KÜLTÜR SANAT - 31 Ekim 2017 Salı 11:45

'Türkiye-Ortadoğu İlişkileri: Arap Baharı Sonrası Siyasi Karşılaşmalar' adlı kitap dünya kütüphanelerinde

A
A
A
'Türkiye-Ortadoğu İlişkileri: Arap Baharı Sonrası Siyasi Karşılaşmalar' adlı kitap dünya kütüphanelerinde

Yakın Doğu Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hüseyin Işıksal’ın İstanbul 29 Mayıs Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Oğuzhan Göksel ile birlikte editörlüğünü yaptığı 'Türkiye-Ortadoğu İlişkileri: Arap Baharı Sonrası Siyasi Karşılaşmalar' isimli kitap dünyanın en önde gelen yayın kuruluşlarından Springer tarafından yayınlandı.

Yakın Doğu Üniversitesi Basın ve Halkla ilişkiler Müdürlüğü’nden verilen bilgiye göre, Konusunda uzman olan akademisyenler tarafından yazılan ve 14 Bölümden oluşan kitap, Arap Baharı’nın Ortadoğu toplumları adına taşıdığı umut, Avrupa merkezciliğinin yeniden uyanması ve bunun ‘modern’ Ortadoğu’nun oluşumu, Türk Modelinin yükselmesi ve düşmesi, Arap Baharı’nın teorik perspektifden incelenmesinin yanısıra, Türkiye’nin Suriye, Irak, Bölgesel Kürt Yönetimi, İŞİD, İran, Suudi Arabistan, Kıbrıs, ve Mısır gibi bölgesel aktörlerle Arab Baharı sonrası oluşan dönemi kritik şekilde inceleyen makalelerden oluştuğu belirtildi.

“Türkiye, 2002 Yılında AK Parti’nin iktidara gelmesinden sonra Ortadoğu siyasal sisteminin baş aktörlerinden biri olmuştur”

Doç.Dr. Hüseyin Işıksal Kitap hakkında yaptığı açıklamada, “Bu çalışma Türkiye ile Ortadoğu ülkelerinin son yıllarda hızla değişen ilişkilerini ve bölgeyi etkileyen güncel siyasi meseleleri mercek altına yatırıyor. Türkiye, 2002 yılında AK Parti’nin iktidara gelmesinden sonra hızla Ortadoğu siyasal sisteminin baş aktörlerinden biri olmuştur. 2011 yılında yaşanan Arap Baharı’nın oluşturduğu siyasi belirsizlikler, halen devam etmekte olan trajik Suriye iç savaşı ve tüm bölgeye yayılan terörizm faaliyetleri Türk dış politikasında radikal değişimler yaratmış ve Türkiye’nin İran, Suudi Arabistan, Mısır, Suriye ve Irak gibi bölgesel güçlerle ilişkilerini şekillendirmiştir.
"Kitap, Türkiye ile Ortadoğu bölgesel güçlerin dış politikalarına etkilerini incelemekte”
2011 sonrasında da Türkiye ile Ortadoğu arasındaki siyasal, ekonomik ve kültürel etkileşim derinleşerek devam etmektedir. Günümüzde bölgedeki hayatı temelden etkileyen terörizm, azınlıklar, mezhepsel çatışmalar, ekonomik kalkınma, demokratikleşme ve modernleşme gibi meseleler Türkiye ve Ortadoğu arasındaki karmaşık bağlar tartışılmadan tam anlamıyla anlaşılamaz. Bu konular geleneksel olarak ülkelerin iç meseleleri sayılmıştır; fakat söz konusu eser bir yandan bunların bölgesel boyutlarını vurgularken, öte yandan da Türkiye ile diğer Ortadoğu bölgesel güçlerinin dış politikalarına etkilerini incelemektedir” dedi.

