GÜNDEM - 16 Ekim 2018 Salı 20:52

Türkiye'nin Lübnan'da konuşlu BM Geçici Görev Gücü bulundurmasına ilişkin görüşmeler düzenlendi

A
A
A
Türkiye'nin Lübnan'da konuşlu BM Geçici Görev Gücü bulundurmasına ilişkin görüşmeler düzenlendi

TBMM Genel Kurulunda Türkiye'nin Lübnan'da konuşlu Birleşmiş Milletler Geçici Görev Gücü bulundurmasına ilişkin görüşmeler düzenlendi.

 

AK Parti İstanbul milletvekili Şirin Ünal, Türkiye'nin uluslararası barış gücüne katılmasının Türkiye'nin görünürlüğünün artmasına katkı sağladığını söyleyerek, "Türkiye her zaman olduğu gibi Lübnan'ın istikrarını hedef alan her türlü teşebbüsün karşısında durmaya devam edecektir. Türkiye dost ve kardeş Lübnan halkının birliği ve dirliği ile iç barışına muhafazasına atfettiği önem doğrultusunda katkılarını sürdürecektir" ifadelerini kullandı. 

Cumhuriyet Halk Partisi Eskişehir milletvekili Utku Çakırözer, tezkereye ilişkin olarak, "Türkiye'nin Lübnan'da konuşlu BM Geçici Görev Gücüne TSK unsurlarıyla verdiği desteğin uzatılması konusuna geldiğimizde Türkiye bu güce yaptığı katkılarla hem barışı koruma harekatının etkin biçimde icrasında önemli bir işlev üstlenmektedir hem Birleşmiş Milletler sistemi içinde gerek bölgesel ve küresel ölçekte gerekse kapsamlı sivil, asker, iş birliği faaliyetleri vasıtasıyla kendisini göstermektedir. Hem de kardeş Lübnan halkının her kesimi nezdinde görünürlüğünü artırma imkânı elde etmektedir. Yukarıda saydığım gerekçeler nedeniyle bu tezkereye olumlu oy kullanacağız" şeklinde konuştu.

Halkların Demokratik Partisi Adana milletvekili Tülay Hatımoğulları Oruç, şöyle konuştu:
"Elbette bu ülke karşısında ve Orta Doğu'da savaş siyasetinin tamamı karşısında bizler barıştan yanayız ama barışı bizler bugün bu tezkereye 'evet' diyerek ve Lübnan'a asker yollayarak sağlayamayız. Bu sadece ve sadece göz boyamadır."

Milliyetçi Hareket Partisi Bursa milletvekili Mustafa Hidayet Vahapoğlu, Lübnan Osmanlı'dan koparıldığı tarihten bugüne kadar sükûnu bulamadığını belirterek, "Bunun yakın sebeplerinin başında İsrail'in, ABD'nin ve Suriye'nin bölgeye yönelik uyguladığı politikalar yer almakta iken, ABD'nin Suriye'nin bölgeye yönelik uyguladığı politikalar yer almaktayken, bu defa İran güdümündeki önemli rol oynamaya başlamıştır. 12 Temmuz-14 Ağustos 2006 tarihleri arasında 33 gün süren Lübnan-İsrail savaşı sonunda Hizbullah'ın artan gücü İran'ı bu ülkede belirleyici güç haline getirmiştir. Başbakan Hariri'nin Suudi Arabistan'da rehin tutulması daha sonra geriye aldığı istifası da konuya farklı boyut kazandırmıştır" diye konuştu.

