POLİTİKA - 18 Kasım 2018 Pazar 17:09

TBMM Başkanı Binali Yıldırım: 'Gururla anlatacağımız bir medeniyete, tarihe sahibiz'

A
A
A
TBMM Başkanı Binali Yıldırım: 'Gururla anlatacağımız bir medeniyete, tarihe sahibiz'

TBMM Başkanı Binali Yıldırım, "Geçmiş bir tecrübe kapısıdır. Osmanlı Devleti geçmişimiz, Türkiye Cumhuriyeti geleceğimizdir. Utanılacak bir geçmişimiz yoktur. Ecdadımızdan bize gururla anlatacağımız bir medeniyete, tarihe sahibiz" dedi.

TBMM Başkanı Binali Yıldırım, Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesinin (MAKÜ) 2018-2019 yılı akademik yıl açılışı ve fahri doktora payesi tevcihi ve Diş Hekimliği Fakültesi temel atma törenine katıldı. Törende konuşan Binali Yıldırım, "Türkiye genelinde üniversitelerde yaklaşık 7,5 milyon genç eğitim görüyor. İlk, orta ve liseyle nüfusun üçte biri öğrencidir, 25 milyona varan bir nüfus. Bu 25 milyon, 143 ülkenin nüfusundan daha fazla öğrenci var. Bizi dünyada iddialı hale getiren bu genç ve dinamik nüfusumuzdur. Gençlik gelecek, enerji, ümit demektir. MAKÜ’de bilim, kültür, sanat, edebiyata yaptığı katkılarla gençlerin en fazla tercih ettiği üniversiteler arasında yer almıştır. MAKÜ hayvancılık alanında pilot uygulamaların yapıldığı üniversitelerden biridir” diye konuştu. 

Mehmet Akif’in 100 yıl önce Anadolu’yu işgal etmeye çalışan çakal sürüsüne karşı milli uyanışı sağlamak için köy köy dolaşan bir dava adamı olduğunu dile getiren Yıldırım, “Gençler çok çalışmalı ve öğrenim gördüğü alanda en iyisi olmalı. Akif onların öyle olmasını isterdi. Bu üniversitenin bu ismin altında ezilmemek için tarihe, kültüre, sanata, bilime yaptığı katkılarla büyüdüğünü görüyoruz” dedi.

"TARİHTE, HAKİKATTE ONLARIN DEDİĞİ GİBİ DEĞİL" 

Dünyada ilk üniversitenin Tunus’ta kurulduğunu aktaran Yıldırım, ”Bologna’daki üniversite 1088 yılında kurulmuştur. Batılılar dünyada ilk üniversiteyi kendilerinin kurduğunu iddia ederler. Batı böyledir, kendilerine yegane olduğunu düşünürler, tarihi, sanatı hep kendileriyle başlatırlar. Bilimsel bütün teoriler onlara aittir. Tarihte, hakikatte onların dediği gibi değildir. Akıl ve bilimden uzaklaşan her devlet tarih kitaplarının konusu olmaktan kurtulamazlar. Bugün Osmanlı’nın yerinde yükselen 25 devletin topraklarına gidin Abdülhamit’in izlerini görürsünüz” dedi.

"ECDADIMIZDAN BİZE GURURLA ANLATACAĞIMIZ BİR MEDENİYETE, TARİHE SAHİBİZ" 

“Geçmişini bilmeyen geleceğini inşa edemez” diyen TBMM Başkanı Yıldırım, “Geçmiş dönüp yaşayacağımız dönem değildir. Geçmiş bir tecrübe kapısıdır. Osmanlı Devleti geçmişimiz, Türkiye Cumhuriyeti geleceğimizdir. Utanılacak bir geçmişimiz tarihte yoktur. Ecdadımızdan bize gururla anlatacağımız bir medeniyete, tarihe sahibiz. Onları hayırla yad ederiz. Mehmet Akif’in bile unutturulmaya çalışıldığı hicranlı dönemden geçildi. Manevi değerlerimiz horlandı, hakir görüldü. Milletimiz, geçmişinden uzaklaştırılmak istendi. Kendi ülkesine, medeniyetine yabancı olan insanlar her dönem mutlaka olmuştur, mutlaka olacaktır. Vatanımızı bölmek, milleti parçalamak isteyenlere karşı daima uyanık olmak mecburiyetindeyiz” ifadelerini kullandı.

