıp daha ölümcül sonuçlara yol açabilmektedir. En kısa zamanda hemen bir sağlık kuruluşuna başvurmaları, en ufak bir şüphede dahil sağlık kuruluşuna başvurmalarını öneriyoruz”.

“Öğrenmeyi engellemeyecek şekilde denetlenmeli”

Küçük yaştaki çocuklarda fındık, fıstık ve leblebi gibi gıdaların 4 ila 5 yaştan önce verilmemesi gerektiğine vurgu yapan Uysal, “Tedavi aşamasında ise bronkoskopi dediğimiz bir işlemle bu hadiselere müdahale ediyoruz. Gerek çocuk yaş grubunda gerekse erişkin yaş grubunda; tedavi ediyoruz. Özellikle ailelerin çocuklara yabancı cisim kaçmayacak şekilde dikkat etmesi özellikle fındık, fıstık, leblebi gibi gıdaların 4-5 yaştan önce verilmemesi, besinleri sindirebilecekleri halde küçük boyuta getirilmeleri, küçük parçalı oyuncakları evde bulundurmamaları, çocuk öğrenmeye meraklıdır öğrenmesini engellemeyecek şekilde erişkinin denetiminde çocukların bulunmasını öneriyoruz” diye ifade etti.

Onur Altındağ - Barış Doğan

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Reklam Kurulu, aldatıcı reklamlar ve haksız ticari uygulamalar için 3,5 ayda 94 milyon TL ceza kesti Reklam Kurulu’nun 16 Nisan 2024 tarihinde gerçekleştirilen 344 sayılı toplantısında, tüketicileri aldatan, yanıltan, tecrübe ve bilgi eksikliklerini istismar eden reklamlar ile haksız ticari uygulamalar incelendi. Toplantıda görüşülen 161 adet dosyadan 139’u mevzuata aykırı bulunurken, söz konusu reklam ve ticari uygulamalar hakkında durdurma cezası ile birlikte toplam 28 milyon 884 bin 143 lira idari para cezası uygulanmasına karar verildi. Ticaret Bakanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre, Reklam Kurulu, yılın ilk 3,5 ayında toplam 639 adet dosya hakkında görüş ve değerlendirmelerde bulundu. Aldatıcı reklam veya haksız ticari uygulama olduğu tespit edilen 554 adet dosya hakkında durdurma cezasının yanı sıra, toplam 94 milyon 139 bin 110 lira idari para cezası uygulanmasına karar verildi. Son toplantının gündem konusunu tüketicileri yanıltan indirimli satış reklamları oluşturdu Açıklamada, çok sayıda üründe çeşitli oranlarda indirimlerin yapılacağının ilan edildiği indirimli satış kampanyalarının, tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de çokça tercih edilen bir pazarlama yöntemi olduğuna dikkat çekilerek çeşitli ürünlere uygun şartlarda ulaşabilmeye imkan sağlayan çevrimiçi alışveriş kanallarının yaygınlaşmasıyla birlikte indirim kampanyalarının sıklaştığı ve çeşitlendiği, bununla beraber çeşitli tüketici mağduriyetlerinin de arttığı gözlemlendiği vurgulanarak, "Bu çerçevede, yakından takip edilen tüketicileri aldatan, yanıltan, gerçekte olduğundan daha fazla indirim yapılıyormuş algısı oluşturulan indirimli satış reklamları ve uygulamaları hakkında incelemelere devam edildi. Nisan ayı kurul gündeminde görüşülerek karara bağlanan dosyalarla birlikte yılın ilk dört ayında Reklam Kurulu tarafından 51 adet indirimli satış dosyası hakkında durdurma cezası ve toplam 11 milyon 457 bin 805 lira idari para cezası uygulanmasına karar verildi" denildi.
İstanbul Define paylaşımı konusunda anlaşmazlık yaşadıkları şahsı öldüren 5 sanıklı davada 1 sanığa 23 yıl hapis cezası Eyüpsultan’da define paylaşımı konusunda anlaşmazlık yaşadıkları Abdullah Koşar’ı plan yaparak çağırdıkları evde silahla öldürdükleri iddia edilen 5 sanığın yargılandığı davada karar çıktı. Mahkeme, 1 sanığı 23 yıl hapis cezasına çarptırırken, diğer 4 sanığın ise beraatına hükmetti. Eyüpsultan’da 19 Haziran 2022’de iddiaya göre 5 kişi, define paylaşımı konusunda anlaşmazlık yaşadıkları Abdullah Koşar’ı (39) öldürmeyi planladı. Bunun üzerine