İYİ Parti Mersin milletvekili Behiç Çelik, bölgenin önemine değinerek, "Bir sorununu çözseniz başka bir sorunla karşılaşırsınız. Hatta bir sorununu çözseniz birkaç sorun daha ortaya çıkar. Orta Doğu, her ne kadar birçok kişi eleştiriyor olsa da gerçekten bir bataklıktır. Orta Doğu bütün bölünmüşlüğünün içerisinde, özellikle 1916 yılında, Osmanlı ordusunun, Osmanlı egemenliğinin sona ermesinden ve Osmanlı ordusunun bölgeden çekilmesinden sonra hiçbir zaman neredeyse barış yüzü görmemiştir, diyebiliriz. Çünkü Osmanlı İmparatorluğu'nun bölgeden çekilmesi, bölgede sömürge rejimlerinin ortaya çıkmasına ve belli bir süre sonra da cetvelle çizilen yapay devletlerin oluşmasına yol açmıştır. Ama Batı, bölgenin yer altı kaynakları, bölgedeki etnik yapılar, inanç yapıları üzerinden hep bir çatışma ortamı düşünerek, bölgeyi bu eksende bölerek ortaya işin içinden çıkılmaz bir durum oluşturmuştur" ifadelerini kullandı. 

Ahmet Umur Öztürk 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Muş Muş Valisi Çakır, üs bölgesinde askerlerle iftar yaptı Muş Valisi Avni Çakır, Şehit Jandarma Üsteğmen İsmail Moray Üs Bölgesi’nde görev yapan askerlerle iftar yaptı. Muş-Diyarbakır karayolunun 35 kilometresindeki Şehit Jandarma Üsteğmen İsmail Moray Üs Bölgesine gelen Vali Çakır, askerlerle bir araya gelerek iftarını açtı. Vali Çakır, askerlere hitaben yaptığı konuşmada zorlu şartlarda kutsal bir görev ifa ettiklerini belirterek, "Her gün iftar soframızı, ramazanın bereketine uygun bir şekilde sizin gibi kahramanlarımızla, vatandaşlarımız ve öğrencilerimize beraber paylaşmaya gayret ediyoruz. Bu akşam da Moray üs bölgesindeyiz. Şehir merkezinde kar yok. Ama üs bölgesinde bir metre yaklaşan kar örtüsü var. Ne kadar güç şartlarda çalıştığınızı bir kez daha gördük. Zorlu şartlarda görev yaptığınıza şahitlik ederek bir kez daha sizlerle gurur duyduk. Hafta sonu yapılacak yerel seçimler de sizlerin üstün görev anlayışınızla huzur ve güven içerisinde geçmesi için desteğiniz çok önemli. Vatandaşımızın güven ortamını hafta sonu sağlayacağız. Çok zor şartlarda kutsal bir görev ifa ediyorsunuz. Sizlerin bu ramazanda görev şartlarınızı, zorluğunu daha da arttığında farkındayız. O yüzden sizlere tekrar tekrar vatanımız, milletimiz, devletimiz adına teşekkür ediyorum. Hepinizin oruçlarını Allah kabul etsin. Hepinize bundan sonraki yaşantınızda sağlık, mutluluk ve başarı dolu hayırlı günler diliyorum" dedi. İftar programına İl Jandarma Komutanı Albay Mehmet Kasım Ermiş ve İl Emniyet Müdürü Serkan Karaman katıldı.
İstanbul TBMM Başkanı Kurtulmuş: "Bu coğrafyada zayıf olanın tutunma ihtimali yoktur" Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı (TBMM) Numan Kurtulmuş, Sultanbeyli’de sivil toplum kuruluşları ile iftarda bir araya geldi. TBMM Başkanı Kurtulmuş, "Dünyada zalime dur diyecek bir sistemin kurulması şarttır. Bunun için de Türkiye öncülük yapacaktır" dedi. TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Sultanbeyli’de sivil toplum kuruluşları ile iftar yemeğinde bir araya geldi. Salon Semazen’de gerçekleşen programa Kurtulmuş’un yanı sıra, Sultanbeyli Belediye Başkanı Hüseyin Keskin, AK Parti Sultanbeyli Belediye Başkan Adayı Ali Tombaş, meclis üyeleri, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ve iş adamları katıldı. Kur’an-ı Kerim tilaveti ile başlayan iftar programı oruçların açılmasıyla birlikte