GÜNDEM - 25 Mart 2017 Cumartesi 11:41

'Suriye-Irak bağlamında Orta Doğu’nun geleceği' paneli

A
A
A
'Suriye-Irak bağlamında Orta Doğu’nun geleceği' paneli

Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Tarih Araştırmaları Kulübü ile Orta Doğu ve Afrika Araştırmacıları Derneği’nin ortak düzenlediği “Orta Doğu ve Kuzey Afrika Konuşmaları” başlıklı panel serisinin üçüncüsü “Suriye-Irak Bağlamında Orta Doğu’nun Geleceği” paneli, Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Davut Hut ve Orta Doğu Uzmanı Dr. Ahmet Emin Dağ’ın katılımıyla Üsküdar Yerleşkesi’nde yapıldı.

Orta Doğu’nun geleceğine yönelik tarihi süreçte yaşananları hatırlatarak Irak özelinde değerlendirmelerde bulunan Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Davut Hut, dostun, düşmanın, belirsiz ilişkilerin iç içe geçtiği Orta Doğu’da, Irak’ın bugünkü durumunu terör, kaos ve mezhep mücadelesine batmış bir ülke olarak özetledi. Hut, dünya petrol rezervinin yüzde 9’unu elinde bulunduran Irak’ta petrol var oldukça emperyalist güçlerin de var olacağını, dolayısıyla fikren ve fiilen bölünmüşlüğün sona ermeyeceğini belirtti.
Orta Doğu’daki siyasi ve ekonomik istikrarsızlığın sebeplerinden biri olan, iktidar çekişmelerinin merkezde olduğu mezhep mücadelesinde İran’ın rolünü detaylandıran Hut, İran’ın 2003 yılıyla birlikte Şiiliği siyasi bir hâkimiyet olarak Irak üzerinde kullanıp ülke üzerindeki nüfuzunu arttırdığını ifade etti.

Irak’ın geleceğiyle ilgili muhtemel senaryolar

Ülkede Şii propagandası var olduğu sürece Irak’ın, Şii-Sünni çatışmasından kurtulmasının mümkün görünmediğini söyleyen Hut, Irak’ın geleceğiyle ilgili muhtemel senaryolar üzerine de konuştu. Hut, Barzani’nin bölgede bir Kürt devleti kurulması için merkez yönetime referandum kartını tehdit unsuru olarak göstermesinin kısa vadede Barzani lehine sonuçlanmayacağını düşündüğünü belirtti.

Sünni-Şii başlığı altındaki mücadelenin daha da şiddetlenmesi ve IŞID, El Kaide gibi Selefi örgütlerin daha da güç kazanmasıyla, Irak’ın güneyinde Şii-Irak devleti, Irak’ın batısında ise Sünni-Irak devletinin kurulmasının orta ve uzun vadedeki senaryolar olduğunu aktaran Hut, “Irak bir bütün olarak kalsa da üç devletli bir yapıya gelse de emperyalizmin bu ülkeden elini çekmesi gerekiyor. Türkiye gibi bölgede tarihsel nüfuzu olan ülkelerin, Irak’ta tarafları adil, eşit bir yönetim ve eşit bir siyaset çerçevesinde bir araya getirmesi gerekiyor.” diyerek konuşmasını tamamladı.

Suriye bağlamında Orta doğu

Orta Doğu’nun geleceğini Suriye bağlamında yorumlarken yakın geçmişe dönen Dr. Ahmet Emin Dağ, askeri, ekonomik ve siyasi kimliğini Sovyetler ile şekillendiren Suriye için Sovyetlerin dağılmasının ardından doğan varlık krizi, ülkenin, Irak’ın Kuveyt’i işgali sırasında ABD yanında yer alarak durumdan sağladığı siyasi ve ekonomik avantaj ve Irak’ın Kuveyt’ten çıkarılmasıyla ülke için başlayan Batı’yla uzlaşmacı yeni dönem hakkında detaylı bilgi verdi.

Bir dönem revizyonist ülkeler olarak tanımlanan İran, Suriye ve Irak’ın 2010’lara doğru, İsrail ve Mısır gibi statükocu ülkelere evrilmelerine, 20 yıl önce düşman olan ABD, İsrail, Rusya ve İran’ın Ortadoğu’daki mevcut kaosun devamı için anlaşmalarına dikkat çeken Dağ, uluslararası sistemin bölgede üçüncü harita düzenlemesi yaptığının altını çizdi.

“Orta Doğu’da 4. Dünya Savaşı yaşanıyor”

