GÜNDEM - 19 Nisan 2015 Pazar 10:12

Sosyal medyanın konuştuğu Ali Uçar İHA'ya konuştu

A
A
A
Sosyal medyanın konuştuğu Ali Uçar İHA'ya konuştu

İzmir’de, metroda kitap okurken gizlice fotoğrafı çekilip “Entel olcam, kız tavlıcam diye kendini yırtan İzban kekosu, terliklerine bayıldım” diye ayrımcı bir dille eleştirilen ve cevap olarak yazdığı yazıyla insanlık dersi veren Ali Uçar, yaşadığı olayı ve sonrasında gelişen süreci İHA’ya anlattı.

Beş yaşındayken annesi ve babası ayrıldı, hayatı yokluk içinde geçti. Annesi, bin bir zorlukla çocuklarına bakarken, üç gün boyunca aç kaldığı oldu. Bazen tüple ısındı, bazen battaniyeyle. Bacası olmayan sobayı kurmaya çalışırken, ortaokulda elbisesi olmadığı için altı ay boyunca ‘annem yarın maaş alacak, o zaman ortaokul elbisesi alacağım’ diyerek öğretmenini atlattı. Utana utana üniforma ve ayakkabısı olmadan okula giderken, sonunda okulu bırakmaya karar verdi. İzmirli 28 yaşındaki Ali Uçar, hayatın tüm zorluklarına rağmen kitap okumayı bırakmadı. İlkokul 3. sınıfta öğretmeninin verdiği ‘Kuyudaki Cin’ kitabını okuduktan sonra kendi tabiriyle ‘kendi kuyusundaki cini aramaya başladı’. Metroda kitap okurken karşısında oturan bir kadının fotoğrafını çekip altına “Entel olcam, kız tavlıyacam" diye kendini yırtan İzban kekosu, terliklerine bayıldım” yazarak sosyal medyada paylaşması, Uçar’ın Türkiye tarafından tanınmasına neden oldu. Fotoğraftaki kişinin kendisi olduğunu anlayan Uçar, sosyal paylaşım sitesine “Arkadaşlar fotoğraftaki şahıs benim ve hiç utanmıyorum. Karşımda oturmuş olan kıza veya çevremde hiç kimsenin namusuna bakmadığım için. Evet ben cebi çok zengin bir insan değilim. Hatta 6. sınıftan terkim. Annem babam ayrı. Toplumun huzurunu kaçıran soytarı olmadım. Çalmıyorum. Çalışarak kazanıyor, param yettiğince kitap almaya, kütüphaneye gitmeye çalışıyorum. Çok utanç duyuyorum böyle bir insan olduğum için. Elbisem kirli, terliğim bindiğim metroya uygun değil. İşte zihnimi kirletemiyorum. Utanıyorum. Ama her ne olursa olsun bana kitaplar böyle olmayı öğretti. İnsan olmayı. Hayvanlaşıp çevremi kirletmiyorum. Üzgünüm, utanıyorum” yazarak insanlık dersi verdi. Uçar, yaşadığı olayı ve sonrasında gelişen süreci İHA’ya anlattı.

DOĞACAK ÇOCUĞUNA ALİ İSMİNİ KOYMAK İSTEYENLER OLDU
Çalıştığı iş yerinde çay molasına çıktığı esnada internette göz gezdirirken kendi fotoğrafını gördüğünü söyleyen Uçar, olaydan sonra çok sayıda olumlu tepki aldığını, insanların ‘ben hayatımda elime hiç kitap almamıştım ama senin sayende üç kitap aldım ve okumaya başladım’ diye mesajlar attığını, hatta hamile bir kadının doğacak çocuğuna Ali ismini koyacağını ve ona benzemesini istediğini yazdığını belirtti. Sosyal paylaşım hesabında 30 bin üzerinde arkadaşlık talebi yollandığını, 50 binin üzerinde mesaj geldiğini ifade eden Uçar, “Bu ayrı bir mutluluk verdi. Benim amacım gazetelere televizyonlara çıkmak değil. Böyle olumlu tepki almak, insanların duyarlılığını yitirmediğini görmek, biraz daha kitap sevgisi aşılamak benim için apayrı bir gurur oldu” dedi.

“KIZ TAVLAMAK İÇİN OLSA GÜZEL ELBİSELER GİYİLİR”
Yaşadığı olayın aslında üzücü olduğunu dile getiren Uçar, “Kitap okuyan birine bu şekilde yaklaşılması üzücü. Kız tavlamak için olsa güzel elbiseler giyilir. Saç baş taranır. Orada o amaç olmadığı elbiselerden de belli. Ben yine de arkadaş kötülük de yapsa onu iyilikle kazanmak isterim. Ben kötülük yaparsam daha kötü olacaktı. Kitaplardan bunu öğrendim. Bende bulunan her şey kitaplardan. Yoksa ben ilkokul mezunuyum. Sıradan bir insanım” diye konuştu.

AVUKATLARDAN DAVA İÇİN MESAJ ALDI AMA KABUL ETMEDİ
Olaydan sonra fotoğrafı paylaşan kadının kendisine ulaşmadığını ancak çok sayıda avukattan dava açması için mesaj aldığını kaydeden Uçar şunları söyledi: “Benim davama bakabileceklerini ve hiçbir ücret talep etmediklerini söylediler ama burada temel hedef para değil. Bir insanı kazanmak. Doğru ve güzel olanı yapmak. Hayatımızda her şeyin para olmaması gerekiyor.”

