EKONOMİ - 16 Temmuz 2018 Pazartesi 17:51

Ticaret Bakanı Pekcan: 'Ticaret kurulları kuralım'

A
A
A
Ticaret Bakanı Pekcan: 'Ticaret kurulları kuralım'

Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, TOBB(Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği) Başkanı M.Rifat Hisarcıklıoğlu, TOBB Kadın Girişimciler Kurulu Başkan Yardımcısı Nurten Ceceli Alkan ve heyetini kabul etti. Pekcan, “Ticaret kurulları kuralım” dedi.

Daha önceden TOBB Kadın Girişimciler Kurulu Başkan Yardımcılığı da yapmış olan Bakan Pekcan, TOBB Başkanı M.Rifat Hisarcıklıoğlu, TOBB Kadın Girişimciler Kurulu Başkan Yardımcısı Nurten Ceceli Alkan ve heyetini kabul etti.

Kabulde konuşan Pekcan, “Burada, benim yol arkadaşlarım, cam tavanı yıkan kadınlarımız var. Biz cam tavanı yıktıysak, daha çok şey değiştirebileceğiz” dedi. 

Pekcan sözlerini şöyle sürdürdü. 

“Kadın girişimciliği artmadığı sürece, ülkelerin verimliliği ve refah düzeyi artmayacaktır, gelir düzeyi artmayacaktır. Önce ailesi, sonra toplumsal refahı ve ülke refahı için kadın girişimcilerimizin, en az erkek girişimciler kadar hayatta ve iş hayatında yerlerini almaları, daha sonra da siyasi hayattta, politik karar verme süreçlerinde yer almaları gerekir.” 

Önce dört, sonra sekiz kadın bakan 

Bakan Pekcan, “Bu dönemde, Sayın Çalışma, Sosyal Hizmetler ve Aile Bakanımız Zehra Hanımefendi ile beraber bana çok büyük bir yük düşmektedir. Biz, her ikimiz de ikişer bakanlığın birleştirilmesiyle eskiden dört bakanlık olan göreve gelmiş bulunuyoruz ve biz başarılı olmak zorundayız. Biz başarı olacağız, bir sonraki dönemde dört kadın, ondan sonraki dönemde sekiz kadın kabineye girebilsin” diye konuştu. 

İş hayatındaki kadınların erkeklere kıyasla temsil edilme oranının düşük olduğunu belirten Bakan Pekcan, “Biz her sene Birleşmiş Milletler’de(BM) toplantılara katılıyoruz ve bütün üye firmalarımızı, sanayicimizi de BM’nin kadının güçlendirilmesi prensiplerini imzalamaya davet ediyoruz. Benim küçük firmamla ben, Türkiye’de imzalayan 12. firma olmuştum. Bu kriterlere uyan firma sayımız hızla azalmaktadır. Bu kriterlerde amaç; kadınların, sadece yüzdesel olarak şirketlerde, iş hayatında görev alması değil, yönetici olarak, yönetim kurullarında karar verici pozisyonlarda kadınların varlığını ve güçlerini artırmak olmalıdır. Dünya’nın refah düzeyi bu şekilde artacak ve dünyamıza barışın da bu ancak bu şekilde geleceğine inanıyorum” ifadelerini kullandı. 

“Çalışma kurulları kuralım” 

“Bundan sonra beraber ne yapabiliriz?” diye soran Pekcan, uçakta düşündüğünü belirterek, “Diyorum ki, çalışma kurulları kuralım. Bu çalışma kurullarında da kadın girişimcilerimiz olsun, genç girişimcilerimiz olsun, bakanlık mensuplarımız olsun, üniversiteler olsun ve iş dünyasının rol modelleri olsun. ‘İş dünyası’ diyorum, İş insanları. Kadın ya da erkek değil, başarı örnekleri olsun” dedi. 

“Bu kurullar statükocu kurullar olmasın” diyen Pekcan, “Hep aynı üç kişi ayda bir toplanmasın. Bu, dinamik bir kurul olsun. Bu ay üç ilimizin kadın kurulu başkanı katılmışsa, sonraki ay diğer üç ilin kadın girişimcisi olsun. Yani hem bir motivasyon olsun hem de proje üretme merkezi olsun. ‘Bunu uygulamayı düşünüyorum ama bu, uçakta gelirken düşündüğüm bir şey. Henüz kimseyle değil, ilk sizinle, yoldaşlarımla paylaşayım’ dedim” İfadelerini kullandı. 

