EKONOMİ - 21 Kasım 2017 Salı 14:38

Türkçe’yi ‘Merhaba Umut’ ile öğreniyorlar

A
A
A
Türkçe’yi ‘Merhaba Umut’ ile öğreniyorlar

Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) ile Turkcell arasında, Merhaba Umut Projesi İşbirliği Protokolü imzalandı.

AFAD Başkanı Dr. Mehmet Güllüoğlu ve Turkcell Pazarlamadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı İsmail Bütün’ün imza attığı protokol kapsamında Kahramanmaraş Geçici Barınma Merkezi’ndeki Suriyeli misafirlere iletişim ve fiber internet hizmetini Turkcell sunarken, T-tabletler ve Prodea IPTV’ler ile Turkcell ürün ve servislerine ücretsiz erişim imkanı da sağlanacak.

Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) ile Turkcell arasında, Merhaba Umut Projesi İşbirliği Protokolü imzalandı. AFAD Başkanı Dr. Mehmet Güllüoğlu ve Turkcell Pazarlamadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı İsmail Bütün’ün imza attığı protokol kapsamında Kahramanmaraş Geçici Barınma Merkezi, teknolojiyle donatıldı. Turkcell kampın iletişim ihtiyacının sorunsuz karşılanması amacıyla mobil iletişim altyapısı kurulumunu gerçekleştirdi. Kampta ayrıca, çocukların teknoloji ile buluşması amacıyla fiber internet bağlantılı teknoloji merkezi de kuruldu.

Dr. Mehmet Güllüoğlu: “İnsani yardımda kamu-özel sektör işbirliği hayati önemde”

Protokol töreninde konuşan AFAD Başkanı Dr. Mehmet Güllüoğlu insani yardım alanında kamu-özel sektör işbirliğinin önemine değinirken, bu işbirliğinin savaş ve doğal afetlerde hayati değerde olduğu vurgulayarak şunları söyledi: “Türkiye’de kamplarda ve kamp dışında toplam 3 milyon Suriyeli misafirimiz var. Türkiye bu konuda dünyaya örnek bir davranış sergiliyor ve insani yardım konusunda dünyada ilk akla gelen ülkelerden biri olarak kendini konumlandırıyor. Dünyanın çok farklı bölgelerinde yaşanan felaket ve doğal afetlerde çoğu zaman bölgeye ilk ulaşan ülke Türkiye oluyor. Bu süreçlerde devlet ve özel sektör destek halinde çalışmalı. Turkcell gibi iletişim ve teknoloji devinin desteği ve işbirliği örnektir. Sadece mülteciler konusunda değil, ülkelerin ve insanların karşı karşıya kaldığı savaş, deprem ve sel gibi doğal afetler gibi durumlarında da birlikte çalışılmalı, roller üstlenilmelidir. Devletlerin olmadığı yerde Turkcell gibi özel sektörün değerli temsilcileri devreye girmelidir. Bugün burada bu değerli işbirliğinin ilk adımını atıyoruz, kapıyı aralıyoruz. İlerleyen günlerde yeni işbirlikleri ile beraber olacağımızı umuyor ve bu değerli işbirliği için Turkcell’e teşekkür ediyorum.”

İsmail Bütün: “Türkiye insani yardımda süper güç, Turkcell Türkiye’nin hizmetinde”

Protokol töreninde konuşan Turkcell Pazarlamadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı İsmail Bütün, Türkiye’nin insani yardımda bir süper güç olduğunu vurgulayarak şunları söyledi: “2012 yılından bu yana ülkelerini terk etmek zorunda kalan Suriyelilerin durumu tüm dünya için bir insanlık dramına dönüştü. Turkcell olarak biz de üstümüze düşen görevin farkındalığıyla, konuyu ele aldık, tüm adımlarımızı aynı hassasiyetle planladık. Suriye’den kaçışın başladığı günlerden bu yana sınır bölgesindeki altyapı hizmetlerini artırdık. Bugün Türkiye’de yaşayan 3 milyon Suriyeli’nin 1.7 milyonuna Turkcell olarak hizmet veriyoruz. 2014’te ilk Arapça Çağrı Merkezini açtık. 2016 yılının Eylül ayında Birleşmiş Millet Genel Kurulu döneminde New York’ta Merhaba Umut mobil uygulamamızı lanse ettik. Bu uygulamamızla hem Birleşmiş Milletler hem de Dünya GSM Birliği’nden (GSMA) ödül aldık. 615 bin kişi tarafından indirilen uygulamada Türkçe öğrenme kartları 400 milyon kez görüntülendi. Sesli tercüme kullanımı 10 milyona ulaştı. Bu yıl da AFAD Kahramanmaraş Geçici Barınma Merkezi’nde Merhaba Umut Teknoloji Merkezi’ni hayata geçiriyoruz. Fiber internet altyapısı ve teknolojik ekipmanlarıyla merkezde, çocukları teknolojiyle buluşturmayı hedefliyoruz. Biz bu konuda üzerimize düşeni yapmaya, iletişim ve teknoloji dünyasının imkanlarını en iyi biçimde kullanmaya devam edeceğiz.”

