GÜNDEM - 21 Nisan 2015 Salı 12:43

Soma sanığından ilginç ifade: 'Acil duruma karşı eğitim almadık'

A
A
A
Soma sanığından ilginç ifade: 'Acil duruma karşı eğitim almadık'

Soma maden faciasında ifadesi alınan Fahri Pançar, mahkeme başkanının sorusu üzerine acil durumlara karşı herhangi bir tatbikat eğitimi almadıklarını söyledi.

Soma maden faciasının yaşandığı ocakta bilirkişi heyetinin bile girmediği alana giren tutuksuz sanık Serhat Dinç, “Tavanda göçmeler ve çok terletici bir sıcaklık vardı. Ellerim yandı hatta sıcaktan ama tabi iz bırakan bir yanma değil. Göçmeler olduğu için emekledim. Öyle sıcaktı ki sıcaktan bitkin, halsiz bir hale gelmiştim. Hemen geri döndüm” dedi.

Soma’da, 301 işçinin ölümüne neden olan maden faciasının ardından Akhisar Ağır Ceza Mahkemesinde başlayan 8’i tutuklu 45 sanıklı davanın ilk duruşmasının 6’ncı celsesinde kalan 10 tutuksuz sanığın ifadeleri alınmaya başlandı. 28 tutuksuz, 8 tutuklu sanığın hazır bulunduğu duruşma salonunda, aileler de savunmaları izlemeye devam etti.

İlk olarak ifadesi alınan tutuksuz sanıklardan Üretim Amiri Fahri Pançar, 2013 Mart ayında işe başladığını belirterek, olay günü vardiya amiri olarak çalıştığını ifade etti. Görevinin üretim takibi ve işçilerin nakli olduğunu söyleyen Pançer, hakkına isnat edilen suçları kabul etmediğini dile getirdi. Mahkeme Başkanı Aytaç Ballı’nın her dinamit atımlarında emniyetçi olma zorunluluğu yönündeki sorusuna Pançer, “Her panoda bir tane emniyetçi vardı” diye cevap verdi. Madende üretim zorlamasının da olmadığını ifade eden Pançer, sensörlerle de bir görevi olmadığını aktardı.

“ACİL DURUMA KARŞI EĞİTİM ALMADIK”
Olayın olduğu bölgede hiç görevlendirilmediğini belirten Pançar, “Olay günü evdeydim. Haberi alınca hemen madene geldim. S panosuna girdim ve cenazeleri çıkarmaya başladık. Ortamda duman yoktu, gaz kokusu vardı. Ocakta okul arkadaşım Burak Kaya’yı kaybettim. Hemen olayın ertesi onu gömdük. Ve bir daha da madene uğramadım” diye konuştu. Pançar, mahkeme başkanının sorusu üzerine acil durumlara karşı herhangi bir tatbikat eğitimi almadıklarını sözlerine ekledi.

2007 yılından olay anına kadar madende çalıştığını belirten tutuksuz sanıklardan vardiya amiri Hilmi Karakoç da, mekanize panosunda görevli olduğunu aktardı. Olayın meydana geldiği alanda çalışmadığını dile getiren Karakoç, mahkeme başkanının sorusu üzerine dinamit atımlarında her zaman bir emniyetçi olduğunu söyledi. Mahkeme Başkanı’nın ‘Herhangi bir acil duruma karşı size verilen eğitim veya tatbikat oldu mu’ sorusuna Karakoç, “Bana denk gelmedi. Belki hafta sonu tatilindeydim. Ama olsa duyardım” dedi.

“DİNAMİT ATIMLARINA YETİŞEMEDİĞİMİZ ZAMAN OLUYORDU”
Tutuksuz sanıklardan Emniyet Teknikeri Serhat Dinç de olayın olduğu gün izinli olduğunu ifade etti. Mahkeme Başkanının sabit sensör değerleri ile deftere not alınan değerlerin uyuşmadığını söylemesi üzerine Dinç, “Bana değerleri vardiya amiri bildirir ben kayıt yaparım. Biz saniye saniye yazmaya kalksak bütün bir gün bitiremeyiz. Sadece vardiya aralarında değerleri alırız. En sağlıklı olanı budur. Arada çalışmayan sensörler oluyordu ancak hemen kablolara müdahale edilip çalıştırılıyordu” diye konuştu.
Mahkeme Başkanının, dinamit atımlarında emniyetçinin bulunup bulunmadığı yönündeki sorusu üzerine Dinç, ‘Emniyetçiler bulunuyordu. Ancak, yetişemediğimiz zamanlar oluyordu” dedi. Olayın olduğu bölgeye 15 gün gitmediğini aktaran Serhat Dinç, ocağın üçüncü ayağında sıcak kömür çıktığı bilgisini verdi.