konuşmacıların açıklamalarıyla devam etti. STK temsilcileriyle iftarda buluşan Kurtulmuş, "Türkiye olarak dünyanın en önemli çatışma gerilim alanlarının tam merkezindeyiz. Dünyamız hızla maalesef şer güçler tarafından dünyayı istedikleri gibi yönetmek ve kendilerinden başkasına bu dünyayı bir şekilde dar etmek için ortaya çıkmış olan güçler dünyayı süratle neredeyse bir 3. Dünya Savaşı’na doğru sürüklüyorlar. işte 6 aya yaklaşan bir süre içerisinde Gazze’de yaşananların modern zamanlarda karşılaştığımız en büyük insani kıyım olduğunu, en büyük katliam olduğunu, artık bir soykırım boyutlarına çoktan vardığını ve bu olurken insanlığında ne yazık ki derin bir gaflet uykusuyla buna karşı seyirci kaldığını görüyoruz. Aynı şekilde hemen Rusya-Ukrayna arasında devam eden 2 yılı aşkın savaş sırasında yüz binlerce insanın ölümü şehirlerin yakıldığı bu savaş sırasında da en son Moskova’daki terör saldırısıyla birlikte meselenin yeni bir boyuta taşınmak üzere olduğunu görüyoruz. Karadeniz’de, Balkanlar’da, Kafkaslar’da, Doğu Akdeniz’de, Orta Doğu’da içinde bulunduğumuz, merkezinde bulunduğumuz bu coğrafyada gerçekten büyük gerilimlerin büyük çatışmaların olduğuna şahidiz. Türkiye olarak bu coğrafyada hem güçlü bir şekilde ayakta durmak, ama hepsinden önemlisi millet olarak birlik beraberlik içerisinde sosyal dayanışmamızı tam manasıyla gerçekleştirmiş ve bir kardeş millet olarak hep beraber kardeşçe hareket eden 85 milyon olarak dünyaya karşı sağlıklı bir duruş sergilemek mecburiyetindeyiz" dedi. "Bu coğrafyada zayıf olanın tutunma ihtimali yoktur. Onun için biz güç kuvvet derken hele hele Cumhuriyetimizin ikinci asrını sözü güçlü, gücü tesirli bir Türkiye’nin yüz yılı haline getirelim derken kastettiğimiz budur" diyen Kurtulmuş, "Tam manasıyla her alanda güçlü olan bir Türkiye. Güvenlik ve istikrar içerisinde yolda devam eden bir Türkiye. İnşallah Türkiye olarak sağladığımız bu güvenlik ve istikrar iklimini daha kuvvetlendirerek devam ettireceğiz" diye konuştu. "Dünyada zalime dur diyecek bir sistemin kurulması şarttır. Bunun için de Türkiye öncülük yapacaktır" Kurtulmuş, "Sayın Cumhurbaşkanımızın öncülüğünde Türkiye Gazze meselesinin ilk gününden itibaren bu meselenin çözülebilmesi için büyük bir güçle mücadele veriyor. Öncelikle acil ateşkes ve bununla birlikte insani yardımın Gazze’ye ulaştırılması yapılan bütün temaslarda Türkiye’yi öne koyduğu ana fikirdir. İsrail’in Netanyahu ve çetesinin durdurulması uluslararası alanda en çok mücadele verdiğimiz konuların başında geliyor. Sayın Cumhurbaşkanımız bendeniz meclis başkanınız olarak yüzün üzerinde meclis başkanı, hükümet başkanı ve devlet başkanıyla bu süre içerisinde görüşmelerimiz oldu. Ancak maalesef öyle görünüyor ki bundan sonra bu konuyla ilgili olarak arkasına aldıkları destekleri de artık yavaş yavaş kaybediyor Netanyahu ve çetesi, bundan sonra yeni bir dönem başlıyor. Bu dönemde Türkiye’nin öncülüğüne ihtiyaç var. Türkiye olarak yeryüzünde yeni bir düzenin kurulabilmesi, yeni bir siyasal sistemin kurulabilmesi için mücadele etmeye mecburuz. Dünya 5’ten büyüktür derken laf olsun diye başkalarına ayar vermek için bu sözü söylemiyoruz. Bu dünya bu şekliyle devam etmez. İsrail’i kim durduracak? Onun için dünyada zalime dur diyecek, mani olacak bir sistemin kurulması şarttır. Bunun için de Türkiye Allah’ın izniyle öncülük yapacaktır" ifadelerini kullandı.