POLİTİKA - 07 Şubat 2017 Salı 11:46

Bakan Ahmet Arslan: 'PTT'ye 2 bin 500 personel alınacak'

A
A
A
Bakan Ahmet Arslan: 'PTT'ye 2 bin 500 personel alınacak'

Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan, PTT'ye 2 bin 500 yeni personel alınacağını açıkladı.

Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan, 2017 yılı içerisinde PTT’ye 2 bin 500 personel alacaklarını açıklayarak, "Önümüzdeki hafta 500 kişinin alım sürecini başlatıyoruz" dedi.

Ulaştırma, Denizcilik ve haberleşme Bakanı Ahmet Arslan, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumunda (BTK) düzenlenen 7 Şubat Dünya İnternet Günü ve Güvenli İnternet Merkezi Tanıtım Programı’na katıldı. Programda konuşan Bakan Arslan, son 100 yılın en önemli olaylarından birinin internetin icadı olduğunu kaydederek, "Öyle bir seviye ki artık vazgeçilmez, adeta hayatımızın olmazsa olmazı. Hayatımızın her alanında kullandığımız adeta davranış kalıplarımızı, alışkanlıklarımızı değiştiren, nerede olursa olsun her insanı dünya vatandaşı paydasında yeni bir yaşam tarzı edinmeye, dünyayla eş zamanlı, dünyayla birlikte yeni bir tarz oluşturmaya da iten bir sektör. Bir bakıma internet küresel sistemin kültürel merkezi haline geldi. İnternet sınırsız, hiyerarşinin olmadığı ve yenilikçi nitelenen yapısıyla özellikle gençlerimiz için önemli bir çekim merkezi. İnternet gerçeğini kabul ederken çocuklarımız üzerindeki etkilerini de kabul etmemiz gerekir. Gençlerimiz internet, özgürlükleri, istedikleri gibi kullanabildikleri, gizleyebildikleri kimlikleriyle kendilerini ifade ettikleri ve toplumsal baskılardan uzak, herhangi bir sorumluluk taşımadıkları bir mekan gibi görünebilir. Reel hayatta, her ne ki suçsa her ne ki kültürümüzün bir parçası olarak yapılmaması gerekiyorsa aynı şeylerin burada da yapılmaması gerektiğini özellikler etik açısından bilmemiz gerekir. O da yetmez yasalar karşısında aynı oranda suç olduğunu belki ortaya çıkması biraz zaman alabilir ama buna karşı sorumluluğumuzun da devam ettiğini bilmemiz gerekir. Dolayısıyla internette yerleşik değerlerimiz adeta yeniden üretiliyor. Örf ve adetlerimiz internet ortamında ne yazık ki değerini yitiriyor, insanı değerler de bu mekanda farklılık arz ediyor. Bu nedenle internetteki içerik ve gençlerin sörf yaparken nerede ne yaptıkları bence büyük önem arz ediyor" ifadelerini kullandı.

"İNTERNET DENEN SANAL MEDYANIN BAŞI BOŞ BIRAKILMAMASI GEREKTİĞİ BİR GERÇEK"

"İnternet ortamında hem içeriğin hem de güvenliğin büyük bir önem arz ettiğini söylemekte yarar var" diyen Bakan Arslan, sözlerini şöyle sürdürdü: "İnternet alt yapısını oluştururken gerek kullanımın yaygınlaştırılması gerek kullanıcıların bilinçlendirilmesi de çok önemli. Geleceğimiz olan gençlerin tüm yaşam tarzını etkileyen internet denen sanal medyanın başı boş bırakılmaması gerektiği de bir gerçek. Sadece tedbir almanın yeterli olmadığını bilinçlendirmenin de önem taşıdığını özellikle vurgulamak gerekir. Güvenli İnternet Günü etkinliklerinin amacı da bu bilinçlendirmenin ve bu konuda bir farkındalığın oluşturulmasına katkıda bulunmaktadır. Bu kapsamda da Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumuna güvenli internet kapsamında internet ile ilgili gelişmeleri takip etmek, yeni politikalar üretmek, çocukların internet ortamında korunmalarının ve kollanmalarının çeşitli yollarının bulunması ve bunların desteklenmesi. çocukların, internetin sunduğu olanaklardan en etkin şekilde yararlanırken, internetin risklerine karşı da güvende olmalarını sağlamak için çalışmalar yapılması gerektiğini bilerek bu anlamda kuruma görevler verdik. Bu doğrultuda internet cafelerin kullanabileceği filtreleme programlarının belirlenmesi, çocuklarımıza dağıtılması amacıyla internet kullanımı konusunda tavsiyeler içeren kitapçıkların hazırlanması, zararlı içerikle mücadele amacıyla güvenli internet hizmeti oluşturulması gibi çalışmalar yapıldı. Güvenli İnternet Günü bağlamında da Avrupa Birliği ve dünya ülkeleri ile paralel etkinlikler yürütülmeye başlandı."