MUNGAN KİTAP HEDİYE ETMEK İÇİN TWEET ATTI
Uçar, verdiği insanlık dersinden sonra sadece halktan değil önemli yazarlar ve yayınevlerin de mesajlar aldı. Bunlardan biri de ünlü yazar Murathan Mungan oldu. Mungan’ın, İzmir’de düzenleyeceği imza gününde kendisine kitap hediye etmek istediğini yazan bir tweet attığını söyleyen Uçar, sözlerini şöyle sürdürdü: “Birçok yazardan olumlu mesaj aldım. Yayınevleri aradı. Görüşmek, tanışmak istediklerini söyleyenler oldu. Kitap hediye etmek istediklerini söyleyenler oldu. Murathan Mungan’ın attığı tweet beni ayrıca gururlandırdı. Bu kadar değerli bir yazarın böyle bir tweet atması çok mutlu etti. Mesajların yüzde 90’ı ‘kitaplarımı sana vermek istiyorum çünkü kitaplarıma en iyi bakacak insanlardan biri sensin’ şeklindeydi. Ama ben kitaba para verdiğim takdirde bunun yazarı kazanacak, yeni eserler çıkaracak ortaya. Yayıncı kuruluş kazanacak, kitap evi kazanacak, stantta duran arkadaşlarımız kazanacak ve bu şekilde çoğalacağız.”

“EN BÜYÜK HAYALİM KİTABEVİ AÇMAK”
Hayalinin bir kitabevine sahip olmak olduğunu belirten Uçar, sözlerini şöyle tamamladı: “İçeri girenleri potansiyel kar amacı görmekten ziyade onlara o kitabı tutkuyla, aşkla sevdirebilmek isterim. Kitabı açtığımda kendime yeni bir kapı açmış gibi hissediyorum. Bugün ülkemizin toplu taşıma araçlarına baktığımız zaman hepimizin elinde birer tane telefon. Japonya’da bir fotoğraf gördüm. Herkesin elinde kitap ve okuyorlar. Bizim tükettiğimizin, onların ürettiği olduğu apaçık ortada.”

“BÖYLE OKURLARA İHTİYACIMIZ VAR”
Uçar’ı sosyal medyadan tanıdıktan sonra tanışmak isteyen kitapçı Mehmet Nusrettin Özbay da Uçar’a kitap hediye ederek şu ifadeleri kullandı: “Sanal ortamda görüp çok duygulandık. Böyle okurlara ihtiyacımız var. Okumanın biçim olarak değil, içerik olarak olması gerektiğine inanıyoruz. Paylaşım çok talihsiz bir paylaşımdı. Fakat ’her şerde bir hayır vardır’ derler. Ali herkese iyi bir örnek oldu. Görüşmek istiyordum. Hatta paylaşımı görünce ‘acaba Ali bizim kitabevine de geliyor mu?’ diye düşünmüştüm ama Ali’yi bundan sonra tanımış olduk. Her zaman da bekleriz.” 

Sosyal medyanın konuştuğu Ali Uçar İHA'ya konuştu

CEREN ATMACA - HALİL KARAHAN

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Şenes Erzik: "Seçimle ilgili tarih tartışmalarını anlamsız buluyorum" Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Onursal Başkanı Şenes Erzik, seçimle ilgili tarih tartışmalarını anlamsız bulduğunu söyledi. TFF Onursal Başkanı Şenes Erzik gündeme dair açıklamalarda bulundu. Erzik, "Çok uzun yıllar FIFA ve UEFA’da üst düzey yöneticilik yaptım. FIFA Zürih’de müzesinin içinde bana özel bir köşe ayırdı. Ben de onlara elimdeki önemli fotoğraf ve objeleri karşılıksız verdim. Bu benim için çok önemliydi, Levent’te içinde bulunduğumuz binayı da Türk futboluna kazandırdık. Burası da müze gibi diyen Şenes Erzik, bugün de TFF ile FIFA ve UEFA ilişkileri son derece sağlam. Biz onlarla aile gibiyiz dedi. Avrupa Futbol Şampiyonası’na ev sahipliği yapmak için çok uzun zamandır çalışıyoruz. Daha önce 1 oy ile kaybetmiştik. Bu kez kazandık. Sayın Mehmet Büyükekşi 2032 Avrupa Futbol Şampiyonası’nın ev sahipliğini aldığımız gün beni onore etti. Bana TFF Onursal Başkanı akreditasyon kartımı kendi elleri ile takdim etti. O günün hatırasını evimde baş köşede saklıyorum. Ayrıca bana o gün hep birlikte çektirdiğimiz fotoğrafı hediye etti. Onu da evimde saklıyorum. Çok mutlu olduğum bir gündü. Gözlerim doldu" dedi. 18 Temmuz’da yapılacak TFF seçimli mali genel kurulu ile ilgili de konuşan Erzik, "Seçimle ilgili tarih tartışmalarını anlamsız buluyorum" diye konuştu. "A Milli Futbol Takımı ile ilgili iyi bir ekip kuruldu başarılı buluyorum. Montella tercihi çok doğru bir tercihti" diyen Şenes Erzik, Türk futbolunun geleceği ve kurtuluşu için altyapıya önem verilmesi gerektiğini vurguladı.