“Kitap, ABD ve İngiltere’nin önde gelen üniversiteleri olmak üzere dünyanın çeşitli yerlerinde bulunan 10,000 kütüphanesinde okuyucuları ile buluşacak”

Editörlüğünün yanısıra kitapda “Türk Dış Politikası, Arap Baharı ve Suriye Krizi: 1 Adım İleri, 2 Adım Geri”, “Irak’taki Siyasi kriz, İŞİD ve Türk Dış Politikası: Westfalyan Aldatmacasının Yüksek Maaliyeti” ve “Türbulans Çağında Türkiye-Ortadoğu İlişkileri” isimli 3 makalesi bulunan Doç. Dr. Hüseyin Işıksal, Arap Baharı sonrası Türkiye-Ortadoğu İlişkilerini anlatan en yeni ve en kapsamlı kitap durumunda bulunan eserin, kitabı inceleyen ve yorumlayan otoritelerin de belirttiği gibi Ortadoğu ve Türkiye ile ilgilenen tüm okuyucular için başucu kitabı olabilecek niteliklere sahip olduğunu dile getirdi. 3 yılı aşkın yoğun çalışma ve hakem süreci sonucunda ortaya çıkan kitap ve kitapdaki tüm makalelerin WEB of SCIENCE ve SCOPUS gibi en önemli akademik indekslerde taranacağını belirten Işıksal, “Springer ile yaptığımız sözleşme gereği başta ABD ve İngiltere’nin önde gelen üniversiteleri olmak üzere dünyanın çeşitli yerlerinde bulunan 10,000 kütüphanesinde okuyucuları ile buluşacak olan kitabın Yakın Doğu Üniversitesi ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin tanıtımı adına da önemli bir katkı koyacağını” sözlerine ekledi.
          