“KİMSENİN GİRMEDİĞİ ALANA EMEKLEYEREK GİRDİM”
Olayın beşinci günü bilirkişi heyetinin bile girmediği alana emekleyerek girdiğini itiraf eden Dinç, “4’üncü bant 149 irtibat kapılarına 35-40 metre emekleyerek geçtim. Tavanda göçme ve sıcaklık vardı. Ellerim yandı sıcaktan ama tabi iz bırakan bir yanma değil. Göçmeler olduğu için emekledim” dedi.
Bunun üzerine mahkeme başkanı bu ifadesini başsavcılığa niçin söylemediğini sordu. Dinç de sorulmadığı için söylemediğini belirtti. Mahkeme Başkanı bilirkişinin o bölgeye niye girmediğini sorması üzerine Serhat Dinç de, heyetin su birikintileri olduğu için o alana girmeden geri döndüğünü ifade etti. Mahkeme Başkanının ‘Sen niye girdin kimsenin girmediği yere?’ sorusuna ise Dinç şöyle yanıt verdi: “Nefeslik ve revir kapıları açık kaldığı ve temiz hava için kapatılması gerektiği için girdim. Talimat geldi öyle girdim. Yalnızdım yanımda kimse yoktu. İmbat Madencilikten Yavuz Burgut ve Ergün Yılmaz bana talimat verdi. Yanlış hatırlamıyorsam onlar beni 3’üncü bantta bekledi.”

“ÇOK TERLETİCİ BİR SICAK VARDI, HALSİZLEŞTİM”
Meclis Araştırma Komisyonu ile Bilirkişi raporlarının da gerçeği yansıtmadığını savunan Dinç, ‘Olayın neden olduğunu hiçbirimiz çözemez’ dedi. Kimsenin girmediği bölümde gördüğü manzarayı da anlatan Serhat Dinç, “İçeride bantlar yanmıştı ama buna ne sebep oldu anlamadım. Tavan göçmüştü. Yanan bir şey yoktu. Çok terletici bir sıcaklık vardı. Hatta sıcaktan bitkin, halsiz bir hale gelmiştim. Hemen kapıları kapattım ve geri döndüm” ifadelerini kullandı.

“HAFIZA KAYBI YAŞADIM, HATIRLAMIYORUM”
A-0 Panosu’nda görevli tutuksuz sanık Maden Teknikeri Emniyetçi Mehmet Uçgun da, kazada son anda kurtulanlardan biri olduğunu ifade etti. Mahkeme başkanının madenle ilgili sorularına ise Uçkan, “Ben son anda kurtuldum. Hatta geçici hafıza kaybı yaşadım. Hâla onun izleri var, birçok şeyi hatırlamıyorum” diye cevap verdi.
 