Koşar’ı, inşaat işleri bahanesiyle 5 şüpheliden biri olan Aslan İ.’nin evine çağırdılar. Şüpheli Aslan İ.’nin evine gelen Koşar, daha sonra silahla 3 yerinden şüpheli Aslan İ. tarafından vurularak hayatını kaybetti. ‘’Namussuzluğun bedeli budur’’ notu bulundu Konuya ilişkin İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca hazırlanan iddianamede ise ölen Koşar’ın cesedinin yanında ‘namussuzluğun bedeli budur’ yazılı not olduğu, şüpheli Aslan İ.’nin ifadesinde ise eşine tecavüz etmesi gerekçesiyle olayı gerçekleştirdiğini söylediği belirtildi ancak şüpheli Aslan İ.’nin aynı zamanda eşi olan diğer şüpheli Semanur İ. ile Koşar’ın herhangi bir telefon görüşmesinin olmadığı, cep telefonları üzerinde yapılan bilirkişi incelemesinde herhangi bir irtibatlarının bulunmadığı ve Koşar’ın, eşine tecavüz ettiğine dair delil elde edilemeyerek olayın define paylaşımı konusunda yaşanan anlaşmazlık sonucu gerçekleştiği kanaatine varıldığı aktarıldı. Hazırlanan iddianamede, şüpheliler Aslan İ., Erdal İ., Nedim İ. ve Semanur İ.’nin ‘tasarlayarak kasten öldürme’ suçundan ayrı ayrı ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılması talep edildi. Şüphelilerden Aslan İ.’nin ayrıca ‘ruhsatsız silah bulundurma’ suçundan da 1 yıldan 3 yıla kadar hapsi talep edilen iddianamede, şüpheli İlhan A.’nın ise ‘suçluyu kayırma’ suçundan 6 aydan 5 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması istendi. Hazırlanan iddianamenin kabul edilmesiyle dava açıldı. İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen karar duruşmasında ise tutuklu sanık Aslan İ. ile 3 tutuksuz sanık hazır bulundu. Duruşmaya öldürülen Abdullah Koşar’ın babası Muhammed Şefik Koşar ve tarafların avukatları da katıldı. ‘’Tarihi eser yüzünden planlayarak eve çağırıp öldürdüler oğlumu’’ Duruşmada Abdullah Koşar’ın babası Muhammed Şefik Koşar, oğlunun sanıklar tarafından tasarlanarak öldürüldüğünü belirttiği beyanında “Gencecik oğlumu öldürdüler. Tarihi eser yüzünden planlayarak eve çağırıp öldürdüler oğlumu. Sanıktan şikayetçiyim. Cezalandırılmasını istiyorum” ifadelerini kullandı. “Öldürme niyetim olsaydı ormana gider, onu yakar ve yurt dışına kaçardım” Duruşmada savunma yapan sanık Aslan İ., ‘’Tasarlayarak suç işlemiş olsaydım bu suçu evimde, çocuğumun gözünün önünde yapmazdım. Benim Abdullah Koşar’ı öldürme niyetim olsaydı ormana gider, onu yakar ve yurt dışına kaçardım. Ben Abdullah’ın yanına ‘onca iyiliğe rağmen bana bunu neden yaptın’ diye sormaya gittim. Abdullah’ın yanında silah olabileceğini düşündüğüm için üzerime geldiği an beni vuracak sandım” şeklinde konuştu. “Beni evlatlarımla sınadılar” Son sözü sorulan sanık Aslan İ. mahkemede, “Adaletinize inanıyorum. Beraatımı talep ediyorum” şeklinde konuştu. Diğer tutuksuz sanıklar ise son sözlerinde mahkeme heyetinden beraatlarını talep ettiler. 23 yıl hapis cezasına çarptırıldı Duruşmada kararını açıklayan mahkeme, sanık Aslan İ.’yi ‘tasarlayarak kasten öldürme’ suçundan önce ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırdı. Sanığın eylemini haksız tahrik altında işlediğini belirten heyet, bu gerekçeyle bu cezayı 22 yıl hapis cezasına çevirdi. Sanık ayrıca ‘ruhsatsız silah bulundurma’ suçundan da 1 yıl hapis cezasıyla cezalandırıldı. Toplamda 23 yıl hapis cezasına çarptırılan sanığın tutukluluk halinin de devamına hükmedildi. 4 sanığa beraat Mahkemeye heyeti, sanıklar Erdal İ., Nedim İ., Semanur İ. ve İlhan A. hakkında ise üzerlerine atılı suçu işlediklerine dair her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil elde edilemediği gerekçesiyle ayrı ayrı beraatlarına karar verdi.