“Size finansman bulacağım” 

Bakan Pekcan, kadınlardan projeler beklediğini belirterek, “Teknoloji odaklı projeler üretin. Biz bakanlık size her türlü teknik ve finansal desteğe hazırız ama imkanlarımızı da çok fazla zorlamamalıyız. Ben size Ruhsar Pekcan olarak söz veriyorum. Sizin projelerinize bakanlığımın dışında, uluslararası fonlardan finansman bulacağım. Yeter ki siz, yeni fikirlere, teknolojik yatırımlara, yapıcı, yenilikçi, uygulanabilir, sürdürülebilir ve istihdam artırıcı projelerle gelin” dedi. 

TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu ise “Camiamızın lider isimlerinden birinin, Ruhsar Pekcan’ın,Cumhurbaşkanımızın teveccühleriyle kabinede yer alması, bizleri hem sevindirdi hem de gururlandırdı. Biliyorsunuz önceden ticaret ve ekonomi, iki ayrı bakanlıktı ve o durumda bile gayet bir ağır bir iş yükü altındaydılar.Şimdi bu iki bakanlık ticaret bakanlığı çatısı altında bir araya geldi ve bizler için doğrusu olan da buydu. İşte, Sayın Cumhurbaşkanımızın, önceden iki bakanın üstlendiği bu büyük sorumluluğu, tek başına Ruhsar Pekcan’a vererek kendisine olan güven ve itimadı da göstermiş oldu. Bir kadının iki ayrı bakanlığı birleştirip yürütebileceğinin en büyük göstergesi, güvencesi Ruhsar Hanım’dır” dedi. 

“Ticaretin kaptan köşkünde artık bir kadın var” 

Hisarcıklıoğlu, “TOBB Başkanlığı olarak, kadınların ve gençlerin her alanda daha fazla rol üstlenmesi için çaba gösterdik. ‘Kadın ekonominin asli unsuru, ortağı’ dedik. Türkiye’nin zenginleşme yolculuğunda kadınlarımıza ihtiyacımız var’ dedik. Ticaretin kaptan köşkünde artık bir kadın var. Ekonomiye kadın eli değecek. Türkiye’nin zenginleşmesi serüvenine kadınlar şimdi daha fazla destek olacak” şeklinde konuştu. 

Nurten Ceceli Alkan ise “İçimizden biri, TOBB Kadın Girişimciler Kurulu Başkan Yardımcımız Sayın Ruhsar Pekcan’ın Ticaret Bakanı olmasını tebrik etmek için buradayız. Heyecanlıyız, sevinçliyiz, gururluyuz. Türkiye’nin 81 ilinden gelen ülkemin, iktisadi ve ekonomik gelişiminde çok büyük katkılar sağlamak için gece gündüz emek veren çok kıymetli arkadaşlarımla beraber buradayız ve kadınların ekonomide aldıkları payı artırmak için aynı yolda uzun zamandır beraber yürüdüğümüz arkadaşımızın bakan olmasının mutluluğunu yaşıyoruz. Ona yeni görevinde başarılar diliyoruz. Cumhurbaşkanımıza da bu önemli görevi, hakkıyla yerine getireceğinden emin olduğumuz Sayın Pekcan’a verdikleri için de şükran duyuyoruz” dedi. 

“Bakanımızın başarılarla dolu bir özgeçmişi var” diyen Alkan şöyle devam etti: 

“Kendisinin bu güne kadar başardıklarının bundan sonra başaracaklarına da teminat olduğunu düşünüyorum. Sayın Bakanımızın başarı hikayelerinden, tüm kadınlarımızın ve tüm kızlarımızın büyük bir gurur duyacağını ve geleceğe bakan vizyonlarında büyük bir farklılık oluşturacağına inanıyorum. Anadolu’nun dört bir tarafında ülkem için emek veren kadınlarımızın artık yüreğinde bir başka ışık var diye düşünüyorum.”

