DÜNYA - 28 Şubat 2013 Perşembe 11:56

Türk çocuk lezbiyen aileye evlatlık verildi!

A
A
A
Türk çocuk lezbiyen aileye evlatlık verildi!

Kısa süre önce Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ’ın küçük Yunus hakkında yaptığı açıklamalar Azeroğlu ailesini sevinç gözyaşlarına boğdu.

Kısa süre önce Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ’ın küçük Yunus hakkında yaptığı açıklamalar Azeroğlu ailesini sevinç gözyaşlarına boğdu. Çocuklarının Hollandalı lezbiyen ailenin elinden kurtulması için tek umutlarının Yurtdışı Türkler Başkanlığı olduğunu tekrarlayan anne Nurgül (48) ve baba Hanlar Azeroğlu (42), “Yunus’umuza başbakanımızın sahip çıktığı haberlerini televizyonlardan öğrendik. Bu haber sonrası sönen umut ışıklarımız yeniden yandı” diyerek konuya el atan başta başbakan Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere tüm yetkililere teşekkür ettiler.

9 yıldır Hollandalı lezbiyen koruyucu ailenin elinde olan küçük Yunus’a Türkiye’nin sahip çıması, Azeroğlu ailesini sevinç gözyaşlarına boğdu. Kısa süre önce Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ’ın yaptığı açıklamalar sonrası iki yıl önce sönen umut ışıklarının yeniden yandığını söyleyen Nurgül ve Hanlar Azeroğlu çifti, “Bu konuda iki yıldır bizi ne arayan oldu ne de soran. Yunus’umuz hakkındaki son gelişmeleri bizler de sizin gibi televizyonlardan öğrendik. Haberleri duyduğumuzda ‘hele şükür çocuğumuza başbakanımız sahip çıktı” diyerek umut ışıklarının yeniden yandı dediler.

Türkiye’den gelen haberler sonrası kapılarını ilk kez İHA’ya açan Azeroğlu ailesi, küçük Yunus hakkındaki son gelişmeleri İHA’ya değerlendirdi. Önümüzdeki Cuma günü Türkiye’nin Lahey Büyükelçisi Uğur Doğan ve Rotterdam Başkonsolosu Togan Oral’dan oluşan bir heyetin kendilerini ziyarete geleceğini açıklayan anne Nurgül Azeroğlu, şu şekilde konuştu:

“İKİ YILDIR NE ARAYAN OLDU NE DE SORAN”

“Son iki yıldır hiçbir şey değişmedi.Çocuğum hala o lezbiyen ailenin elinde duruyor. Annelik velayetimde, 2011 yılının Aralık ayında elimden alınarak o aileye verilmişti. O gün bu gündür kapımı hiçbir yetkili çalmadı. Taaki Türkiye’den galen haberler sonrasına kadar. Şimdi telefonlarım susmak bilmiyor. Önümüzdeki Cuma günü de Lahey Büyükelçiliği ve Rotterdam Başkonsolosluğundan oluşan bir heyet evime gelerek bizi ziyaret edecekler. Kısa süre öncede konu hakkında beni Yurtdışı Türkler ve Avrupa Toplulukları Başkanı Kemal Yurtnaç aramıştı. Yunus’umuzu o ailenin elinden kurtarmak için ne gerekiyorsa yapılacağı sözünü bize verdi. Kısacası çocuğumuz hakkında sönen umut ışıklarımızı yeniden yandı” dedi.

“BİR ANNE OLARAK İFLAS ETTİM”

Çocuğuna kavuşabilmek için 9 yıldır mücadele verdiklerini fakat bir türlü başarılı olamadıklarını söyleyen anne Azeroğlu, “İnanın her yolu denedik, fakat bir türlü başarılı olmadık. Son iki yılda 4 avukat değiştik. Artık avukatların parasını bile ödeyemez olduk. 30 bin Euro borç birikti, haciz kapıya dayandı. İnanın avukatların parasını ödeyebilmek için ev temizliklerine bile gitmeye başladım. Gitmediğim, çalmadığım kapı kalmadı. Hiçbir avukat bana ümit olmadı. Daha hala 9 yıl önce başladığım ilk aşamadayım. Konular dönme dolap gibi dönüp dönüp aynı yere geliyor. Gidip şu anda benim dosyamı açsan 9 yıl önceki aynı sorularla karşılaşırsın. Maddi ve manevi olarak çöktüm. Bir anne olarak iflas ettim. Ne Yunus’uma kavuşabildim, ne de çeklerden kurtulabildim.

“BENİ TEHDİT ETTİLER, İÇİM PARÇALANIYOR”

Çocuğumun lezbiyen ailede olması beni kahrediyor, çok üzülüyorum. İnancıma,kültürüme, gelenek ve göreneklerime aykırı bir durum. Ne yapacağımı ben de şaşırdım. Sizin evladınızın başına böyle bir şey gelmiş olsa siz ne yaparsınız, ne hissedersiniz? İçim parçalanıyor! Çocuğumun o ailenin elinden alınıp bana verilmesini istiyorum.

“BENİ TEHDİT ETTİLER”

Son iki yıldır korktuğumdan dolayı sustum. Hollanda Gençlik Dairesi, beni tehdit etti. Basına konuşursam bir daha çocuğumun yüzünü göremeyeceğimi bana söylediler. Bende çocuğumu görebilmek için susmayı tercih ettim. Şu anda çocuğumu iki ve üç ayda bir sadece bir saat görebiliyorum.

