ASAYİŞ - 24 Kasım 2017 Cuma 15:59

TSK: 26 terörist etkisiz hale getirildi

A
A
A
TSK: 26 terörist etkisiz hale getirildi

Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK), İdlib Gerginliği Azaltma Bölgesi'nde ateşkes sürecinin tesisini ve devamını sağlamak maksadıyla üçüncü Gözlem Noktası tesis edildiğini açıkladı. Son bir hafta içinde 4’ü sözde lider kadroda olmak üzere 26 teröristin de etkisiz hale getirildiği belirtildi.

TSK'dan yapılan açıklamada, Türk Silahlı Kuvvetlerinin ülkenin ve milletin güvenliğini sağlamak maksadıyla yurt içerisinde bölücü terör örgütüne (BTÖ) karşı kararlılıkla mücadelesine devam ederken, Fırat Kalkanı Harekât bölgesinde güvenliğin sağlanması ve bölgede terör nedeniyle göç etmiş halkın geri dönüşüne destek ve İdlib Gerginliği Azaltma Bölgesi'nde ateşkes sürecinin tesisini ve devamını sağlamak maksadıyla gözlem noktaları tesis etme kapsamındaki faaliyetlerini de sürdürdürdüğü vurgulandı. Teröristle Mücadele Harekâtı kapsamında 17-23 Kasım tarihleri arasında BTÖ’nün barınma alanı ve yurt içine geçiş güzergâhı olarak kullanması sebebiyle büyük önem taşıyan (özellikle Diyarbakır, Tunceli, Bitlis, Siirt, Muş ve Irak’ın Kuzeyi) bölgeleri teröristlerden temizlemek maksadıyla yürütülen operasyonlara aralıksız devam edildiğine dikkat çekilerek, bu kapsamda Diyarbakır Kulp, Tunceli Hozat, Bitlis Mutki, Siirt Baykan-Kurtalan, Muş Varto ve Irak’ın kuzey (Zap ve Avaşin-Basyan) bölgelerinde orta çaplı operasyonlar icra edildiği kaydedildi. İcra edilen operasyonlarda 4’ü sözde lider kadroda olmak üzere 26 teröristin etkisiz hale getirildiği ifade edilerek ,"32 adet piyade tüfeği, 1 adet uçaksavar makinalı tüfek, 1 adet av tüfeği, 5 adet makinalı tüfek, 1 adet makinalı tabanca, 17 adet tabanca, 4 adet roketatar, 1 adet keskin nişancı silahı, 1 adet 60 mm.lik havan ve 2 adet tabanca olmak üzere toplam 34 adet silah, 1 adet antipersonel mayını, 10 kg C-4 plastik patlayıcı, 1,7 kg A-4 plastik patlayıcı, 15,1 kg tahrip kalıbı, 710 kg amonyum nitrat, 42 adet el bombası, 13 bin 782 adet çeşitli cins ve çapta hafif silah mühimmatı, 2 adet 60 mm havan mühimmatı, 37 adet RPG-7 roketatar roketi, 43 adet RPG-7 roketatar sevk fişeği, 252 adet fünye, 76 adet şarjör, 7 adet telsiz, 1 adet el dürbünü, 1 adet silah dürbünü, 2 adet gece görüş dürbünü ve 33 adet tüp ele geçirilmiş, 30 adet EYP tespit edilerek imha edilmiş, teröristler tarafından kullanılan 30 silah mevzii, sığınak, barınak, mağara ve depo bulunarak kullanılamaz hale getirilmiştir" denildi.

BTÖ’nün en önemli finansal kaynaklarından olan kaçakçılık ve uyuşturucu ile mücadeleye yönelik hudut hattında alınan tedbirler ve icra edilen operasyonlar neticesinde 293 bin 905 paket kaçak sigara, 7 bin 108 lt kaçak akaryakıt, 4 adet kaçak cep telefonu, 771 adet kaçak silah ve 2,5 kg uyuşturucu madde ele geçirildiği belirtildi. 

