POLİTİKA - 27 Temmuz 2018 Cuma 12:18

TBMM Başkanı Yıldırım’dan genç teğmenlere FETÖ öğüdü

A
A
A
TBMM Başkanı Yıldırım’dan genç teğmenlere FETÖ öğüdü

TBMM Başkanı Binali Yıldırım, genç teğmenlere, “Kutsal ve mukaddes değerlerimizi, inançlarımızı kullanarak ülkemize ve milletimize zarar vermeye çalışan dış mihrakların maşalarını asla aranıza sokmayın, onları aranızda yaşatmayın” öğüdünde bulundu.

27. Dönem Subay Temel Askerlik ve Subay Anlayışı Kazandırma Eğitimi’nin mezuniyet töreni, Milli Savunma Üniversitesi Kara Harp Okulu Maltepe Yerleşkesinde yapıldı. Bin 943 genç teğmenin mezuniyet törenine heyecanlı ailelerin yanı sıra TBMM Başkanı Binali Yıldırım da katıldı.


TBMM Başkanı Binali Yıldırım’ın genç teğmenleri selamlamasının ardından saygı duruşunda bulunuldu ve İstiklal Marşı okundu. Kara Harp Okulu’nun Türk Silahlı Kuvvetlerine subay yetiştiren tek eğitim kurumu olduğunu kaydeden Kara Harp Okulu Komutanı Tuğgeneral İsmail Güzeller, bu ayrıcalıklı görevin ağır yükünü omuzlarında hissettiklerini söyledi.

İzmir’in 15 Mayıs 1919’da bağımsızlık uğruna ilk kurşunun Hasan Tahsin tarafından atıldığı bir direniş şehri olduğunu kaydeden TBMM Başkanı Binali Yıldırım, “İzmir’in damarlarında milli egemenliğin asil dokusu ve egemenlik vardır. Burada mezun olan genç subaylarımız, komutanlarımız eminim ki mili iradeye ve egemenliğe bağlı, bağımsızlık şiarından asla taviz vermeyecek askerler olarak mezun oldu. Bugün aileleriniz ve sizi mezun eden eğitimciler değil aziz Türk milleti de sizinle gurur duyuyor” dedi.

Kara Kuvvetleri Komutanlığı’nın subay ihtiyacını karşılamak üzere verilen 25 haftalık eğitimden mezun olan bin 943 subayı tebrik eden Meclis Başkanı Yıldırım, “Gazi Mustafa Kemal Atatürk, ‘ülkemiz şu iki şeyin ülkesidir: biri çiftçi, diğeri asker. Biz çok iyi asker ve çiftçi yetiştiren bir ulusuz. İyi çiftçi yetiştirdik, çünkü topraklarımız çoktur. İyi asker yetiştirdik, çünkü topraklarımızı isteyen düşman çoktur.’ 15 Temmuz hain darbe girişiminde bunu bizzat yaşadık. Ordumuz, milletimizi ve devletimizi hedef alan her türlü tehdide karşı hazır ve dikkatli olmalıdır. Teröre karşı yürüttüğümüz amansız mücadelenin kahramanı kolluk kuvvetlerimiz ve askerimizdir. TSK, yüksek askeri kabiliyeti ve milli savunma sanayi ürünleriyle güçlendirilmesiyle düşmana korku, dosta güven vermektedir. 15 Temmuz hain darbe girişiminden hemen sonra Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı harekatlarında ulusal güvenliğimize kastedecek her türlü bölücünün sınırlarımız ötesinde yok edilmesi için destanlar yazıldı. TSK, 15 Temmuz hain darbe girişiminde vatansever, yurdunu seven subay ve askerleriyle o gece aklını kiraya vermiş, asker kılığındaki teröristlere hak ettiği karşılığı verecek alçak hain darbe girişimini bastırdı. O gün halkın gücü, tankın gücünü yendi. O gün ay yıldızlı bayrak inmedi, ezanlar dinmedi. O gece Cumhurbaşkanımızın liderliğinde, hükümetimizin kararlılığı ve milletimizin cesaretiyle alçak FETÖ hak ettiği cezayı almıştır” diye konuştu.

GENÇ TEĞMENLERE FETÖ ÖĞÜDÜ

“Türkiye Cumhuriyeti; tek millet, tek bayrak ve tek vatan olarak ilelebet yaşayacaktır” diyen Yıldırım, “Kutsal ve mukaddes değerlerimizi, inançlarımızı kullanarak ülkemize ve milletimize zarar vermeye çalışan dış mihrakların maşalarını asla aranıza sokmayın, onları aranızda yaşatmayın” diyerek genç teğmenlere öğütte bulundu.

AİLELER DUYGULANDI

Mezun olan genç teğmenler adına konuşan dönem birincisi Teğmen Mehmet Göç, konuşmasının ardından yaş kütüğüne dönem plaketini çaktı.