"ÇOCUKLARIMIZ, GENÇLERİMİZİN İNTERNET KULLANIMIYLA İLGİLİ KARŞILAŞTIKLARI PROBLEMLERE İLİŞKİN TAVSİYELER SUNULACAK VE DANIŞMANLIK HİZMETİ VERİLECEK"

Kurulacak bilinçlendirme merkezinde, internetin bilinçli kullanımına ilişkin bilinçlendirme çalışmalarından, çocuk ve gençlere yönelik atölye çalışmalarına kadar birçok faaliyetin yürütüleceğini belirten Bakan Arslan, "Bu atölye çalışmalarında robotik uygulamalar, çocuklar için kodlama, web tasarımı gibi birçok faaliyetin de yürütüleceğini bununla birlikte internetin bilinçli ve güvenli kullanımına ilişkin şimdiye kadar yaptığımız farkındalık çalışmalarının da devam edeceğini bir kere daha vurgulamak isterim. Kurulacak olan yeni yardım merkezi bünyesinde psikologlardan, bilişim öğretmenine, sosyal medya uzmanından, bilgi güvenliği uzmanına kadar birçok kişinin interneti en geniş boyutuyla ele aldığı uzman bir grup çalışacak ve bu merkezde bu uzmanlar eşliğinde çocuklarımız, gençlerimiz ve ailelerinin internet kullanımıyla ilgili karşılaştıkları problemlere ilişkin tavsiyeler sunulacak ve danışmanlık hizmeti verilecek. Türkiye’de öğretim gören ilköğretim ve lise çağındaki gençlerimizden ‘internettesiniz, güvende misiniz?’ videoda çekin gönderin diye bir yarışma düzenlendi. Memnuniyetle ifade etmek gerekir ki özellikle ortaokul çağındaki gençlerimizden çok güzel fikirler çıktı, bu yarışma bence çok güzel oldu. Adil Kullanım Kotası noktası ile ilgili, Mayıs ayından itibaren kademeli bir geçiş olacak ve 2018 sonu itibariyle tamamen kaldırılacak. Özellikle gece kullanılan internette kotadan düşülmeyecek bunu da tekrar vurgulayalım" şeklinde konuştu.

"2017 YILI İÇERİSİNDE 2 BİN 500 PERSONEL ALACAĞIZ"

Programın ardından basın mensuplarının sorularını cevaplayan Bakan Arslan, bir gazetecinin "2017’de PTT’ye ne kadar personel alınacak? PTT’deki taşeron personelin durumu hakkında bilgi verebilir misiniz?" sorusu üzerine, "PTT tabii bir çınar kuruluşumuz, buna uygun olarak da günümüz teknolojisini en iyi kullanan, en hızlı büyüyen ve hizmet eden bir kuruluşumuz. Bu çerçevede de 2017 yılı içerisinde 2 bin 500 personel alacağız ve önümüzdeki hafta büro, gişe ve dağıtıcı memurlar olmak üzere İstanbul’da 500 kişinin alım sürecini başlatıyoruz, başvuruları alacağız, yıl içerisinde de 2 bin 500’e tamamlayacağız bu kadroyu ki güçlenen PTT’nin daha da büyüyebilmesi ve güçlenebilmesi adına kadromuzu arttırmış olacağız. PTT’deki taşeron elemanları dahil olmak üzere ülkemizdeki bütün taşeron elemanların kamuda istihdamıyla ilgili bir açıklamamız vardı. Hükümet olarak bu çalışmaları son aşamaya getirdik, Maliye Bakanlığımız nihai ayrıntılarını çalışıyor, inşallah bu ayrıntılar bittikten sonra da hükümet olarak bunu açıklayıp gereğini yapacağız" cevabını verdi.

Programda dereceye giren öğrenciler hediyelerini Bakan Arslan’ın elinden aldı.

