GÜNDEM - 29 Aralık 2016 Perşembe 19:40

Topbaş, Darbe Komisyonunun sorularını cevaplayacak

A
A
A
Topbaş, Darbe Komisyonunun sorularını cevaplayacak

TBMM Darbe Girişimini Araştırma Komisyonu Başkanvekili Selçuk Özdağ, Ankara Belediye Başkanı Melih Gökçek, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş ve eski Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç'a soru sormak için çalışma yaptıklarını, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a soru sormanın gündemde olmadığını açıkladı.

TBMM 15 Temmuz Darbe Girişimini Araştırma Komisyonu Başkanvekili ve Manisa Milletvekili Selçuk Özdağ, komisyonda son yapılan çalışmalarla ilgili açıklamalarda bulundu. Fethullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) 50 yıllık bir yapı olduğunu kaydeden Özdağ, yaptığı açıklamada Türk siyasetinin önemli isimlerinden başta eski Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç olmak üzere, Ankara Belediye Başkanı Melih Gökçek, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş’a soracakları sorular neticesinde raporu tamamlayacaklarını, 4 Ocak’ta ise Komisyonun tam anlamıyla çalışmalarını bitireceğini söyledi. FETÖ'nün sömürgeci- emperyalist güçler tarafından desteklenen bir terör örgütü olduğunu ifade eden Özdağ, “Eğer bu yapı Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan istediklerini alsaydı yoluna devam edip belki de 2020'de rejimi değiştiren bir darbe yapacaktı. Bu hareket kadro harekatı, siyaseti ve kritik yerleri ele geçirerek, Gülen bir gün Türkiye'ye ABD'den Washington D.C.'den bir uçakla İstanbul'a inecekti. Ankara'ya değil Ankara Cumhuriyet'in başkenti, güya Osmanlı'nın başkenti payitahtına konmak istiyordu. Zaten Yavuz Sultan Selim'in de kaftanını çalmak istediler biliyorsunuz. Buraya bir halife gelecekti güya, biz o kaftanı bulup tamir ettirdik. Yavuz Sultan Selim Han'ın kaftanı kabrinin üzerine koyuldu. O kaftan Yavuz Sultan Selim'in kaftanı başka biri giyemez onu" dedi.

FETÖ Darbe Girişimi Meclis Araştırma Komisyonunda çok değişik kesimlerden kişileri dinlediklerini kaydeden Özdağ, “Bir general ve bir Emniyet Genel Müdürü Komisyona geldiklerinde ‘Eğer Recep Tayyip Erdoğan'a toslamasaydılar, devleti çoktan ele geçirmişlerdi. Çünkü 2007 yılında Hrant Dink öldürüldükten sonra, Sayın Recep Tayyip Erdoğan Başbakanlık Devlet Denetleme Kurulu'nu hayata geçirdi. Buradan biri bayan biri erkek iki müfettiş gönderiyor’ diye konuştular. O Müfettişler Ali Fuat Yılmazer'e gittikleri zaman ‘Biz buraya bürokratları incelemeye geldik burada ihmal var mı yok mu?’ diyorlar. O da ‘Gidin Başbakan'a söyleyin, Hrant Dink'in cinayetiyle uğraşacağına gitsin Ergenekon ve Balyoz davalarıyla uğraşsın’ diyor. 2007 yılında bu olayla birlikte Sayın Erdoğan bunların niyetini iyice anlıyor” dedi.

"Cemaatler siyasallaşmayacaklar, tarikatlar da cemaatleşmeyecekler"
FETÖ'nün daha sonra MİT Müsteşarı Hakan Fidan yönelik kriz çıkarmak istediğini ve MİT TIR'ları ile iktidarın uluslararası mahkemelerde yargılanması çabası içine girdiğini daha sonra da bunu başaramayınca 17-25 Aralık, 15 Temmuz gibi kritik eylemler gerçekleştirdiğini sözlerine ekleyen Özdağ, “Cemaatlerin Türkiye’yi yönetme gibi bir meselelerinin olmaması gerektiğini hatırlatmamız icap ediyor. Cemaatler siyasallaşmayacaklar, tarikatlar da cemaatleşmeyecekler. Bunun panzehri de Türkiye’de Diyanet İşleri Başkanlığını da çok güçlü hale getirebilmektir, asıl mesele bunu yapabilmektir” diye konuştu.
Özdağ açıklamalarına şöyle devam etti: 