Türkçe’yi ‘Merhaba Umut’ ile öğreniyorlar

Turkcell’in Eylül 2016’da lanse ettiği Merhaba Umut uygulaması, başta Suriyeliler olmak üzere anadili Arapça olan bireylerin Türkiye’de dil engelini aşıp günlük yaşama adapte olabilmeleri için hayata geçirildi. Turkcell Akademi tarafından geliştirilen mobil uygulama tüm operatörlerin müşterilerine açık ve ücretsiz olarak kullanılıyor. Dünyada bir ilk olan bu uygulama sayesinde, anadili Arapça olan kullanıcılar, Türkçe’de en çok kullanılan kelime ve ifadeleri hem sesli hem de yazılı olarak öğrenebiliyorlar. Türkçe-Arapça ve Arapça-Türkçe anında sesli çeviri özelliğinden de faydalanabiliyorlar. Türkiye’de günlük yaşamda ihtiyaç duyulan resmi işlemler, sağlık, eğitim, seyahat, barınma ve destek hizmetleri gibi birçok farklı konuda önemli bilgilere kolayca ulaşabiliyorlar. En yakın resmi kurum, hastane, eczane, banka, cami, polis merkezi, otobüs durağı gibi önemli yerler isim, adres ve uzaklıklarına göre gösteriliyor ve harita üzerinden yol tarifi veriliyor. 615 bin kişi tarafından indirilen uygulamada Türkçe öğrenme kartları 400 milyon kez görüntülendi. Sesli tercüme kullanımı 10 milyona ulaşırken, uygulama içinde yer alan faydalı bilgiler bölümü ise 4 milyondan fazla tıklandı.

