GÜNDEM - 28 Mart 2015 Cumartesi 14:38

Türkiye’nin ilk yerli sismik araştırma gemisi denize indirildi

A
A
A
Türkiye’nin ilk yerli sismik araştırma gemisi denize indirildi

Türkiye’nin yüzde yüz yerli ilk sismik araştırma gemisi MTA Turkuaz, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın katıldığı törenle denize indirildi.

 Arınç, “Denizciliğimizin, tersaneciliğimizin bugün geldiği noktayı alkışlarla karşılamak hepimiz için gurur vesilesi olmuştur” dedi.  Türkiye’nin yüzde yüz yerli ilk sismik araştırma gemisi MTA Turkuaz, İstanbul Tersanesi’nde düzenlenen bir törenle denize indirildi. Törene Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız ve çok sayıda davetli katıldı.

“TÜRKİYE’DE BU VE BENZERİ GEMİLER ARTIK RAHATLIKLA ÜRETİLEBİLİR”
Törende bir konuşma yapan Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, eseri takdirle karşıladıklarını belirterek, “Ama bugün yapılan iş farklıdır. Bugün yapılan iş özel girişimcilerimizin, Savunma Sanayi Müsteşarlığımızla, MTA ile el ele vermek sureti ile başardığı bir hikaye bir destan. Hakikaten bugün dünyadaki bu tür araştırma gemilerinde bulunması gereken bütün teknolojik donanım, çağdaş tüm aygıtlar, bu gemimizde bulunuyor. Eser Türk mühendislerinin, Türk işçilerinin ve ustalarının önemli bir projeyi başarma konusundaki iddialarını da ortaya koyuyor. Savunma sanayimiz destek vermek sureti ile takriben 300 milyon lira bir masrafı gerektiren bu gemi ile artık Türkiye’de bu ve benzeri gemiler artık rahatlıkla üretilebilir. Savunma sanayinin desteklediği bütün projeler, Türkiye’de yapılabilir. Türk düşüncesi, fikri, kapasitesi, projesi, uygulaması Türkiye’de mümkün olabilir. Bunun örneği gösterilmiştir. Ve bu örnek sadece Türkiye’nin ihtiyaçları için değil, belki de tüm dünyaya hizmet verebilecek bir noktaya gelmiştir. Denizciliğimizin, tersaneciliğimizin bugün geldiği noktayı alkışlarla karşılamak hepimiz için bir gurur vesilesi olmuştur” dedi.

“MTA TURKUAZ KUTUPLARDA DA MADEN ARAYACAK”
Açılışın Türkiye’nin gelişmişliğinin maden alanında da denizlerde süreceğinin göstergesi açısından önemli olduğunu belirten Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, “MTA Turkuaz gemimiz sadece kendi denizlerimizdeki madenleri değil aynı zamanda ilişkilerini geliştirdiğimiz bütün ülkelerle beraber bu çalışmaları yürütecek. Kutuplardan okyanuslara kadar dünyanın bütün denizlerinde yeni ortaklarla beraber arama faaliyetlerinde bulunacak. Ayrıca bu gemimizi depreme sebep olan fayların belirlenmesinden, derin denizlerdeki su akıntıları, deniz canlıları, deniz altındaki yaşam, denizlerdeki temizlik ve kirlilik oranlarının bilimsel oranlarda çalışmasına da inşallah katkı koymuş olacak” şeklinde konuştu.

“SON 13 YILDA BÜTÜN ALANLARDA ARAMA YATIRIMLARINI 10 KATINA ÇIKARDIK”
Denizlerden gelecek güzel haberleri beklediklerini ifade eden Yıldız, “Bu bizim zaman zaman söylediğimiz tersanelerimizin ne kadar güçlü olduğunu kabiliyetlerinin ne kadar geniş olduğunu göstermek açısından da son derece önemlidir. İnşallah denizlerimizden elde edeceğimiz iyi haberlerle beraber, müjdeli haberlerle beraber, şu ana kadar alabilmiş değiliz. Bir petrol ve doğalgaza rastlıyor olmamızla beraber sondaj platformunun da inşallah bu tür tersanelerde yapmış olacağız. Şu anda dünya borsalarında, dünya piyasalarında uluslar arası taşımacılıkla alakalı geldiğimiz noktada fiyatlar bir hayli düşmüş durumda. Bu tür tehditlerin, ülkemizde bir fırsat olarak dönüşebileceğini düşünüyoruz. Bir yandan da bu tarz bir gemilerin aramasına başlamış da bulunuyoruz. Son 13 yılda, özellikle AK parti hükümetlerimizle beraber geliştirdiğimiz bütün alanlarda arama yatırımlarını 10 katına çıkardık bütçe olarak ve sondaj miktarlarını da en az 6 katına çıkardık” dedi.

