GÜNDEM - 20 Ekim 2014 Pazartesi 10:47

Tarihi şehir gün ışığına çıkarılacağı günü bekliyor

A
A
A
Tarihi şehir gün ışığına çıkarılacağı günü bekliyor

Bergama Kralının kardeşi Attalos Philadelphos tarafından kurulan ve ilk ismi 'Kardeşseverlik' anlamındaki Philadelphia olan Alaşehir’in tarih boyunca üç defa isminin değiştirildiği öğrenildi.

Salihli Turizm Derneği Başkanı Araştırmacı Yazar Mustafa Uçar, M.Ö 150-138 yılları arasında Bergama Kralının kardeşi Attalos Philadelphos tarafından kurulan Alaşehir’in ilk adının “Kardeşseverlik” anlamındaki Philadephia olduğunu belirterek, tarih boyunca üç defa ismi değiştirilen Alaşehir’in Roma İmparatorlarına dayandırılarak Neo Kayzerya, 1389 yılında Yıldırım Bayezid tarafından Türk topraklarına katıldıktan sonra Türkçe isminin Alaşehir olduğunu söyledi

Bergama Kralının kardeşi Attalos Philadelphos tarafından kurulan ve ilk ismi "Kardeşseverlik" anlamındaki Philadelphia olan Alaşehir’in tarih boyunca üç defa isminin değiştirildiği öğrenildi. Bölgenin gerek Hıristiyanlar gerek Museviler tarafından önem arz ettiğini belirten Salihli Turizm Derneği Başkanı Araştırmacı Yazar Mustafa Uçar, bugün Amerika'da Philadephia kenti ile 7 Sardis kasabası olduğunu ve bu kenti ve kasabaları kuranların Alaşehir’den Amerika’ya göç eden Museviler olduğunu belirtti.

“ALAŞEHİR’İN TARİH BOYUNCA ÜÇ DEFA İSMİ DEĞİŞTİRİLDİ”
Salihli Turizm Derneği Başkanı Araştırmacı Yazar Mustafa Uçar, Alaşehir’in M.Ö. 150-138 yılları arasında Bergama Kralının kardeşi Attalos Philadelphos tarafından kurulduğunu belirterek şöyle konuştu: ”Buna dayanarak yerleşim biriminin ilk adı Kardeşseverlik anlamındaki Philadelphia'dır. Bergama krallığı dönemindeki önemini Romalılar döneminde de koruyan Philedelphia, Romalıların Anadolu'daki en önemli merkezlerinden biri olmuştur. Romalılar döneminde daha da gelişen Philedelphia ismi değiştirilerek Roma İmparatorlarına dayandırılıp Neo Kayzerya oldu. M.S. 40 yıllarında şehir Hıristiyanlığı kabul etti. Bu tarihten itibaren dini açıdan da önem kazanmaya başlamıştır. Hıristiyanlığın teşkilatlanıp, yayılma çalışmalarının sürdürüldüğü ilk yedi kentten biri olarak ün yapmıştır. Philedelphia adı, günümüzde özellikle bu bakımdan hatırlanır. Bizans’ın da önemli bir askeri üssü olmuş ve bu yüzden birçok saldırıya maruz kalmıştır."
Şehri çevreleyen sağlam surların savunmada önemli bir etken olduğunu anlatan Uçar, şunları söyledi: "Bu dönemlere ait birçok tarihi eser bulunmakta; ancak bölgenin birinci derecede deprem kuşağında olması nedeniyle birçok eser zaman içinde yıkılmış ve toprak altında kalmıştır. Tarih boyunca Bizanslılar ile Türkler arasında el değiştirme ile sonuçlanan savaşlar sonucunda Alaşehir 1389 yılında Yıldırım Bayezid tarafından kesin olarak Türk topraklarına katılmıştır. Araştırmacılara göre, o tarihte Yıldırım Bayezıd Han yüksek bir tepeden şehre bakarak 'Ne ala şehir' diyerek ilçenin Türkçe isim babalığını yapmıştır. Bir başka araştırmacıya göre ise şehrin etrafını çevreleyen surlarda kullanılan taşların siyah ve beyaz renkte olması dolayısıyla surların ala bir görünüme bürünmesi üzerine şehre bu ad verilmiştir.”

