EĞİTİM - 20 Ekim 2016 Perşembe 11:12

TEOG sınavı yaklaşırken dikkat

A
A
A
TEOG sınavı yaklaşırken dikkat

TEOG sınavlarının yaklaştığı günlerde, öğrenciler ve aileleri için oldukça heyecanlı bir dönem olduğunu belirten Uzman Psikolog Merve Demir, TEOG’a hazırlanırken yalnızca ders çalışmanın yeterli olmadığını, çocuğun psikolojik açıdan da sınav stresi ile başa çıkmaya hazır olması gerektiğini söyledi. Kaygının çok fazla olmadığı zaman, motive eden ve harekete geçmemizi sağlayan bir güç olduğunu söyleyen Demir, uygun seviyede tutulması gerektiğini söyledi.

Nişantaşı Psikiyatri Merkezinden Çocuk-Ergen Psikoterapisti Uzman Psikolog Merve Demir, “Öğrenciler bir yandan sınava çalışırken, bir yandan da sınav stresi ile mücadele ediyorlar. Aileler de çocuklar kadar stresli. Bu sebeple istemeyerek de olsa çocuklarının kaygısını arttırabilecek davranışlarda bulunabiliyorlar. Milyonlarca çocuğu ve aileyi etkileyen bu sınava psikolojik hazırlık çok önemli” dedi.
Kaygının, tüm insanların yaşadığı normal bir duygu ve yaşamı sürdürebilmek için gerekli olduğunu kaydeden Demir, “Kaygı şiddeti çok fazla olmadığı sürece, bizi motive eden ve harekete geçmemizi sağlayan bir güçtür. Sınavla ilgili hissedilen normal seviyedeki bir kaygı, sınava daha iyi çalışmamız için bizi motive eder. Bu sebeple kaygıyı tümüyle ortadan kaldırmak gerekli değildir. Ancak yaşanılan kaygıyı, uygun bir seviyede tutmak gerekmektedir. Çünkü kaygının şiddeti çok fazla olduğunda, kişinin dikkati dağılır. Öğrenme becerisi olumsuz etkilenir. Böylece kendi potansiyelinin tamamını kullanamaz ve gerçek performansını gösteremez. Sınav kaygısı, sınav öncesinde ve sınav süresince yaşanan ve öğrencinin gerçek potansiyelini kullanmasına engel olan şiddetli kaygıdır. Çocuğun daha önceden öğrenmiş olduğu bilgileri sınavda kullanılmasına engel olur. Böylece başarıyı düşürür. Sınav kaygısı yaşayan çocuklarda, sınav öncesinde gerginlik, uykuya dalmakta güçlük, kâbuslar, baş ağrısı, solunum problemleri, mide bulantısı, bir şey düşünemiyormuş hisleri, kas yorgunlukları gibi belirtiler ortaya çıkabilir. Sınav sırasında dikkatlerini toplayıp sınava devam etmekte, okuduklarını anlamakta zorlanırlar. Bildikleri bir sorularda bile yanlış yapmaktan korkarlar. Zor sorularda daha da paniğe kapılırlar. Bu kaygıyı yaşayan kişilerde sınav sonucuna ile ilgili olumsuz inanç ve beklentiler oldukça fazladır. Örneğin, sınavda tüm bildiklerini unutmaktan, sürenin yetmemesinden korkarlar ve sınavın kötü geçeceğine inanırlar” diye konuştu.

Sınav sırasında tüm dikkatin sınav sorularında olmasının çok önemli olduğunu belirten Demir, “Fakat sınav kaygısı, dikkatin dağılmasına sebep olur. Çocuk kaygıları sebebiyle sınav soruları yerine, kendi olumsuz düşüncelerine odaklanır. Bu olumsuz düşünceler de kaygıyı daha da arttırır” ifadelerini kullandı.
Uzman Psikolog Merve Demir, sınav kaygısı ile başa çıkmak için ailelere şu önerilerde bulundu:

“1. Çocuğunuza nasıl ders çalışılabileceği ile ilgili yardımcı olun. Zorlayıcı olmayan günlük planlar oluşturmaya çalışın. Bu planlamayı yaparken her çocuğun birbirinden farklı özellikleri olduğunu göz önünde bulundurun. Örneğin, bazı çocuklar yabancı dili zor öğrenirler, bazılar matematikte zorlanır gibi. Çocuğun bireysel özelliklerine göre bir plan hazırlayın.
2. Başarısız olma korkusu, sınav kaygısına sebep olur. Bu sebeple bir sınavda başarısız olmanın dünyanın sonu olmadığı çocuğa vurgulanmalıdır. Sınavda başarısız olmasının, daha sonraki yaşamında da başarısız olacağı anlamına gelmediği çocuğa açıklanmalıdır.
3. Yüksek beklentiler çocukların kaygılarını arttırır. Çocuklar anne-babalarının beklentisini karşılayamamaktan korkarlar. Bu sebeple beklentileriniz gerçekçi olsun.
4. Sınav kaygısının en önemli sebebi, çocuğun sınava yüklediği anlamdır. Sınav kaygısı yaşayan çocukların çoğunun kendilerine verdikleri değer, sınavlardan aldıkları notlara bağlıdır. Bu da sınav kaygılarının artmasına sebep olur. Bu sebeple çocuğa, sınavda başarısız da olsa değerli olduğunu hissettirmek çok önemlidir. Ayrıca sınavlardaki başarının, çocuğun zekası ile ilgili olmadığını vurgulamak faydalı olacaktır.
5. Başarı odaklı olmayın. Çocuk bir sınavda başarısız da olsa çabasını övün.
6. Çocuğun olumlu özelliklerini, daha önceki başarılarını ona hatırlatın. Bu onun kendisini daha güçlü hissetmesine yardımcı olacaktır.
7. Çocuğun sosyal etkinliklerini kısıtlamayın. Çocuğunuzun tüm zamanını yalnızca ders çalışarak geçirmesi uygun değildir. Gün içinde eğlendiği, sosyalleştiği, rahatladığı etkinliklerde bulunmasına teşvik edin (Spor yapmak, arkadaşları ile vakit geçirmek, resim yapmak, bilgisayar oyunları gibi). Bu etkinlikler çocuğun kaygısının azalmasına ve böylece sınavda gerçek performansını göstermesine yardımcı olacaktır.
8. Çocuğun başarısını başka çocuklarla kıyaslamayın.
9. Çocuğa onu tüm özellikleri ile olduğu gibi sevdiğinizi hissettirin.
10. İlgi gösterin, ancak baskıcı olmayın. Sürekli ne kadar çalıştığını, kaç soru çözdüğünü sormayın.
11. Evdeki normal düzeni bozmayın. Her zamanki kurallar ve sınırları devam ettirin. Çocuk sınava çalışıyor diye her zamankinden farklı davranmak, eve misafir kabul etmemek, gezilere gitmemek gibi aşırı davranışlar kaygıyı arttırır. Bu sebeple olağan dışı bir durum varmış gibi davranmayın.
12. Anne ve baba olarak kendi kaygınızı kontrol edin. Çünkü sizin çocuğunuzun geleceği ile ilgili kaygılarınız, çocuğunuzun kaygısının artmasına sebep olacaktır. Bu sebeple sınavla ilgili kendi olumsuz düşüncelerinizi sorgulayın.
13. Çocuğunuzun TEOG’la ilgili fazla kaygılı olduğunu ve bunun onun performansını da olumsuz etkilediğini düşünüyorsanız bir uzmandan destek almak faydalı olacaktır.”
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Gaziantep Gaziantep’te esrarengiz patlama sesi korku ve paniğe neden oldu Gaziantep’in Nizip ilçesine bağlı Suriye sınır hattındaki kırsal mahallelerde şiddetli bir patlama sesi duyuldu. Bölgede yaşayan vatandaşları tedirgin eden patlama sesi ile ilgili geniş çaplı inceleme başlatılırken boş araziye havan mermisi düşmüş olabileceği ihtimali üzerinde durulduğu öğrenildi. Olay, Gaziantep’in Nizip ilçesine bağlı Suriye sınır hattındaki kırsal mahallelerde meydana geldi. İddiaya göre, özellikle bölgedeki kırsal Gökçeli Mahallesi’nde yaşayan vatandaşlar bir anda çok yüksek bir patlama sesi duydu. Duydukları sesle korku ve panik yaşayan vatandaşlar 112 Acil Çağrı Merkezi’ne ihbarda bulundu. İhbar üzerine sesin duyulduğu bölgelere jandarma ve sağlık ekipleri sevk edildi. Ölen ya da yaralanan kimsenin olmadığı olay sonrası patlama sesinin kaynağı ile ilgili geniş çaplı inceleme başlatıldı. Olayla ilgili çalışma yapan ekiplerin boş araziye havan mermisi düşmüş olabileceği ihtimali üzerinde durduğu öğrenildi. Korku ve panik yaşayan vatandaşlar o anları anlattı Yaşadıkları korku ve paniği anlatan Çapan Köse ve Adil Yılmaz isimli vatandaşlar, önce kısa süreli keskin bir ışık gördüklerini sonrasında ise şiddetli bir patlama sesiyle irkildiklerini söyledi. Vatandaşlar, Suriye’ye yakın olduklarını ve oradan bir şey düşme ihtimalinin akıllarına geldiğini de ifade etti. Konu ile ilgili geniş çaplı soruşturmanın sürdüğü bildirildi.
