GÜNDEM - 10 Kasım 2016 Perşembe 09:19

“Trump başarısız olacak”

A
A
A
“Trump başarısız olacak”

ABD'nin tarihi seçiminde Cumhuriyetçi aday Donald Trump büyük bir sürprize imza atarak eyaletleri peş peşe kazandı ve 289 delegeye ulaşarak başkan seçildi. Seçim sonuçlarının ardından Amerika için Trump dönemini değerlendiren İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi İktisadi İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Aysuda Kölemen Luge “Trump, vermiş olduğu vaatlerini gerçekleştiremeyecek ve başarısız olacak” dedi.

TRUMP’UN BAŞARILI OLMASININ İKİ BÜYÜK SEBEBİ; EKONOMİ VE IRKÇILIK

Oldukça çalkantılı bir seçim kampanyası yürüten Trump’un başkanlığının kesinleşmesinin ardından artık bundan sonraki aşamalar merak konusu olmaya başladı. Amerika ile ilgili olarak hem içişleri için hem de uluslararası ilişkilerin ne olacağına dair detaylı bilgilendirmede bulunan Yrd. Doç. Dr. Aysuda Kölemen Luge halkın neden Trump’ı seçtiğine dair, “Trump’ın başarılı olma sebeplerini ikiye ayırabiliriz. Birincisi ekonomik nedenler. Amerika’da ekonomik gelişmelerden dolayı ortaya çıkan kaybedenler ve kazanalar diye iki grup var. Trump’un destekçileri genellikle Amerika’nın kırsalında ve küçük yerlerinde yaşayan, beyaz, erkek, lise mezunu veya liseyi bitirmemiş bir sınıf ve bu grup tarihi açıdan Amerika’ya son derece de hâkim olan imtiyazlı bir grup. Fakat küreselleşmenin başladığı 80’lerden beri bu grubun ekonomik gücünün azaldığını görüyoruz. Fabrika işlerinin de dış ülkelere gittiğini görüyoruz. Aynı zamanda yaşadıkları kasabaların gittikçe fakirleştiğini, önlerindeki olanakların gittikçe azaldığını; bunun yanı sıra da kadınların ve azınlıkların iş gücünde, siyasette, okullarda yükselmeye başladığını görüyoruz. Bu yüzden de kendilerini gittikçe güçlerini kaybetmiş azınlıklar olarak görmeye başladılar. İşte bu sebeplerden dolayı da isyan halindelerdi. Başarılı olmasının diğer bir sebebi de Irkçılık. Yukarıda bahsettiğimiz ekonomik sebeplerden dolayı oluşan beyaz azınlık bu sorunların göçmenlerden dolayı oluştuğunu düşünüyorlar. Hatta Trump’un çıkışı buradan oldu. Kendi işlerinin göçmenlere verildiğini savundular. Bu yüzden Trump, ‘Artık Amerikan ulusuna öncelik veren, küreselleşmeye dur diyecek ve önce Amerika diyecek bir başkan lazım’ diyerek ortaya çıktı. Bu söylem onlara cazip geldi. Yani ekonomik sıkıntıların göçmenlerin, azınlıkların ve kadınların üzerine yıkılmasıyla aslında kurulmuş bir söylem bu” şeklinde konuştu.

“SEÇMENİNİN İSTEKLERİNİ KARŞILAMASI MÜMKÜN DEĞİL”

“Seçmeninin isteklerini karşılaması mümkün değil” diyerek Trump’un başarısız olacağını söyleyen Yrd. Doç. Dr. Aysuda Kölemen Luge, “Cumhuriyetçi Parti'nin elitleri dediğimiz tarafını oluşturan senatörler ve kongre üyeleri kesinlikle Trump ’un önerdiği ekonomik politikalara karşılar. Baştan beri en büyük ihtilafları da buydu. Tam olarak neoliberal politikaların devam ettirilmesini istiyorlar. Ekonomik alanda da kongrenin ve valilerin çok büyük gücü var, başkanın gücü sınırlı. Hem de Trump'ın etrafında şahsi olarak iş adamı olduğu için neoliberal politikaları devam ettirmek isteyen iş ortakları var. Bu yüzden ben bunun bir söylem olarak kalacağını ve neoliberal düzenin devam edeceğini düşünüyorum” diye konuştu. 

Diğer taraftan Amerika’nın hem dış ilişkilerini hem de Türkiye ile ilişkilerini değerlendiren Luge açıklamalarına şöyle devam etti;

“Trump dış politika konusunda biraz kapalı bir kutu. Çünkü dış ilişkiler konusunda az bir bilgiye sahip. Fakat Amerika’da şöyle bir işleyiş var, dış politikada özellikle bürokraside devamlılık esastır. O yüzden uluslararası alanda çok büyük siyasi kaymalar beklememek lazım. Fakat Trump’un Rusya’ya ve Esad’a karşı daha ılımlı baktığını biliyoruz. Dolayısıyla Suriye politikasında hem Rusya’yla hem de Suriye ile anlaşmaya giderek DAEŞ güçlerine karşı ortak bir tutum alabilirler. Şu ana kadar Obama yönetimi bunu hiç yapmadı. Bu yüzden Amerika’nın Kürt güçleri ile olan ilişkileri de değişebilir. Fakat şu anda bir tahminde bulunmak zor açıkçası.”