“BÖLGE GEREK HIRİSTİYANLAR GEREK MUSEVİLER AÇISINDAN ÖNEM ARZ ETMEKTEDİR”
Bölgenin gerek Hıristiyanlar gerek Museviler açısından önem arz ettiğini dile getiren Salihli Turizm Derneği Başkanı Araştırmacı Yazar Mustafa Uçar, sözlerini şöyle sürdürdü: “M.Ö. 250 yıllarında iki bin hane yaklaşık 10 bin kişi Selebkoslar tarafından Sardis Merkezli bölgeye yerleştirilmişler. Örneğin Sardis Gyamnasium alanında bulunan Sinagog dünyanın 3. Musevi tapınağıdır. 7 önemli kiliseden biri Alaşehir’de bulunan Saint Jean Kilisesidir. Biz, Manisa olarak İnanç Turizmi açısından şanslıyız. Çünkü Hıristiyan hacı adaylarının gezdiği önemli kiliselerden üçü Manisa Büyükşehir sınırları içerisinde yer almaktadır. Özellikle tur operatörleri bu bölgelerde gezi düzenlemektedir. Alaşehir’e gelen konuklar Saint Jean Kilisesi, hemen yakınındaki yeni restore edilen Kurşunlu hanı gezmektedir. Büyük depremler sonucu toprak altında kalan o muhteşem şehir ne yazık ki profesyonelce kazı çalışmaları yapılmadığı için gün yüzüne çıkarılamamış. Toptepe mevkisinde tiyatrosu ve agorası ile o muhteşem şehir gün ışığına çıkarılacağı günü bekliyor. Oysa bugün Amerika’da Philadephia kenti ile 7 Sardis kasabası var. Bu kenti ve kasabaları kuranlar Alaşehir’den Amerika’ya göç eden Museviler olmuştur."

“OSMANLI İMPARATORLUĞU DÖNEMİNDE DE ÖNEMLİ ESERLER YAPILDI”
Alaşehir’in Osmanlı İmparatorluğu döneminde de önemli bir yerleşim merkezi olduğunu belirten Salihli Turizm Derneği Başkanı Araştırmacı-Yazar Mustafa Uçar, sözlerini şöyle tamamladı: ”1389 yılında Yıldırım Bayezid tarafından kesin olarak Türk topraklarına katılan Alaşehir’e Osmanlı İmparatorluğu döneminde Yıldırım Bayezid Camisi, Şeyh Sinan Camisi ve Kurşunluhan gibi pek çok eser yapılmış. Kurtuluş savaşı sırasında çıkarılan büyük yangında şehir tamamen yandığı için Yıldırım Bayezid Camisi de hasar gördü. Yangın sonrası yeniden yapılan Yıldırım Bayezid Camisi eski mimari özelliğinden hiçbir eser yok. Dağ eteği kıyısında olduğu için Şeyh Sinan Camisi yangından kurtarılan ve ayakta kalan tek eserdir.”  