Dereceye giren genç teğmenlere diplomalarını TBMM Başkanı Binali Yıldırım, Ege Ordusu Komutanı Orgeneral Abdullah Recep, Milli Savunma Bakan Yardımcısı Şuay Alpay, İzmir Valisi Erol Ayyıldız, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ve Milli Savunma Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erhan Afyoncu verdi.

Harbiye Marşını hep bir ağızdan söyleyen teğmenlerin tören geçişi esnasında aileler duygu seli yaşadı.

(Ali Gözeten - Tolga Tahçı/İHA)

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzurum Doç. Dr. Savaş Eğilmez; “Türk Devleti birçok bölgede barışı tesis ediyor” Atatürk Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Savaş Eğilmez, Türk devletinin bir çok bölgede barışı tesis ettiğini söyledi. Türklerin tarihleri boyunca coğrafi olarak çok geniş, ekonomik olarak zengin, nüfus olarak kalabalık ve çok uluslu, askeri olarak da çok güçlü devletler kurduğunu ifade eden Doç. Dr. Savaş Eğilmez, “Türk kültürünün ve Türk iktidarının en önemli unsurları adalet ve hoşgörüdür. Dolayısıyla kurdukları devletlerle hakim oldukları coğrafyalarda ve yönettikleri kavimler üzerinde adaleti, hoşgörüyü ve dolayısıyla da barışı tesis etmeyi başarmışlardır. Son devletimiz Türkiye Cumhuriyeti, coğrafi olarak Türk tarihinin küçük diyebileceğimiz devletlerinden biridir. Türk Devleti yüz ölçümü olarak seleflerine nazaran küçük olsa da kültürel mirasının ortaya çıkardığı etki oldukça büyüktür. Türk ordusunun varlığı, Cumhuriyet döneminin en geniş sınırlarına ulaşmıştır. Nitekim son yıllarda Türk Devleti’nin çeşitli alanlarda mesafe kat edip oldukça güçlenmesi, bahsettiğimiz güçlü mirastan gelen sorumlulukla birleşince, bulunduğu her bölgede barışı tesis eden Türk ordusunun varlığı, Cumhuriyet döneminin en geniş sınırlarına ulaşmıştır” diye konuştu. Türk Devletinin; KKTC, Azerbaycan, Bosna-Hersek, Kosova, Arnavutluk, Libya, Suriye, Irak, Katar, Somali’de barışı koruma adına askeri varlığını sürdürmeye devam ettiğini anlatan Doç. Dr. Savaş Eğilmez, “Aynı zamanda Türk donanması, Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum kesimi ile artan gerginliklerin tam da merkezinde, enerji ve bölgesel çıkarlar üzerinde çok önemli bir güç odağı olarak Akdeniz ve Ege denizlerinde devriye gezip, bölgenin tamamına güçlü varlığını hissettirmeye devam ediyor” diye konuştu. Libya Doç. Dr. Savaş Eğilmez, açıklamasını şöyle sürdürdü; “Libya’nın doğusundaki gayrimeşru silahlı güçlerin lideri Halife Hafter, ülke içinde daha fazla bölgeyi silah zoruyla kontrolü altına alırken, darbeci lidere bazı Avrupa ve bölge ülkeleri de destek veriyor. Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Mısır, ve Fransa gibi ülkelerin desteğini alan Hafter’in, Nisan 2019’da milislerine Trablus’u ele geçirmek için saldırı emri vermesiyle, zaten uzun süredir istikrarsızlıkla boğuşan Libya yeni bir şiddet sarmalına sürüklendi. Hafter, bölgesel destekçilerinden tedarik ettiği mali kaynak, ağır silah, paralı asker, silahlı insansız hava araçları (SİHA), savaş uçakları ve bunları kullanacak askeri danışmanlık desteğiyle Trablus’un kapılarına kadar dayandı. Başından beri Hafter ve bölgesel destekçilerinin, başkenti ve ülkeyi silah zoruyla kontrol altına alma niyetindeki bu darbe girişimine karşı çıkan Türkiye, uluslararası meşruiyete sahip Libya hükümetine desteğini açıkladı. Türkiye, Birleşmiş Milletler tarafından tanınan hükümeti desteklemek için Türk Silahlı Kuvvetleri’ne (TSK) bağlı askeri uzmanlar Libya’ya gelerek, Libyalı muhataplarına danışmanlık hizmeti vermeye başladı. Türkiye’nin destekleri neticesinde Libya’da Başbakan Fayez al-Sarraj hükümeti Hafter’e karşı üstünlüğü ele geçirdi. Suriye Türkiye’nin Suriye’ye askeri müdahalesi, Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra gerçekleştirilen