“FETHULLAH GÜLEN’İN İADESİNDE BİR DEĞİŞİM GÖREMEYECEĞİZ”

“Fethullah Gülen’in iadesi açısından çok büyük bir değişiklik görmeyeceğiz. Çünkü Amerika’da bu işle ilgilenen yargı ve savcı başkandan bağımsız olarak davayı devam ettirecektir. İadesi için yapılan başvurunun içeriğine göre işlemler devam eder. Ancak şu şekilde belki değişim olabilir; değişen başkanla birlikte atanan yeni savcılar başka tutumlar sergileyebilir. Fakat yine de dediğim gibi çok da etkilemeyeceğini düşünüyorum” 

“MÜSLÜMANLARA OLAN NEFRETİN MEŞRULUK KAZANMASINI SAĞLADI”

“Yasal olarak Müslümanlara karşı yapabileceği bir şey yok çünkü yasal olarak kısıtlamalar var önünde. Fakat Trump’un söylemleri Amerika toplumunu gündelik hayata dair zehirleyen söylemlerdir. Bunlar Müslümanlara olan nefretin meşruluk kazanmasını sağladı ve Müslümanlardan nefret eden insanlara cesaret vererek buna devamlılık kazandırdı. Dolayısıyla ben bunun daha da güçleneceğini düşünüyorum. Amerika’da olan Müslüman nüfusun hayatının zorlaşacağına, ayrımcılığın çoğalacağına, Müslümanların vize alımlarında zorluklar yaşayacağını düşünüyorum. Yasal olarak her ne kadar Müslümanlara karşı bir yaptırım yapamayacağı gözükse de illegal olarak bunları gerçekleştirmesi mümkün olacaktır.”

 

ŞEYDA CEYLAN
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bolu Bolu’da 7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi düzenlendi Bolu’da "7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi" düzenlendi. Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Fatma Deniz Sayıner modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgileri katılımcılara aktardı. Bolu Koru Otel’de geleneksel hale gelen Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi’nin 7’ncisi düzenlendi. Kongre’nin oluşturulmasında büyük payda sahibi olan Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Deniz Sayıner’in öncülüğünde bir araya gelen doğum hekimlerinin yanı sıra perinatoloji uzmanları, ebeler, hemşireler, yenidoğan hekimleri ve doğuma katkı sağlayan birçok branş uzmanı da kongrede yerini aldı. Kongrede Türkiye’de ve dünyada modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgiler, araştırma sonuçları ve deneyimlerin paylaşıldığı bilimsel oturumlar yapıldı. 3 gün sürecek olan kongrede, doğuma yönelik kurslar ve bilgilendirme toplantıları yapılacak. “Doğum konusu birçok konuya göre az ilgi görüyor” Türkiye’de sadece doğumun ele alındığı en büyük bilimsel toplantı olma özelliğini taşıyan 7. Uluslararası Bolu Koru Gebelik, Doğum ve Lohusalık Kongresi’nin başkanlığını yürüten Prof. Dr. Aydan Biri, “Bu 7’ncisi olmakla birlikte en çok heyecan duyduğum kongre oldu. Her geçen yıl birbirini tekrar etmemek adına zaten çok geniş ve sonsuz olan bu kongrede bir kez daha sizinle olmaktan çok büyük keyif duyuyorum. Konumuz doğum ve içerisinde çok fazla bileşen var. Doğumsal birleşim ya da bir bebeği ilgilendiren bir süreç, toplumun esası temeli ve koruyucu sağlık bakımı. Kongrede çok fazla insanı bir araya getiriyoruz. Ama çok da zor oluyor bu kongreler. Daha önce de söylediğim bir şey var ana işimiz olan doğum, özellikle kadın doğum hekimlerinin polikliniklerinin yüzde 80’i doğum, ancak buna rağmen birçok konuya göre çok daha az ilgi görüyor. Bu yıl ben çok çünkü bu konu doğrultusunda doktor arkadaşlarımızın da ana konumuzun doğum olduğuna dair inancı arttı. Her ne kadar hala akademisyen arkadaşlarımızın ‘Doğum da moda oldu’ demesine rağmen mesleğe bakışımızın çarptırıldığı bir dönemdeyiz” dedi. “Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez” Bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelere ihtiyaç olduğunu söyleyen Prof. Dr. Deniz Sayıner, “Eğitim bizim vazgeçilmezimiz olmalı. Çünkü en büyük güç bilgi gücüdür. Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez. Hiçbir silah, hiçbir teknoloji bilginin karşısında duramaz. O nedenle sürekli bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelerin yetişmesine ve ebelere ihtiyaç duyduğumuzu söylemem lazım. Ve tabii ki böyle bir ebeliği dizayn etmek için de birlik olmaya ihtiyaç vardır. Kurucu üyelerinden biri olmaktan onur duyduğum, gerçekten birlikte yürümekten gurur duyduğum yol arkadaşlarımın olduğu Anadolu Ebeler Derneği. Bu dernekle birlikte örgütlenmek, mesleğine sahip çıkmak mesleki örgütün içinde olmak son derece önemli” diye konuştu.