HALİL KARAHAN- MİHRAP DÜZÖZ - SADIK CANGEL 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Gölbaşı Belediyesi sokak hayvanlarını aşıladı Gölbaşı Belediyesi ekipleri, sokak hayvanlarına kuduz aşısı uygulaması gerçekleştirdi. Gölbaşı Belediyesi, sokak hayvanlarının yaşam koşullarını iyileştirirken, sokak hayvanlarının ve halk sağlığının korunması için de çalışmalarını sürdürüyor. Gölbaşı Belediyesi Veteriner İşleri Müdürlüğü ekipleri, mobil aşılama araçlarıyla sokak hayvanlarına yönelik sağlık taraması gerçekleştirdi. Uygulama kapsamında devletin zorunlu tuttuğu her köpeğe yılda bir kez yapılması gereken kuduz aşısı, alanında uzman veteriner hekimler tarafından yapıldı. Aşılama işlemi Gölbaşı Belediyesi tarafından ücretsiz olarak gerçekleştirildi. Kuduz aşısı hayvanları ölümcül hastalıklardan korurken, halk sağlığı açısından da büyük önem taşıyor. Gölbaşı Belediyesi Kırsal Hizmetler Müdürlüğü tarafından insan sağlığını tehdit eden, insanlara bulaşabilen hastalıkları önlemek amacıyla aşılama, muayene, tedavi, kısırlaştırma, ameliyat ve parazitlerle mücadele gibi konularda hizmet veriliyor. “Gölbaşı’nda yaşayan her canlı bize emanet” Sokak hayvanlarının bir emanet olduğunu belirten Gölbaşı Belediye Başkanı Yakup Odabaşı, şunları kaydetti: “Belediyemiz sokak hayvanlarının yaşam koşullarını iyileştirirken, halk sağlığını korumaya yönelik de çalışmalarını aralıksız sürdürüyor. Aşılamalarını yaparak onların sağlığını koruyoruz. Yıl boyunca ekiplerimiz can dostlarımızın sağlığı için kuduz aşısı başta olmak üzere birçok çalışma yapıyor. Mobil aşılama merkezlerimiz de her gün sahada. Kırsal mahallerimizde yıl boyu patili dostlarımızın sağlığı için çalışıyor. Gölbaşı’nda yaşayan her canlı bize emanet. Onlar için çalışmalarımızı aralıksız sürdüreceğiz.”
Konya Rus turizmcilerinden Karatay’a büyük ilgi Türkiye’nin turizm potansiyelinin Rusya pazarına daha iyi tanıtılması için çalışmalarını sürdüren Rus seyahat acenteleri yetkililerinden oluşan 60 kişilik bir heyet, Karatay’ı ziyaret etti. Savatra Antik Kenti ve Tarihi Obruk Hanı’nı gezen heyete Konya’nın merkez Karatay İlçe Belediye Başkanı Hasan Kılca da eşlik etti. Her iki rota hakkında Rus yetkililere bilgi veren Hasan Kılca, özellikle son yıllarda yürüttükleri çalışmalar ve projelerle Karatay’ı büyük bir turizm merkezine dönüştürdüklerini söyledi. Konya’nın merkez Karatay Belediyesi, birbirinden zengin ve binlerce yıllık kültürel varlığı hem turizme kazandırmak hem de gelecek nesillere taşımak amacıyla birçok proje yürütüyor. Karatay Belediyesi’nin girişim ve destekleriyle yürütülen birçok arkeolojik çalışmalar yeni yapıların gün ışığına çıkarılması adına bir yandan arkeoloji dünyasını heyecanlandırırken; diğer taraftan ortaya çıkan eserler yerli ve yabancı turistlerin yanı sıra turizm yetkililerinin de dikkatini Karatay’a çekiyor. Bu alanda Konya ve Karatay’ın Rusya’da daha geniş kitlelere tanıtılması ve turizm alanındaki iş birliğinin güçlendirilmesi hedefliyle Rusya’dan gelen 60 kişilik seyahat acente şirketlerinin yetkilileri, Savatra Antik Kenti ve 800 yıllık Obruk Hanı ile Kızören Obruğu’nu ziyaret ettiler. Karatay Belediye Başkanı Hasan Kılca da, Türkiye’nin turizm potansiyelinin Rusya pazarına daha iyi tanıtılması için çalışma yapan heyete eşlik etti. Başkan Hasan Kılca, heyete Savatra Antik Kenti’ni ve Obruk Hanı’nı anlattı. Yurtdışından gelen misafirleri ağırlamaktan mutluluk duyduklarını aktaran Hasan Kılca; yüzlerce yıllık geçmişiyle arkeoloji meraklılarının yanı sıra yerli-yabancı turistlerin de ilgi odağı haline gelen Savatra Antik Kenti ve Obruk Hanı’nın turizme kazandırılması için büyük çaba harcadıklarını aktardı. Savatra ilk turistik kafilesini ağırladı