Goncagül Özcan 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Samsun Uzmanından uyarı: “UV korumasız güneş gözlüğü kullanmayın” Göz Hastalıkları ve Cerrahisi Uzmanı Opr. Dr. Sibel Malazgirt, “Güneş gözlüğü seçimi yapılırken dikkat edilmesi gereken en önemli özellik, camların UV-A ve UV-B ışınlarını yüzde 100 bloke ediyor olmasıdır. UV korumasız güneş gözlükleri kullanılmamalıdır” dedi. Liv Hospital Samsun Göz Hastalıkları ve Cerrahisi Kliniği’nden Opr. Dr. Sibel Malazgirt, güneş gözlüğü seçiminde dikkat edilmesi gerekenler hakkında bilgilendirmede bulundu. UV ışınlarına dikkat çeken Opr. Dr. Sibel Malazgirt, “Yeryüzüne ulaşan güneş ışığının yüzde 50’si görünür ışık, yüzde 45’i infrared (kızılötesi), geri kalan az bir bölümü de morötesi (UV) ışınımdan oluşur. Gözle görülen ışınıma ışık denir. Ama bugün ışık sözcüğünün tanım kapsamına morötesi ışınım da alınmıştır. Morötesi ışınım ise UV-A, UV-B, UV-C bileşenlerinden oluşur. UV-A ve UV-B dünya yüzeyine ulaşan kısımdır. 300 nm’e kadar olan kısmı gözün kornea tabakası tarafından, 300-400 mm arası ise göz merceği tarafından emilir. Özellikle su üzerinde, karda ve kumsaldaki kuvvetli yansımalar ile bu emilim yüzde 80’e kadar artar” şeklinde konuştu. “UV ışınları göz sağlığına zarar verebilir” UV ışınlarının çeşitli hastalıklara neden olabileceğine değinen Opr. Dr. Malazgirt, “Pek çok insan UV ışınlarının ciltte yaptığı hasarın farkında olup, gerekli tedbirleri alırken göz sağlığına olabilecek zararlarını göz ardı etmektedir. Oysa UV ışınları gözümüzü önden arkaya doğru tabaka tabaka etkileyerek çeşitli hastalıklara neden olur. Bunlar konjonktivit, gözde et yürümesi, katarakt, retina ve sarı nokta gibi patolojilerdir. Materyal olarak organik cam UV’yi 355 nm’ye kadar, polikarbonat ise 380nm’ye kadar tutar; yani hiç geçirmezler. Renklendirme ile görünür ışığın istenmeyen dalga boyları emilir. Ayna kaplama ile istenmeyen dalga boyları yansıtılır. Polarize filtre ile polarize olmuş ışık tutularak kamaşmanın önlenmesi sağlanır. Camın ışık emilim oranı şehir ortamında yüzde 40-50, dağlık bölgelerde yüzde 50-70, deniz kenarında ve karda yüzde 80-85 düzeyinde olmalıdır” açıklamasında bulundu. “Güneş gözlüğü seçerken dikkat edilmesi gerekenler” Güneş gözlüğü seçerken dikkat edilmesi gereken durumlardan da bahseden Opr. Dr. Malazgirt, şu bilgileri paylaştı: “Güneş gözlüğü seçimi yapılırken dikkat edilmesi gereken en önemli özellik, camların UV-A ve UV-B ışınlarını yüzde 100 bloke etmesidir. Bu özellikte olan kaliteli güneş gözlüklerinde güvenilir tescil belgesi ve etiketi olması gerekir. UV 400nm ya da yüzde 100 UV ibaresi ile belirtilmiş olmalıdır. Bu özellik olmadığı sürece materyal, renk, filtre ve diğer faktörlerin artık bir önemi yoktur. Gözlüğün üzerinde CE (Conformite Europene) ibaresinin bulunması da ürünün minimum güvenlik standartlarına uygun koşullarda olduğunu ifade etmektedir. Renk özelliği olan camların da rengini, kullanım yerine göre iyi seçmek de faydalı olabilir. Siyah, koyu gri, kahverengi olan camlar hem yoğun güneş hem de günlük kullanım için uygundur. Orta ve üzeri parlaklık koşullarında kullanılırlar. Yeşil renk özelliğine sahip camlar gözleri dinlendirme özelliğine sahiptir. Ancak nesnelerin renklerinin normalden bir miktar farklı algılanmasına neden olur. Az güneşli ortamlarda, bahar ve kış aylarında kullanıma uygundur. Sarı, altın, açık kahverengi özellikteki camlar ise parlaklık anlamında daha az koruma sağlasalar da orta-düşük ışık koşullarında tercih edilebilirler. Derinlik algısı özelliğinin yüksek olması nedeniyle kış sporları performanslarında da tercih edilebilir.” “Yüzde 100 korumalı güneş gözlüğü kullanın” Işığın cam yüzeyi, deniz yüzeyi, ıslak yol gibi yansıtıcı yüzeylere çarptığında yansıyarak polarizasyon gösterdiğini vurgulayan