en büyük dış operasyonlardan biri. Türk devleti, 2016 yılında hem DEAŞ hem de ABD destekli PKK/PYD terör örgütüne karşı Suriye’nin kuzeyine yönelik barış harekâtları düzenlemeye başladı. Türk Devleti, Mart 2017 tarihinde Fırat Kalkanı, bir yıl sonra Zeytin Dalı ve Ekim 2019 tarihinde düzenlediği Barış Pınarı harekâtları ile Suriye’deki yerleşim yerlerine barış ve huzur getirdi. Türk birlikleri ayrıca, Suriye’deki savaştan Türkiye’ye kaçan 3 milyondan fazla Suriyeliyi evlerine dönmeye teşvik etmek ve yeni bir mülteci dalgasını önlemek ayrıca bölgede bir terör koridoru oluşmasını engellemek amacıyla Kuzey Suriye’nin önemli bir kısmını kontrol altında tutmaya devam ediyor. Irak Kuzey Irak bölgesi PKK terör örgütünün yapılanması nedeniyle hayati öneme sahiptir. Uzun yıllardır bölgeye yerleşen ve yayılan terör örgütü Türkiye’nin güvenliğini tehdit etmektedir. İrili ufaklı birçok kamp bölgeye yayılmış durumdadır. Terör örgütü Türkiye, İran ve Suriye sınırlarının sağladığı avantajları kullanmaktadır. Her üç sınıra yakın olmak örgüte uygun coğrafya, maddi imkân ve silah temini açısından güvenli bir ortam sağlamaktadır. Uyuşturucu ticaretinden silah ve insan kaçakçılığına kadar birçok alanda önemli gelirler elde edilmektedir. Suriye ve Lübnan’dan Kandil bölgesine geçişle beraber Türkiye’yi hedef alan birçok terör eylemi bu bölgeden yönetilmiştir. Türkiye içine rahatlıkla geçilerek terör faaliyetleri gerçekleştirilmiştir. Kandil bölgesi sahip olduğu zorlu coğrafi şartlar ve İran-Irak sınırlarını kapsayan konumuyla PKK terör örgütünün rahatlıkla hareket edebildiği bir bölge konumundadır. Türkiye’nin bu bölge üzerinde direkt bir kontrolünün olmaması terör örgütünün kendini güvende hissetmesine yol açmaktadır. 1980’lerden itibaren TSK gerçekleştirdiği başarılı sınır ötesi operasyonlarla PKK’yı birçok kez dağılma noktasına getirdiyse de bu bölgenin sahip olduğu konum sayesinde örgüt yeniden toparlanabilme imkânı yakalamıştır. Bu durum karşısında terörle mücadeleyi daha etkin kılabilmek için Türkiye bölgede askeri üsler kurma yoluna gitmiştir. Katar Türkiye ile Katar arasında varılan anlaşma gereği Türk askerinin başkent Doha’da bulunan El Rayyan Üssü’nde bulunması kararlaştırıldı. Katar’da açılan askeri üsse izin veren ilk adım olan “Türkiye-Katar Askeri İş Birliği Anlaşması” 2015’in Mart ayında Meclis Genel Kurulu’ndan ve Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın onayından geçmişti. Resmi kaynaklara göre Katar’da bulunacak Türk birliğinin asli görevi; “Gerçekleştirilecek müşterek/birleşik tatbikatların ve eğitimlerin vasıtasıyla Katar’ın savunma imkânının ve kabiliyetlerinin geliştirilmesinin desteklenmesi, her iki tarafın da diğer ülkelerin silahlı kuvvetleri ile eğitim/tatbikatlar icra edebilmesi, terörizmle mücadele ile uluslararası barışa katkı sağlamak” şeklinde belirlenmiştir. Somali Türkiye, 2017 yılında en büyük denizaşırı üssünü Mogadişu’da açtı; burada Türk askerleri, onlarca yıldır süren iç çatışmalarla harap olmuş bir ülkenin yeniden inşasına yardımcı olmak amacıyla Somalili askerlere eğitim veriyor. Türkiye, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Erdoğan’ın 2011’deki ziyaretinden bu yana Afrika Boynuzu’ndaki yerini güçlendirerek eğitim, sağlık ve güvenlik gibi hizmetlerin canlandırılmasına yardımcı oluyor. Türkiye 2015 yılında Somali ile savunma ve sanayi anlaşmaları da imzalandı. Azerbaycan Türkiye silahlı kuvvetlerinin ayrıca Kardeş ülke Azerbaycan’da faaliyetlerini sürdürüyor. Türkiye, işgalci Ermenistan ile mücadelesinde ortak askeri eğitim ve tatbikatların yanı sıra başta Türk yapımı insansız hava araçları, füzeler ve elektronik savaş cihazlarının da bulunduğu yeni savunma sistemleri sağlama noktasında Azerbaycan’ı bir çok alanda desteklemektedir.”