GÜNDEM - 04 Temmuz 2015 Cumartesi 12:55

Turizmcinin gözü Yunanistan’daki referandumda

A
A
A
Turizmcinin gözü Yunanistan’daki referandumda

Yaşar Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İge Pırnar, Yunanistan'da 5 Temmuz’da yapılacak halk oylamasının Türk turizm sektörünü yakından ilgilendirdiğini belirterek, “Yunan para birimi Türk Lirası’ndan değersiz bir hale gelirse Türkiye, turizm talebinin bir kısmını rakip olan Yunanistan’a kaçırabilir” dedi.

Yunanistan’ın oylama sonucuna göre, Euro’dan ayrılma ihtimali bulunduğunu hatırlatan Prof. Dr. Pırnar, “Yunanistan, Euro bölgesinde olduğu, Euro ile ticaret yapıldığı için Türkiye’ye nazaran pahalı işletmeler ve destinasyonlara sahip. Bu bağlamda, oylama sonucunda Yunanistan'ın Euro'dan çıkması durumunda, Yunanistan’ın turizmde Türkiye’nin sahip olduğu ucuz fiyat avantajını ele geçireceği ve Türkiye’ye karşı rekabet üstünlüğü sağlayacağı açık. Özellikle, Yunan para birimi Türk Lirası’ndn değersiz bir hale gelirse, Türkiye, turizm talebinin bir kısmını rakip olan Yunanistan’a kaçırabilir” dedi.

"DRAHMİ’YE GEÇİLİRSE ETKİLER"
Yunanistan'da 5 Temmuz’da yapılacak halk oylamasının ve sonuçlarının Türkiye turizm sektörünü etkileyebileceğini ifade eden Prof. Dr. İge Pırnar, ilk etapta, komşumuzdaki sıkıntılar nedeniyle Türkiye’den ve diğer ülkelerden giden turist sayısında azalmalar yaşanabileceğini söyledi. Oylama sonucunda Yunanistan’ın Euro’dan ayrılıp kendi para birimine geçmesi halinde Türkiye’nin sahip olduğu ucuz fiyat avantajını ele geçirebileceğini belirten Pırnar, “Para birimleri, Türk Lirası’ndan değersiz bir hale gelirse, Türkiye, turizm talebinin bir kısmını rakip olan Yunanistan’a kaçırabilir. Bu nedenle geçtiğimiz yıla göre Rusya gibi pazarlarda kayıplar yaşayan ülkemizin ve 2015 yılının ilk yarısında kente toplan 425 bin 360 turistle geçen yıla oranla 12,3’lük düşüş yaşayan İzmir’in bu gelişmelere hazırlıklı olması gerekir” diye konuştu.
Yunanistan’ın yaşadığı ekonomik krizin, başta turizm ve ticari ilişkilerimiz olmak üzere pek çok olumsuz etkisi olduğunu hatırlatan Yaşar Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İge Pırnar, “Olası grev, eylem, protesto beklentileri, yaşanan belirsizlik, turizm hizmetlerinde yaşanan aksamalar ve nakit para çekme sorunları, Yunanistan’da turizm sektöründe iptallere ve rezervasyon azalmalarına neden olmaya başladı. Hali hazırda Türkiye’de de bu krizin olumsuz etkileri görülüyor. Karşılıklı turizm faaliyetlerinde, yaşanan turizm ortaklık ve yatırımlarında ve turizm hareketlerinde krizin etkileri görülmeye başlandı” ifadelerini kullandı.

"MİDİLLİ’DEN AYVALIK’A GELENLER AZALDI"
Krizin olumsuz etkilerinden birinin kruvaziyer turizminde görüldüğünü kaydeden Prof. Dr. Pırnar, şöyle devam etti: “Uzun vadeli planlanan kruvaziyer turizminin başlangıç noktası Atina Limanı, Pire Limanı olanlarda yaşanan grev ve organizasyonlardaki sorunlar, buradan Türkiye’ye gelen kruvaziyer gemilerindeki planlanan sayıyı azalttı. Örneğin, geçen yıl Trabzon Limanı’na gelen kruvaziyer gemisi 40 iken bu sene bu sayı ekonomik kriz yüzünden 19'a indi. Benzer durum İzmir ve Ege’deki diğer limanlar için de geçerli. Yine, ekonomik kriz nedeniyle özellikle adalarla olan ticaret ve turizm hareketleri olumsuz etkileniyor, feribot sefer sayıları azalıyor ve bu da Türkiye turizm gelirlerini azalttığı gibi ekonomimizi negatif etkiliyor. Örnek vermek gerekirse, kriz bu yıl Midilli Adası'ndan Ayvalık’a alışverişe gelen Yunanlıların sayısının azalmasına neden olmuş ve ilçede ticaret ile turizm faaliyetlerini olumsuz etkilemiştir.”

