SAĞLIK - 21 Temmuz 2016 Perşembe 10:48

Sosyal kaygı bozukluğuna dikkat

A
A
A
Sosyal kaygı bozukluğuna dikkat

Psikoterapist/Aile Çift Ve Evlilik Terapisti Uzman Psikolog Naciye Tokaç, sosyal kaygı bozukluğu konusunda uyardı.

Diğer insanların bulunduğu ortamlarda hata yapma, rezil olma ve dikkatin kendi üzerine yönelmesinden korkma şeklinde görülen sosyal kaygı bozukluğunun toplum içinde genellikle çekingenlik olarak anlaşıldığını belirten Uzman Psikolog Naciye Tokaç, “Kişi tanıdığı veya hiç tanımadığı kişiler olsun, başkalarının olduğu ortamlarda dikkatin kendisine yöneldiğini düşünerek endişe ve korku hissine kapılır ve genel düşünce ve hareketlerinde normalde olduğuna göre tuhaflıklar olabilir. Bu tuhaflıklar; normalde olmayan, konuşurken sesinde titreme, yüz kızarması, terleme, ellerinde titreme, kalp çarpıntısı, zihin dağınıklığı ve dikkat dağınıklığı gibi fiziksel durumlar olabilir. Kişi bu durumları yaşayacağını gireceği ortamı düşündüğü an veya yapması gereken faaliyeti düşündüğü an yaşamaya başlar” dedi.

Sosyal ortama giren kişinin; kaygı hissetmeye başladığı an, olduğu ortamdan biranönce çıkmak istediğini kaydeden Uzman Psikolog Naciye Tokaç, “Kaygı hissettiği anda verilebilecek iki tepki “kaç yada savaş” tepkileridir. Sosyal ortamda kendi korkusuyla baş başa kalan kişi ise genellikle kaçmayı tercih eder ve bu ortamdan çıkmak için uğraşır veya kaygı hissedeceği durumlara hiç girmemeye çalışır. Böylece kaygısıyla yüzleşme fırsatı bulamaz ve sosyal kaygısı gittikçe devam eder. Sosyal kaygı duyulan ortamlarda kaçmak yerine savaşmak kişinin olduğu ortamla baş edebilmesini görmesine fırsat sunacağından dolayı aslında durumun korktuğu kadar olmadığını görmesinde fayda vardır” diye konuştu.

Sosyal kaygı duyulmasının önemli bir nedeninin de kişinin hissettiği öğrenilmiş çaresizlik hissi olduğunu belirten Uzman Psikolog Naciye Tokaç, “Kişi sıklıkla karşılaştığı bu durumu artık her zaman ve heryerde yaşayacağını düşündüğü için artık bundan kurtulamayacağını ve daima bu durumu yaşayacağını düşünecektir. Kişinin yaşadığı olumsuz tecrübeleri gelecekte edineceği tecrübelerine aktarılarak aynı durumu tekrar yaşayacağını düşünmesini sağlar. Bu durum ise gelecekle ilgili olumlu düşünmesine engel olacak ve olumsuz beklenti içerisine girmesini sağlayacaktır.

Sosyal kaygı duyan kişinin fiziksel, düşünsel ve duygusal alanlarının hepsinde birden değişiklikler gerçekleşir. Fiziksel yapısında otonom sinir sisteminin çalışmasına bağlı olarak heyecan anında oluşan tepkiler oluşmaya başlar aynı anda denilebilecek anda tüm olumsuz düşünceler zihninden geçmeye başlar ve duygular genellikle kendine yönelik kızgınlık v heyecan ile dolu olmaktadır. Böyle karmaşık bir durumla karşılaşan kişi bununla baş edemeyecek ve ne kadar yaşadığı olumsuz durumu belli etmek istemese de içine kapanacak ve kendisini ifade edemeyecektir” diye konuştu.

Sosyal ilişki kurma becerisi ve diğerleri ile kurulan iletişimin nasıl yapılacağının çocukluğun ilk dönemlerinde sosyalleşme süreci ile öğrenildiğini ifade eden Uzman Psikolog Naciye Tokaç, “Özellikle baba imajı çocuk açısından sosyalleşme konusunda önemli bir figür olmaktadır. Çocuk yaptığı yeni davranışlar, diğerleri ile kurduğu ilk iletişimlerde bazen hatalar yapabilir. Yaptığı hatalar karşısında çocuğa verilen tepkilerin nasıl olduğu önemlidir. Suçlayıcı, aşağılayıcı ve değersizlik hisleri uyandıran aşırı öfkeli tepkiler çocuğun kendisine güven sorunlarına yol açacaktır. Yanlış yaptığında yaptığı yanlış çocuğa hissettirilmeli ancak nasıl telafi edebileceğine dair de fırsat verilmelidir.

