GÜNDEM - 26 Aralık 2016 Pazartesi 11:10

Terörün bekçisi kahveciler

A
A
A
Terörün bekçisi kahveciler

Son zamanlarda yaşanan terör olayları nedeniyle meslektaşlarına şüpheli şahısları ihbar etmeleri çağrısında bulunan Manisa Kahveciler Odası Başkanı Mehmet Çetin, "Kahveci yerleşik bir esnaf olduğundan 2 gün kahvede yabancı gördüğünde o kişiye 'Hayırdır, ne arıyorsun?' diye muhakkak sorar. Bu tür art niyetli kişiler görüldüğünde kahveci esnafımız duyarlı olduğundan bunu fark eder. Bunu da güvenlik güçlerimizle veya yetkililerle paylaşırlar" dedi.

Geçmişten bu yana Türk kültüründe önemli bir yere sahip olan kahvehaneler, sohbet ve dostlukların pekiştiği yerler olmasının yani sıra son zamanlarda güvenlik güçlerine istihbarat sağlama konusunda da destek oluyor. Manisa'da 650 üyesi bulunan Manisa Kahveciler Odası Başkanı Mehmet Çetin, kahvecilerin toplumda çok önemli bir yere sahip olduklarını belirterek, "Biz kahvehaneler olarak, memleketimizin, mahallemizin, yöremizin bekçileriyiz aynı zamanda. Mahallemize veya bölgemize yabancı geliyorsa muhakkak biz bunları fark ederiz. Art niyetli kişiler varsa bunları hissederiz. Bunu da devletimizle, güvenlik güçlerimizle zaman zaman paylaşırız" diye konuştu.

Son zamanda yaşanan terör olaylarını kınayarak, şehit ailelerine baş sağlığı dileklerini ileten Çetin, "Kahveci esnafımız bu olaylara çok duyarlıdır. Mahallenin veya bölgenin gözü kulağı olduğundan bu tür olumsuzlukları, yaşanan şüpheli olayları gördüklerinde en kısa zamanda güvenlik güçleriyle, devletimizle paylaşmalarını istiyorum" şeklinde konuştu.

Kahvehaneler erkek sığınma evine dönüştü
Kahvehanelerin yaşadığı sıkıntılara da değinen Çetin, mahallenin bekçisi olan kahvecilerin toplum tarafından kabul görülmesini istedi. Müşterilerinin genellikle emeklilerden oluştuğunu söyleyen Çetin, "Bugün genellikle müşterilerimizin çoğu emekli vatandaşlarımız. Bu vatandaşlarımız günün 6 saatini, 8 saatini bizim mekanlarımızda geçirmekteler. Kendi aralarında şakalarını da söylerler, mekanlarımızı erkek sığınma evi olarak tarif ediyorlar. Bunun yanında kahvehaneler en ucuza dinlenilebilen veya barınılabilen mekanlardır. Bugün çoğu mekanımızda çay 1 lira. Günü iki çay içerek 6 saatini bizim mekanlarımızda geçirebiliyorlar. Bizim bunlardan şikayetimiz yok ama toplumda veya vatandaşlar arasında kabul görmek istiyoruz. Biz toplum yararına bir nevi amme hizmeti yapıyoruz. Vatandaşlarımız tarafından bunun kıymeti bilinsin istiyoruz" ifadelerini kullandı.

Artık ikram kültürünün kalmadığını dile getiren Başkan Çetin, herkesin içtiği çayın bedelini ödeyerek masadan ayrıldığını söyledi.

"Teknoloji kahvehanelerdeki sohbet ortamını daralttı"
Kahvehanelerin eskiden toplumun fikir alışverişi yaptığı birer kültür yuvası olduğunu sözlerine ekleyen Çetin, "Teknoloji maalesef bu kültür yuvalarını kaybetti. Şu an kitaplık çoğu mekanlarımızda var ama çok uzun süredir hiç bir müşterimiz 'Şuradan bir kitap alayım da okuyayım' yok. Mekanlarımıza gelen kişilerin öncelikle sorduğu 'Wi-fi'niz, internetiniz var mı?' Tabi bu da hem sohbet ortamını daralttı hem de ikili ilişkilerdeki sıkıntıları gün yüzüne çıkardı" dedi.

Meslek dışı faaliyet yürüten esnaflar yüzünden kahvecilerin zor durumda kaldığını dile getiren Çetin, yerel yönetimlerden de destek istedi. Çetin, "Meslek dışı faaliyetler var. Bunlar da bizim belimizi büküyor. Şu anda bir mekanda birden fazla iş yapılarak, farklı iş dallarındaki kişiler ruhsatı olmadığı halde çay satışı yaparak, benim o mahalledeki kahvecimin ekmeğini çalıyor. Yerel yönetimlerden devletimizden destek istiyoruz. Kahvecilerin korunması gerekir" diye konuştu. 

