EKONOMİ - 08 Ağustos 2016 Pazartesi 14:40

TARİŞ işçileri greve başladı

A
A
A
TARİŞ işçileri greve başladı

Manisa'nın Alaşehir ilçesinde hizmet veren TARİŞ Entegre Tesislerinde çalışan yaklaşık 200 işçi, greve başladı. Sabah saat 08.30 sularında davul zurna eşliğinde ellerinde dövizlerle iş yeri önüne gelen işçiler, haklarını alana kadar greve devam edeceklerini söyledi.

Alaşehir TARİŞ Entegre Üzüm işletmesinde çalışan Öz Gıda-İş Sendikasına üye 300 işçi bu sabah greve başladı. Bir kısmı mevsimlik işçi statüsünde olan yaklaşık 200 üyenin katıldığı grevde konuşan Öz Gıda-İş Sendikası Genel Başkan Yardımcısı Tevfik Hançeroğlu, "TARİŞ Entegre Üzüm İşletmesi ile 2016 yılı başından beri devam eden Toplu İş Sözleşme görüşmeleri uyuşmazlıkla sonuçlanmıştır. Yasal sürecin bitiminde de antlaşma sağlanamayınca Öz Gıda-İş Sendikası grev kararı almıştır. Grevde yetki sendikada olmasına rağmen çalışanlardan gelen talep üzerine iş yerinde grev oylaması yapılmıştır. Yapılan grev oylamasında büyük bir çoğunluk greve evet demiştir. Öz Gıda-İş Sendikası olarak grev uygulama tarihi olan 8 Ağustos tarihine kadar işverenle antlaşma yolları aranmış ve diyalog yollarımız hep açık tutulmuştur. Yetkili kişiler zaman zaman iş yerine gelerek fabrika müdür ve yönetimi ile görüşmeye devam etmiş, çalışan üyelerimizle devamlı fikir ve görüş alışverişi içerisinde olunmuştur. Genel Müdür beyle de görüşmeler bu süreçte devam etmiş ve görüşmelerin her aşamasından iş yerinde çalışan üyelerimiz bilgilendirilmiştir" dedi.

Anlaşmaya varamadılar
Genel Başkan Yardımcıları Emin Sürücü ve TARİŞ Genel Müdürü Yurtcan Biryol'un 5 Ağustos Cuma Günü bir görüşme gerçekleştirdiğini kaydeden Hançeroğlu, "Genel müdür yetkili tüm kişilerle görüştüğünü ve çalışan sendika üyesi arkadaşlara 40 TL brüt zam yapabileceğini çalışanların kaçar gün çalışacağına ise yönetim olarak kendilerinin karar vereceğini söyleyerek TARİŞ'de çalışan sendikamız üyesi tüm çalışanların yasal asgari ücretin çok az üzerinde iki yıl daha çalışması gerektiğini vurgulamıştır. Öz Gıda-İş Sendikası Genel Başkan yardımcısı Emin Sürücü şimdiye kadar olduğu gibi yapılan bu son teklifi iş yerindeki sendika üyesi arkadaşlarla paylaşacağını bu teklifi kabul etmelerinin mümkün olmadığını, TARİŞ'de çalışan kişilerin Türkiye şartlarında zaten düşük rakamlar alarak çalışmaya devam ettiklerini ve en büyük sıkıntılarının da iş veren yönetiminin kişilere has uygulamayla çalışma gün sayılarında adaletsizlik yaptıklarını belirtmiş bu şartlar düzelmeden görüşmenin ve anlaşmanın mümkün olmadığını söylemiştir" şeklinde konuştu.

İşçilerin istekleri
İşçilere sunulan 40 TL teklifin hayal kırıklığına neden olduğunu vurgulayan Hançeroğlu şunları söyledi:
"Yıllardan beri özveri ile çalıştıklarını çoğu zaman kendilerine yapılan haksız ve hukuksuz uygulamalara dahil ses çıkarmadıklarını fakat bu sefer TARİŞ yönetiminin basiretsiz ve yanlış yönetimleri sonucu zarar ediyoruz dedikleri faturayı ödemeyeceklerini söylemişlerdir ve bunun üzerine bugün grev kararı alınmıştır. Bu saatten sonra yasa gereği çalışmak zorunda olan arkadaşlarımızın haricinde hiç kimse iş yerine girip çalışmayacaktır. Bundan sonra işveren grevde olan hiçbir üyemizin iş akdini fesih edemeyecektir. Taleplerimiz seyyanen 100 TL zam, iki ikramiye ve tüm çalışanların eşit çalıştırılmasıdır. Grevimiz haklarımızı alana kadar devam edecektir" dedi
Öte yandan işveren temsilcileri alınan grev kararı hakkında açıklama yapmak istemediklerini belirtti.