Etkili hudut güvenliği ve hizmetleri kapsamında icra edilen denetim ve kontroller sonucunda sınırlardan yasa dışı yollardan geçmeye çalışan 14 bin 487 kişinin yakalandığı belirtilerek, 5 askerin yaralandığı bildirildi. Özellikle Diyarbakır ve Irak’ın kuzeyinde icra edilen etkili operasyonlar neticesinde bölücü terör örgütüne önemli kayıplar verdirilerek ağır darbe indirildiğine dikkat çekildi.

Suriye’nin kuzeyinde icra edilen harekât ile ilgili ise şu bilgilere yer verildi:

"Hudut güvenliğini sağlamak, DEAŞ terör örgütünün tehdit ve saldırılarını önlemek, yerinden edilmiş kimselerin yurtlarına dönüşüne katkı sağlamak ve sivilleri korumak/yaşanan terör olaylarından zarar görmesini engellemek maksadıyla icra edilmekte olan Fırat Kalkanı Harekâtı'nda TSK tarafından desteklenen ÖSO’nun yoğun ve kararlı mücadelesi sayesinde Azez-Cerablus arasında bulunan toplam 243 meskûn mahal ve 2 bin 15 kilometrelik alan kontrol altına alınmıştır. Bab bölgesinde patlayıcı ve mayın arama/temizleme çalışmaları sürdürülürken; PKK/ PYD terörist unsurlarının Afrin’den doğuya, Münbiç’ten batıya doğru olabilecek saldırılarını durdurmaya yönelik alınan tedbirlerin uygulanmasına hassasiyetle devam edilmektedir. Bu kapsamda özellikle Azez-Mare ve zaman zaman da Münbiç bölgesinden yapılan taciz ve saldırılara misli ile mukabelede bulunulmaktadır. Bölgede yürütülen normalleşme (altyapı, üstyapı, yerel yönetimlerin desteklenmesi vb.) çalışmalarına katkı sağlanmaktadır. Astana mutabakatı kapsamında ateşkesin etkinliğinin artırılması, çatışmaların sona erdirilmesi, insani yardımların ihtiyaç sahiplerine ulaştırılması, yerlerinden edilenlerin evlerine dönüşü için uygun şartların sağlanması ve ihtilafın barışçıl yollarla çözülmesi için uygun koşulların oluşturulmasına destek sağlamak maksadıyla belirlenen gerginliği azaltma bölgelerinden biri olan İdlib bölgesinde Türk Silahlı Kuvvetleri unsurları Gerginliği Azaltma Kontrol Gücü olarak görev yapmaktadır. Bu kapsamda 13 Ekim 2017 tarihinde 1 numaralı Gözlem Noktası, 23 Ekim 2017 tarihinde 2 numaralı Gözlem Noktası, 19 Kasım 2017 tarihinde ise 3 numaralı Gözlem Noktası tesis edilmiş ve görevlerine devam etmektedir. Diğer gözlem noktalarının açılarak faaliyete geçirilmelerine yönelik çalışmalara devam edilmektedir. Türk Silahlı Kuvvetleri unsurları bölgedeki görevlerini Astana görüşmelerinde garantör ülkelerce mutabık kalınan angajman kuralları çerçevesinde sürdürmektedir."
Türk Silahlı Kuvvetlerinin Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin hak ve menfaatlerini korumak ve vatandaşlarının can güvenliğini sağlamak maksadıyla millî birliğimizi ve bölünmez bütünlüğümüzü hedef alan başta FETÖ/PDY, PKK/PYD/YPG ve DEAŞ olmak üzere tüm terör örgütleriyle mücadelesini kesintisiz olarak en son terörist etkisiz hâle getirilinceye kadar sürdürme azim ve kararlılığında olduğu vurgulandı.  