“1 Eylül 1997 yılında Fethullah Gülen Zaman Gazetesi'ne verdiği demeçte ‘Amerika'da bana referans olan kişi Kasım Gülek’ diyor. ‘ABD'de görüştüğüm ilk insanlardan biri Morton Abramoviç’ diyor. O bir zamanlar Türkiye'de elçi olarak kalmıştır. Gülek'in Abramoviç'i Gülen ile tanıştırdığı biliniyor. Kasım Gülek öldüğünde bir tek kanal canlı yayın yapmıştır o da STV'dir. Gülek’in cenaze namazını ise Fethullah Gülen kıldırmıştır. Kasım Gülek, 1950 ve 1960 yılları arasında CHP'nin Genel Sekreteri olarak görev yapıyor. Uzun yıllar bakanlık ve milletvekilliği yapmıştır. Moon tarikatının Türkiye temsilcisidir. 1999 yılında Fethullah Gülen ABD'ye gitti. Yerine de Abdullah Öcalan'ı verdiler, hatırlarsanız, ABD’ye giderken Graham Füller ve Norton Abramoviç Gülen'e referans oluyor. Gülek'in baldızı ABD'de o sıralar Pentagon ile irtibatları var. Kendisine Beyaz Saray'dan soruyorlar, ‘Bunlar nedir’ diyerek referans oluyor. O da ‘endişelenecek bir şey yoktur’ diye cevap veriyor. Kasım Gülek'in kendisini tanıştırdığı ‘Abramoviçi de hiç unutamam’ diyor. Bunları Fethullah Gülen'in kendisi söylüyor. Bura da çok ciddi bir oyun var. Bunlar 15 Temmuz'a bir günde gelmediler, 50 yılda geldiler. 5 yeri ele geçirdiler, askeriye, emniyet, medya, yargı ve sermayeyi en aşağı 150 milyar dolar paraları vardı. Siyasi partileri okul, yurt ve demokrasi maskesi takarak ele geçirmeye çalıştılar. Devleti ele geçirmek istiyorlardı. Bu nedenle AK Parti ile kavgaya tutuşmasının ardından yönünü CHP ve HDP'ye çevirdiler. Örgüt, 7 Haziran seçimlerinde Doğu ve Güneydoğu'da HDP'yi, Batı'da ise CHP'yi destekledi. Bu yapı yürüyen arabaya biner. Durakta beklemez. Türlü kumpaslarla AK Parti'yi durdurup, başka araçlarla yola devam etmek istediler ” dedi.

Komisyondaki çalışmalara tam olarak katılmayan CHP'li vekillerle ilgili görevlerini layıkıyla yapmadıklarını iddia eden Özdağ, "Eski cumhurbaşkanları ve başbakanlara sorularımızı yazılı olarak göndermek konusunda aldığımız bir prensip kararı vardı. Fakat CHP'li vekiller buna uymadı. Ahmet Necdet Sezer, Yıldırım Akbulut, Mesut Yılmaz, Tansu Çiller, Ahmet Davutoğlu, Abdullah Gül gibi isimlere yazılı soru göndermeyi kararlaştırmıştık" dedi. 