Dünya üzerindeki petrol fiyatlarına da değinen Yıldız, “ABD ham petrol fiyatlarının yüksek oluşuyla beraber, Çin’i, düşük oluşuyla beraber de Rusya’yı ekonomisini etkilemiştir. Ve buna bağlı olarak bütün silsile yoluyla bütün ekonomilerde artılar ve eksiler oluşmuştur. Son 7-8 ay içerisinde,dünyadaki ham petrol fiyatlarının oynamasından kaynaklanan sebeplerle 975 milyar dolarlık bir rakam, üretici ülkelerden tüketici ülkelere kaymıştır. Ve bizler bunun daima barış gerekçesi olmasına çabalayıp uğraşmışızdır” şeklinde konuştu.

“MTA’NIN BÜTÇESİNİ 10 KATINA ÇIKARDIK”

MTA’nın bütçesini 10 katına çıkardıklarını belirten Yıldız, “MTA sondaj faaliyetlerini 12 yıl öncesine göre 11 kat artırdı ve 350 bin metreler civarında yıllık sondaj yapıyor. AK Parti hükümetlerimizin bu ülkenin idaresinde koyduğu irade süresince yaklaşık 2 milyon 300 bin metre sondajda bulundu. 7.2 milyar ton kömüre yeni bir rezerv katıldı. Bu rakam dünyanın bir yılda kullandığı kömür miktarına denktir” şeklinde konuştu.
Yapılan duanın ardından kurdele kesilerek MTA Turkuaz sismik araştırma gemisi denize indirildi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul İstanbul Valisi Davut Gül’den İmamoğlu’na tebrik ziyareti İstanbul Valisi Davut Gül, 31 Mart 2024 yerel seçimlerinde İstanbul’da seçimi kazanan İstanbul Büyükşehir Belediyesi(İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’na ziyarette bulundu. Vali Gül, seçim sonrasında yaptığı ziyarette İmamoğlu’na tebriklerini iletti. İstanbul Valisi Davut Gül, 31 Mart 2024 yerel seçimlerinde İstanbul’da seçimi kazanan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’na tebrik ziyaretinde bulundu. İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Vali Gül’ü, İBB’nin Saraçhane’de bulunan Büyükşehir Belediye Binası’nda ağırladı. Ziyarette Vali Davut Gül, “İstanbul’da, Türkiye’nin her tarafında olduğu gibi, çok güzel, demokratik ortamda bir seçim yaşandı. Katılımcı, şeffaf ve itirazlar da dahil olmak üzere, kendi içerisindeki o mekanizma çok sağlıklı işlemiştir. Basınımız da takip etmiştir. Gaziosmanpaşa’da oylar tekrar sayıldı. Sayılmasına rağmen aynı sonuç çıktı. Bu aslında bir anlamda da seçim sonuçlarının tekrardan sağlamasının yapılması anlamına geliyor. Ben, emeği geçen siyasi partilerimize, adaylarımıza, aday adaylarımıza, kazanan başkanlarımıza, meclis üyelerimize, bu süreci sağlıklı bir şekilde yürüten hakimlerimiz başta olmak üzere, kamu görevlilerine teşekkür ediyorum. İnşallah önümüzdeki 5 yıl içerisinde İstanbul’umuza, Türkiye’mize birlikte en iyi hizmeti vermiş olacağız. Ben bir kez daha hayırlı olmasını diliyorum” dedi. Sayın Valimizi İstanbul Büyükşehir Belediyesinde ağırlamaktan dolayı mutlu olduğunu kaydeden İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, “Hayırlısıyla sorunsuz, problemsiz bir İstanbul seçimi yaşadık. Bu anlamda sizin nezdinizde, görev alan bütün yönetim kadrolarına, idari kadrolara, şahsım adına teşekkür etmek isterim. Tabii seçim sonuçlandı ve milletimizin takdiriyle, 5 yıl daha İstanbul’da halkımıza hizmet noktasında görevi devir aldık. Ve süreç, inşallah arzu ettiğimiz gibi, 16 milyon insanımızın lehine, İstanbul’umuzun geleceği için en güzel şekilde hizmetlerle sonuçlansın. Tabii ki sizin de katkılarınızla, bugüne kadar kurulan saygın diyaloğun bundan sonra da artarak devam etmesiyle, çok güzel bir 5 yılı daha yaşamak arzusundayız. Sizi ziyaret ettim. Siz de iade-i ziyarette bugün bulundunuz. Tekrar teşekkür diyorum. Bu 5 yıl, hepimize hayırlı uğurlu olsun” şeklinde konuştu. Vali Gül, ziyaretinin sonunda İBB Özel Defteri’ni imzaladı.