Yüksek hızda fiber interneti ilk kez ücretsiz sunacak

Kahramanmaraş Geçici Barınma Merkezi’nde Merhaba Umut teknoloji merkezi projesi ile yer alan Turkcell, çocuk ve gençlere özel Arapça Khan Akademi K-12 eğitimleri, yetişkinler için haber, sağlık ve günlük yaşama dair içerikler ile Türkçe öğrenme olanağı sağlıyor. Turkcell, merkezde ayrıca yüksek hızlı fiber interneti ücretsiz sunuyor. Kahramanmaraş, yüksek hızda fiber internet hizmetinin ücretsiz olarak mültecilerin hizmetine sunulduğu ilk merkez olarak farklı bir öneme de sahip. Kahramanmaraş başta olmak üzere AFAD Geçici Barınma Merkezleri, Suriyelilere sunduğu dünya standartları üzerinde ücretsiz sağlık ve eğitim hizmetleriyle BM tarafından En İyi Kamu Hizmeti ödülüne de sahip olması açısından da önem taşıyor. 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kütahya Bakan Özhaseki: "Deprem bölgesinde evleri teslim ediyoruz" Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, Kütahya’da AK Parti önceki dönem ve mevcut yönetim kurulu üyeleri ile sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle iftarda bir araya geldi. AK Parti Kütahya İl Başkanı Mustafa Önsay ve AK Parti Kütahya Belediye Başkan Adayı Kamil Saraçoğlu’nun ardından kürsüye gelen Bakan Özhakesi, deprem bölgesinde halen 300 binden fazla konut inşaatının devam ettiğini ifade etti. Özhaseki, "Son 6 Şubat’ta bile tam 18 ilimiz etkilendi. 14 milyon insan zarar gördü. 680 bin konutumuz yıkıldı. 170 bin kadar da iş yerimiz yerle bir oldu. 850 bin bağımsız birim. Dile kolay. Zarar 104 milyar dolar olarak ifade ediliyor. Manevi zarar, onu ölçecek bir alet daha çıkmadı. Evleri teslim ediyoruz, hangi eve gitsek oturup çay içtiğimizde, o geceye geliyor konu. Evin sahibi biraz sonra olayları anlatmaya başlıyor hem o ağlıyor hem de biz ağlamaya başlıyoruz. Şu anda 300 binden fazla inşaatımız devam ediyor. Köylerde çelik karkastan evler yapıyoruz. Aslında yıkılan evler belki taştandı, basit evlerdi, aralarında harç bile yoktu bazılarının. Olsun Cumhurbaşkanımızın talimatı, ‘Madem o evler yıkıldı, hepsini en iyisiyle yapacağız’ dedi. Ve şimdi çelik karkastan evler yapıyoruz. Şehirlerin merkezlerini yapıyoruz bir taraftan. Bir taraftan altyapılarıyla ilgili büyük bir bütçe temin ettik. Altyapılarına başladık, gece-gündüz çalışıyoruz. 76 bin evimizi teslim ettik. Her ay bundan sonra da 10-15 bin evi vermeye devam edeceğiz" dedi. "Şimdi bütün bilim adamları diyor ki, İstanbul’da deprem gelmek üzere" Bakan Özhaseki, konuşmasında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nu eleştirdi. Özhaseki, "Son dönemde hiç anlayamadığımız başka bir şey çıktı. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı başını çekiyor. Sonra onun kuyrukları Anadolu’da devam ediyorlar. Algı belediyeciliği diyorlar. Ne oluyor algı belediyeciliği olunca? Yapmadığını yapmış gibi sunma. Olmadığı halde olmuş gibi. Beyefendi tatilde çalışıyormuş gibi yan gelip yatıyor veya İngiliz büyükelçisiyle bir yerde, restoranda yemek yiyor ama iş başındaymış gibi gösteriyor. Ne kadar ayıp bir şey ya. Bunu da belediye bütçesinden yapıyorlar. Şimdi bütün bilim adamlar diyor ki, İstanbul’da deprem gelmek üzere. Evet hepimiz takip ediyoruz. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin geçen seneki ayırmış olduğu pay, 485 milyon lira. Ama algı operasyonları için beyefendiyi övmek için, beyefendi Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı veya da cumhurbaşkanı yapabilmek için tuttukları trol ordusuna verdikleri, ayırdıkları para 900 milyon lira. Bu para cebinizden çıkıyorsa bir şey demem, hoş karşılamam, bir şey demem. Eğer belediye bütçesiyse benim bir kuruşluk da hakkım varsa, haram olsun arkadaşlar. Doğru değil arkadaşlar. Bu dönemde böyle bir belediyecilik gördük. Hükümetin yaptığının üstüne yatmak, onun yaptıklarını kendi yapmış gibi anlatmak. Ya ayıptır günahtır" diye konuştu.