Nurettin Doğan

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Trabzon Prof. Dr. Osman Bektaş: "Kuzey Anadolu fayının hareketleneceğini düşünmüyorum" Jeoloji Mühendisi Prof. Dr. Osman Bektaş, Tokat’taki fay hareketinin Türkiye’nin en büyük fay hattı olan Kuzey Anadolu Fayı’na doğrudan stres aktarımı yaptığını belirterek, "Ama bu demek değildir ki 5.7’lik bir deprem Kuzey Anadolu Fayı üzerinde bir deprem oluşturacak. Orada bir deprem oluşturabilmesi için Kuzey Anadolu Fayı’nın hareket edebilecek bir deprem enerjisini biriktirmiş olması gerekir. Dolayısıyla şu anda korkulacak bir şey olduğunu düşünmüyorum. Yani Kuzey Anadolu fayının hareketleneceğini de düşünmüyorum" dedi. 18 Nisan tarihinde merkez üssü Tokat’ın Sulusaray ilçesinde 5.6 büyüklüğünde deprem kaydedildi. Deprem yerin 5,9 kilometre derinliğinde meydana gelirken, sarsıntı, çevre illerde de hissedildi. Özellikle Doğu Karadeniz Bölgesi’nin sahil kesimlerinde hissedilen depremle ilgili Jeoloji Mühendisi Prof. Dr. Osman Bektaş, açıklamalarda bulundu. Doğu Karadeniz sahili yerleşkesinin kumsal alan üzerinde olduğunu dile getiren Bektaş, yaşanılan en büyük sorunun deprem yönetmenliğini ve deprem tehlikesi haritalarını tamamıyla uygulamamak olduğunu söyledi. Tokat depreminin beklenilen bir deprem olmadığını kaydeden Bektaş, "Beklenen deprem değildi ama Türkiye’de her an, her yerde bir deprem olabilir. O açıdan beklenen bir deprem diyebiliriz. Ama yer ve zaman açısından beklenen bir deprem değildi. 5.7’lik bir deprem bugün uluslararası standartlarda orta deprem sayılmasına rağmen tehlikeli değildir. Ancak bizim Türkiye’deki yapı stokçularının dikkate alırsak tehlikenin başladığı bir seviyedir. Özellikle eğer bu deprem 6 büyüklükte olsaydı çok daha fazla tahribat yapabilirdi. Ancak burada ilginç olan şu 5.7 büyüklüğündeki bir deprem tüm Doğu Karadeniz sahilinde hissedildi. Bu bize ne anlatıyor? Ne gösteriyor? Bu şu anlama geliyor; deprem enerjisinden ne kadar uzakta olursan elbette ki deprem enerjisi o kadar sömürlenir. Etkisi azalır. Ama bu tam doğru değil. Eğer fayın kırılması size doğruyorsa o zaman uzaktaki deprem enerjisi çok daha fazla olabiliyor. Buna bir yönelme diyoruz. Şimdi Kuzey Doğu istikametinde kırılma olduğu için direkt Doğu Karadeniz’e doğru olduğu için deprem enerjilerinin etkinliği o bakımdan daha fazla oldu. Peki bunun bir başka anlamı ne? Bir ilin depremden etkilenmesi için illa ki o ilden bir fay geçmiş olması gerekmiyor. Yani o ilin illaki bir fay üzerinde bulunması gerekmiyor" şeklinde konuştu. "Trabzon bir ateş çemberi gibi 3 tane aktif deprem üreten fayın ortasındadır" Dünyanın 7 şiddetindeki bir depremden korkmadığını vurgulayan Bektaş, "Trabzon bir ateş çemberi gibi 3 tane aktif deprem üreten fayın ortasındadır. Kuzeyimizde Karadeniz fayı var. Türkiye petrolleri Rize’den itibaren Rize, Trabzon, Ordu fayları diye faylar isimlendirildi ki bu faylar doğrudan ile uzanıyor. Yani orada olabilecek olan bir kırılmanın deprem önerisi doğrudan sahildeki illeri vuracak. Nitekim bu yaşandı. 