Bir diğer önemli nokta ise diğerleri ile iletişimi nasıl kuracağını yetişkinleri gözleyerek ve model alma yoluyla öğrenmektedir. Yetişkinin uygun olmayan davranışları da çocuğun aynı şekilde model almasına yol açacaktır. Sosyal kaygı bozukluğu; bastırılmış bilinçaltı kaygıların ürünü olduğundan dolayı psikoterapi tedavide önemli gelişme sağlayacaktır.” şeklinde konuştu. 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara CHP Genel Başkanı Özel: "Bugün beka sorunu her 4 gençten üçünün bavulları zihninde toplamış olmasıdır" CHP Genel Başkanı Özgür Özel, "Bugün beka sorunu her 4 gençten üçünün bavulları zihninde toplamış olmasıdır” dedi. CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Bilkent Üniversitesi Sosyal Demokrasi Topluluğu’nca düzenlenen etkinlikte gençlerle bir araya geldi. Özel, 31 Mart’ta gerçekleştirilen Mahalli İdareler Genel Seçimlerinin sonuçlanmasıyla birlikte CHP’nin birinci parti olduğunu, seçim sonrası katıldığı ilk programda gençlerle bir araya gelmesinin kendisi açısından çok değerli olduğunu kaydetti. “Seçmenin mesajını alırsan doğru yaparsın, almazsan tükenme sürecin başlar” Özel, CHP’de bir değişim süreci yaşandığını, her seçim sonuçlarının siyasilere yazılan bir mektup olduğunu ve bu mektupla siyasilere bir mesaj verildiğini ifade ederek, “O mesajı doğru okuyanların siyasette iyiye gittiğini, okuyamayanların da kötüye gittiğini adımın Özgür olduğu kadar inanarak savunan birisiyim. Seçmenin mesajını alırsan doğru yaparsın. Almazsan tükenme sürecin başlar" diye konuştu. “Siyasetin başarı kapısı bizim partiye kapalıydı” “Siyasetin başarı kapısı bizim partiye kapalıydı” diyen Özel, “Başımızın üstünde yüzde 25’lik bir cam tavan vardı. Kıramıyorduk, kıramayacağız diye artık zıplamıyorduk. O devasa siyaset kalesinin kapalı başarı kalesinin 3 anahtarı vardı. Tarihten mirastı, emanetti. O 3 anahtarı 3 deliğe soktuk ve teker teker çevirdik. Siyasetin başarı kapısı açıldı” dedi. “Bugün beka sorunu her 4 gençten üçünün bavulları zihninde toplamış olmasıdır” “Bugün beka sorunu her 4 gençten üçünün bavulları zihninde toplamış olmasıdır" diyen Özel, "En kötüsü yüzde 62, en yükseği yüzde 78 olmak üzere 5’ten fazla ankette gençler imkanım olursa yurtdışına gitmek, oraya yerleşmek ve orada yaşamak istiyorum diyor. Bu ülkenin yetişmiş, iyi eğitim almış ya da hak ettiği halde o fırsat eşitliğinden yararlanamamış pırıl pırıl gençleri, maalesef dünyanın başka ülkelerine gidiyor. Beka sorunu dünyanın başka ülkelerinin Türkiye üzerinde hesap yapması değildir. Plan yapması değildir. Hayal kurması değildir. O hayalleri geri püskürtmesini bildik ve biliriz. Bir ülkenin gerçek sorunu, o ülkenin gençlerinin dünyanın diğer ülkelerinde hayal kurmasıdır. İşte biz bu seçimlerde hiç olmazsa bir seçim daha, geleceğini dünyanın başka yerlerinde değil bu ülkede aramak üzere ya da gitse bile dönmeyi düşünerek, gönlünü hiç olmazsa burada bırakarak, gençlere bu ülkede hayal kurmaları için birlikte bir şey yapmayı teklif ettik ve onları çağırdık” değerlendirmesinde bulundu.
İstanbul A Milli Kadın Hentbol Takımı’nın EURO 2024’teki rakipleri belli oldu EHF Avrupa Şampiyonası’nda ilk kez mücadele etme hakkı kazanan A Milli Kadın Hentbol Takımı’nın rakipleri bugün çekilen kura ile belli oldu. Viyana’daki EHF merkezinde yapılan kura çekimi sonucu Türkiye, A Grubu’nda İsveç, Macaristan ve Kuzey Makedonya ile eşleşti. Kura çekim törenine katılan Türkiye Hentbol Federasyonu Başkanı Uğur Kılıç, kura sonrası yaptığı değerlendirmede, "Kura çekildi, top artık kızlarda. Son topa kadar mücadele edeceğiz ve tarihimizde