"YUNANİSTAN TURİZMDEKİ EN ÖNEMLİ RAKİBİMİZ"
Yunanistan’ın Türkiye turizm sektörünün en önemli rakiplerinden olduğunu vurgulayan İge Pırnar, sözlerini şöyle noktaladı: “Turizm, Yunanistan’ın Gayri Safi Milli Hasıla’sının yüzde 20’sini teşkil ediyor. Uzun zamandır, Yunanistan’ın en önemli ekonomik kaynaklarından birisi olan turizm sektöründe yaşanan yüksek maliyet artışları, onları, turistlere avantajlı ve uygun fiyatlarla tatil olanakları sunan Türkiye, Mısır, Tunus gibi rakip ülkelerle rekabette zorladı ve turizm gelirlerinde ciddi düşüşler yaşamalarına neden oldu. Yunanistan, geleneksel olarak özellikle deniz, kum, güneş turizminde Türkiye’nin turizmdeki en önemli rakiplerden biri. 2014 yılında Türkiye'yi 41,5 milyon turist ziyaret edip toplam turizm gelirimiz 34,4 milyar dolar oldu. Aynı dönemde Yunanistan’ı ziyaret eden turist sayısı ise yaklaşık 24 milyon ve 18 milyar dolar gelir elde etmişler. Türkiye, bilhassa son zamanlarda turizmde Yunanistan’a karşı önemli bir rekabet gücü kazandı. Ancak, krizinin de etkisiyle özellikle geçen yıl Euro'da yaşanan değer azalışı, Yunanistan’ın turizmdeki rekabet gücünü artırdı. 2014’de Türkiye turizmindeki artış yüzde 6 olarak gerçekleşirken Yunanistan’a gelen turist sayısı ise yüzde 23 arttı.”
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Beyaz eşya satışları Mart ayında yüzde 24 arttı Beyaz eşya sektörü 2024 yılı ilk çeyreğinde iç satışlarda yüzde 28 artış yaşadı. İhracat ise yüzde 5 azaldı. Aylık bazdaki verilere göre ise bu Mart ayında geçen yılın Mart ayına kıyasla iç satışlarda yüzde 24 oranında artış görüldü. Türkiye Beyaz Eşya Sanayicileri Derneği (TÜRKBESD), sektörün 2024 yılı ilk çeyrek değerlendirmesinde bulundu. Paylaşılan bilgilere göre, 2024 yılının ilk üç ayında yurt içi satışlar geçtiğimiz yıla göre yüzde 28 arttı. Beyaz eşya sektöründeki ihracat düşüşü ise devam ederken, bu dönemde de yüzde 5 oranında gerileme gösterdi. 2024 yılı ilk çeyreğinde 6 ana üründe ihracat ve iç satışlardan oluşan toplam satışlar yaklaşık 8,3 milyon adet olarak gerçekleşti ve geçen yıla göre yüzde 5 oranında artış gösterdi. Buna paralel olarak üretim miktarı da bir önceki yıla göre yüzde 1 artarak benzer seyretti. Aylık bazdaki verilere göre ise bu Mart ayında geçen yılın Mart ayına kıyasla iç satışlarda yüzde 24 oranında artış görülüyor. Üretim 3 milyon adet ile geçen yılın Mart ayına kıyasla yüzde 2 oranında azalırken, ihracattaki düşüş trendi bu ay yüzde 11 seviyesinde devam etti. "Sektörümüz 33 milyon adetlik üretim ve 23 milyon adetlik ihracat kapasitesiyle önemli bir aktör" TÜRKBESD Başkanı Gökhan Sığın, “Türkiye beyaz eşya sanayisi Avrupa’nın en büyük, dünyanın ise ikinci en büyük üretim üssü konumunda. Sektörümüz 33 milyon adetlik üretim ve 23 milyon adetlik ihracat kapasitesiyle önemli bir aktör. 