"TÜRKİYE’NİN BAŞI AĞRISA BALKANLAR, KAFKASLAR, ORTA DOĞU AĞIR HASTA OLUR" 

15 Temmuz’da yaşanılan hain darbe kalkışmasının bu hususlardan biri olduğunun altını çizen Yıldırım, “40 yılı bulan mücadelemiz, teröre karşı mücadelemizde ülkemizi, birliği, beraberliği, kardeşliği yok etmeye çalışan PKK terör örgütü ve onuna arka planında bulunan ağa babalarıdır. Yüksek öğretim gençliği olarak Türkiye’deki barış, huzur ve kardeşliği ortadan kaldırmak isteyenlere karşı çok ama çok dikkatli olun. Türkiye’nin başı ağrısa Balkanlar, Kafkaslar, Orta Doğu ağır hasta olur. Ülkemize, bölgemizdeki ülkelere karşı ne yazık ki kötü düşünceleri olan, kötü emelleri olan bir takım emperyal güçler vardır. Bunlara asla fırsat vermemeliyiz. Çünkü millet ve devlet olarak bizim önemli hedeflerimiz var. Adaletin hakim olduğu, sömürünün ortadan kalktığı bir dünya için gece gündüz çalışıyoruz. Açlığın, yoksulluğun kader olamadığını tüm insanlığa bunu anlatmaya çalışıyoruz. Ülkemizde milyonlarca göçmeni bu sebepten dolayı himaye ediyoruz” diye konuştu.

"ALT YAPI GELİŞMİŞLİĞİNDE 9. SIRADAYIZ" 

Cumhuriyet’in 100. yılına sadece beş yıl kaldığını hatırlatan Yıldırım, “Bu zaman içinde ve sonraki yıllarda sürekli gelişerek dünyanın en büyük ekonomisi olmayı arzu ediyoruz. Geçtiğimiz 16 yıla dönüp baktığımızda Türkiye’nin nereden nereye geldiğini görmek çokta zor değil. 12 yılda görev yaptığım ulaşım ve haberleşme sektörüne göz atarsak ne demek istediğim kolay anlaşılacaktır. 2002 yılında Türkiye, ulaşım ve iletişim alt yapısı bakımından gelişmişlik sıralamasında dünyada 39. sıradaydı. Görevi bıraktığım 2016 yılı itibariyle Türkiye’nin alt yapı gelişmişlikte sırası 9 oldu. Dünyanın alt yapısı gelişmiş 9. ülkesiyiz, bunlar 12 yıl içinde oldu. Bunu anlamak için Türkiye’yi dolaşmaya gerek yok, Burdur’a baksanız bile göreceksiniz” dedi.

"SAVUNMADA YÜZDE 67 YERLİLİK ORANINA ULAŞTIK" 

Burdur’un Antalya’ya, Denizli’ye, Isparta’ya bölünmüş yollarla bağlı olduğunu kaydeden Yıldırım, “Kimsenin bizi tehdit edememesi için çok çalışmalıyız. Savunmamızı yerli ve milli silahlarla yapmalıyız. Yüzde 67 yerlilik oranına ulaştık. Hedef bu konuda kendi kendimize yeter hale gelmek. Günümüzde bilimde, teknolojide öncü isimler yetiştirmeyi arzu ediyoruz. Güç tank top tüfek silahta değil, bugün güç bilgiye hakim olandadır. Bilgiye hakim olan bir adım önde gidiyor. Gelecek bilgiyle kurgulanıyor. Sadece devletin değil şahısların da hedefi olması gerekir” şeklinde konuştu.

"GÜNCEL OLUN"

“Güncel olmak yenilenmek demektir” diyen Yıldırım, ”Yeni bilinmezlere karşı hazırlıklı olmak demektir. Okumakla, daha çok şey öğrenmekle mümkün olur. Mutlaka okuyun. Okumanın yaşı yoktur, daha çok okumak daha insanı olgunlaştıracağı gibi kavgacı bir toplumdan da bizi uzaklaştırır. Bardağın her zaman dolu tarafına bakın, karamsar olmayın” dedi. 