Aykut Yeniçağ

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Hatay Naci Görür: "Çağdaş toplumlarının yaptığı gibi depreme dirençli yerleşim alanlarını oluşturmak zorundayız" Hatay’ın İskenderun ilçesinde söyleşiye katılan jeolog ve deprem bilimci Prof. Dr. Naci Görür, depreme dirençli yerleşim alanların oluşturulması gerektiğine dikkat çekti. Prof. Dr. Naci Görür, depremin vurduğu Hatay’ın İskenderun ilçesinde vatandaşlarla bir araya geldi. Görür, İskenderun Ticaret ve Sanayi Odası tarafından düzenlenen ‘İskenderun’un Depremselliği ve Deprem Dirençli İskenderun’ söyleyişine katıldı. Türkiye’de 13,6 milyon önce deprem mekanizmaların oluştuğunu ifade eden Prof. Dr. Görür, depremleri durdurmanın mümkün olmadığını, toplum olarak depreme dirençli yerleşim alanlarını oluşturmak zorunda olduğunu söyledi. “Her depremde de 10 bin ve 50 bin insanı dün olduğu gibi toprağa veremeyiz" Deprem mekanizmasının Türkiye’de 13,6 milyon önce oluştuğunu söyleyen Prof. Dr. Görür, “Bizim ülkemizde bu faylar 13,6 milyon seneden beri deprem oluşturmaya devam ediyor. Biz depremleri durduramayız, bu mümkün değil çünkü bu mümkün değil. Her depremde de 10 bin ve 50 bin insanı, dün olduğu gibi toprağa veremeyiz. O halde yapılacak bir şey bilgi, aydın ve çağdaş toplumlarının yaptığı gibi depreme dirençli yerleşim alanlarını oluşturmak zorundayız. Bunları yaparsak deprem sorununu büyük ölçüde hallederiz” dedi. “İskenderun tarafına gelen kıta biraz büküldüğü ve eğildiğinde o bölgenin belli ölçüde gömülmesi ve batması anlamına geliyor” Deprem sonrası İskenderun sahilindeki çökme konusuna değinen Prof. Dr. Görür, “İskenderun’da bazı yerler çökmüş ve batıyor. Neden batıyor konusu fayla ilgili bir durumdur. Bin yıl önce Bingöl ilinin Karlıova’dan gelen doğu fayı, yanal hareket ederken İskenderun’daki fay biraz eğiliyor. İskenderun tarafına gelen kıta biraz bükülüyor ve eğiliyor. O kısımda bir duvar ve diklik oluşturuyor. Burada düşey atılım meydana geliyor ve fay niteliği doğuruyor ve batıyor. Bu nedenle de bir bölgenin belli ölçüde gömülmesi ve batması anlamına geliyor. Deniz seviyesinin göreceli olarak işlenmesi anlamına gelir” ifadelerini kullandı. İskenderun ilçesinde düzenlenen ’İskenderun’un Depremselliği ve Deprem Dirençli İskenderun’ temalı konferansa yer bilimci Naci Görür’ün yanı sıra; İskenderun İlçe Kaymakamı Murat Sefa Demiryürek, İskenderun Belediye Başkanı Mehmet Dönmez, Belen İlçe Belediye Başkanı İbrahim Gül ve İskenderun Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Levent Hakkı Yılmaz katıldı.
İstanbul Sadettin Saran: "Göreve gelirsek Fenerbahçe’yi şampiyon yapacağız" Fenerbahçe Başkan Adayı Sadettin Saran, 48 saat içinde 500 imza toplayabildiklerini belirterek, "Göreve gelirsek ne sabır ne de süre istiyoruz. Fenerbahçe’yi şampiyon yapacağız" dedi. Fenerbahçe Başkanlığına adaylığını açıklayan İş İnsanı Sadettin Saran, Faruk Ilgaz Tesisleri’nde düzenlediği lansmansa kongre üyeleriyle bir araya geldi. Fenerbahçe Yüksek Divan Kurulu eski Başkanı Vefa Küçük de toplantı da yer alarak Saran’a destek verdi. Fenerbahçe’yi şampiyon yapmak için çalışacaklarını aktaran Saran, adaylık süreci ile ilgili bilgiler vererek, "Kasım ayında Ali Koç ile buluştum. Maddi manevi çok büyük emek verdiniz, bu işi öğrendin, devam edeceksen biz arkandayız ancak devam etmeyecekseniz biz bu işi çok iyi yaparız ve göreve talibiz dedim. O da, ’Çok iyi yapacağına ben de inanıyorum’ dedi. Kulüp bilançolarına, defterlere bakmamız için resmi olarak aday olmamız gerekiyordu. Takım şampiyonluğa gidiyor, kongre sürecine de sokmak istemiyoruz ama madem öyle dedik 48 saatte büyük teveccühle 500 imzayı topladık. Bunun için de çok teşekkür ediyoruz. Göreve gelirsek ne sabır ne de süre istiyoruz. Fenerbahçe’yi şampiyon yapacağız. Hem saha içinde hem saha dışında mücadele ediyoruz. Oyuncularımıza uzanan elleri kırmasını biliriz" ifadelerini kullandı. "Fenerbahçe hepimizindir" Fenerbahçe için birlik beraberlik mesajı beren 59 yaşındaki iş insanı, "Fenerbahçe hiçbir şahsa ait değildir. Fenerbahçe sizindir Fenerbahçe bizimdir. Fenerbahçe hepimizindir" diyerek sözlerini noktaladı. Saran’ın konuşmasının ardından Kongre Üyeleri yoğun alkışlarla destek verdi.