Aykut Yeniçağ

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara TBMM Başkanı Kurtulmuş: TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, “Gerçekten sivil, darbelerin gölgelerinden kurtulmuş anayasa yapması Meclis’in boynunun borcudur. Öncelikli gündem asr’a uygun anayasa. Bu haftayı geride bırakıp partilerle yapacağımız temaslarla bu süreci başlatacağız” dedi. Kurtulmuş, TBMM özel oturumunda konuştu. Kurtulmuş, 104’üncü yıl dönümünün idraki dolayısıyla taşıdığımız onuru hep birlikte, milletçe paylaştığımız bir günü kutladıklarını belirterek, “104 yıl evvel Türkiye’nin içinde bulunduğu zor şartları hepimiz gayet iyi biliyoruz; savaşta yıkılmış, tarumar edilmiş, her tarafı işgal edilmiş, payitahtı işgal edilmiş olan bir ülkenin en zor ve çetin şartlar içerisinde yeniden bir araya gelerek birlik ve beraberlik içerisinde küllerinden doğmasının en önemli işaretlerinden birisi 23 Nisan 1920’de Ulus’taki ilk Meclis binasında gerçekleştirilen toplantıdır ve Türkiye Cumhuriyet devletinin kuruluşunun ilk adımı olan Meclisimizin gerçekleştirilmesidir. Öncelikle, o zor şartlar içerisinde Meclisimizi hem Millî Mücadele’nin karargâhı hâline getiren hem Türkiye demokrasisinin kuruluşunun merkezi hâline getiren hem de bu anlamda devleti kuran bir Meclis olma niteliğini ortaya koyan başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere ilk Meclisin o kahraman azalarının hepsini saygıyla, hürmetle yâd ediyoruz” ifadelerini kullandı. Kurtuluş, TBMM yasa ve anayasa yapma gücüne de selahiyetine de sahip olduğunu belirterek, “Bu meclis halkın verdiği oyların yüzlerin 95’ine sahip bir meclistir. Yeter ki doğru zeminlerde tartışmayı başaralım. Doğru yöntemler de partilerin uzlaşı ile varacağı yöntemlerdir. Gerçekten sivil, darbelerin gölgelerinden kurtulmuş anayasa yapması Meclis’in boynunun borcudur. Öncelikli gündem asr’a uygun anayasa. Bu haftayı geride bırakıp partilerle yapacağımız temaslarla bu süreci başlatacağız. Her kurumun bu sürece katkı vermesini temenni ediyoruz” dedi.
Eskişehir Odunpazarı, Çocuk Bayramı’nı muhteşem bir şenlikle kutladı Odunpazarı Belediyesi, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı Kanlıkavak Parkı’nda düzenlediği çocuk şenliği ile kutladı. Şişme oyun alanlarının bulunduğu, sahne ve müzik gösterilerinin yapıldığı şenlik gün boyu devam ederken, etkinliğe katılım gösteren binlerce çocuk gönüllerince eğlendi. Odunpazarı Belediyesi, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı muhteşem bir şenlikle kutladı. Kanlıkavak Parkı’nda düzenlenen şenliğe yaklaşık 10 bin kişi katıldı. Etkinliğe katılım gösteren çocuklar gün boyunca gönüllerince eğlendi. 23 Nisan Çocuk Şenliği’ne Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı nedeniyle Başkan Kurt’un makamını devrettiği küçük başkan Eymen Demirkol ile çok sayıda çocuk katıldı. "Egemenlik kayıtsız ve şartsız ulusundur" Çocuk Şenliği’nin açılış konuşmasını Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt yaptı. Çocukların bayramını kutlayan Başkan Kurt, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nın Türkiye’nin değil dünyanın en büyük bayramı olduğunu söyleyerek, “23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı dünyanın hiçbir yerinde olmayan bir bayram. Türkiye, Kurtuluş Savaşı’na giderken bile seçilmiş milletvekillerinden olunan bir büyük millet meclisiyle idare edildi. Yani egemenliği biz halktan gelen bir güç olarak kullandık ve kabul ettik. Bu gücün önünde hiç kimse duramaz. Egemenlik kayıtsız ve şartsız ulusundur. Bunun önüne geçecek ya da geçmek isteyecek olanların hiçbir şansı yoktur. Bunu