Rektör Prof. Dr. Adem Korkmaz ise, MAKÜ’nün 12 yıllık genç bir üniversite olduğunu söyledi. 33 bin öğrencisi bulunan üniversitenin bin akademisyen ve bin idari personelle bölgesine hizmet verdiğini dile getiren Prof. Dr. Korkmaz, “Bilgiye sahip olan güce, ekonomiye, bir otoriteye ve yetkiye sahip oluyor. Üniversiteler bilginin üretildiği, dönüştürüldüğü, öğretildiği yerdir. En önemli misyon ise o bilginin toplumun hizmetine sunulmasıdır. Üniversitenin toplumla, sektörle işbirliği yapması gerekir. Bu noktada fazla ortaklarımız yok. Yerele odaklanıp, kendimizi uluslararası vizyondan da mahrum bırakmamalıyız. Bilime, teknolojiye önem verenler bir adım öne geçiyor. Teknolojiyi sadece alıp kullanmak yetmez, üretmenin yanında onun sahibi de olmamız gerekir. Tüketici olursak, kalırsak başkalarının tasarladığı hayatı yaşarız. Yazılım, donanım, üretim gibi her aşamada mührümüzü vurmamız gerekir. Bilgi ve teknolojiyi kendimiz üretmeli ve sahibi biz olmalıyız. Kendimizi sürekli yenilmeliyiz” dedi.
Konuşmaların ardından fahri doktora payesi tevcihi gerçekleştirilerek, Diş Hekimliği Fakültesinin temeli atıldı.  