2012’de 5.6’lık bir deprem yaşadık Batum açıklarında Trabzon fayı üzerinde. Trabzon bir haftaya yakın sallandı. Demek oluyor ki sadece deprem kaynağından uzakta olmak her şey bitti demek değildir. Bakın biz Trabzonlu olarak biz 3 büyük depremi de şaşadık. Elazığ, Maraş ve biz yine en son 5.7’lik Tokat’taki depremi yine hissettik. Neden? Demin dediğim gibi kırılma doğrultusu direkt size doğru geliyorsa deprem enerjisi o denli artı olur. Şimdi aynı zamanda depremin etkinliği sadece depremin yaydığı enerjiyle değil, zemin de önemli. Bugün şu anda bulunduğumuz zemin bir kumsal alan. Doğu Karadeniz sahili zaten yerleşkesi zaten kumsal alan üzerindedir. Dolayısıyla bu alan ne yapıyor? Depremin şiddetini büyütüyor. Buna da büyütme faktörü var. Bir diğer çekincemiz de bizim Trabzon, Rize, Ordu olarak topoğrafyamız. Yani bugün yerleşme alanları ya sahilde kumun üzerinde deprem büyütmesine maruz kalıyor. Ya da yamaçlarda denize bakan yamaçlardaki buralar heyelanlı bölgeler ve çok katlı binalar var. Burada da bir heyelan riski var. Netice olarak depre tehlikesi sadece aktif faydan kaynaklanmıyor. Bulunduğunuz zemin ve üzerinde oturulan şehrin coğrafi konumu, yani heyelanlı olması gibi bunlarda son derece etkili. Bu bakımdan yeni yapılan haritada deprem tehlikesi haritasında bütün bu riskler alınmıştır. Bizim yaşadığımız en büyük sorun deprem yönetmenliğini, deprem tehlikesi haritalarını tamamıyla uygulamamak veya uygulamamaktan kastım şu. Yönetmenliğimiz çok güzel. Kanunlarımız iyi ama sorun bunların uygulanmasında. Umarım kısa zaman içerisinde yapı stokları daha da iyi hale gelir. İnsanlar zaten deprem konusunda bilgilendirildi ama bu yönetmenlikleri daha titiz bir şekilde uygularsak depremden korkulacak bir durum söz konusu olmaz. En azından 5 ve 6’lık depremlerden korkmama durumuna gelinmemiz lazım. Bugün dünya 7’lık bir depremden hiçbir şekilde korkmuyor. Çünkü binalar ona göre yapılmış. Ancak maalesef bizim standartlarımızda 5.7 ve 6 civarındaki bir deprem özellikle Doğu Anadolu’da ve İç Anadolu’da tehlike oluşturabiliyor" diye konuştu. "Kuzey Anadolu fayının hareketleneceğini de düşünmüyorum" Korkulacak bir şey olduğunu düşünmediğini belirten Bektaş, "Tokat depremi ve 5.7’lik fay hareketi doğrudan Kuzey Anadolu Fayı’na yani Türkiye’nin en büyük fayına stres aktarımı yaptı ama bu demek değildir ki 5.7’lik bir deprem Kuzey Anadolu Fayı üzerinde bir deprem oluşturacak. Orada bir deprem oluşturabilmesi için Kuzey Anadolu Fayı’nın hareket edebilecek bir deprem enerjisini biriktirmiş olması gerekir. 1942 yılında o fay hareket etti ve enerjinin büyük kısmını boşalttığını düşünüyoruz. 7 büyüklükteki depremde enerjisini önemli bir şekilde boşalttığını düşünüyoruz. Dolayısıyla burada bir tetikleme söz konusu olamaz. Tetikleme olabilmesi için muhakkak suretle o fayın bir kırılma eşiğine gelmesi, kayma eşiğine gelmesi gerekir ki küçük bir depremin yaptığı stres transferi de onu tetikleyebilsin. Dolayısıyla şu anda korkulacak bir şey olduğunu düşünmüyorum. Yani Kuzey Anadolu fayının hareketleneceğini de düşünmüyorum" ifadelerini kullandı.
Sivas Sivas’ta Arapça şiir yarışması düzenlendi Milli Eğitim Bakanlığı Din Öğretimi Genel Müdürlüğünce Sivas’ta 11. Arapça Şiir ve Çocuk Şarkıları Yarışması düzenlendi. İl Milli Eğitim Müdürlüğü koordinesinde Sivas Kız Anadolu İmam Hatip Lisesinin ev sahipliğinde gerçekleştirilen yarışmaya 22 okuldan 42 öğrenci katıldı. Okul salonunda düzenlenen yarışmada öğrencilerin heyecanına Milli Eğitim Müdürü Necati Yener de ortak oldu. Öğrencilerin okuduğu şiirler ve seslendirdikleri şarkılar büyük beğeni toplarken jüri tarafından yapılan değerlendirme sonucunda dereceye giren takım ve öğrenciler belirlendi. Ortaokul şarkı kategorisinde Ülkü İmam Hatip Ortaokulu takımı birinci, Zeki Hayran İmam Hatip Ortaokulu takımı ikinci, Kadıburhaneddin