1920’de ortaya çıkan Fransa ve İngiltere hâkimiyetindeki iki parçalı yapı ile 1945’ten sonra 15 parçaya bölünmüş yapının, 1970’lerden sonra devlet sahibi olmayan grupların ortaya çıkmasıyla üçüncü kez değiştiğini söyleyen Dağ, “Mesele, Şam yönetimiyle onun muhalifleri üzerinden yeni bir düzen oluşturma mücadelesidir. O yüzden bu uluslararası bir savaştır, kendi çapında 4. Dünya Savaşı’dır” diye konuştu.
“Orta Doğu ve Kuzey Afrika Konuşmaları” üst başlığında 23 Şubat’ta başlayan panel serisi 6 Nisan’da “ABD’nin Orta Doğu Politikaları ve İran” paneliyle sona erecek. 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Çanakkale Bakan Bak: "Herkese, tüm dünyaya ’Çanakkale geçilmez’ efsanesini anlattılar, gösterdiler" Çanakkale Kara Savaşları’nın 109’uncu yıl dönümü anma törenleri kapsamında binlerce izci, 57’nci Alay Vefa Yürüyüşü gerçekleştirdi. Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak yaptığı açıklamada, "Herkese, tüm dünyaya ’Çanakkale geçilmez’ efsanesini anlattılar, gösterdiler." dedi. Gençlik ve Spor Bakanlığı tarafından ’57’nci Alay Vefa Yürüyüşü’ne katılanlar, ilk olarak Eceabat ilçesine bağlı Kocadere köyünde kamp kurdu. Yürüyüş öncesinde katılımcılara, Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak tarafından tümü şehit düşen 57’nci Alay askerlerinin son yemeği, kırık buğday çorbası dağıtıldı. Sabah namazı kılındı Ardından, 109 yıl önce şehit düşen askerler gibi sabah namazı kılındı. Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak, Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanı İsmail Kaşdemir ve çok sayıda rütbeli askerin de yer aldığı katılımcılar, saat 06.00’yı gösterdiğinde harekete geçti. Atalarına yürüdüler Yarbay Mustafa Kemal’in 25 Nisan 1915 sabahı düşman çıkarmasını haber alınca, savaşların kahraman birliği 57’nci Alayı Conkbayırı’na gönderdiği ve "Size savaşmayı değil, ölmeyi emrediyorum" sözleriyle tarihe geçen o günkü tarihi yürüyüş, bir kez daha hayat buldu. Yaklaşık 6 kilometrelik yürüyüş, 1,5 saat sonra Conkbayırı’nda sona erdi. Yürüyüşe binlerce izci katıldı. Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak yaptığı açıklamada, "Amacımız bu ülke gençlerine Çanakkale destanını, Malazgirt zaferini, Dumlupınar, 30 Ağustos’taki, Sakarya’daki, 15 Temmuz’daki destanları unutturmamak, hatırlatmak. Bu toprakların ne kadar kıymetli olduğunu, bu vatan için binlerce şehidin verildiğini anlatmak ve bunları yaşamalarını sağlamak. Gençlerimiz o atmosferi görüyor, o zamanki o mücadelenin zorluklarını yaşananları hissediyor. Amaç bu toprakların gücünü, nasıl bir mücadele verildiğini anlatmak. Bakanlık olarak bunu sürekli gerçekleştiriyoruz. Aynı zamanda ülkenin dört bir yanından gençlerimizi Çanakkale gezileriyle buraya taşıyoruz. Geziyorlar, programlar yapıyoruz. Rehberler, tarihçiler buradaki destansı mücadeleyi anlatıyorlar. Bu topraklar kanla yoğrulmuş, destansı mücadele var, Gazi Mustafa Kemal Paşa ve silah arkadaşları o zaman mücadelede yer aldılar. Tüm dünya ve batı medeniyetine, emperyalizme karşı büyük mücadele ortaya konduğu, dünyanın en güçlü donanmaları, ordularını burada yendiler. Herkese, tüm dünyaya ’Çanakkale geçilmez’ efsanesini anlattılar, gösterdiler. Geçmişimizle tarihimizle gurur duyuyoruz" dedi.
Kütahya Kütahya’da silah ticareti operasyonu: 6 gözaltı Kütahya ve Afyonkarahisar’da kaçak silah ticareti yapanlara yönelik 7 adrese eşzamanlı düzenlenen operasyonda, 6 şüpheli gözaltına alındı. Kütahya İl Emniyet Müdürlüğü sorumluluk bölgesinde silah ticareti yapan şahısların tespitine yönelik Asayiş Şube ve İstihbarat Şube Müdürlükleri tarafından yapılan koordineli çalışma sonucu, Afyon’dan silah bulundurma ruhsatı ile birlikte yasal yoldan silah satın alan şahısların Kütahya’ya getirdikleri silahları sattıkları ve satışı gerçekleştirdikten sonra da hırsızlık süsü vererek çalındığı yönünde müracaatta bulundukları tespit edildi. E.D. (37), E.D. (39), Y.V. (32) ve B.M. (23) isimli şahıslar hakkında projeli teknik ve fiziki takip çalışması neticesinde yapılan ara yakalamada, toplam 66 adet çeşitli çaplarda tabanca fişeği ele geçirildi. Hakkında çalışma başlatılan 4 şüpheli şahsın 2 ayrı şahıs ile silah ticareti konusu ile ilgili olarak irtibatlı olduğu tespit edildi. Şüphelilerin yakalanması ve soruşturmaya konu başkaca suç unsurlarının ele geçirilmesi amacıyla Kütahya İl merkezinde 6 şüpheli şahsın yakalanması ve suç unsurlarının ele geçirilebilmesi için Kütahya il merkezinde 4 adres, jandarma sorumluluk bölgesi olan Siner Mahallesi’nde 3 adres olmak üzere toplamda 7 adreste yapılan eş zamanlı operasyon sonucu 6 şüpheli şahıs yakalandı. Yapılan arama neticesinde, 2 adet ruhsatsız tabanca, 5 adet av tüfeği, 127 adet tüfeği kartuşu, 13 adet çeşitli çaplarda tabanca fişeği ve 5 adet tabanca şarjörü ele geçirildi. Yakalanarak gözaltına alınan 6 şüpheli şahıs hakkında adli işlem başlatıldı.