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Mersin Soydan’dan Tarsus’a kongre ve fuar merkezi müjdesi Cumhur İttifakı Mersin Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Serdar Soydan, Tarsus ilçesine fuar ve kongre merkezi kazandıracaklarını belirterek, “Tarihi ve kültürel mirasıyla birçok medeniyete ev sahipliği yapmış Tarsus, Çukurova Uluslararası Havalimanının açılması ile birlikte çok daha hareketli günler yaşayacak. Ticaret ve turizm trafiğinin kesişim noktası olan Tarsus’u, ekonomik bir cazibe merkezi yapmak için, içerisinde konaklama, kongre ve fuar merkezleri bulunan modern ve uluslararası bir tesis inşa edeceğiz" dedi. Seçim çalışmalarını sürdüren Soydan, Tarsus ilçesinde fabrika ve STK ziyaretleri ile vatandaşlarla bir araya geldi. Soydan, yaptığı açıklamada, Mersin’in ilçeleri ile birlikte kalkınacağını vurgulayarak, “Hedefimiz, göreve geldiğimiz an itibariyle her bir vatandaşımıza eşit ölçüde hizmet etmektir. Bunu da ilk günden beri ortak akıl ile yapacağımızı ifade ediyoruz. Bu anlamda STK’ların önemini biliyor ve Mersin’in her köşesinde kendileri ile istişarelerimizi sürdürüyoruz. Büyük umutlarla güzel günlere uyanacağız ve hep birlikte kazanacağız" ifadelerini kullandı. “Ürünlerimize katma değer sağlayacağız” Mersin’in limanı ve lojistiğine de dikkat çeken Soydan, “Transferleri sağlayacak bir lojistik tesis yapacağız. Kentimizde çok önemli tarım ürünleri var. Tarsus Kongre ve Fuar Merkezi ile Lojistik Merkezini entegre ederek ürünlerimize katma değer sağlayacağız. Mutfağımız çok iyi, coğrafi işaretli yiyeceklerimiz var. Marka olmuş, kentimizi Türkiye’ye ve dünyaya gastronomi alanında tanıtan işletmelerimiz var. Lojistik, tarım, kongre merkezi, havalimanı ve gastronomiyi bir bütün olarak düşünüyoruz" diye konuştu.
Adana Başkan Doğan: “Gıdaya erişim kolaylaştırılabilir” Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Mehmet Akın Doğan, artan nüfus baskısının gıda üretimine olan talebi artırarak gıda fiyatlarını yükseltmekte olduğunu ve gıdaya erişimi zorlaştırdığını söyledi. Başkan Mehmet Akın Doğan, gıdaya erişimin, her insanın temel hakkı olduğunu söyleyerek, “Gıdaya erişim her geçen gün daha da zorlaşmaktadır. Artan nüfus, iklim değişikliği, su kıtlığı, toprak erozyonu, finansal zorluklar ve diğer çevresel faktörler, tarım sektörünü olumsuz etkileyerek gıda üretimini azaltmış ve gıdaya erişimi daha da zorlaştırmıştır. Tarım sektörü insan hayatında kritik bir rol oynar ve yaşamın sürdürülebilirliği için temel bir gerekliliktir. Gıda üretimi, sağlık, ekonomi ve çevre üzerinde doğrudan etkileri olan bir sektördür. Bu nedenle, tarım sektörünün insan hayatındaki önemi dikkate alınarak bu sektör her alanda desteklenmelidir” dedi. Doğan, gıdaya erişimde yaşanan zorlukların başlıca nedenleri ve çözüm önerileri ile ilgili ise şöyle konuştu: “Dünya nüfusu hızla artmakta ve bu da gıda talebini artırmaktadır. Artan nüfus baskısı, gıda üretimine olan talebi artırarak gıda fiyatlarını yükseltmekte ve gıdaya erişimi zorlaştırmaktadır. Ayrıca gıda israfı, gıdaya erişim sorununu derinleştiren önemli bir faktördür. Gıda üretiminden tüketiciye ulaşana kadar olan süreçlerde, israfın önlenmesi