Başkan Kılca; “Konya, tarihi ve turistik alanlarıyla içerisinde Hazreti Mevlana’nın medfun bulunduğu ve Selçuklu’nun başkentliğini yapan çok önemli bir şehir. Yine ilk tarımın yapıldığı topraklar olarak kayda geçmiş olan şehrimizde bulunan Boncuklu Hüyük’te kazı çalışmaları gerçekleştirdik ve Çatalhüyük’ten bin yıl daha eski olan bu alanda yaptığımız yeni kazı çalışmaları sonrasında tarımın Avrupa’ya buradan gittiği belirlendi. Karatay; sahip olduğu kültürel, tarihi ve doğal zenginlikleriyle ziyaret edenlerin kendisinden ve insanlık tarihinden bir iz bulabileceği kadar özgün ve yılın her mevsimi turizme uygun özel bir ilçedir. Bu zengin tarihe ve kültüre ev sahipliği yapan ilçemizde bugün yurt dışından gelen misafirlerimizi ağırlıyoruz. Aynı zamanda Savatra’da tarihi bir gün yaşıyoruz. Çünkü misafirlerimiz, Savatra’nın ilk turistik gezisini de yapmış oldular. Savatra’da 3 yıldır kazı çalışması yapıyoruz. 5 bin yıllık bir geçmişi var. Burada amfi tiyatrolar, mozaikler, anıt eserler ve daha birçok tarihi gün yüzüne çıkarmaya başladık. Sizleri Konya’mızda misafir etmekten büyük mutluluk duyuyoruz. Özellikle son yıllarda yürüttüğümüz daha birçok çalışmalar ve projelerle Karatay’ımızı büyük bir turizm merkezine dönüştürdük, bu gayretimiz artarak devam edecek” dedi.
Mersin 65 yaş üstü hastalar hastane bahçesinde egzersiz yaptı Mersin Şehir Hastanesi bünyesindeki Sağlıklı Yaş Alma Merkezi’nde takip altındaki 65 yaş üstü hastalar, fizyoterapist eşliğinde egzersiz yaptı. Sağlıklı Yaş Alma Merkezi tarafından hastaların sosyal aktivitelere katılması, bazı alışkanlıklar kazanması ve sosyal ilişkilerini geliştirmeleri amacıyla etkinlik düzenlendi. Hastane bahçesinde bir araya gelen yaşlılara fizyoterapist İlknur Ceylan Sarıgül tarafından önce egzersiz eğitimi verildi, ardından yaşlarına uygun egzersiz yaptırıldı. Renkli görüntülerin oluştuğu etkinlikte yaşlılar, yanlarında getirdikleri yiyeceklerle de piknik yaptı. Pikniğe Başhekim Doç. Dr. Bahar Aydınlı’nın yanı sıra bazı doktor ve yöneticiler de katıldı. Başhekim Doç. Dr. Aydınlı, Sağlıklı Yaş Alma Merkezi’ne gelen tüm yaşlılarla aktiviteler yapmaya devam ettiklerini söyledi. Bugün de önce nefes egzersizi, ardından fiziksel aktiviteler ve sonunu piknikle tamamladıkları bir etkinlik gerçekleştirdiklerini anlatan Aydınlı, "Yaşlanan bir nüfusa sahip bir Türkiye ve bu yaşlıların sağlıklı yaşlanmasını istiyoruz. O yüzden sesimizi duyurmak istiyoruz. Biz buradayız. Ne kadar yaşlımız varsa onları da bu aktivitelere dahil etmek istiyoruz. Kendileriyle konuştuğumuzda ’Buraya gelirken hastaydım, şu an kendimi çok iyi hissediyorum’ diyen yaşlılarımız oldu" dedi. "Etkinlikler ilaçtan daha etkili" Başhekim Yardımcısı İbrahim Yimsek de Sağlıklı Yaş Alma Merkezi’nin en önemli farklılığının yaşlı hastaların randevu almayla uğraşmasını önleyen bir sistemle çalışması olduğunu söyledi. Yaşlı hastaların istedikleri zaman, hatta hiç randevu almadan merkeze uğrayabildiklerini ifade eden Yimsek, "Hekimlerimiz bu hastalara dünya standartlarında süreler ayırıyor. Hastaların hem şikayetleri dikkate alınıyor hem de bugüne kadar bilmedikleri hastalıkları tespit ediyoruz. Bütün yaşlı hastalarımızı misafir etmek istiyoruz. Hepsi çok rahat bir şekilde istedikleri zaman herhangi bir prosedürle uğraşmadan Sağlıklı Yaş Alma Merkezimize başvurabilirler" diye konuştu. Etkinliğe katılan hastalardan 75 yaşındaki Ethem Türk, merkezin düzenlediği etkinliğe daha önce de katıldığını belirterek, kendilerine bu imkanı sağlayanlara teşekkür etti. Merkeze gelmeye başladıktan sonra hayatında bir takım değişiklikler olduğunu dile getiren Türk, "Bu etkinlikler doktorların verdiği ilaçtan daha iyi geliyor, ilaçtan daha etkili" dedi.