ilk defa katıldığımız Avrupa Şampiyonası finallerinde iz bırakmak için maçlarımıza çıkacağız. Takımımıza güveniyorum" dedi. EHF 2024 Kadınlar Avrupa Şampiyonası, üç ülkedeki dört şehirde (Avusturya, Macaristan ve İsviçre), 28 Kasım-15 Aralık 2024 tarihleri arasında oynanacak. En büyük katılımlı Avrupa Şampiyonası olacak turnuvada 24 takım kupayı kaldırmak için mücadele edecek. Ön tur, Basel (İsviçre), Innsbruck (Avusturya) ve Debrecen’de (Macaristan) gerçekleştirileceği EURO 24’te, ana tur Viyana (Avusturya) ve Debrecen’de oynanacak. Final maçı ise 10.000 seyirci kapasiteli Viyana’nın Wiener Stadthalle’de oynanacak. EHF EURO 2024 logosu ise turnuvaya ev sahipliği yapan üç ülke bayrağının (kırmızı, yeşil ve beyaz) renklerini hentbolun dinamik hareketiyle birleştirerek yansıtıyor. EURO 2024 grupları şöyle oluştu: A Grubu: İsveç, Macaristan, Kuzey Makedonya, Türkiye B Grubu: Karadağ, Romanya, Sırbistan, Çekya C Grubu: Fransa, İspanya, Polonya ,Portekiz D Grubu: Danimarka, İsviçre, Hırvatistan, Faroe Adaları E Grubu: Norveç, Avusturya, Slovenya, Slovakya F Grubu: Hollanda, Almanya, İzlanda, Ukrayna
Ankara TBMM İliç Maden Kazası Araştırma Komisyonu ilk toplantısını gerçekleştirdi Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) İliç Maden Kazası Araştırma Komisyonu ilk toplantısını gerçekleştirdi. Toplantıda AK Parti Antalya Milletvekili Atay Uslu komisyon başkanlığına seçildi. Erzincan’ın İliç ilçesindeki maden ocağında meydana gelen toprak kaymasının tüm yönleriyle araştırılarak muhtemel maden kazalarının önlenmesine yönelik tedbirlerin belirlenmesi amacıyla kurulan Meclis Araştırma Komisyonu, ilk toplantısını yaptı. Toplantıda komisyonun başkanlığına AK Parti Antalya Milletvekili Atay Uslu seçildi. Komisyon başkanvekilliğine AK Parti Bolu Milletvekili Yüksel Coşkunyürek, komisyon sözcülüğüne MHP Antalya Milletvekili Abdurrahman Başkan, katip üyeliğe ise CHP Erzincan Milletvekili Mustafa Sarıgül seçildi. Uslu, komisyon başkanı seçilmesinin ardından yaptığı konuşmada, İliç’te yaşanan kazanın Türk milletini derinden üzdüğünü, halen toprak altında bulunan 8 işçiye bir an önce ulaşılmasını temenni ettiklerini söyledi. Kaza anında 10 milyon metreküpten fazla toprak kütlesinin kaydığına dikkati çeken Uslu, işçilerin kurtarılması için olayın ilk anından itibaren tüm kurum ve kuruluşların çalışmaya başladığını, heyelan riski nedeniyle bir süre ara verilen arama kurtarma çalışmalarının halihazırda 24 saat boyunca sürdürüldüğünü belirtti. Uslu, kaza sonrası toprakta, havada, suda kirlenme konusunda spekülasyonlar olduğunu ancak ilgili bakanlıkların gerekli kontrollerde şu ana kadar bir olumsuzluğa rastlanmadığını açıkladığını vurguladı. "Bu tür kazaların olmaması hem de bu kazadaki sorumluların cezalandırılması ve ihmallerin ortaya çıkarılması için güzel bir rapor düzenleyeceğiz" Araştırma komisyonunun Mecliste grubu bulunan tüm partilerin ortak kararıyla kurulduğunun altını çizen Uslu, şunları kaydetti: "Bu komisyonu birlikte kurduk, birlikte çalışacağız. Başkanlığı ben üstlendim ama buradaki her bir arkadaşımız başkandır. Herkes fikrini, talebini, düşüncesini rahatlıkla dile getirebilir. Hep birlikte bu sürecin onarılması ve bundan sonra bu tür kazaların önlenmesi için ne yapılması gerekiyorsa çalışacağız. Milletimizin bize verdiği yükümlülüğü sonuna kadar yerine getireceğiz. Çalışacağız, dinleyeceğiz, yerinde incelemeler yapacağız ve hem bundan sonra bu tür kazaların olmaması hem de bu kazadaki sorumluların cezalandırılması ve ihmallerin ortaya çıkarılması için güzel bir rapor düzenleyeceğiz."