için çeşitli politikalar belirlenmeli ve önlemler alınmalıdır. İklim değişikliği sebebiyle aşırı sıcaklar, kuraklık, sel ve diğer doğal afetler, su kıtlığı ve toprak erozyonu, tarım alanlarının verimliliğini olumsuz etkileyerek gıda üretimini azaltmaktadır. Ayrıca artan girdi maliyetleri nedeniyle tarım üreticilerinin yaşadığı finansal sıkıntılar çiftçilerin üretimi bırakmasına neden olmaktadır. Hükümetler, tarım politikaları ve düzenlemeler aracılığıyla tarım sektörünü destekleyebilir ve çiftçilere finansal teşvikler sağlayarak gıda üretimini artırılabilir. Tarım sektöründe sürdürülebilir uygulamalarla kaynakların daha etkin bir şekilde kullanılması sağlanabilir. Su ve enerji verimliliğini arttıracak toprak ve su kaynaklarını koruyacak önlemlerle, çiftçilere daha dirençli ve verimli tarım yöntemleri sunarak gıda üretimini artırılabilir.” Yenilikçi tarım teknolojilerinin verimliliği ve üretimi artırabileceğini kaydeden Doğan, “Bu şekilde gıdaya erişimi kolaylaştırabilir. Bu teknolojiler arasında sulama sistemleri, gübre yönetimi teknikleri ve biyoteknoloji gibi çözümler bulunmaktadır. Çiftçilere ve tarım işletmelerine eğitim ve destek programları sağlanarak, daha etkili bir şekilde gıda üretmeleri ve pazarlama becerilerini geliştirmeleri desteklenebilir. Gıdaya erişim konusundaki zorluklarla mücadele etmek, toplum sağlığı ve refahı için kritik bir öneme sahiptir. Bu nedenle, tarım sektörünü desteklenmesinin ve alınabilecek önlemlerin hayata geçirilmesi, gıda güvencesi ve sürdürülebilir bir geleceği sağlamak adına çok önemli” şeklinde konuştu.
İstanbul Rinoplastide amaç: Ameliyatlı burun izlenimi vermemektir Burundaki şekil bozukluğunu düzeltmeyi amaçlarken burunda nefes almaya engel oluşturan kemik eğrilikleri (deviasyon) ameliyatı ile de bir arada yapılabilen Rinoplasti hakkında bilgiler veren Kulak Burun Boğaz Uzmanı Prof. Dr. Rauf Tahamiler, “Çoğunlukla burun küçültme işlemi olarak bilinen rinoplastide bazen burnun büyütülmesi de hedeflenebilir. Buradaki amaç ameliyatlı burun izlenimi vermemektir. Doktorunuzla görüşmeden önce burnunuzla ilgili tüm problemleri belirlemeniz faydalı olacaktır. Nefes alma, burun akıntısı, geniz ardına akıntı ve baş ağrısı olup olmadığını belirlemeniz, rinoplasti işlemiyle bu problemlerin çözümünü de mümkün hale getirir” dedi. Burnundaki şekil sorunlarından şikâyetçi olan kişiler, bu sorunlardan hangilerinin düzeltilip düzeltilemeyeceğini mutlaka doktorlarına danışmalı. Medicana Ataşehir Hastanesi Kulak Burun Boğaz Uzmanı Prof. Dr. Rauf Tahamiler, ameliyat sonrası beklentilerinizin olabilirliğini en iyi doktorunuzun ifade edebileceğini belirterek “Ameliyat sonrası hayal kırıklığından kurtulmanın yolu bu dönemi iyi değerlendirmek ile mümkündür. Bu ameliyatta doktorunuzla davranmanız hem sizi hem doktorunuzu rahatlatacaktır. Farklı beklentiler daha yolun başında doktorunuzla sizi karşı karşıya getirecektir. Sizin için çok büyük kusurlar cerrahi olarak basit bir işlemle düzeltilebilirken çok küçük bir ayrıntı bazen zor bir cerrahi ile düzeltilebilmektedir” açıklamasında bulundu. “En güzel burnu değil, yüze en uygun burnu yapmak önemli” “Burun estetiğinde amaç, yüzünüze en uygun burnu