GÜNDEM - 23 Temmuz 2014 Çarşamba 08:58

Tecavüze uğradı, AIDS olduğunu altı yıl sonra öğrendi

A
A
A
Tecavüze uğradı, AIDS olduğunu altı yıl sonra öğrendi

1999 yılında kaçırıldığı kişi tarafından tecavüze uğrayan 36 yaşındaki A.C., tecavüzden sonra AIDS kaptığını tam altı yıl sonra öğrendi.

Tecavüz eden kişinin kendisine ‘Sana öyle bir hediye bıraktım ki beni ömür boyu unutamayacaksın’ dediğini söyleyen A.C., hem yaşam savaşı veriyor, hem de hayatını devam ettirebilmek için destek bekliyor.
İzmir’de yaşayan 36 yaşındaki A.C.’nin taşıdığı HIV virüsü nedeniyle hayatı alt üst oldu. 1999 yılında iş nedeniyle Almanya’dan İzmir’e gelen talihsiz kadın, iş dolayısıyla tanıştığı kişi tarafından İstanbul’a kaçırılarak dört ay alıkonuldu. Kaçırıldığı süre zarfında kendisini kaçıran kişi tarafından tecavüze uğrayan A.C., bu kişiden HIV virüsü kaptı ancak AIDS olduğunu tam altı yıl sonra öğrendi. Tecavüz eden kişinin kendisine ‘Sana öyle bir hediye bıraktım ki beni ömür boyu unutamayacaksın’ dediğini belirten A.C., “Altı yıl sonra ne demek istediğini anladım. Ondan sonra zaten hayatım cehenneme döndü benim. Psikolojim çok bozuldu, yediremiyordum kendime. ‘Benim başıma neden böyle bir şey geldi’ diyordum” dedi.

“AIDS OLDUĞUMU BİLMEDEN EVLENDİM”
Tecavüz eden kişinin elinden kaçtıktan sonra AIDS olduğunu bilmeden başka bir kişiyle resmi olmadan evlendiğini anlatan A.C., o kişiyle altı ay birlikte kaldığını söyledi. A.C., sözlerini şöyle sürdürdü: “Rahatsızlığımı bilseydim öyle bir şey yapmazdım. O kişiyle belki altı ay beraber kaldık, sonra ayrıldık ve ben altı yıl sonra AIDS olduğumu öğrendim.” AIDS olduğunu, böbrek yetmezliği hastalığı nedeniyle hastanede yattığı sırada öğrendiğini ifade eden eden A.C., şöyle konuştu: “Hastanede yatıyordum, uyandım. Babamın bakıcıma ‘Sakın duymasın yıkılır’ dediğini duydum. Sonra yine kendimden geçmişim. Bir süre sonra yeniden kendime geldiğimde babama ‘Ben neyi duyarsam yıkılırım?’ diye sordum. Babam ağlayarak dışarı çıktı. Bakıcım bana anlattı. Neye uğradığımı şaşırdım. Sudan çıkmış balık mı derler anlatmasını bile bilmiyorum. Ailemin yüzüne bakamıyordum bir şekilde temizlemek durumundaydım. Babam, kardeşim ve iki amcam hariç ailemden hiçbiri benimle konuşmuyor.”

“ENGELLİ MAAŞIM EYLÜLE KADAR YATMAYACAK”
Yaşadıkları ile yıkılan A.C. böbrek yetmezliği nedeniyle yattığı hastanede kendisini evlenme vaadi ile kandıran bir kişi tarafından da Düzce’de götürüldüğünü söyledi. Verdiği hiçbir vaadin yerine getirilmediğini üstüne şiddet gördüğünü dile getiren A.C., şu ifadeleri kullandı: “Böbreklerime yumruk attı ki o zaman sadece böbrek yetmezliği hastalığım vardı. O olaydan sonra diyalize başladım. O sırada hasta olduğum için engelli maaşım da vardı. Düzce’ye gidince adres değişikliği nedeniyle engelli maaşım durduruldu. Eylül ayına kadar yatmayacak. Tek gelir kaynağım o olduğu için şuanda parasız geziyorum.”