İstanbul 16 bin kişinin kayıt yaptırdığı Türkiye İş Bankası 19. İstanbul Yarı Maratonu, 28 Nisan’da koşulacak Bu yıl 28 Nisan Pazar günü koşulacak olan Türkiye İş Bankası 19. İstanbul Yarı Maratonu için tanıtım toplantısı düzenlendi. Geçen yıl 12 bin kişinin kayıt yaptırdığı maratona bu sene 16 bin kişi kaydoldu. Ayrıca bu sene ilk defa 16 yaş ve üstü gençler de yarı maratonda koşacaklar. Türkiye İş Bankası 19. İstanbul Yarı Maratonu, bu yıl 28 Nisan Pazar günü koşulacak. Avrupa’da “Gold Label” kategorisinde yer alan dört yarı maratondan biri olan ve bu sene 100. kuruluş yıldönümünü kutlayan Türkiye İş Bankası’nın isim sponsorluğunda koşulacak olan İstanbul Yarı Maratonu’nun tanıtım toplantısı İBB Maltepe Kenan Onuk Atletizm Pisti’nde yapıldı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) iştiraki Spor İstanbul tarafından düzenlenen Türkiye İş Bankası 19. İstanbul Yarı Maratonu, 28 Nisan Pazar günü Tarihi Yarımada parkurunda koşulacak. “En Hızlı Yarı” sloganıyla start alacak maratona ise rekor başvuru oldu. Geçen yıl 12 bin kişi kayıt yaptırırken, sayı bu sene 16 bini buldu. Renay Onur: “Bu sene ilk defa 16 yaş ve üstü çocuklar gençler de yarı maraton koşuyor olacaklar” Spor İstanbul Genel Müdürü İ. Renay Onur, “28 Nisan’da Türkiye İş Bankası 19. Yarı Maratonu’nu yapacağız. Geçen yıl 100. yıl coşkusuyla koştuk. Bu yılda Türkiye’nin en köklü kurumlarından bir tanesi olan İş Bankası’nın 100. yılında hep beraber koşuyor olacağız. Bu sene rekor bir katılımla koşuluyor olacak. Geçen yıl 12 bin olan katılımcı sayısı bu sene 16 bine çıktı. Bu sene bir ilke daha imza attık. Bu sene ilk defa 16 yaş ve üstü çocuklar gençler de yarı maraton koşuyor olacaklar. Bu yaş sınırı daha önceden 18 idi. Maratonumuz Yenikapı’dan başlayıp Yenikapı’da bitecek 21 kilometre etabı. Bunu koşamam diyenlere 10 kilometre etabı olmak üzere iki kategori var. 72 farklı ülkeden katılımcıyı görüyor olacağız Eğer koşmuyorsanız kenarlardan izliyorsanız rengarenk keyifli bir katılım olacak. Bu yıl yarı maratonumuzda, maratonumuzda da olduğu gibi yine yardımseverlik koşusu yapılıyor. 34 farklı sivil toplum kuruluşları için koşan kişiler olacak. Yaklaşık bin 500 gönüllü koşucuyu izliyor olacağız. İstanbul Yarı Maratonunda yardımseverlik koşusu 2020’de başladı. Bugüne kadar 12 milyon TL bağış toplandı” dedi. Renay Onur, ilk 5’e giren kadın ve erkeklere eşit olmak üzere para ödülü verildiğini, ayrıca Türkiye’den katılan ve dereceye giren sporculara da para ödülü ve sponsorlardan çeşitli ödüllerin verileceğini açıkladı. Türkiye Atletizm Federasyonu Başkanı Fatih Çintimar da, “İş Bankası’nın sponsorluğu diğer bankaların da inşallah diğer maratonlara sponsorluğunu getirir. Çünkü dünyada atletizmin büyük organizasyonlarının destekçileri birer bankalardır. İstanbul Yarı Maratonumuz