yapmaktır” diyen Prof. Dr. Rauf Tahamiler, şu bilgileri verdi: “Bu cerrahi işlem şüphesiz mevcut burunla yapılacaktır. Yani cildin kalınlığı, mevcut kıkırdakların inceliği ve formu, yara iyileşmesi ve daha önce geçirilen burun ameliyatları başarı oranını belirler. Amaç, yüzünüze ilgisiz bir burun yapmak değildir. Bu nedenle tek başına en güzel burunu yapmak sorunları çözmeyecektir. Yüzünüze en uygun burnu yapmak, en başarılı sonuç olarak kabul edilir. Burnun bazı yerleri küçültülürken bazı yerlerinin büyültülmesi ile yüzde iyi görünen burun sağlanmaya çalışılır. Burun deliklerinin aşırı görünmediği, diri, kemik çatının kaybedilmediği ve ameliyatlı olduğu izleniminin saklanması önemlidir.” “Yeni bir burunla ilgili herkes farklı yorum yapabilir” Burun estetik ameliyatları, dünyada en çok yapılan estetik amaçlı ameliyatlardır. Ameliyat süresi 1-1.5 saati aşmamaktadır. Ancak özel durumlarda bu süre daha uzun olabilir. Eskiye oranla ameliyat sonrası morluk ve şişliklerin çok daha az oranda görüldüğünü vurgulayan Prof. Dr. Tahamiler, “Burun ameliyatı sonrası kişiler; burun içinde bir gün kalan bir tampon ya da nefes almaya engel olmayacak özel bir sünger ve burun dışını saran minik bir alçı ile uyanır. Ameliyat sonrası genellikle korkulduğu gibi ağrılı geçmez. Basit ağrı kesiciler alınabilir. Bir gün sonra burun içi boşaltılacak ve nefes alımı normale dönecektir. Hastaların aşırı sıcak olmayan bir mekanda baş hafif yukarıda ya da oturur durumda istirahat etmeleri önerilir. Burun ameliyatlarından sonra her bir kişi farklı yorumlar yapabilir. Bu zevklerin değişik olmasının yanı sıra eski burnunuzun iyi bilinmemesi ile ilgilidir” şeklinde konuştu. Burun ameliyatı sonrası bilmeniz gerekenler Prof. Dr. Tahamiler burun ameliyatı sonrası bilinmesi gerekenleri ise şöyle sıraladı: “Burun üzerindeki alçı 7-10 gün arasında kalacaktır. Alçının ıslanmaması gerekir. Terleme ile bu alçının gevşeyeceğini düşünerek aşırı sıcak yerlerde bulunulmaması gerekir. Dişlerin ilk 10 gün çok dikkatli fırçalanması gerekir. Özellikle ön dişler fırçalanırken dikkatli olunması çok önemlidir. Yumuşak bir fırça tercih edilmelidir. Ameliyat sonrası aşırı fiziksel aktiviteden uzak durulmalıdır. Burundaki sargılar kalkıncaya kadar banyo yapılmamalı ve buharlı ortamda bulunulmamalıdır. Bir hafta boyunca aşırı yüz hareketleri ve gülmekten kaçınılması gerekir. Ameliyatı takip eden 20 gün boyunca boğazlı kazak veya dar boyunlu giysiler giyilmemelidir. Yüze ve burna 3 hafta süreyle sert bir şekilde dokunulmamalı. Operasyonu takip eden 6 hafta boyunca aşırı güneş ışığından uzak durulmalı. Aşırı sıcak burunda şişmeye neden olacaktır. Burun ameliyatlarından sonra gözaltlarında ve yüzde şişme olabilmektedir. Eski ameliyat tekniklerine göre bu duruma çok daha az oranda rastlanmaktadır. Bu şişlikler 1-2 hafta içinde geçecektir. Doktorun verdiği ilaçlar dışında ilaç alınmamalı. Ameliyat sonrası 5 gün kontak lens takılmamalıdır. 16 hafta boyunca hiçbir gözlük türü kullanılmaması, daha sonraki dönemde hafif bir çerçeve kullanılması önerilir. Burun açıldıktan sonra burun cildi sıvı sabun veya özel losyonlarla temizlenmeli. Bantlar alındıktan sonra makyaj yapılabilir.”