“OTELDE KALIYORUM”
AIDS olduktan sonra tanıdığı insanların onunla konuşmamaya başladığını kaydeden A.C., artık dışlanmak istemediğini söyledi. Hastalığı nedeniyle çalışamadığını ifade eden A.C., “Şuanda otelde kalıyorum. Babam yurt dışında. Bu hastalığı olan birkaç arkadaşım var. Hastalıkları duyulunca iş yerlerinden kovulmuşlar. Sağlık raporunda HIV pozitif oldukları çıktıkları için de hiçbir yere kabul edilememişler. Ben de bunu bildiğim için hiçbir yere başvuramadım. Aynı zamanda diyaliz hastasıyım. Haftanın üç günü diyalize giriyorum” diye konuştu.

“KÖTÜ YOLA DÜŞMEK İSTEMİYORUM”
Her şeye rağmen şükrettiğini belirten A.C. devletten de yarım bekledi. Kötü yola düşmek istemediğini dile getiren A.C. sözlerini şöyle tamamladı: ”Kötü yola düşmeye korkuyorum. Allah göstermesin. Allah o yola düşürecekse zaten önce canımı alsın. Kimseye de zarar vermek istemiyorum. Benim taşıdığım bir virüs var ve asla iyileşmeyecek. Şuan çaresi olmayan bir virüs var. Bu içimde geziyor ama dışımda değil. Neden dışlıyorlar beni. Tek talebim devletin bana sahip çıkması. Bir ev açsınlar bana, evde oturabileyim. Otellerde kalmak istemiyorum. Kadın sığınma evleri bulaşıcı hastalık diye nitelendirdikleri için beni almıyorlar. Benim kimseye zararım olamaz zaten. Çünkü ben yaşadım, kimseye de yaşatmaya hakkım yok. Biliyorum ne kadar kötü bir şey olduğunu ama yine de kabul etmiyorlar. Her yere gittim, gitmediğim yer kalmadı. HIV pozitif için olduğum için dışlanıyorum ama ben de insanım. İnsan gibi yaşamak istiyorum. Bir evim olsun istiyorum. Bayramı evimde geçirmek istiyorum.” 