Emre Yüzügüldü
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kütahya Ayak Tenisi Takımı’ndan Türkiye Şampiyonasında ikincilik Kütahya Dumlupınar Üniversitesinin (DPÜ) ev sahipliğinde Türkiye Üniversite Sporları Federasyonu tarafından düzenlenen Ayak Tenisi Türkiye Şampiyonası karşılaşmalarında erkek DPÜ erkek takımı ikinci, kadın takımı dördüncü oldu. DPÜ Kapalı Spor Salonu’nda Türkiye Üniversite Sporları Federasyonu tarafından gerçekleşen turnuvaya kadınlarda Kütahya Dumlupınar, Alanya Alaaddin Keykubat, Amasya, Eskişehir Osmangazi, Fenerbahçe, İstanbul Gedik ve Süleyman Demirel üniversiteleri, erkeklerde ise Kütahya Dumlupınar, Amasya, Alanya Alaaddin Keykubat, Eskişehir Osmangazi, Fenerbahçe, İstanbul Gedik, İstanbul Rumeli, MEF ve Süleyman Demirel üniversiteleri katıldı. Üç gün süren turnuvanın ilk maçında Amasya Üniversitesine 2-0 kaybeden DPÜ Erkek Ayak Tenisi Takımı, ikinci maçında İstanbul Gedik Üniversitesini 2-1’lik skorla mağlup ederek finalde yeniden Amasya Üniversitesine rakip oldu. Final maçını 2-0 kaybeden DPÜ, turnuvayı ikincilikle tamamladı. Süleyman Demirel Üniversitesi ise erkekler kategorisini üçüncü sırada tamamladı. DPÜ Kadın Ayak Tenisi Takımı ise Fenerbahçe Üniversitesini 2-0 yenerek başladığı turnuvanın ikinci maçında Süleyman Demirel Üniversitesine 2-0 kaybetti. Turnuvanın son maçında Amasya Üniversitesine 2-0 mağlup olan DPÜ, turnuvada dördüncü sırayı aldı. Kadınlarda şampiyonluğu finalde Süleyman Demirel Üniversitesini 2-0’la geçen Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi kazandı.
İstanbul Sinsi ilerleyen HPV’ye karşı en etkili koz aşı Herkesin hayatının bir döneminde en az bir HPV türü geçirdiğini belirten Dr. Öğr. Üyesi Saadet Ünsal, “Çoğu HPV enfeksiyonu zaman içinde kendiliğinden geçer. Ancak bazen HPV enfeksiyonları daha uzun sürer ve yaşamın ilerleyen dönemlerinde kansere neden olabilir. HPV enfeksiyonun çoğu geçicidir ve genelde belirti vermeden ilerler. Enfeksiyondan korunmada en etkili ve güvenilir yöntemin HPV aşısıdır” dedi. Medipol Üniversitesi Pendik Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Saadet Ünsal, sık görülen enfeksiyonlar arasında olan HPV’ye karşı uyardı. Dr. Öğr. Üyesi Ünsal, insan papilloma virüsünün (HPV), papillomaviridae ailesinde bulunan bir DNA virüsü olduğunu belirterek “200’den fazla çeşidi bulunan insan papilloma virüsü, cinsel yolla bulaşan hastalıklara sebep olan virüs türlerinden biridir. Bulaşıcılığı yüksek olan insan papilloma virüsünün yaklaşık 40 çeşidi genital siğillere neden olurken bazı türleri kansere neden olur. Neredeyse tüm insanlar hayatlarının bir döneminde en az bir tür HPV ile enfekte olurlar. Çoğu HPV enfeksiyonu zaman içinde kendiliğinden geçer. Ancak bazen HPV enfeksiyonları daha uzun sürer ve yaşamın ilerleyen dönemlerinde kansere neden olabilir. HPV enfeksiyonun çoğu geçicidir ve genelde belirti vermeden ilerler” şeklinde konuştu. HPV aşısı bu kanser türlerini önleyebilir Enfeksiyondan korunmada en etkili ve güvenilir yöntemin HPV aşısı olduğuna dikkati çeken Dr. Öğr. Üyesi Ünsal, şu bilgileri verdi: “Uygun yaş aralığında, tavsiye edilen