İzmir Hamza Dağ: “Bıkmadan, usanmadan heyecanımı tüm İzmir’le paylaşacağım” Cumhur İttifakı İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Hamza Dağ, “‘Gelin projelerle tartışalım’ dedik. Onlar anlamıyorlar, başka işlerle uğraşıyorlar. Ancak ben bıkmadan, usanmadan, sokak sokak, meydan meydan projelerimi anlatmaya, heyecanımı tüm İzmir’le paylaşmaya devam edeceğim” dedi. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Cumhur İttifakı İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Hamza Dağ, Selçuk’ta düzenlenen mitinge katıldı. Dağ’a binlerce hemşehrisinin yanı sıra, AK Parti İzmir milletvekilleri Şebnem Bursalı ve Mehmet Muharrem Kasapoğlu, MHP İzmir Milletvekili Tamer Osmanağaoğlu, Cumhur İttifakı Selçuk Belediye Başkan Adayı Dahi Zeynel Bakıcı, MHP İzmir İl Başkanı Veysel Şahin, AK Parti Selçuk İlçe Başkanı Hakan Bayraklı ve MHP Selçuk İlçe Başkanı Nuri Yılmaz da eşlik etti. “İzmir kararını vermiştir” Hamza Dağ, 2 ayı aşkın süredir İzmir’in her yerinde hemşeriyle kucaklaştığını belirterek, “Ben, İzmir’imizde artık şunu net bir şekilde görüyorum. 31 Mart için İzmir kararını vermiştir. Bugün de görüyorum ki Selçuk kararını vermiş. Hemşehrim İzmir’in, Selçuk’un her sokağına hizmet istiyor, proje istiyor. İnşallah biz bu hizmetleri de projeleri de şehrimize kazandıracağız” ifadeleri kullandı. “Tek gündemimiz İzmir” Bugüne kadar hiç kimseyi ötekileştirmediğini vurgulayan Dağ, “Bundan sonra da ötekileştirmeyeceğiz. Hiç kimse bizim nezdimizde ayrımcılığa maruz kalmamıştır, kalmayacaktır. Kimse bildiği işin dışında başka bir iş yapmak zorunda kalmayacaktır. Belediye başkanına ne için oy verilir? ‘Eser üretsin, hizmet getirsin, yatırım yapsın, sorunları çözsün.’ Evet; bizim tek gündemimiz İzmir, mesaimizin tamamı bin 294 mahallemiz her sokağında, hanesinde geçecek. İzmir’de istişareyi, ortak aklı merkeze alacağız. İzmir’de tüm projelerimi beraber hazırladık, beraber hayata geçireceğiz. Sorunlara anlık değil sürdürülebilir çözümler üreteceğiz” diye konuştu. “Bıkmadan, usanmadan heyecanımı tüm İzmir’le paylaşacağım” Seçim çalışması süresince 4 önemli lansman yaptığını vurgulayan, Selçuk için yapacaklarına da değindi. Hamza Dağ, konuşmasında şu ifadeleri kullandı: “Gelin projelerle tartışalım’ dedik. Onlar anlamıyorlar, başka işlerle uğraşıyorlar. Ancak ben bıkmadan, usanmadan, sokak sokak, meydan meydan projelerim anlatmaya, heyecanımı tüm İzmir’le paylaşmaya devam edeceğim. İzmir’in, Selçuk’un tarihi dokusunu, kültürel mirasını, asırlara sari olan medeniyet birikimini koruyacağız. Selçuk tarımıyla, turizmiyle bereketli ilçelerimizdendir. Bizler de oluşturacağımız eser ve hizmet ekosistemiyle destek olarak parlayan bir yıldız olmasını sağlayacağız.” Miting, Selçuk Belediye meclis üyesi adaylarının tanıtımıyla sona erdi.
Edirne Edirne’de gastronomi yolculuğu başladı Edirne Valiliği, gastronomi turizminin gelişimine katkı sağlamak amacıyla Osmanlı Saray Mutfağı lezzetlerini kitaplaştırılarak gelecek nesillere aktarılacak. Edirne Valiliği tarafından “Topraktan Tabağa Edirne Yöresel Yemekleri Kitabı” tanıtımı iftar programı düzenlendi. Edirne’de valilik öncülüğünde önemli bir projeye imza atıldı. Proje çerçevesinde "Topraktan Tabağa Edirne Yöresel Yemekleri" kitabı oluşturulacak. İftariyelikler, ara sıcaklar, çorbalar, ana yemek, tatlı ve içecekler geçmiş lezzetlere göre sunumla hazırlandı. Tabaklar süslendi, masalar hazırlandı. Ezanın okunmasının ardından oruçlar açıldı. Yemeğin ardından ise