SÜLEYMAN ARASAN
MANİSA

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Gaziantep Gaziantep’te esrarengiz patlama sesi korku ve paniğe neden oldu Gaziantep’in Nizip ilçesine bağlı Suriye sınır hattındaki kırsal mahallelerde şiddetli bir patlama sesi duyuldu. Bölgede yaşayan vatandaşları tedirgin eden patlama sesi ile ilgili geniş çaplı inceleme başlatılırken boş araziye havan mermisi düşmüş olabileceği ihtimali üzerinde durulduğu öğrenildi. Olay, Gaziantep’in Nizip ilçesine bağlı Suriye sınır hattındaki kırsal mahallelerde meydana geldi. İddiaya göre, özellikle bölgedeki kırsal Gökçeli Mahallesi’nde yaşayan vatandaşlar bir anda çok yüksek bir patlama sesi duydu. Duydukları sesle korku ve panik yaşayan vatandaşlar 112 Acil Çağrı Merkezi’ne ihbarda bulundu. İhbar üzerine sesin duyulduğu bölgelere jandarma ve sağlık ekipleri sevk edildi. Ölen ya da yaralanan kimsenin olmadığı olay sonrası patlama sesinin kaynağı ile ilgili geniş çaplı inceleme başlatıldı. Olayla ilgili çalışma yapan ekiplerin boş araziye havan mermisi düşmüş olabileceği ihtimali üzerinde durduğu öğrenildi. Korku ve panik yaşayan vatandaşlar o anları anlattı Yaşadıkları korku ve paniği anlatan Çapan Köse ve Adil Yılmaz isimli vatandaşlar, önce kısa süreli keskin bir ışık gördüklerini sonrasında ise şiddetli bir patlama sesiyle irkildiklerini söyledi. Vatandaşlar, Suriye’ye yakın olduklarını ve oradan bir şey düşme ihtimalinin akıllarına geldiğini de ifade etti. Konu ile ilgili geniş çaplı soruşturmanın sürdüğü bildirildi.
Ankara Gazeteci Hande Fırat’ın "Devriamber" sergisi Kültür Bakanlığı desteğiyle açıldı Gazeteci Hande Fırat’ın "Devriamber" isimli resim ve heykel sergisi Kültür ve Turizm Bakanlığının desteği ile Cumhuriyet Müzesi bünyesinde yer alan Sığınak Kültür Sanat’ta açıldı. Gazeteci Hande Fırat’ın “Devriamber” isimli sergisinin açılışı Ankara’da gerçekleştirildi. Sergiye, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Dışişleri Bakan Yardımcısı Yasin Ekrem Serim, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Gökhan Yazgı, TBMM Milli Savunma Komisyonu Başkanı Hulusi Akar, eski TBMM Başkanı Binali Yıldırım, MHP Genel Başkan Yardımcısı İsmail Özdemir, İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Oktay Vural, Dışişleri Bakanı Başdanışmanı Nuh Yılmaz, AK Parti Genel Merkez Kadın Kolları Başkanı Ayşe Keşir, Yüksek Seçim Kurulu Başkanı Ahmet Yener, Demirören Holding Yönetim Kurulu Başkanı Yıldırım Demirören’in eşi Revna Demirören, Demirören Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Meltem Demirören Oktay ve çok sayıda davetli katıldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise serginin açılışı için mesaj gönderdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın mesajını serginin açılışında gazeteci Hande Fırat okudu. Cumhurbaşkanı Erdoğan mesajında, "Basın ve sanat dünyamızın değerli temsilcileri, kıymetli misafirler, sizleri en kalbi duygularımla, muhabbetle selamlıyorum. Nazik davetiniz için teşekkür ediyorum. Basınımızın önemli isimlerinden Hürriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Sayın Hande Fırat’ın kendi ifadesiyle ’çınarlarını kaybedip kendileri çınara dönen kadınların hikayesini’ anlattığı resim ve heykel sergisinin başarılı geçmesini temenni ediyorum. Başarılı gazeteci kimliğinin yanı sıra, bu sergi vesilesiyle sanatçı yönünü de öğrenme fırsatı bulduğumuz Sayın Hande Fırat’ı tebrik ediyor, kendisine hem meslek hem de sanat hayatında muvaffakiyetler diliyorum. Sizlerin şahsında basın ve sanat camiamızın tüm mensuplarını, sergiye ilgi gösteren tüm sanatseverleri bir kez daha yürekten selamlıyorum” ifadelerine yer verildi. "Bu sergi annemle, kızıma ithaf ediliyor" Fırat, serginin açılışı için Kültür ve Turizm Bakanlığının tüm personeline ve sergiyi açarken kendisine destek olan arkadaşlarına teşekkür etti. Hande Fırat, "Bu sergi, babalarını kaybeden tüm kız çocukları, tüm erkek çocukları ama özellikle kız çocuklarına atfen yapılmıştır. Bu sergi annemle, kızıma ithaf ediliyor" dedi. Devrialem sergisinin farklı bir anlamı olduğunu belirten Bakan Ersoy, "Bir toplumun zenginliği, kültür ve sanatının derinliği ile ölçülüyor. Kültür ve sanat toplumda ne kadar yerleştiyse, toplumda ne kadar kabul gördüyse, o toplumda kültür ve sanat ne kadar iyi üretilebiliyorsa aslında toplum o derece zengin algılanıyor. O açıdan da biz Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak kültür ve sanatı her yönüyle desteklemeyi görev addediyoruz. Sadece sanat üretimi değil, vatandaşlarımızın kültür ve sanata rahat erişimi de çok çok önemli" şeklinde konuştu. Kültür Yolu Festivalleri ile vatandaşların kültür ve sanata rahat ve kolay erişmesini amaçladıklarını belirten Ersoy, "Vatandaşın sanata erişimi yeterli değil. O yüzden kültür ve sanat üretimini artırmak istiyoruz. Kültür sanatın toplumun sadece bir kesiminin ilgilendiği bir etkinlik olmasının dışına çıkmasını, toplumun her kesimlerinin eriştiği bir alan olması için çabalıyoruz. Bu sergide anlamlı bulduğumuz, toplumda bilinirliği yüksek, toplumda yer etmiş kişilerin kültür sanat üretimindeki katkıları, kültür ve sanat üretiminde pay sahibi olmaları aslında sanatın popülaritesini artırıyor" ifadelerini kullandı. Serginin anlamının önemli olduğunu belirten Bakan Ersoy, “Serginizin anlamı da çok önemli. Ben de babamı kaybettim ama sizin gibi genç yaşta kaybetmedim. Genç kızlarımızın 18 yaşına girmeden önce babalarını kaybetmesinin nasıl bir duygu olduğunu, nasıl omuzlara yük getirdiğini kısmen de olsa anlayabiliyorum” diye konuştu. Sergide, tuval üzerine çeşitli malzemeler kullanılarak yapılan tablo ve heykellerden oluşan 40 eser sergileniyor. Sergi 25 Mayıs’a kadar açık olacak.