aynı zamanda kotaya katkı veriyor. Ama bayanlarda kota tamamen doldu, artık kota derecesi isteniyor. Onun için yarı maratonda kotaya puan verilemiyor ama erkeklerde 7 sporcumuz var, 7 sporcudan ikisi de bizim sporcumuz. İnşallah bu haftaki yarışmalardan sonra durumlarına göre buradaki yarışta da bizlerle birlikte olacaklar” diye konuştu. Sezgin Lüle: "Bankamızın 100. yılında böyle bir etkinliğe destek veriyor olmanın gururunu yaşıyoruz" Türkiye İş Bankası Genel Müdür Yardımcısı Sezgin Lüle, “Bu yıl yine Atatürk’ün vizyonuyla Cumhuriyetten bir yıl sonra kurulan Türkiye İş Bankası’nın 100. yılını kutluyoruz. Dolayısıyla bizim için Cumhuriyet’in 100. yılı sonrasında bankamızın 100. yılında böyle bir etkinliğe destek veriyor olmanın, bunu devam ettirmenin gururunu yaşıyoruz. Kuruluşundan bu yana aslında bankamız, Türkiye’nin ilk milli bankası olarak ülkenin ekonomisine, kalkınmasına, sürdürülebilir kalkınmayı sağlama konusunda aldığı inisiyatiflere toplumun refahının artması konusundaki hep ilk önceliği bu alanlar oldu” ifadelerini kullandı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Can Akın Çağlar ise, “2019 yılına kadar İstanbul’da 51 olan spor tesisi sayımızı 5 yıllık süre içerisinde 74’e çıkardık. Önümüzdeki 5 yıl içerisinde de bu sayıyı ikiye katlamayı hedefliyoruz. Yani 5 yılda geçmişte yapılan tesisin yarısı kadar İstanbul’a tesis kazandırdığımızı memnuniyetle ifade etmek istiyorum. Ayrıca sadece geçen yıl İstanbul’daki tesislerimizde 3 milyona yakın İstanbullu yararlanmış. Bundan büyük bir memnuniyet duyuyoruz. Ama bu sayının yeterli olmadığını düşünüyoruz, açık alan spor noktası sayısını artırarak, bir bahanenin arkasına sığınmadan tüm İstanbulluları harekete, spor yapmaya, kentin doğasıyla güzellikleriyle buluşmaya davet etmek istiyoruz” şeklinde konuştu.
Antalya Antalya, Rusya-Ukrayna savaşı sebebiyle yaşanan ihracat kaybını doğu ülkeleriyle kapatmaya çalışıyor Türkiye’nin en önemli domates üretim merkezi Antalya’yı ihracatta Rusya-Ukrayna savaşı etkiledi. İhracatın yüzde 90’ını Ukrayna’ya yaptıklarını açıklayan ihracatçı Bülent Özdemir, kaybı Doğu Avrupa ülkeleriyle kapatmaya çalıştıklarını açıkladı. Yaş meyve ve sebze sektörü içinde geçtiğimiz Ocak ayında en fazla ihracatın domates ürünü ile yapıldığı Antalya’da, Rusya-Ukrayna savaşının yansıması ihracatı düşürdü. İhracatçı Bülent Özdemir, ihracatın olumsuz etkilenmemesi için çözüm arayışına girdiklerini belirterek, "Ramazan Bayramı öncesine kadar özellikle yurt dışındaki çalıştığımız ülkelerde özellikle hava durumundan kaynaklı ciddi bir talep vardı. Şu an çalıştığımız ülkelerde havanın sıcaklığı arttığı için her ülkenin üretimi pazarlara girmeye başladı. Bu nedenle tabii ki ihracatımız düşmeye başladı. Doğu Avrupa ülkeleri ile beraber Ukrayna ağırlıklı ihracat yapıyoruz. Rusya-Ukrayna arasındaki kriz, pazardaki satış oranını yüzde 70 düşürdü. Ukrayna nüfusu, 45-50 milyon civarındayken, son dönemlerde savaşın etkisiyle 25 milyon kişiye kadar geriledi. 