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Banu Parlak: “Kendilerini mağdur gösterip beni kötü göstermeye çalışmalarından çok yoruldum” Çocuğumun can güvenliğinden endişe ettiğini belirten sosyal medya fenomeni Banu Parlak, “Çocuğumun can güvenliğinden endişe ediyorum. Tutukluluklarının devamına karar verildi. Adalete güveniyoruz. Kumpas kumpas deniliyor. Bakın benim bunu yapma kudretim yok. Artık insanların gözünden bu algıyı oluşturmaktan vazgeçsinler. Kendilerini mağdur gösterip beni kötü göstermeye çalışmalarından çok yoruldum çok sıkıldım” dedi. Bahçeşehir 1. Kısım Doğa Parkı’nda bulunan sosyal medya fenomeni Banu Parlak’a ait güzellik merkezi 1 Ekim 2023 günü saat 02.00 ve 04.30 sıralarında motosikletli şüphelilerce kurşunlanmıştı. Olaya ilişkin hazırlanan iddianame kapsamında Dilan, Engin ve Sezgin Polat’ın ‘azmettirme’ suçundan cezalandırılması istenen davanın görülmesine Küçükçekmece Adliyesi’nde devam edildi. Mahkeme, yakalama kararlarının ve tutuklu sanıkların tutukluluk halinin devamına karar verdi. Dosyanın İstanbul 41. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki dosya ile birleştirilmesine hükmedilerek duruşma ertelendi. Duruşma sonrası Banu Parlak ve avukatı Yalçın Tok basın mensuplarına açıklama yaptı. Çocuğumun can güvenliğinden endişe ettiğini belirten Banu Parlak, “Çocukları için üzgün olduğumu belirtmek istiyorum. Mahkeme salonunda kızını gördüm. Fakat benim de bir evladım var bende arkasında durmak zorundayım. Bende kendi çocuğumun güvenliğini düşüyorum. Çocuğumun can güvenliğinden endişe ediyorum. Tutukluluklarının devamına karar verildi. Adalete güveniyoruz. Kumpas kumpas deniliyor. Bakın benim bunu yapma kudretim yok. Artık insanların gözünden bu algıyı oluşturmaktan vazgeçsinler. Kendilerini mağdur gösterip beni kötü göstermeye çalışmalarından çok yoruldum çok sıkıldım” dedi. Banu Parlak’ın Avukatı Yalçın Tok Duruşma sonunda Banu Parlak’a iki kişinin tükürdüğünü belirterek “Bir örgüt soruşturması var. Onunla birleştirme kararı verildi. Duruşma salonundan çıktığımızda iki tane benim tanımadığım ama fenomen olduğunu iddia eden iki kişi Banu hanıma tükürerek hakaret ettiler. Onlar hakkında da hemen suç duyurusunda bulundum” ifadelerini kullandı.
İzmir Sektör 30. Marble İzmir Fuarı’nı beklemeye başladı Türkiye doğal taş ihracatının can damarı Marble İzmir-Uluslararası Doğaltaş ve Teknolojileri Fuarı, dünyanın dört bir yanından sektör temsilcisi ve ziyaretçilerini 17-20 Nisan tarihleri arasında fuarizmir’de ağırladı. Yaklaşık 6 milyar dolarlık maden ihracatının 2 milyar dolarlık payını oluşturan doğal taş ihracatına önemli katkı sağlayan Marble İzmir, oluşturduğu iş hacmiyle hem katılımcıları hem sektörü hem de İzmir esnafını mutlu etti. Yapılan iş anlaşmalarının yanı sıra otellerdeki doluluk, restoranlardaki artan iş hacmi, kentin alışveriş merkezleri ile turistik yerlerindeki yoğunluk memnuniyet oluşturdu. İzmir Büyükşehir Belediyesi ev sahipliğinde İZFAŞ tarafından fuarizmir’de 150 bin metrekareyi aşkın açık ve kapalı sergi alanında bin 14 katılımcıyla, Çemar Traverten & Mermer ana sponsorluğunda gerçekleşen Marble İzmir - Uluslararası Doğaltaş ve Teknolojileri Fuarı, toplam 68 bin 975 ziyaretçiyi ağırladı. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay’ın, doğal taş sektörü için markalaşma ve pazarlamanın önemini vurgulayarak “Biz bu dönemde bölgesel olarak kalkınmaya önem vereceğiz. Bunun için komşu illerimizle, Türkiye’deki tüm kurum kuruluşlarımızla iş birliği içinde olacağız. İzmir tarihi olarak ticaret kentidir, fuarlar kentidir. Bu yönünü geliştirmek için çok çaba harcayacağız. 30’uncusunda ve daha sonralarında daha gelişmiş fuarlarla, 20 bin metrekare ilave ile beraber daha büyük organizasyonlarla buluşmayı diliyorum” diyerek açtığı Marble İzmir’i, dünyadaki 125 ülkeden 8 bin 277’si yabancı, 76 ilden 60 bin 698’i yerli olmak üzere toplam 68 bin 975 kişi ziyaret etti. Bu yılın ilk üç ayında ihracatını artıran, fuarda da önemli satışa ve anlaşmalara imza atan doğal taş sektörü, 9 - 12 Nisan 2025’te düzenlenecek 30. Marble İzmir’i beklemeye başladı. Katılımcılar 19 ülkeden 130 firmayla iş görüşmesi yaptı İZFAŞ Genel Müdürü Canan Karaosmanoğlu Alıcı, Türk doğal taş sektörünün dünyaya açılan kapısı olan Marble İzmir Fuarı’nın, sağladığı ticaret hacmiyle yeni yıla umut olduğunu belirterek, “Ticaret Bakanlığı’nın ihracata yönelik destekleriyle Ege Maden İhracatçıları Birliği, İstanbul Maden ve Metaller İhracatçı Birlikleri ve Batı Akdeniz İhracatçılar Birliği ile ortak üç farklı alım heyeti programı düzenledik. Bu programlar kapsamında hedef ülke