CEREN ATMACA - HALİL KARAHAN 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Gaziantep Gaziantep’te esrarengiz patlama sesi korku ve paniğe neden oldu Gaziantep’in Nizip ilçesine bağlı Suriye sınır hattındaki kırsal mahallelerde şiddetli bir patlama sesi duyuldu. Bölgede yaşayan vatandaşları tedirgin eden patlama sesi ile ilgili geniş çaplı inceleme başlatılırken boş araziye havan mermisi düşmüş olabileceği ihtimali üzerinde durulduğu öğrenildi. Olay, Gaziantep’in Nizip ilçesine bağlı Suriye sınır hattındaki kırsal mahallelerde meydana geldi. İddiaya göre, özellikle bölgedeki kırsal Gökçeli Mahallesi’nde yaşayan vatandaşlar bir anda çok yüksek bir patlama sesi duydu. Duydukları sesle korku ve panik yaşayan vatandaşlar 112 Acil Çağrı Merkezi’ne ihbarda bulundu. İhbar üzerine sesin duyulduğu bölgelere jandarma ve sağlık ekipleri sevk edildi. Ölen ya da yaralanan kimsenin olmadığı olay sonrası patlama sesinin kaynağı ile ilgili geniş çaplı inceleme başlatıldı. Olayla ilgili çalışma yapan ekiplerin boş araziye havan mermisi düşmüş olabileceği ihtimali üzerinde durduğu öğrenildi. Korku ve panik yaşayan vatandaşlar o anları anlattı Yaşadıkları korku ve paniği anlatan Çapan Köse ve Adil Yılmaz isimli vatandaşlar, önce kısa süreli keskin bir ışık gördüklerini sonrasında ise şiddetli bir patlama sesiyle irkildiklerini söyledi. Vatandaşlar, Suriye’ye yakın olduklarını ve oradan bir şey düşme ihtimalinin akıllarına geldiğini de ifade etti. Konu ile ilgili geniş çaplı soruşturmanın sürdüğü bildirildi.
Ankara Gazeteci Hande Fırat’ın "Devriamber" sergisi Kültür Bakanlığı desteğiyle açıldı Gazeteci Hande Fırat’ın "Devriamber" isimli resim ve heykel sergisi Kültür ve Turizm Bakanlığının desteği ile Cumhuriyet Müzesi bünyesinde yer alan Sığınak Kültür Sanat’ta açıldı. Gazeteci Hande Fırat’ın “Devriamber” isimli sergisinin açılışı Ankara’da gerçekleştirildi. Sergiye, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Dışişleri Bakan Yardımcısı Yasin Ekrem Serim, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Gökhan Yazgı, TBMM Milli Savunma Komisyonu Başkanı Hulusi Akar, eski TBMM Başkanı Binali Yıldırım, MHP Genel Başkan Yardımcısı İsmail Özdemir, İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Oktay Vural, Dışişleri Bakanı Başdanışmanı Nuh Yılmaz, AK Parti Genel Merkez Kadın Kolları Başkanı Ayşe Keşir, Yüksek Seçim Kurulu Başkanı Ahmet Yener, Demirören Holding Yönetim Kurulu Başkanı Yıldırım Demirören’in eşi Revna Demirören, Demirören Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Meltem Demirören Oktay ve çok sayıda davetli katıldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise serginin açılışı için mesaj gönderdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın mesajını serginin açılışında gazeteci Hande Fırat okudu. Cumhurbaşkanı Erdoğan mesajında, "Basın ve sanat dünyamızın değerli temsilcileri, kıymetli misafirler, sizleri en kalbi duygularımla, muhabbetle selamlıyorum. Nazik davetiniz için teşekkür ediyorum. Basınımızın önemli isimlerinden Hürriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Sayın Hande Fırat’ın kendi ifadesiyle ’çınarlarını kaybedip kendileri çınara dönen kadınların hikayesini’ anlattığı resim ve heykel sergisinin başarılı geçmesini temenni ediyorum. Başarılı gazeteci kimliğinin yanı sıra, bu sergi vesilesiyle sanatçı yönünü de öğrenme fırsatı bulduğumuz Sayın Hande Fırat’ı tebrik ediyor, kendisine hem meslek hem de sanat hayatında muvaffakiyetler diliyorum. Sizlerin şahsında basın ve sanat camiamızın tüm mensuplarını, sergiye ilgi gösteren tüm sanatseverleri bir kez daha yürekten selamlıyorum” ifadelerine yer verildi. "Bu sergi annemle, kızıma ithaf ediliyor" Fırat, serginin açılışı için Kültür ve Turizm Bakanlığının tüm personeline ve sergiyi açarken kendisine destek olan arkadaşlarına teşekkür etti. Hande Fırat, "Bu sergi, babalarını kaybeden tüm kız çocukları, tüm erkek çocukları ama özellikle kız çocuklarına atfen yapılmıştır. Bu sergi annemle, kızıma ithaf ediliyor" dedi. Devrialem sergisinin farklı bir anlamı olduğunu belirten Bakan Ersoy, "Bir toplumun zenginliği, kültür ve sanatının derinliği ile ölçülüyor. Kültür ve sanat toplumda ne kadar yerleştiyse, toplumda ne kadar kabul gördüyse, o toplumda kültür ve sanat ne kadar iyi üretilebiliyorsa aslında toplum o derece zengin algılanıyor. O açıdan da biz Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak kültür ve sanatı her yönüyle desteklemeyi görev addediyoruz. Sadece sanat üretimi değil, vatandaşlarımızın kültür ve sanata rahat erişimi de çok çok önemli" şeklinde konuştu. Kültür Yolu Festivalleri ile vatandaşların kültür ve sanata rahat ve kolay erişmesini amaçladıklarını belirten Ersoy, "Vatandaşın sanata erişimi yeterli değil. O yüzden kültür ve sanat üretimini artırmak istiyoruz. Kültür sanatın toplumun sadece bir kesiminin ilgilendiği bir etkinlik olmasının dışına çıkmasını, toplumun her kesimlerinin eriştiği bir alan olması için çabalıyoruz. Bu sergide anlamlı bulduğumuz, toplumda bilinirliği yüksek, toplumda yer etmiş kişilerin kültür sanat üretimindeki katkıları, kültür ve sanat üretiminde pay sahibi olmaları aslında sanatın popülaritesini artırıyor" ifadelerini kullandı. Serginin anlamının önemli olduğunu belirten Bakan Ersoy, “Serginizin anlamı da çok önemli. Ben de babamı kaybettim ama sizin gibi genç yaşta kaybetmedim. Genç kızlarımızın 18 yaşına girmeden önce babalarını kaybetmesinin nasıl bir duygu olduğunu, nasıl omuzlara yük getirdiğini kısmen de olsa anlayabiliyorum” diye konuştu. Sergide, tuval üzerine çeşitli malzemeler kullanılarak yapılan tablo ve heykellerden oluşan 40 eser sergileniyor. Sergi 25 Mayıs’a kadar açık olacak.