25 milyon kişinin, savaş bölgesinde oldukları için tüketim gücü de zayıf. Biz de ihracatımızın yüzde 90’ını Ukrayna’ya yapıyorduk, günde 3-4 tır çıkış yapıyordu, şimdi günlük ihracat çıkışımız 1 tırı ancak buluyor. Savaşın etkisi bu" dedi. Bülent Özdemir, üretimde de sorun yaşandığına değinerek çiftçiye destek verilmesini talep etti. Özdemir, "Üretim maliyetleri yüksek olunca, dışarıdaki pazarlarla rekabet etme gücümüz sınırlı oluyor, rekabet etmekte sorun yaşıyoruz. Girdi maliyetleri yüksek olunca çiftçimiz de mutlu olamıyor. Çiftçiyi destekleme konusunda bir çalışma yapılırsa çok daha iyi olacağını düşünüyorum. Bütün dünyada yaşanan maddi sıkıntılar bizim ülkemizi de etkiliyor. Yurt dışından gelen ithal bitki koruma ürünleri, beraberinde petrol fiyatları, domatesin maliyetini yükseltiyor. Şu an ihracat fiyatları 20-22 TL bandında, piyasada 18 TL. Ürünün kalitesine göre fiyatlar artabiliyor ya da azalabiliyor. Tamamen kaliteye odaklı" ifadelerine yer verdi. Tüm dünyada kriz var Tüm dünya ülkelerinde ekonomik sıkıntılar yaşandığında dikkat çeken Bülent Özdemir, diğer ülkelerdeki krizlerin de ihracata zarar verdiğini açıkladı. Özdemir, şöyle devam etti: "Yılbaşından beri dikkatimi çeken bir şey var, yurtdışında iş yaptığımız insanların alım gücünün biraz düştüğünü görüyorum. Geçtiğimiz yıllarda günlük 5 tır ihracatımız varken, şimdi 1 tıra düştü. Tahminimce yurt dışındaki müşterilerimizin satın alma gücü ile ilgili. Her gün farklı bir ülkede sıkıntı olduğunu duyuyoruz, siyasi ya da ekonomik sorunlar var. Bu sıkıntılar, insanın alım gücünü düşürüyor." "Doğu Avrupa’ya ürün gönderiyoruz" Ukrayna’nın yerine Doğu Avrupa ülkeleriyle çalışmaya başladıklarının altını çizen Bülent Özdemir, sınır kapısındaki yoğunluk çözülmeden ihracatı gerçekleştirmenin zor olduğunu söyledi. Özdemir, "Ukrayna’nın yerine Doğu Avrupa ülkelerini koyduk, onların da en büyük sıkıntısı ulaşım. Özellikle yılbaşı öncesi ve sonrası ülkemizden çıkan araçlar, sınır kapısındaki yoğunluk nedeniyle, üç gün önce çıkış yapamadı. Üç gün de Bulgaristan’da analize takılıyoruz. Avrupa Birliği girişinde, bitki koruma laboratuvarları kontrollerini yapıyor. Üç gün de oradan kaybımız oluyor. Aracımız 6 gün içinde Bulgaristan’a giriş yapabiliyor. İhracat yaptığımız ülkeye ulaşması 10-12 günü buluyor. 10 gün sonra bizim gönderdiğimiz mal, 3 günde Avrupa’nın kendi ürettiği pazarlardan gelen mallarla rekabet edecek. Ürünlerin belli bir raf ömrü var, bu ömrü biz yılbaşından önce yollarda tükettik. Başka pazarları hedef aldık ama diğer pazarlardan mutlu olan bir ihracatçı göremedim" diye konuştu. Kapıkule Sınır Kapısı’ndan ayrı bir güzergah oluşturulmalı Bülent Özdemir, üretici maliyetlerinden önce ihracatçının en büyük sorununun, ulaşım problemi olduğunun altını çizerek, konuşmasını şu şekilde sonlandırdı: "En büyük sorun, bizim maliyetlerimizden önce yollarda kaybettiğimiz süre. Bir ürünün yüzde 1 fireyle yetişmesinden ziyade yüzde 50 çürüklerle karşılaştık. Tüm ihracatçılar aynı şeyden şikayetçi. Sınır kapılarındaki yoğunluğu biraz azaltabilirsek, 3-4 gün beklediğimiz süreyi bir güne indirebilirsek, kapılar açıldığında da mallarımızı temin edecek olan ülkeye 5-6 gün içinde ulaşabilirsek, tüm sıkıntıları aşarız. Kapıkule Sınır Kapısı’nda sağlam bir iyileştirme yapılması lazım, soğutucu cihazlı araçlara, yaş meyve sebze ve gıda taşıyan araçlara ayrı bir güzergah oluşturulması gerekiyor."