İstanbul Zeytinburnu için 14’üncü kez deklanşöre basma zamanı Zeytinburnu Belediyesi tarafından bu yıl 14’üncüsü düzenlenen ‘Fotoğraf Yarışması’na başvurular başladı. Serbest, foto öykü ve dron olmak üzere üç kategoride gerçekleşecek yarışmanın teması her yıl olduğu gibi bu yıl da Zeytinburnu olacak. Zeytinburnu Belediyesi’nin en kıdemli yarışmalarından biri olan ve artık gelenekselleşen ‘Fotoğraf Yarışması’ bu yıl 14’üncü kez düzenleniyor. Yaklaşık 420 bin liralık para ödülünün dağıtılacağı, ‘14. Fotoğraf Yarışması’nın konusu ise her zamanki gibi Zeytinburnu olacak. Zeytinburnu’nu en iyi anlatan karelerin kıyasıya mücadele edeceği yarışmaya, önceden bilindiği üzere ‘serbest’ ve ‘foto öykü’ kategorilerinden oluşan eserler katılıyordu. Zeytinburnu Belediyesi bu yıl yarışmaya ‘dron’ kategorisini de ekledi. Öte yandan yarışma üç kategoriye bölünerek derecelendirme ve ödül miktarı da arttırılmış oldu. Serbest kategoride birinci olan esere 50 bin lira, ikinciye 30 bin lira, üçüncüye 20 bin lira para ödülü verilirken, 1 esere 20 bin liralık Zeytinburnu Belediyesi özel ödülü, 5 esere 8 bin liralık mansiyon ödülü ve 20 esere de 4 bin liralık sergilenmeye değer eser ödülü dağıtılacak. Foto öykü kategorisinde ise, birinciye 60 bin lira, ikinciye 50 bin lira ve üçüncüye 30 bin lira para ödülünün yanı sıra 1 esere 20 bin liralık Zeytinburnu Belediyesi özel ödülü, 5 esere 16 bin liralık mansiyon ödülü ve 10 esere de 6 bin liralık sergilenmeye değer eser ödülü verilecek. Bu yıl yarışmaya ilk defa giren ‘drone’ kategorisinde ise, birinciye 50 bin lira, ikinciye 30 bin lira, üçüncüye 20 bin lira para ödülü belirlenirken aynı kategoride 5 kişiye 8 bin lira mansiyon ödülü, 10 kişiye ise 4 bin liralık sergileme ödülü dağıtılacak. Katılımlar internet sitesi üzerinden çevrimiçi olarak gerçekleşecek Zeytinburnu 14. Fotoğraf Yarışması çevrimiçi fotoğraf sistemine göre yapılacak. Alternatif hiçbir gönderi, e- posta, kargo, elden teslim şeklinde eser kabulü edilmeyecek. Eser sahipleri, Zeytinburnu temalı fotoğraflarını sadece Türkiye Fotoğraf Vakfı’nın turkiyefotografvakfi.org adresine çevrimiçi olarak yükleyebilecekler. Eserlerin teknik alt yapısıyla ilgili yönergeler fotoğraf yükleme şartları, boyutlar, büyüklük, ölçü gibi şartlar Türkiye Fotoğraf Vakfı’nın sitesindeki yönergelerden takip edilecek. 1 Kasım tarihine kadar başvuru yapılabilecek Zeytinburnu Belediyesi tarafından Türkiye Fotoğraf Vakfı (TFV) desteği ile yapılan 14. Fotoğraf Yarışması’nın seçici kurulunda ise, Ünlü Foto Muhabiri Coşkun Aral, Fotoğraf Sanatçıları İzzet Keribar, Leyla Emektar, Süleyman Gündüz ve Mustafa Yılmaz yer alıyor. 1 Kasım 2024 tarihine kadar katılımların devam edeceği yarışma hakkında detaylı bilgi edinmek isteyenler, www.zeytinburnu.istanbul ve turkiyefotografvakfi.org adreslerini ziyaret edebilirler.