İmam Hatip Ortaokulu takımı ise üçüncü oldu. Ortaokul şiir kategorisinde ise Zeki Hayran İmam Hatip Ortaokulu öğrencisi Ömer Faruk Coşar birinci, Kadıburhaneddin İmam Hatip Ortaokulu öğrencisi Ayşe Sena Yavaşer ikinci, Asım Şahin Kız Anadolu İmam Hatip Lisesi/Ortaokulu öğrencisi Hayrunnisa Koç ise üçüncü oldu. Lise şiir kategorisinde ise Sivas Anadolu İmam Hatip Lisesi öğrencisi Turan Çil birinci, Abdussamed Bal Kız Anadolu İmam Hatip Lisesi öğrencisi İldem Deve ikinci, Asım Şahin Kız Anadolu İmam Hatip Lisesi öğrencisi Zeynep Lamia Ertugay ise üçüncü oldu. Yarışmada derece elde eden öğrenciler bölge finalinde Sivas’ı temsil etmeye hak kazandı. Yarışmanın ardından dereceye giren ve katılım sağlayan tüm öğrencileri tebrik eden Milli Eğitim Müdürü Necati Yener, programın düzenlenmesinde emeği olanlara da teşekkür etti.
Hatay Depremin vurduğu İskenderun’da bilardo turnuvası başladı HATAY (İHA) – Depremin vurduğu Hatay’ın İskenderun ilçesinde düzenlenecek ve 64 oyuncunun mücadele vereceği ‘Longoni Türkiye Pool Turnuvası’ başladı. Hatay’ın İskenderun ilçesi bilardo salonunda düzenlenecek ve 64 oyuncunun katıldığı ‘Longoni Türkiye Pool Turnavası’ başladı. Kahramanmaraş merkezli depremlerden dolayı düzenlenemeyen turnuva, bu yıl İskenderun’da düzenlenecek. 64 oyuncunun katıldığı turnuva, 2 yıldır Türkiye’de düzenleniyor. Turnuvada rakiplerini yenen oyuncu, toplamda 110 bin TL para ödülü verilecek. “Türkiye pool turunu 2 senedir Türkiye’de düzenliyoruz” Longoni Türkiye pool turunun Türkiye’deki temsilcisi ve organizatörü olan 48 yaşındaki Murat Teker, “Ben işletmeci ve milli takım oyuncusuyum. Longoni, Türkiye pool turunu 2 senedir Türkiye’de düzenliyoruz. Türkiye’nin ve yine yakın ülkelerdeki en iyi oyuncuların katıldığı bir turnuva serisi, bu yılda 5 veya 6 etap yapılıyor. Bu etaplarda toplanan puanlarla, en iyi oyuncular yine özel ödüller kazanıyorlar” dedi. “Amerikan bilardoyu en iyi şekilde temsil eden arkadaşlarımız bu turnuvada yarışacak” İskenderun’da düzenlenecek turnuvaya 64 oyuncunun katılacağını ifade eden Murat Teker, “Bu turnuvayı yapıyoruz. 64 oyuncumuz var. Türkiye’nin çeşitli yerlerinden gelen ve çoğu da milli takım görmüş üst düzey oyuncular pul bilardo veya Amerikan bilardoyu en iyi şekilde temsil eden arkadaşlarımız bu turnuvada yarışacak. Turnuvadaki ödülümüz yaklaşık 110 bin TL civarında olacak. Bu ödülleri kazanmak için canla başla mücadele ediyorlar. Ben de aynı zamanda bir oyuncuyum. Ben de tabii ki bu turnuvada mücadele ediyorum, 5 profesyonel masamız var. 64 sporcumuz var ve ilk 16’ya giren sporcular, toplam ödülden kademeli bir şekilde faydalanıyorlar” şeklinde konuştu. “Hedefimiz şampiyonluk olacak” Bu turnuvada hedefi şampiyonluk olan 22 yaşındaki Mustafa Anlar, “Geçen yıl 6 Şubatta deprem oldu. 8 Şubatta düzenlenecek turnuva ertelendi. Bu yıl düzenlendi. Bizde katıldık. Ev sahipliği ve her şey çok güzeldir. Hatay halkı çok sıcakkanlı. Bu turnuvanın ilk etabı Hatay’da düzenlenecek. Ben son 8 yıldır Kıbrıs şampiyonu oldum. Hedefimiz şampiyonluk olacak” dedi. “Bu turnuva, çok kaliteli bir organizasyon olacak” İskenderun’da düzenlenen turnuvanın çok kaliteli organizasyon olacağını dile getiren 42 yaşındaki Sami Erdem Köylü, “Konya’da katılıyorum turnuvalara defalarca Türkiye şampiyonu olduk. Ben bilardoyu çok seviyorum. Türkiye’nin her yerinden oyuncular var. Turnuva, çok kaliteli bir organizasyon olacak” ifadelerini kullandı.