60 bin kişiye doğrudan istihdam sağlarken, Ar-Ge, dijital dönüşüm ve yeşil dönüşüm yatırımlarıyla dünyayla rekabet ediyor” dedi. Sığın, altı ana üründe ihracat ve iç satışlardan oluşan toplam satışların yaklaşık 8.3 milyon adet olarak gerçekleşerek geçen yıla göre yüzde 5 oranında artış gösterdiğini kaydetti. Son iki yılda ihracatın sürekli düşüş kaydettiğini ve bu seyrin kısa dönemde değişmeyeceğini ön gördüklerini belirten Gökhan Sığın, sektörün küresel pazarlardaki daralmaya rağmen iç pazarda istikrarlı bir trend gösterdiğini dile getirdi ve ekledi: “İhracattaki düşüşün temel nedeni küresel pazarlardaki daralma oldu. Buna karşılık üretim ve istihdam seviyelerimizi iç pazardan aldığımız bu güç ile korumaya devam ediyoruz. Bu noktada, iç pazar canlılığını sürekli kılmak büyük önem taşıyor." Gökhan Sığın, ihracat bazında değer dağılımını aktarırken, Avrupa’nın hala ana ihracat pazarlarından biri olduğunu belirtti ve ürünlerin AB standartlarına uygunluğu konusunda ülkemizin teknik ve hukuki altyapısının gelişmeye devam ettiğini vurguladı. Ulusal mevzuatın AB’nin yeşil ve dijital dönüşüm politikalarını da kapsayacak şekilde güncellenmesinin sektör için önemli olduğunu dile getiren Sığın, bu tür revizyonların ihracata olumlu yansıyacağını düşündüklerini ifade etti ve sözlerini şöyle noktaladı: “Enerji verimli ürünlerin Türkiye’de daha da yaygınlaşmasını arzu ediyoruz. Bu durum ülke kaynaklarımızın korunmasının yanı sıra tüketicilerimize de tasarruf imkanı sağlıyor. Enerji verimli ürünlerin kullanımının artması sanayimizin varlığı ve sürekliliği için olduğu kadar ülkemizin ve tüketicilerimizin refahı için de büyük önem taşıyor.” TÜRKBESD Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Fatih Özkadı, "Ülkemizin ve çevrenin korunmasına yönelik uzun vadeli hedefleri perspektifinde çevre uygulamalarındaki gelirlerin ilgili sektör bazında yeşil dönüşüm ve enerji verimliliği projelerine, teknoloji gelişimine aktarılmasını temin edecek bir mekanizma en kısa sürede kurulmalıdır" dedi. Özkadı ayrıca Türkiye’ye geçici olarak ithal edilen ve işleme tabi tutulan eşyanın, işleme sonrasında tekrar ihraç edilmesini sağlayan Dahilde İşleme Rejimi’nin teşvikinin (DİR) Türkiye’nin ihracatına büyük katkı sağladığına değindi. Sektörün önemli temel girdilerinden yassı çelik ürünleri ile ilgili olarak da TÜRKBESD Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Yavuz şunları söyledi: “Uluslararası konjonktür nedeniyle hammadde maliyetleri değişkenlik göstermektedir. Bu da, tahmin edilebilirliği düşürerek üreticileri daha ihtiyatlı satın almalar yapmaya yöneltmektedir." “Yetkili servisler için en doğru kaynak firmaların resmi websiteleri ve servis.gov.tr” Son olarak toplantıda yetkili servislerin önemine değinen TÜRKBESD Yönetim Kurulu Üyesi Semir Kuseyri, 3 bin 500’ü aşkın yetkili servisin her gün binlerce tüketiciye çözüm ve destek sunduğunu hatırlatırken ‘aldatıcı’ nitelikli yani yetkili olmadığı halde kendilerini yetkili servis gibi tanıtan kişilerin çok sayıda tüketici mağduriyetine ve ürün kaybına neden olduğuna dikkat çekti. Kuseyri sözlerine şöyle devam etti: “Tüketicilerimize şirketlerimizin resmi web sitelerinden ya da Ticaret Bakanlığımız tarafından uygulamaya konulan servis.gov.tr üzerinden yetkili servis bilgilerine ulaşmalarını tavsiye ediyoruz.”