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Kurum’dan otobüs şoförlerine müjde: “Göreve gelir gelmez otobüsçülerin içeride kalan ücretlerini zamlı bir şekilde ödeyeceğiz” İBB Başkan Adayı Murat Kurum, Sancaktepe’de düzenlenen ‘Özel Halk Otobüsçüleri Sahuru’ programında vatandaşlarla bir araya geldi. Programda konuşan Kurum, “Hiç merak etmeyin, hiç üzülmeyin. 1 Nisan’dan sonra göreve gelir gelmez otobüsçülerin içeride kalan ücretlerini zamlı bir şekilde ödeyeceğiz. Bu Murat Kurum sözüdür. Boş yere kesilen cezaları da göreve gelir gelmez iptal edeceğiz” dedi. İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkan Adayı Murat Kurum, Sancaktepe’de düzenlenen ‘Özel Halk Otobüsçüleri Sahuru’ programında vatandaşlarla bir araya geldi. Programa Kurum’un yanı sıra Sancaktepe Belediye Başkanı Şeyma Döğücü, AK Parti Sancaktepe İlçe Başkanı Turgay Akpınar, Tüm Özel Halk Otobüsleri Birliği Dernek Başkan Vekili Göksal Ovacık, ÖZULAŞ Başkanı Sedat Şahin, milletvekilleri ve çok sayıda vatandaş katıldı. Programda ilgiyle karşılanan Kurum vatandaşlarla hatıra fotoğrafı da çektirdi. “İstanbul’daki otobüs sayısı, vatandaşımızın mevcut talebine istese de yetmiyor” Programda konuşan İBB Başkan Adayı Kurum, “Bugün İstanbul’da yaklaşık 3 bin halk otobüsümüz var. Yüzbinlerce yolcuyu taşımaya çalışıyorsunuz. İstanbul’un bu yükünü almak için çaba sarf ediyorsunuz ama her geçen gün bu yük bir kat daha artıyor. İstanbul’daki otobüs sayısı, vatandaşımızın mevcut talebine istese de yetmiyor. Biz, hem özel halk otobüsü emekçilerini hem de İstanbulluları uğraştıran değil ulaştıran İstanbul diyerek rahatlatacağız. İstanbullu kardeşlerimiz sizlere emanet. Genç kızlarımız, kadınlarımız otobüse bindiğinde saat geçse, durak evine uzaktaysa şoför kardeşlerim gerekirse evinin önüne kadar bırakacak. Bu hedef öyle sadece yatırım ve buradaki hizmetlerden müteşekkil değildir. Biz bir yandan yeni ulaşım yatırımları yaparken bir yandan da İstanbul’un trafik sorununa dair, çok önemli adımlar atacağız. Ben ulaşım sektöründeki esnafımızın sorunları için aylarca çalıştım. Bu konudaki tüm uzmanlarla esnaf odalarımızla istişare ettim” dedi. “Göreve gelir gelmez otobüsçülerin içeride kalan ücretlerini zamlı bir şekilde ödeyeceğiz” Otobüsçülerin yaşadığı sorunlara değinen Kurum, müjdeleri hakkında da şöyle konuştu: “Sizler, 40 yıldır yaşadığınız sorunları, dertleri şu beş yılda yaşadınız. Ücretlerinizi iki ay geç aldığınızı biliyorum. Çok büyük mağduriyetler yaşıyorsunuz. 2023 zammını hala alamadınız. Her bir özel halk otobüsümüzün 1 milyon TL alacağı var. Alamadığınız ödemelerinizden dolayı araçlarınıza bakım yapmakta zorlanıyorsunuz. Vatandaşlarımızı taşımak için gereken her türlü fedakarlığı yapıyorsunuz. Yanan ve bozulan otobüsler olduğunda mevcut İBB yönetimi bu sorunları görmezden geliyor. Sen otobüsçünün hakkını ödemezsen bu esnaf otobüsüne nasıl bakım yaptıracak. Mevcut İBB yönetimi sizin eksiklerinizle alakalı bırakın bir irade ortaya koymayı sorunları görmezden geliyor. Yetmiyor, bir de size boşu boşuna cezalar kesiyor. İETT yönetimi, ezan okunurken aracında su içip orucunu açan özel halk otobüsü şoförüne neden ceza keser? Eğer kötü niyetliyseniz, eğer bu milleti sevmiyorsanız elbette kesersiniz. Hiç merak etmeyin, hiç üzülmeyin. 1 Nisan’dan sonra göreve gelir gelmez otobüsçülerin içeride kalan ücretlerini zamlı bir şekilde ödeyeceğiz. Bu Murat Kurum sözüdür. Boş yere kesilen cezaları da göreve gelir gelmez iptal edeceğiz” “Sizlere sağladığımız uygun kredilerle otobüslerimizi yenileyeceğiz” Müjdelerini saymaya devam eden Kurum, “Otobüslerinizi yenileyemediğinizi çok iyi biliyorum. Toplu taşıma kanununu ve mülkiyet probleminin çözümüyle ilgili kanunu meclise bu kardeşiniz taşıdı. Bu konunun takibini yapacağız ve mülkiyet sorununu tamamen çözeceğiz. Göreve gelir gelmez devlet bankalarımızla yapacağımız protokollerle sizlere sağladığımız uygun kredilerle