dozlarda aşı uygulaması yaptırmak HPV’nin ve neden olduğu hastalıkların önlenmesini sağlar ve virüse karşı vücudu korur. Mevcut HPV aşıları; iki, dört veya dokuz tip HPV’ye karşı koruma sağlar. Tüm HPV aşıları, en büyük rahim ağzı kanseri riskine neden olan HPV tip 16 ve 18’e karşı koruma sağlar. HPV aşılarının serviks kanserinin yüzde 70’ini, anal kanserin yüzde 80’ini, vajinal kanserin yüzde 60’ını, vulvar kanserinin yüzde 40’ını önleyebileceği ve HPV pozitif orofaringeal kanserlerin önlenmesinde yüzde 90’dan fazla etkinlik gösterdiği tahmin edilmektedir. Ayrıca HPV tiplerine karşı koruma sağlayan dörtlü ve nonvalan aşılar ile bazı genital siğilleri önlerler. HPV-6 ve HPV-11 daha fazla koruma sağlar. 9 ila 13 yaşlarındaki kızların aşılanması önerilir Dr. Öğr. Üyesi Ünsal, kişiye özel aşıların dozlarının ayarlandığına değinerek şöyle devam etti: “Dünya Sağlık Örgütü, diğer koruyucu önlemlerle tüm ülkelerde rutin aşıların bir parçası olarak HPV aşılarını önerir. Aşılar, kişinin yaşına ve bağışıklık durumuna bağlı olarak iki veya üç doz gerektirir. Günümüz sağlık uygulamalarında HPV aşısının ilk cinsel ilişkiden ve 25 yaşından önce yapılması tavsiye edilir. 15 yaş gününden önce ilk aşısını yaptıran kişilere iki doz HPV aşısı önerilir. HPV aşısının ikinci dozu, ilk dozdan 6 ila 12 ay sonra yapılır. 15 ila 26 yaşları arasında ilk aşısını olan bireyler ve bağışıklık sistemi baskılanmış kişiler için üç doz HPV aşısı önerilir. Ayrıca 9 ila 26 yaş arası bağışıklığı baskılanmış kişiler (HIV enfeksiyonu olanlar dahil) için de üç doz önerilir. İlk dozun ardından ikinci doz için 1-2 ay geçmesi önerilirken, üçüncü doz aşı için 6 ay geçmesi beklenir. Tipik olarak 9 ila 13 yaşlarındaki kızların aşılanması önerilir. Aşılar en az 5 ila 10 yıl koruma sağlar. Aşılamadan sonra serviks kanseri taraması hala gereklidir. Nüfusun büyük bir bölümünün aşılanması, aşılanmamış olanlara da fayda sağlayabilir. Enjeksiyon yerinde ağrı insanların yaklaşık yüzde 80’inde görülür. Bölgede kızarıklık, şişlik ve ateş de oluşabilir. Ülkemizde henüz ulusal aşı takviminde yer almamaktadır. Sağlık Bakanlığı bu konuda çalışma yapmaktadır.”
Elazığ KKTC Cumhurbaşkanı Tatar, “Fırat Üniversitesi’nin başarılı bizleri mutlu ediyor” Elazığ’ın Kıbrıs Türkü için ayrı bir önemi olduğunu belirten KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, “Fırat Üniversitesi’nin başarılı bizleri mutlu ediyor” dedi. Fırat Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fahrettin Göktaş, Uluslararası Final Üniversitesi’yle iş birliği protokolü imzalamak amacıyla gittiği Kıbrıs’ta Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ı da ziyaret etti. Son yıllarda başarılını artıran Fırat Üniversitesi’yle ilgili övgü dolu sözler söyleyen Cumhurbaşkanı Tatar, Fırat Üniversitesi’nin başarılarının kendisini mutlu ettiğini söyledi. Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, “Elazığ’ın Kıbrıs Türkü için ayrı bir önemi var. Elazığlı olan Tabip Binbaşı Nihat İlhan’ın Kumsal Katliam’ı olarak bilinen olayda eşi Mürüvvet İlhan ve çocukları Murat, Kutsi, Hakan şehit edildi. Elazığ ziyaretinde şehitlerin kabirlerini ziyaret edip, KKTC’den toprak götürdüm. Bu olayı unutmadık ve unutturmayacağız. Bağımsız ve hür bir şekilde devlet çatısı altında yaşamamız şehitler sayesindedir. Türkiye’de ilk 10’a giren Fırat Üniversitesi’nin başarıları elbette bizleri mutlu etmektedir. Elazığ ziyaretimde bana göstermiş olduğunuz yakın ilgi ve alakaya teşekkür ederim. Şahsıma tevdi edilen fahri doktora unvanının benim için çok kıymetli olduğunu bir kez daha paylaşmak isterim” dedi. Rektör Prof. Dr. Göktaş da Elazığlılar için Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin oldukça önemli olduğunu belirterek Elazığ’ın selamlarını iletti.
Kütahya Kütahya Şehir Hastanesine yoğun ilgi Kütahya Şehir Hastanesinin hizmete başlamasıyla birlikte ilginin her geçen gün attığı bildirildi. Kütahya Şehir Hastanesi Başhekimi Hasan Emri Aydın, "Hastanemiz açılış sürecinin ilk ayını tamamlamak üzere. Bu süreçte her gün daha da iyiye giderek daha iyi verilerle hastalarımıza sağlık hizmeti vermekteyiz" dedi. Hastanede sağlık hizmetini daha genişleteceklerini ifade eden Aydın, "Bir taraftan Evliya Çelebi hastanemizin hizmete devam etmesi bir taraftan da Şehir Hastanemizin hizmete girmesiyle ilimizin genelinde verileri sıklıkla takip ediyoruz. Tabii ki ilk ayımız, biz de çalışmalarımızı her an kendimizi ve sağlık hizmetimizi daha da geliştirerek devam etmeyi planlıyoruz. Bir anlamda yardımcı sağlık personeli sayımız bu yeni desteklerimizle birlikte arttı. Diğer taraftan da hekimlerimize daha iyi bir çalışma ortamı sağlandı. Tabii ki planlamalarla hekim sayımızın daha da artması ve mevcut potansiyelin ilimizdeki hastalarımızın hastanemize ulaşımını daha da hızlandıracak şekilde olmasını planlıyoruz" diye konuştu. "Çok ileri teknoloji cihazlara sahibiz" Yeni atamalarla randevu probleminin de çözümü kavuşacağını dile getiren Başhekim Hasan Emre Aydın, "Zaten şu an itibarıyla bile aynı gün tedavi olan birçok branşımız var. Aslında hastalarımızın randevu almakta zorlandığı bölümler zaten bizim de hekim arkadaşlarımıza daha iyi bir ortam sunmamızla birlikte aşağı yönde ivmelenmeye başladı. Yeni atamalarla kısa süre içerisinde bu işin çözüleceğini umuyoruz. Evliya Çelebi yerleşkemiz de Şehir Hastanemizin yanında ve şu anda da orada mevcut hekimlerimiz hastalarımıza hem ameliyathane anlamında hem de poliklinik anlamında hizmet etmekte. Bizim de planlanan 3 ay ile 6 ay arasında değişen bir açılış sürecimiz var. Şu an ilk ayımızda, hastalarımızın ve hekimlerimizin hastanemizi tanımasını sağlıyoruz. Burada çok ileri teknoloji cihazlara sahibiz. En basit anlamda anlatmam gerekirse yakın zamanda küçük bir uygulamasını yaptık. Bilimsel alanda da ameliyathanede yapılan bir operasyonun eş zamanlı toplantı salonlarında veya bilimsel alanlarda da gözlemlenmesini sağlayan imkanlara da sahibiz. Yani bir yandan hasta hizmeti verebiliyoruz, bir yandan da sunduğumuz hizmeti daha ileri teknolojiyle birleştirebiliyoruz. Burada diğer taraftan Mr’ımız tomografimiz, diğer radyolojik görüntülerimiz de, Çelebi yerleşkesinde mevcut devam ederken Şehir Hastanesine de girmesi ile birlikte iki kat artmış durumda. Dolayısıyla bütün