“HABERLERİ TELEVİZYONLARDAN DUYDUM”

Çocuğuma başbakanımın, Türkiye’nin sahip çıktığı haberlerini televizyonlardan öğrendim. Duyunca şoka girdim, sevinç çığlıkları attım. Acaba ne zaman alınacak, bugün mü alınacak diye merak etmeye başladım. Günlerce gözüme uyku girmedi, sevinç gözyaşları döküyorum. İki yıl önce sönen umut ışıklarımız yeniden yandı. Şimdi Yunus’um her an gelecek gibi beklemeye başladım, gözlerim kapılarda kaldı. Müjdeli haberi bekliyorum.

“ÖNCE ALLAH, SONRA BAŞBAKANIM RECEP TAYYİP ERDOĞAN”

İnşallah 2013 yılı, başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın beni çocuğumla kavuşturduğu yıl olur. Başbakanımızı Allah başımızdan eksik etmesin. Bizlere sahip çıktığı için ona ne kadar teşekkür etsem azdır. Şimdi tüm ümidim önce Allah, sonra başbakanım Recep Tayyip Erdoğan’dır. Dileğim bir elinde çocukları, torunları, diğer elinde de benim Yunus’um olur. Bugüne kadar tüm kapılar yüzüme kapandı. Şimdi tek umut kapım, başbakanımın kapısı oldu. Başbakanım Türkiye’yi nasıl bir eline aldıysa diğer aline de benim Yunus’umu alsın. Bir anne olarak onun ellerini ve ayaklarını öpmeye hazırım. Ne olur beni yavruma kavuştursun” dedi.

Evliliklerinin ilk 10 yılında çocuk sahibi olamayan Azeroğlu çifti, ilaç tedavisi sonrasında Arif (15), Halil (12) ve Yunus (9) adını verdikleri üç çocuk sahibi olmuşlardı. 2004 yılında 6 aylıkken bir kaza sonucu annenin Yunus’u yere düşürmesinden sonra, ailenin üç çocuğuna el koyan Hollanda Gençlik Dairesi, koruyucu aile olarak çocukları Hollandalı lezbiyen çifte vermişti. Verilen hukuk savaşında 2007 yılının Temmuz ayında Arif ve Halil’i Hollandalı lezbiyen ailenin elinden kurtaran Azeroğlu ailesi, küçük Yunus’da başarılı olamamıştı. Küçük Yunus’un annelik velayeti de 2011 yılının Aralık ayında anne Nurgül Azeroğlu’ndan alınıp Hollandalı lezbiyen çifte verilerek, Hollanda’da ki hukuk yolları kapanmış oldu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Maltepe’de saz üstatları için 30 yıldır bağlama üretiyor Maltepe’de Erzincanlı bağlama ustası Cihan Doldur, 30 yıldır saz üstatları için bağlama üretiyor. İstanbul Maltepe’de yaşayan Erzincanlı bağlama ustası Cihan Doldur, 30 yıldır saz üstatları için bağlama üretiyor. Halk müziğinin önemli enstrümanlarından biri olan el emeği bağlama üretimi, teknolojik imkanların artması ve çırakların yetişmemesi nedeniyle son demlerini yaşıyor. Maltepe’de küçük bir atölyede 30 yıla yakındır bağlama yapan Cihan Doldur, ağacın cinsine göre ayda ortalama 5-6 bağlama yapıyor. Bağlama yapmak için maun, dut ve kırmızı ardıç ağaçlarını tercih eden Doldur, bazı bağlamaları ise yaklaşık 6 ayda tamamladığını söyledi. Bağlama yapımını aşama aşama anlatan Doldur, zahmetli ve bir o kadarda emek isteyen bir çalışma olduğunu dile getirdi. 30 yıldır Maltepe’de saz üreten Cihan Doldur, “Kursa yazılmıştım, yengemin bir sazı vardı. Kurs sonrası yengem sazını geri isterdi, dolayısıyla çalışamazdım, yapamazdım. Hiç sazım olmamıştı, zaman ve süreç bizi buralara getirdi. 30 yılı aşkındır bu meslekteyim. Bağlama enstrümanı her şeyden önce beni sesiyle cezbettiği için, amcamın da bağlama ustası olmasından dolayı onun yanında başladım. Ahşapa dokunmak çok farklı bir şey. Ben bu işi bir. Meslek gibi görmedim, severek yaptığım bir iş bu. Yeni jenerasyon gençlik biraz daha rahat. Buraya geliyorlar ve ilk başlarda hoşlarıma gidiyor. Tozu, zımparayı zorlukları gördükleri zaman geri adım atıyorlar. Bu iş meşakkatli bir iş, bedenen ve ruhen bu işe kendinizi vermeniz gerekiyor. Gençlerimizde kültürümüze ilgi daha az daha çok batı kültürüne yakınlar ama batıdaki gençlere baktığımızda bizim kültürümüze daha çok meraklılar. Müşteri portföy olarak Çin’e, Afrika’ya, Ruslar’a ve Avrupa’nın bir çok ülkesine saz ürettik. Amerikalı bir arkadaş bizlere Muhlis Akarsu’yu anlattı, eserlerini çaldı. Biz utandık açıkçası" diye konuştu.