Türk milleti daha 20 gün önce tekrar gösterdi. O nedenle bu büyük bayramı bir kez daha kutluyorum. Çocuklarımız, bu bayramda özgürce oynayacak. Çocuklarımızın, özgürce eğlenmesini ve ailelerin de onlara katkı sunmasını diliyoruz” dedi. “Bugün bizlere düşen Atatürk’ün izinden gitmek ve onun fikirlerine sahip çıkmaktır” Başkan Kurt’un ardından çocuk başkan Eymen Demirkol da arkadaşlarının bayramını kutladı. Kazım Kurt’un ardından konuşmasını yapan Başkan Demirkol ise, “Atatürk’ün biz çocuklara armağan ettiği 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı kutluyorum. Bugün bizlere düşen Atatürk’ün izinden gitmek ve onun fikirlerine sahip çıkmaktır. Bizler, küçük olabiliriz ama birer bireyiz. Atatürk bizlere güvenmiş, bizleri sevmiş. Bu sevgi karşılıklı, bizler de onu çok seviyoruz. O nedenle ülkemiz için çok çalışmalıyız. Bugün sizlerle olmaktan çok mutluyum. Atatürk’e teşekkür ederim” diye konuştu. Çocuklardan muhteşem gösteri Şişme oyun parkuru, pamuk şeker, kağıt helva tezgâhlarının yer aldığı şenlik alanında, palyaçolar gösteriler yaptı. Yüz boyama ve resim etkinliklerinin düzenlendiği şenlikte Odunpazarı Belediyesi’ne bağlı kreşlerin öğrencileri birbirinden güzel sahne gösterileri düzenledi. Rengarenk giyinen çocuklar sahnede çalışan şarkılara dansları ile eşlik ederken, Odunpazarı Belediyesi Çocuk Şenliği’ne katılan çocuklar ve aileleri böyle bir etkinlik düzenlendiği için Başkan Kurt’a teşekkür etti. Başkan Kurt’a yoğun ilgi gösteren çocuklar ve aileleri, Başkan Kurt ile hatıra fotoğrafı çektirmeyi de ihmal etmedi.
Erzurum Erzurum’da çocuklar için kütüphane kurdular Erzurum Teknik Üniversitesi öğrencileri, Dumlu İlkokulu’nda kütüphane kurarak çocukların eğitimine katkı sağladılar. Erzurum Teknik Üniversitesi’nde “Gönüllülük Çalışmalar”ı dersi kapsamında harekete geçen öğrenciler, 23 Nisan Çocuk Bayramı’nda çocuklarla bir araya gelerek coşkulu bir etkinlik düzenledi. Erzurum Teknik Üniversitesi öğrencileri, 23 Nisan öncesinde binlerce kitap toplayarak şehir merkezine 20 km uzaklıktaki Dumlu İlkokulu’na kütüphane kurdu. Ardından, çocuklara hediyeler dağıttılar ve müzik eşliğinde eğlenceli oyunlar oynadılar. Mini bir bayram havasında geçen etkinliğe çocuklar da yoğun ilgi gösterdi. Etkinliğin koordinatörü ve Gönüllülük Çalışmaları dersi Eğitmeni Doç. Dr. Sevinç Namlı, öğrencilerini bu gurur verici iş için tebrik ederek, gönüllülük ruhunu yaşatmanın önemine vurgu yaptı. Ramazan Bayramı’nda 300 çocuğu giydirmenin yanı sıra, 23 Nisan’da da böylesine anlamlı bir etkinlik düzenlemenin mutluluğunu paylaştıklarını belirten Doç. Dr. Sevinç Namlı , "Gönüllülük dersini teorik olarak ben ne kadar anlatsam da, gençler bir çocuğun kalbine dokundukları zaman gönüllülüğün gerçek anlamını anlayabiliyorlar. Bu anlamda yaptığımız etkinliklerin ne kadar başarılı olduğunu çocukların ve gençlerin gözlerinden anlayabiliyoruz. Günlerce uğraştığımız etkinliklerin yorgunluğunu o gözlerdeki mutlulukla unutuveriyoruz" şeklinde ifade etti. Etkinliğe katılan Gençlik Lideri Ahmet Efe ise şimdiye kadar binlerce çocuğun yüzünde tebessüm oluşturdukları için öncelikle üniversite öğrencisi gönüllülere, ardından Erzurum Teknik Üniversitesi ve Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü’ne teşekkür ederken, “Gençlerin gönüllü olduktan sonra kişisel gelişimlerinde kayda değer ilerlemeler sağladığını gördüklerini belirterek, insan olmak demek gönüllü olmak demektir. Kalp herkeste var ama gönül herkeste yok. O yüzden gönlü güzel gençlerimizle ulaşabildiğimiz kadar yüzlerde tebessüm olmaya devam edeceğiz” şeklinde konuştu.