Opr. Dr. Malazgirt açıklamasında, “Denizciler durgun deniz yüzeyinden, sürücüler ıslak yol yüzeyinden ve araç ön camından ön konsola yansıyan, göz kamaştıran ışıktan korunmada yüzde 100 UV korumalı, polarize camlı güneş gözlüğünden çok yarar görürler. Balıkçılar, polarize camla yansıma kaldırıldığında su içini daha iyi görme olanağına sahip olurlar. Polarize güneş gözlüğü etiketi de yüzde 100 UV ve CE belgelerine dâhil edilmiş olmalıdır. UV korumasız bir güneş gözlüğünün sebep olduğu karanlık ortam, göz bebeğinin fonksiyonunu engelleyerek UV ışığının genişlemiş gözbebeğinden içeri daha kolay girmesine sebep olarak göze fayda yerine zarar verecektir. Böyle bir güneş gözlüğü aksesuar olarak bile kullanılmamalıdır” uyarılarına yer verdi. “Cam kalitesine dikkat edilmeli” Güneş gözlüğünün cam kalitesinin kontrolünün kullanıcı tarafından da yapılabileceğine dikkat çeken Opr. Dr. Malazgirt, sözlerini şöyle tamamladı: “Bunun için gözlüğü yüzünüzden rahat bir mesafede tutun ve bir gözünüzü kapatarak karo zemin gibi ızgara desenli bir yüzeye bakın. Gözlüğü yavaşça bir yandan diğer yana ve yukarı-aşağıya hareket ettirin. Izgara çizgili yüzeydeki çizgiler olduğu gibi düz kalırsa camlar kalitedir. Eğer çizgiler gözlük camlarının ortasından baktığınızda ve gözlüğü hareket ettirdiğinizde dalgalı görünüyorsa, daha doğru bir gözlük tercih edin. Ayrıca gözlük çerçevesi yüzünüze uygun olmalı, üst ve yanlardan ışığın gözünüze ve göz çevrenize girişine engel olmalıdır. Doğru seçilmiş kaliteli bir güneş gözlüğü, göz sağlığınız için olmazsa olmazdır.”
Samsun Samsun itfaiyesine teknoloji desteği: Olay yerine daha hızlı ulaşacak Samsun Büyükşehir Belediyesi, muhtemel olaylara daha hızlı ve etkili müdahalede bulunulması için itfaiyenin teknik altyapısını güçlendirmeye devam ediyor. Doğal afetlerde arama-kurtarma çalışmalarının daha etkin ve güçlü şekilde yapılması için alınan yeni ekipmanların yanı sıra şimdi de 25 adet tablet temin edildi. İtfaiye araçlarında kullanılan tablet ile gidilecek güzergahların ve yol durumunun daha hızla belirlenip ekiplerin olay yerine daha hızlı ulaşıp müdahalede bulunulması amaçlanıyor. Samsun Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Dairesi Başkanlığı, olaylara hızlı ve etkin müdahale edebilmek ve 112 Acil Çağrı Merkezi ile daha koordineli bir şekilde çalışmak amacıyla önemli bir çalışma gerçekleştirdi. Doğal afetlerde arama-ve kurtarma çalışmalarının daha etkin ve güçlü şekilde yapılması için alınan yeni ekipmanların yanı sıra şimdi de 25 adet tablet temin edildi. 112 Acil Çağrı Merkezi’ne gelen ihbarlar artık eş zamanlı olarak itfaiye ekiplerinin tabletlerine düşecek. Bu sayede ekipler, ihbarın yapıldığı andan olayın sonlanmasına kadar olan süreci tabletler üzerinden takip edebilecekler. Kullanılan tabletlerle birlikte daha hızlı koordinasyon sağlanarak itfaiye ekiplerinin, navigasyon sistemi ile gidilecek güzergahların ve yol durumunu hızla belirlemesi sayesinde acil durumlara daha hızlı ve etkili müdahalede bulunmaları amaçlanıyor. “Olay yerine daha hızlı ulaşacak” Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Halit Doğan, Samsun itfaiyesinin gerek tecrübeli personeli gerek teknik donanımı ile Türkiye’nin en güçlü itfaiye teşkilatlarından biri olduğunu belirterek, “Samsun itfaiye teşkilatımızın teknik donanımı ve teknolojik altyapısı daha güçlü hale geldi. Özelikle son teknolojiyi içeren cihazların itfaiyemizin çalışma sistemine dahil edilmesini çok önemsiyoruz. Kullanıma başlayan 25 tablette bulunan navigasyon sistemleri sayesinde ekiplerimiz artık olay yerine daha hızlı ve doğru bir şekilde ulaşabilecek. Böylelikle müdahale süresi kısaltılarak, muhtemel riskler minimize edilecek. İtfaiye teşkilatımız her an olası her türlü olaya en hızlı şekilde müdahalede bulunabilecek bir güce sahip” dedi.