SAĞLIK - 09 Aralık 2016 Cuma 12:23

Stres diş kaybına neden oluyor

A
A
A
Stres diş kaybına neden oluyor

Diş Hekimi İlker Arslan, diş hekimliğine karşı hissedilen stresin, diş kaybına ve tedavi sürecinin uzamasına neden olduğunu söyledi.

DentSuadiye Ağız ve Diş Sağlığı Polikliniği Protez ve İmplantoloji Uzmanı Diş Hekimi İlker Arslan, "Psikolojik savaş içinde olmak, maalesef ki günümüz koşullarında hepimiz için oldukça büyük bir mücadele. Gün içinde yaşadığımız problemler, koşturmaca ve mental olarak hissettiğimiz panik duygusu stresin önlenemez bekçileri. Yaşam içindeki mücadelemizle birlikte, beynimizdeki travmalar, gün bitiminde, özellikle uyku halinde bizi istemsiz bir şekilde sarmakta. Diş sıkma, diş gıcırdatma bunlardan sadece birkaçı. Sabah kalktığımızda hissettiğimiz çenede kitlenme, boyun ve baş ağrıları farkında olmadan yaptığımız bu refleksle ilişkili" dedi.
Diş sıkma sonucunda, dişlerde çatlakların, kırılmaların ve diş etine yakın kısımlarında aşınmaların oluştuğunu kaydeden Dt. İlker Arslan, "Diş ve diş eti arasında boşluk oluşumu, kişinin hissedeceği hassasiyetin artmasına neden olmakta. Diş minesindeki aşınma, dişi koruyamamakla başlayan adım, diş kaybı ile sonuçlanmakta. Vücudumuzdaki diş eksikliğinin oluşması yaşadığımız stresi bu ölçüde katlamakta. Bunun yanı sırada oluşan estetik kaygısı mutsuzluğun en büyük tetikleyicisi olmakta. Diş hekimliği ve estetik konusu da bu durumda devreye girmekte" diye konuştu.