bunlar bize talebin azalmasını sağlayacak" ifadelerini kullandı. "Çevre illere de hizmet veren bir il konumundayız" 112 Acil Sağlık Hizmetleri birimlerinin çevre illerden de vaka çekebildiğini anlatan Aydın, "Zaten biz uzun zamandır çevre illerimizden farklı branşlarda hasta kabulü yapıyoruz. Bunun içerisinde tam hatırlayamamış olabilirim ama kardiyoloji bölümünde, çocuk cerrahisi bölümünde, girişimsel radyoloji bölümünde, beyin cerrahisinde alıyoruz. Çevre illere hizmet veren bir il konumundayız. Aslında bilinmesi gereken en önemli konu da bu, yani ayakta hasta sağlık hizmetini vermemizin yanında, çevre illerden de acil durumlarda vaka çeken bir merkeziz. Çevredeki illerin 112 Sağlık Hizmetleri birimleri ile 24 saat ilişki içerisindeyiz. Bu anlamda şu anki yeni teknoloji ile birlikte de özellikle örnek vereyim, yine nörolojide, bunun içerisinde sanıyorum anjiyografi cihaz olarak tek planda veya iki planda olan cihazlar mevcut. Çelebi yerleşkesi ve Şehir Hastanesi yerleşkemizde toplam 4 tane cihaza sahibiz. Bunlardan bir tanesi de çift yönlü dediğimiz çok az yerde, çok az kurumda bulunan cihazlardan bir tanesi. Dolayısıyla ciddi anlamda poliklinik hizmetimizin yanında özellikli hizmetlerde verdiğimiz bir merkeziz" diye konuştu.
Kars "Ulu Camii’de Ermeniler 285 Türk’ü diri diri yaktı" Ermeniler Kars’ta, 1915 yılında Ulu Camii’ye ’anlaşma yapacağız’ diyerek topladıkları Türkleri diri diri ateşe vererek yaktı. Yanan Türklerin kan ve yağlarının izleri cami duvarlarında duruyor. Kaleiçi Mahallesi’nde bulunan ve 17’nci yüzyılda Osmanlı Padişahı Sultan İbrahim döneminde yaptırılan Ulu Camii, Ermeni mezaliminin canlı izlerini taşıyor. “Müslümanları diri diri yaktılar” Ermenilerin insanları diri diri yaktığını ifade Ulu Camii Dernek Başkanı Yasin Aşkın Yıldırım, "Her yıl biliyorsunuz 1915 yılında Avrupa’da olsun, Amerika’da olsun Ermeni katliamlarıyla ilgili söylentiler yapılıyor. Kars, özellikle çevresinde birçok katliamın yapıldığı bir şehir. Buna Erzurum ve Van’ı da katabiliriz. Ulu Camii gerçekten Kars’ta çok acı dramların yaşandığı bir cami, 1915 Nisan ayında Kars’ın ileri gelenlerini ‘toplantı yapacağız’ diyerek Ulu Camii’de toplayıp, diri diri yakılmasına şahitlik yapmış bir camidir" dedi. Yıldırım, "Ulu Camii’de 2 taşımızı çerçeve içerisine aldık. Yandıktan sonra üzerinde insanların yağ izlerinin bulunduğu cam içerisine aldığımız 1 çerçeve mevcuttur. Herkesin burayı görmesinde fayda var. Tarihini öğrenmesinde fayda var. Biliyorsunuz tarihine sahip çıkmayan milletler yok olup gitmiştir. İşte canlı tarih” diye konuştu. Nisan 1915’te Ulu Camii’de Ermeniler, şehrin ileri gelenlerinden 285 kişiyi, ’anlaşma yapacağız’ vaadiyle kandırıp camiye toplayarak ateşe verdi. Diri diri yakılan insanların duvarlara sıçrayan kan ve yağlarının izi ise halen korunuyor. Yakılan insanların kan ve yağ izlerinin bulunduğu duvarın orijinal 2 taşı çerçeve içinde tutuluyor. Ulu Camii duvarlarında bulunan ve Ermeniler tarafından yakılan Türklerin ’kan ve yağ’ izleri çerçeveye alınarak muhafaza ediliyor. Ulu Cami önünde bulunan kitabede ise Ermeni mezaliminin fotoğrafları yer alıyor.