GÜNDEM - 20 Kasım 2014 Perşembe 23:03

Suriyelilere 508 milyon TL sağlık ödemesi

A
A
A
Suriyelilere 508 milyon TL sağlık ödemesi

Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, Suriyelilerle ilgili yapılan sağlık ödemelerinin 508 milyon TL olduğunu söyledi.

Plan ve Bütçe Komisyonu’nda Sağlık Bakanlığı, Türkiye Hudut ve Sahiller Sağlık Genel Müdürlüğü, Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu, Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu ve Türkiye Halk Sağlığı Kurumu bütçesi görüşüldü ve kabul edildi. Komisyonda bulunan ekranlara hayatını kaybeden CHP İstanbul Milletvekili ve Plan ve Bütçe Komisyonu üyesi Mevlüt Aslanoğlu’nun fotoğrafı yansıdı.

Müezzinoğlu, Plan ve Bütçe Komisyonu’nda milletvekillerinin sorularını cevapladı. Müezzinoğlu, Bodrum Kaymakamı Mehmet Gökdekmerdan’ın AK Parti İlçe Kongresi’ne katılmasının hatırlatılması üzerine, “Kaymakamın orada varlığını sizden duyuyorum. Vali bey yoktu. Asla olması doğru değil. Kaymakamın var olduğunu sizden işitiyorum. Siyasi parti kongresinde kaymakamın işi yok yeri de yok. Vali yoktu zaten. Ben vali ile gittim ama salonda vali bey dışarıda kaldı" ifadelerini kullandı.

Müezzinoğlu, hiçbir veriyi gizlemediklerinin altını çizerek, “Bu anlamda en şeffaf duruşumuz olduğunu takdir edersiniz. Yıllara göre kızamık sayısı 2005'de bin 119, 2006'da 34, 2007'de 3, 2008'de 4, 2009'da 4, 2010'da 7, 2011'de 111, 2012'de 359, 2013'de 7 bin 405" dedi.
Müezzinoğlu, kızamık sayının neden arttığı sorusuna ise, “Suriyelilerin o bölgede geçtiğimiz yıl Mayıs-Haziran, o aylarda bir yoğun bir pik yaşadık. Sonradan iniş başladı kontrol altına alındı" yanıtını verdi.

“EN ÖNEMLİ SORUNUMUZ UYUŞTURUCU SORUNU”
Müezzinoğlu, bakanlık olarak Suriyelilerle ilgili yapılan sağlık ödemelerinin 2011-2014 yılları arasında toplam 508 milyon TL olduğunu söyledi. Uyuşturucu konusuna da değinen Müezzinoğlu, “En önemli sorunumuz uyuşturucu sorunu gibi geliyor. Önümüzdeki 3-5 yıl içinde teknoloji bağımlılığı da çok hızlı karşımızda. Bizim psikiyatri doktoru olan her hastanemize bağımlılık poliklinikleri açarak, nasıl sigara polikliniği, uyuşturucu polikliniği değil, bağımlılık polikliniği şeklinde, psikiyatri servisi olan yerlerimize de bağımlılığa henüz bağımlı olmamışların da destek tedavisi alabilecekleri klinik yataklar açacak. En son adres AMATEM'ler olmalı.

AMATEM damgasını mecbur kalmadıkça ne aile yemek istiyor, ne de muhatap olan kitle. Onun için olabildiğince oradan kurtarabilecek aile hekimi, sosyal destek, sonra hemen hastane bağımlılık poliklinikleri, psikiyatri kliniği olan yerlerde ayrı özel tedavi alanları, servisleri en sonda AMATEM'LER veya ÇAMATEM'ler. Önümüzdeki Cuma günü Uyuşturucu Yüksek Şurası toplanacak. Önleyici ve koruyucu tedbirleri merkeze alıyoruz. Çünkü önleme ve korumayı güçlü yapamazsak, bataklıkla mücadeleyi güçlü yapmak lazım. Yoksa tedavi kısmında işimiz zor” dedi.

AHMET UMUR ÖZTÜRK 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bolu Bolu’da 7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi düzenlendi Bolu’da "7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi" düzenlendi. Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Fatma Deniz Sayıner modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgileri katılımcılara aktardı. Bolu Koru Otel’de geleneksel hale gelen Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi’nin 7’ncisi düzenlendi. Kongre’nin oluşturulmasında büyük payda sahibi olan Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Deniz Sayıner’in öncülüğünde bir araya gelen doğum hekimlerinin yanı sıra perinatoloji uzmanları, ebeler, hemşireler, yenidoğan hekimleri ve doğuma katkı sağlayan birçok branş uzmanı da kongrede yerini aldı. Kongrede Türkiye’de ve dünyada modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgiler, araştırma sonuçları ve deneyimlerin paylaşıldığı bilimsel oturumlar yapıldı. 3 gün sürecek olan kongrede, doğuma yönelik kurslar ve bilgilendirme toplantıları yapılacak. “Doğum konusu birçok konuya göre az ilgi görüyor” Türkiye’de sadece doğumun ele alındığı en büyük bilimsel toplantı olma özelliğini taşıyan 7. Uluslararası Bolu Koru Gebelik, Doğum ve Lohusalık Kongresi’nin başkanlığını yürüten Prof. Dr. Aydan Biri, “Bu 7’ncisi olmakla birlikte en çok heyecan duyduğum kongre oldu. Her geçen yıl birbirini tekrar etmemek adına zaten çok geniş ve sonsuz olan bu kongrede bir kez daha sizinle olmaktan çok büyük keyif duyuyorum. Konumuz doğum ve içerisinde çok fazla bileşen var. Doğumsal birleşim ya da bir bebeği ilgilendiren bir süreç, toplumun esası temeli ve koruyucu sağlık bakımı. Kongrede çok fazla insanı bir araya getiriyoruz. Ama çok da zor oluyor bu kongreler. Daha önce de söylediğim bir şey var ana işimiz olan doğum, özellikle kadın doğum hekimlerinin polikliniklerinin yüzde 80’i doğum, ancak buna rağmen birçok konuya göre çok daha az ilgi görüyor. Bu yıl ben çok çünkü bu konu doğrultusunda doktor arkadaşlarımızın da ana konumuzun doğum olduğuna dair inancı arttı. Her ne kadar hala akademisyen arkadaşlarımızın ‘Doğum da moda oldu’ demesine rağmen mesleğe bakışımızın çarptırıldığı bir dönemdeyiz” dedi. “Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez” Bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelere ihtiyaç olduğunu söyleyen Prof. Dr. Deniz Sayıner, “Eğitim bizim vazgeçilmezimiz olmalı. Çünkü en büyük güç bilgi gücüdür. Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez. Hiçbir silah, hiçbir teknoloji bilginin karşısında duramaz. O nedenle sürekli bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelerin yetişmesine ve ebelere ihtiyaç duyduğumuzu söylemem lazım. Ve tabii ki böyle bir ebeliği dizayn etmek için de birlik olmaya ihtiyaç vardır. Kurucu üyelerinden biri olmaktan onur duyduğum, gerçekten birlikte yürümekten gurur duyduğum yol arkadaşlarımın olduğu Anadolu Ebeler Derneği. Bu dernekle birlikte örgütlenmek, mesleğine sahip çıkmak mesleki örgütün içinde olmak son derece önemli” diye konuştu.