otobüslerimizi yenileyeceğiz. Hem siz huzur içerisinde çalışacaksınız hem de İstanbullu kardeşlerimize en güzel hizmeti vereceğiz. İstanbul halk otobüsü bir marka olacak. İstanbul’un yollarında bozulan, yanan otobüs devri 31 Mart akşamı tamamen bitecek” diye konuştu. “İnsanımız bu seçimi, İstanbul’u yeniden emin ellere teslim etmek için çok büyük bir fırsat olarak görüyor” Seçimin iki zihniyet arasında gerçekleşeceğini belirten Kurum, “Bizim şoför esnafımız, kalenderdir. İşte sizler İstanbullunun sorunlarını dinleyen insanlarsınız. Sizlerle yaptığımız görüşmelerde de bu sorunların çözümleri hakkında konuşuyoruz. Konuştuğumuz herkesin ortak bir noktası var. İnsanımız bu seçimi, İstanbul’u yeniden emin ellere teslim etmek için çok büyük bir fırsat olarak görüyor. Nasıl öyle görmesin? Fark ortada. Milletin karşısında sadece iki taraf var. Bir tarafta afet anında tatil beldelerinde gezenler, diğer tarafta sadece Fikirtepe’de, Esenler’de bile toplam 75 bin yeni yuvayı inşa edenler var. Bir yanda kendi geleceği için İstanbul’u kaderine terk edenler, diğer tarafta Kartal Orhantepe’de, Üsküdar’da, Beykoz’da, Ümraniye’de, 39 ilçemizde şantiyelerde arı gibi çalışanlar var. Bir yanda İstanbul’a yapılan tüm büyük ulaşım yatırımlarına karşı çıkanlar var, diğer yanda havalimanını, Marmaray’ı, Avrasya Tüneli’ni yapanlar var. Bu seçimde ya sağlıksız binalarda deprem korkusuyla beklemeyi ya da kentsel dönüşümle huzur içinde yaşamayı seçeceğiz. Bu seçimde ya 5 yılda 5 bin konut bile dönüştüremeyenleri ya da asrın felaketinde 3 ayda 180 bin konutu başlatanları seçeceğiz. Bu seçimde ya milletin kaynaklarını çarçur edenleri, ya da bizim gibi İstanbul’a her alanda 350 milyar lira yatırım yapanları seçeceğiz. Ya İstanbul’un bütçesini kendi için harcayanları, ya da kenti için, harcayanları seçeceğiz. Ben inanıyorum ki İstanbullular 5 yıldır çektikleri çileyi göz önünde bulunduracaklar. Hizmetin ve eserin adresi olan AK Parti’mizi ve Cumhur İttifakı’mızı sandıkta rekor bir oyla seçecektir. Ne yazık ki, son 5 yılda İstanbulluların derdiyle dertlenen, o dertlere çare olmaya gayret eden bir başkanları olmadı. Bu kardeşiniz, sizlerle hem dert ortağı, hem de çözüm ortağı olacak, İstanbul’un dertlerine deva olacak. Esnaf dostu, emek dostu, ekmek dostu bir belediyeciliği sizlere göstermek için bundan önce nasıl gece gündüz çalıştıysak yine aynı anlayışla çalışacağız” diyerek sözlerini tamamladı. “5 yıldır bir tane kavşak yaptırmadık” İlçede yaşanan sıkıntıları dile getiren Sancaktepe Belediye Başkanı Döğücü, “En büyük sıkıntımızı İBB’nin çalışmalarımızda yaşadık. Burada 200.000 nüfusla başlayan bir ilçe süreci var. 10-15 yıllık genç bir ilçeyiz ama o kadar çok nüfus aldık, o kadar çok tercih edildik, nüfusumuz 500 bine geldi. Bu ilçemizin otobüs hatlarının mutlaka düzenlenmesi lazım. Sancaktepe’de ikamet eden tüm vatandaşımız benimle aynı fikirde. Evinden çıkıp bir mahalleden bir mahalleye giderken bile otobüs hatlarında sıkıntı çekiyor. 2-3 tane vesait değiştirmek durumunda kalıyor. Bunlar için büyükşehirle defalarca görüşmemize rağmen hiçbir ilerleme kaydedemedik. Bırakın ilerleme kaydetmeyi gerileme yaşadık. Otobüs hatları iptal ediliyor. Başka güzergahlar daha faydalı olur hatlarımızı düzenleyelim diyoruz ses yok. Gelin yeni hatlar düzenleyelim, Sancaktepe artık kocaman bir ilçe oldu, bunların yeniden planlanması lazım diyoruz ses yok. Bırakın ses vermeyi duraklara giden vatandaşlar mevcut hatlardaki otobüsleri saatlerce bekliyor. Ulaşımda defalarca söylememize rağmen 5 yıldır bir tane kavşak yaptırmadık. 5 yıl önce bu sorunu görmüş kavşaklarımızı, otopark yerlerimizi, projelerimizi belirlememize rağmen bu konularda da hiçbir gelişme ve ilçemize herhangi bir hizmet alamadık. Bir büyükşehir sadece süt dağıtmasıyla övünemez. Biz ilçeleri zaten Sayın Cumhurbaşkanımızın başlatmış olduğu sosyal belediyecilikle mükemmel bir şekilde yönetiyoruz” ifadelerini kullandı.