"Diş sıkmak diş kaybına neden oluyor"
Dt. Arslan, "Diş kaybıyla bizlere gelen hastalarımızın birçoğunda diş sıkma ve gıcırdatma problemlerini görmekteyiz. Bunu önleyebilmek adına diş plakları veya botoks işlemleri yapmaktayız. Hazırlanan diş plakları, diş üzerindeki basıncı önleyeceği için, refleks olarak kişinin dişini sıkmasını engeller. Yapılan botoks işlemi de çiğneme kaslarına uygulandığından stresi yok etmeye yönelik bir çalışmadır ve bunların yanı sıra da, diş hekimliğine karşı kişinin hissettiği stres, kaybın ve tedavi sürecinin uzamasına neden olmaktadır. Psikolojik olarak hissedilen, diş hekimi korkusu, gelecekte oluşabilecek birçok sağlık sorunlarının da tetikleyicisi olmaktadır. Günümüz koşullarında artık, acıdan ve korkudan uzak olabileceğiniz pek çok yeni yöntemler oluşmaktadır. Profesyonel olarak yapılan birçok çalışma neticesinde, hastalarımızın artık diş hekimi korkusunu yendiklerini ve kendisiyle daha barışık bir birey haline geldiğini görmekteyiz" ifadelerini kullandı.
Arslan, "Son olarak yapmanız gereken en zor işin,keyifle koltuğunuzda oturmak ve güven duygunuz içinde hekiminize kendinizi emanet etmek. Böylelikle en azından stresinizi profesyonel bir ele teslim ederek ve gülümsemenize neşe katarak silebilirsiniz" şeklinde konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kayseri Talas’ta 23 Nisan coşkusu alanlardan taştı Talas Belediyesi, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramını çocuklara özel düzenlenen etkinliklerle kutladı. Şiirler okuyup birbirinden özel oyunlarla eğlenen çocukların sevinci görülmeye değerdi. Talas Belediyesi yine çocuklara farklı bir bayram coşkusu yaşattı. Yamaç Paraşütü İniş Alanında, Talas Belediyesi ve Talas Kaymakamlığı tarafından ortaklaşa yapılan etkinlikte birbirinden eğlenceli aktivitelerle hem çocuklar hem de büyükler keyifli bir bayram geçirdi. Saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı okunmasının ardından başlayan törende konuşan İlçe Milli Eğitim Müdürü Mustafa Elmalı, şanlı tarihin en önemli kazanımlarından ve dönem noktalarından birisi olan TBMM’nin açılışının 104. yılını kutlamanın onuru ve heyecanını yaşadıklarını söyledi. Daha sonra kürsüye gelen Talas Belediye Başkanı Mustafa Yalçın, sözlerine “23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramının gerçek sahibi sevgili çocuklar gününüz kutlu olsun.” diyerek başladı. “Çocuklarımıza güveniyoruz” Başkan Yalçın, “Cumhuriyetimizin 100. yılını kutladığımız günlerde ikinci yüzyıla devrederken görevi devralan çocuklar olarak burada hepimiz cıvıl cıvıl bir aradayız. Biz size güveniyoruz. Ülkemiz sizin sayenizde çok daha güzel günlere kavuşacak. Atatürk’ün dediği muasır medeniyetler seviyesine ulaşmasında el büyük emeği sizlerin sağlayacağınızdan eminiz.” dedi. Talas Kaymakamı Yaşar Dönmez de, öğrencilere seslenerek, “Bugün ülkemizi bizler yönetiyoruz. Yarın sizler büyüdüğünüzde bizlerin yerinde olacaksınız. O nedenle kendinizi iyi bir şekilde donanımlı olarak yetiştirin.” ifadelerini kullandı. Vatandaşlardan Başkan Yalçın’a teşekkür Çocuklar bayramdan mutlu olduklarını söylerken, büyükleri de hazırlanan program nedeniyle Talas Belediye Başkanı Mustafa Yalçın’a teşekkür etti. Konuşmaların ardından miniklerin ve küçüklerin hazırladığı birbirinden özel gösteriler ile okunan milli ve manevi duygularla dolu şiirlerle bayram coşkuyla kutlandı. Program yapılan yarışmalarda dereceye giren öğrencilere hediyelerinin verilmesiyle son buldu.
Sivas Sivas Ermeni doktorun ihanetini unutmadı Sivas’ta 1915 yılında güvenip teslim oldukları ermeni doktor tarafından zehirlenerek şehit edilen 40 Osmanlı askeri ve doktorun ihaneti aradan geçen 1 asırdan fazla zamana rağmen unutulmadı. 1915 yılından günümüze aktarılan tarihi verilere göre Merzifon taburu cepheye gittiği sırada zorlu kış şartları sebebiyle Sivas’ın Hafik ilçesi Çınarlı köyünde konakladı. Konaklama sırasında askerler hastalandı. Ermeni bir doktor tedavi etme bahanesi ile askerlere zehirli iğne yaparak 40 askeri şehit etti. Ermeni doktorun askerlere zehirli iğne yapması sonucu öldüğünün anlaşılması üzerine doktor da öldürüldü. İhanet sonucu şehit edilen 40 Osmanlı askeri için köyde bir şehitlik inşa edildi. “İğneyle zehirleyip şehit etti” 1915 yılında yaşanan olayla ilgili bilgi veren emekli din görevlisi Şemsettin Özkan ayakları yaralandığı için revire giden askerlerin zehirli iğne ile şehit edildiklerini belirterek, “Merzifon’dan gelen tabur burada konakladıktan sonra doktor ve kırk dört tane askerimiz yoldan gelmiş, postalı şişmiş, ayakları şişmiş yorulmuş. Doktora, revire çıkıyorlar. Revire gelen asker, postalı ayağını sıkmış, yorulmuşlar. Daha sonra askerlerden bazıları rahatsızlanıyor ve hatta ölüyor bir kısmı. Bu arada hani bir iki üç beş derken ya ‘bunda bir hal var’ diyorlar. Postalın sıkmasıyla insan ölmez, dermansız ölünmez. O arada da vücutlarında siyahlık beliriyor. İğneye bakıyorlar herkes yiyor ama revire gelen askerler maalesef ölüyor. Bakıyorlar ki doktor gayrimüslim revire giden askerleri zehirliyor. Kırk dört askeri zehirliyorlar. Rivayete göre doktoru tutukluyorlar. Doktor gözaltındayken palaskasıyla kendini boğuyor. Bir rivayete göre de buradan Hafik’e giderken yolda muhafızlar, askerler vuruyorlar. Doktorun Ermeni olduğu söyleniyor “ dedi. “Zulmetmedik ihanet ve zulüm gördük” Özkan, Müslüman Türklerin hiçbir zaman Ermenilere zulmetmemesine rağmen Ermenilerden ihanet ve zulüm gördüklerini ifade ederek, “Geçmişte bu civarda Ermeniler de yaşardı. Bunlar Müslüman Türklere kardeşten daha kardeş yaşardı, ailece görüşlerdi. Müslüman Türklerden Ermenilere zerre kadar bir zarar dokunmamıştır. Köyümüzde yakın tarihlere kadar hayat süren Ermeni gelirlerimizde vardı. Ermeni, Hristiyan denilerek kesinlikle bir ayrım yapılmadı. Tarihte bunu yazmaktadır. Fakat onlar köylerimizde katliamlar yaptı. Zara’nın Şerefiye nahiyesinde Kayabaşı köyü vardır. Orada İnönü mevkiinde askerlerimizi pusuya düşürüp yaylım ateşine tuttular. 90 yaşında birisinden dinlemiştim. Türkler asla onlara ihanet etmedi, zulmetmedi ancak onlar Osmanlı ve Müslüman Türk komşularına hem ihanet etti hem de zulüm etti” şeklinde konuştu.