olarak belirlenen 19 ülkeden, 130 firmayla katılımcı firmalarımız yüzlerce iş görüşmesi yaptı. Doğal taş sektörünün yeni pazarlara açılması için ihracatımızda ilk sırayı alan Çin, ABD, Hindistan, Suudi Arabistan gibi ülkelerin yanı sıra Güney Kore’den Avustralya’ya, Brezilya’dan Birleşik Krallık’a kadar çok sayıda ülkeden profesyonel ziyaretçi fuarda yer aldı. Fuar süresince düzenlenen B2B görüşme programlarıyla da katılımcı firmaların müşterilerle hızlı ve etkili biçimde görüşmesi için çalıştık. Dünya genelinde yaşanan siyasal ve ekonomik olaylara karşı yeni iş birliklerine, satışlara ve anlaşmalara imza atıldığını görmek bizi mutlu etti” ifadelerine yer verdi. Marble İzmir’in, bir ticaret etkinliği olmanın ötesinde, Türkiye’nin ekonomisine önemli katkılar sağlayan bir güç haline geldiğini ifade eden Canan Karaosmanoğlu Alıcı, “Fuar, dört gün boyunca sektöre yine büyük bir ticaret hacmi sağladı. Fuarımızın ilk yılında 77 milyon dolar ihracatı olan Türk doğal taş sektörü günümüzde 2 milyar dolar ihracat potansiyeline ulaştı. Bu yılki fuarımız, aynı zamanda şehrimize de önemli bir katkı sağladı. 70 bine yakın ziyaretçinin İzmir’e gelmesi, otellerin doluluk oranlarının artması ve taksicisinden lokantacısına esnafın daha fazla iş yapması, Marble İzmir Fuarı’nın aynı zamanda kent ekonomisi için de ne kadar önemli olduğunu göstermekte. Birlikte çalışarak, doğal taş sektörünü daha da ileriye taşıyacağımıza inanıyorum” şeklinde konuştu. MARBLE Fuarı, bizi 2024 yılı ihracat hedeflerimize bir adım daha yaklaştırdı Ege Maden İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Alimoğlu, “Türk doğal taş sektörünün dünya liginde hızla ilk üç arasında girmesine büyük katkı sağlayan Marble İzmir Fuarı, 2024 yılında küresel ekonomideki soğumaya, Türk ekonomisindeki yüksek enflasyonist ortama rağmen sektörümüzün beklentileri doğrultusunda geride kaldı. Türk doğal taş sektörü olarak, 2024 yılının ilk çeyreğinde yüzde 2’lik artışla ihracatımızı 420 milyon dolara taşımıştık. Ege Maden İhracatçıları Birliği olarak Fuar’da 17 ülkeden getirdiğimiz 40 ithalatçı firmayla, 44 ihracatçı firmamızın 500 ikili iş görüşmesi yaptığı alım heyeti organizasyonu gerçekleştirdik. Birliğimiz, Türkiye’nin 420 milyon dolarlık doğal taş ihracatından yüzde 38 pay aldı ve doğal taş ihracatındaki liderliğini pekiştirdi” dedi. “Sektöre hayırlı olmasını diliyorum” Tüm Mermer Doğaltaş ve Makinaları Üreticileri Birliği (TÜMMER) Yönetim Kurulu Başkanı Hanifi Şimşek de “Katılımcılarımızın talepleri dikkate alınarak yeni dönemin planlamalarını, bundan önce de olduğu gibi yine ortak akılla hep birlikte danışma kurulları aracılığı ile yapmalıyız. Dışarıda kalan firmalarımızın fuara katılımı için ilk projede yer alan 20 bin metrekarelik ilave alan ihtiyacını İzmir Büyükşehir Belediye Başkanımız Dr. Cemil Tugay’a arz ettik, önümüzdeki yıldan itibaren bu sorunun çözüme kavuşacağına inanıyorum” dedi.
Ankara Gölbaşı Belediyesi sokak hayvanlarını aşıladı Gölbaşı Belediyesi ekipleri, sokak hayvanlarına kuduz aşısı uygulaması gerçekleştirdi. Gölbaşı Belediyesi, sokak hayvanlarının yaşam koşullarını iyileştirirken, sokak hayvanlarının ve halk sağlığının korunması için de çalışmalarını sürdürüyor. Gölbaşı Belediyesi Veteriner İşleri Müdürlüğü ekipleri, mobil aşılama araçlarıyla sokak hayvanlarına yönelik sağlık taraması gerçekleştirdi. Uygulama kapsamında devletin zorunlu tuttuğu her köpeğe yılda bir kez yapılması gereken kuduz aşısı, alanında uzman veteriner hekimler tarafından yapıldı. Aşılama işlemi Gölbaşı Belediyesi tarafından ücretsiz olarak gerçekleştirildi. Kuduz aşısı hayvanları ölümcül hastalıklardan korurken, halk sağlığı açısından da büyük önem taşıyor. Gölbaşı Belediyesi Kırsal Hizmetler Müdürlüğü tarafından insan sağlığını tehdit eden, insanlara bulaşabilen hastalıkları önlemek amacıyla aşılama, muayene, tedavi, kısırlaştırma, ameliyat ve parazitlerle mücadele gibi konularda hizmet veriliyor. “Gölbaşı’nda yaşayan her canlı bize emanet” Sokak hayvanlarının bir emanet olduğunu belirten Gölbaşı Belediye Başkanı Yakup Odabaşı, şunları kaydetti: “Belediyemiz sokak hayvanlarının yaşam koşullarını iyileştirirken, halk sağlığını korumaya yönelik de çalışmalarını aralıksız sürdürüyor. Aşılamalarını yaparak onların sağlığını koruyoruz. Yıl boyunca ekiplerimiz can dostlarımızın sağlığı için kuduz aşısı başta olmak üzere birçok çalışma yapıyor. Mobil aşılama merkezlerimiz de her gün sahada. Kırsal mahallerimizde yıl boyu patili dostlarımızın sağlığı için çalışıyor. Gölbaşı’nda yaşayan her canlı bize emanet. Onlar için çalışmalarımızı aralıksız sürdüreceğiz.”