duaya geçildi. Devecihan Kültür Merkezi’nde düzenlenen iftar menüsünde geçmişten günümüze gelen lezzetler arasında yer alan bademli terbiyeli tavuk çorbası, ballı gemici böreği, taş kebabı- sarımsaklı pilav, zerde ve ayva şerbeti yer aldı. Geçmişten günümüze gelen ve unutulmaya yüz tutmuş Rumeli, Balkanlar ve Osmanlı Saray Mutfağında yer alan lezzetlerin gelecek kuşaklara aktarılması ve tanıtılması için önemli bir proje çalışmasına imza atıldı. Proje çerçevesinde 87 farklı çeşidin yer alacağı bir kitap oluşturulacak. Edirne’nin kadim ve Osmanlı’ya başkentlik yapmış sultanlar şehri olduğunu söyleyen Vali Yunus Sezer, aynı zamanda balkanlardan gelen insanların yerleştiği ve kendi kültürlerini yaşattığı da bir şehir olduğuna değindi. "Hem Balkan hem de Osmanlı saray mutfağı lezzetleri yaşatılacak" Hem Balkan hem de Osmanlı saray mutfağının yaşatıldığı Edirne’de çok anlamlı bir ilke imza atıldığını söyleyen Vali Yunus Sezer, "Gelecek nesiller Edirne mutfağında neler var diye baktığı zaman ellerinde bir kitap ve kaynak olacak. Bizim somut varlıklarımızın yanı sıra kültürel zenginliklerimiz de çok önemli. Çok büyük emek var. Hem Rumeli hem de saray mutfağına ait 87 çeşit farklı lezzet var. Bunların bir kitapta buluşması çok önemli. Şeflerimiz kendi illeri için farklı bir şey yapmak istiyorlar. Yaklaşık 1 buçuk aydır çalışmalar devam ediyor" dedi. Gastronomi anlamında çok önemli faaliyetler yürütmüş parmakla gösterilen iller olduğunu söyleyen Vali Sezer, "Biz büyük bir hazine üzerinde duruyoruz. Ama kendimizi anlatmakta zorluk çekiyoruz. Bizim bir tava ciğerimiz, bir de ciğer sarmamız var. Dışarıdan insanlara sorduğumuzda neyimiz var diye ’Bir gelip ciğerinizi yeriz’ diyorlar. Bu güzel bir şey aslında. Ama bunun yanına ne koyabiliriz? Bunun üzerinde çalışıp Rumeli Saray ve Osmanlı mutfağını günümüzle uyarlayıp nasıl yaşatabiliriz bunun peşindeyiz" şeklinde konuştu. "Edirne’nin parlayan yıldız olmasını istiyoruz" Edirne’nin her konuda balkanların ve Türkiye’nin parlayan bir yıldızı olmasını istediklerini belirten Vali Sezer, "Bunu da sanayide, ticarette, turizmde, gastronomide eğitimde aktivitelerle birlikte başarmamız lazım. İçinde saray ve Rumeli mutfağının da olduğu birkaç yemeği ve menüyü tava ciğerin yanına ekleyebilirsek zenginleştirebiliriz" ifadelerine yer verdi. Festivallerin yanı sıra marka aday olabilecek lezzetleri de sunabilecekleri bir yerin olmasının çok önem taşıdığını belirten Vali Sezer, "Bunu başarırsak herkes restoranında alternatif bir ürün sunmak isteyecek. Bunu da hazırlanan projelerle hayata geçireceğiz. Valilik olarak bunu yapıp özel sektöre devrederiz. Buna biz öncü oluruz" diye konuştu. "3 hedefe inşallah hep birlikte ulaşacağız" Önlerinde 3 hedef olduğunu ve buna şeflerle birlikte ulaşacaklarını belirten Vali Sezer, birincisinin bu kitabı hazırlamak ve basıp yayınlamak, ikincisinin gastronomi festivalleri düzenlemek üçüncüsünün de bu markalaştırılan yemeklerin daimi sunulacağı tarihi bir yer yapmak olduğunu ifade etti. "Edirne gastronomide de büyük zenginliğine sahip" Edirne’nin tarihi ve kültürel mirasının yanı sıra gastronomi anlamında da büyük zenginliğe sahip olduğunu söyleyen İl Kültür ve Turizm Müdürü Kemal Soytürk, düzenlenen iftarda saray, Rumeli ve Balkan mutfağından lezzetlerin yer aldığı bir menü hazırladıklarını aktardı. İftar programına, Vali Sezer ve eşi Canan Sezer, Vali Yardımcıları Erdoğan Beypınar ve Eyyüp Batuhan Ciğerci ile eşleri, İl Kültür ve Turizm Müdürü Kemal Soytürk, şefler, gastronomi yazarları ve basın mensupları katıldı. Devecihan Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen iftar programı toplu fotoğraf çekiminin ardından sona erdi.