Ankara Gazeteci Hande Fırat’ın "Devriamber" sergisi Kültür Bakanlığı desteğiyle açıldı Gazeteci Hande Fırat’ın "Devriamber" isimli resim ve heykel sergisi Kültür ve Turizm Bakanlığının desteği ile Cumhuriyet Müzesi bünyesinde yer alan Sığınak Kültür Sanat’ta açıldı. Gazeteci Hande Fırat’ın “Devriamber” isimli sergisinin açılışı Ankara’da gerçekleştirildi. Sergiye, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Dışişleri Bakan Yardımcısı Yasin Ekrem Serim, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Gökhan Yazgı, TBMM Milli Savunma Komisyonu Başkanı Hulusi Akar, eski TBMM Başkanı Binali Yıldırım, MHP Genel Başkan Yardımcısı İsmail Özdemir, İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Oktay Vural, Dışişleri Bakanı Başdanışmanı Nuh Yılmaz, AK Parti Genel Merkez Kadın Kolları Başkanı Ayşe Keşir, Yüksek Seçim Kurulu Başkanı Ahmet Yener, Demirören Holding Yönetim Kurulu Başkanı Yıldırım Demirören’in eşi Revna Demirören, Demirören Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Meltem Demirören Oktay ve çok sayıda davetli katıldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise serginin açılışı için mesaj gönderdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın mesajını serginin açılışında gazeteci Hande Fırat okudu. Cumhurbaşkanı Erdoğan mesajında, "Basın ve sanat dünyamızın değerli temsilcileri, kıymetli misafirler, sizleri en kalbi duygularımla, muhabbetle selamlıyorum. Nazik davetiniz için teşekkür ediyorum. Basınımızın önemli isimlerinden Hürriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Sayın Hande Fırat’ın kendi ifadesiyle ’çınarlarını kaybedip kendileri çınara dönen kadınların hikayesini’ anlattığı resim ve heykel sergisinin başarılı geçmesini temenni ediyorum. Başarılı gazeteci kimliğinin yanı sıra, bu sergi vesilesiyle sanatçı yönünü de öğrenme fırsatı bulduğumuz Sayın Hande Fırat’ı tebrik ediyor, kendisine hem meslek hem de sanat hayatında muvaffakiyetler diliyorum. Sizlerin şahsında basın ve sanat camiamızın tüm mensuplarını, sergiye ilgi gösteren tüm sanatseverleri bir kez daha yürekten selamlıyorum” ifadelerine yer verildi. "Bu sergi annemle, kızıma ithaf ediliyor" Fırat, serginin açılışı için Kültür ve Turizm Bakanlığının tüm personeline ve sergiyi açarken kendisine destek olan arkadaşlarına teşekkür etti. Hande Fırat, "Bu sergi, babalarını kaybeden tüm kız çocukları, tüm erkek çocukları ama özellikle kız çocuklarına atfen yapılmıştır. Bu sergi annemle, kızıma ithaf ediliyor" dedi. Devrialem sergisinin farklı bir anlamı olduğunu belirten Bakan Ersoy, "Bir toplumun zenginliği, kültür ve sanatının derinliği ile ölçülüyor. Kültür ve sanat toplumda ne kadar yerleştiyse, toplumda ne kadar kabul gördüyse, o toplumda kültür ve sanat ne kadar iyi üretilebiliyorsa aslında toplum o derece zengin algılanıyor. O açıdan da biz Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak kültür ve sanatı her yönüyle desteklemeyi görev addediyoruz. Sadece sanat üretimi değil, vatandaşlarımızın kültür ve sanata rahat erişimi de çok çok önemli" şeklinde konuştu. Kültür Yolu Festivalleri ile vatandaşların kültür ve sanata rahat ve kolay erişmesini amaçladıklarını belirten Ersoy, "Vatandaşın sanata erişimi yeterli değil. O yüzden kültür ve sanat üretimini artırmak istiyoruz. Kültür sanatın toplumun sadece bir kesiminin ilgilendiği bir etkinlik olmasının dışına çıkmasını, toplumun her kesimlerinin eriştiği bir alan olması için çabalıyoruz. Bu sergide anlamlı bulduğumuz, toplumda bilinirliği yüksek, toplumda yer etmiş kişilerin kültür sanat üretimindeki katkıları, kültür ve sanat üretiminde pay sahibi olmaları aslında sanatın popülaritesini artırıyor" ifadelerini kullandı. Serginin anlamının önemli olduğunu belirten Bakan Ersoy, “Serginizin anlamı da çok önemli. Ben de babamı kaybettim ama sizin gibi genç yaşta kaybetmedim. Genç kızlarımızın 18 yaşına girmeden önce babalarını kaybetmesinin nasıl bir duygu olduğunu, nasıl omuzlara yük getirdiğini kısmen de olsa anlayabiliyorum” diye konuştu. Sergide, tuval üzerine çeşitli malzemeler kullanılarak yapılan tablo ve heykellerden oluşan 40 eser sergileniyor. Sergi 25 Mayıs’a kadar açık olacak.