GÜNDEM - 19 Ekim 2017 Perşembe 09:55

Türkiye’nin Oscar adayı 'Ayla'nın galası yapıldı

A
A
A
Türkiye’nin Oscar adayı 'Ayla'nın galası yapıldı

Türkiye’nin Oscar adayı 'Ayla’nın galası, filme esin kaynağı olan Astsubay Süleyman Dilbirliği ve Kore Savaşı’nda ölümden kurtardığı manevi kızı Ayla (Kim Eunja) ile çocukluğunu canlandıran Kim Seol’ün de katılımıyla yapıldı. Gecede Güney Kore Büyükelçisi Yunsoo Cho ile birlikte sanat, cemiyet ve iş dünyasının önemli isimleri Ayla ekibini yalnız bırakmadı.

Yönetmenliğini Can Ulkay’ın üstlendiği, Kore Savaşı sırasında yaşanan gerçek bir hikayeyi anlatan Türkiye’nin Oscar adayı Ayla’nın galası yapıldı. Gala için İstanbul’a gelen filmin Amerikalı ve Koreli oyuncularıyla birlikte gecede, Astsubay Süleyman Dilbirliği’nin gençliğini canlandıran İsmail Hacıoğlu, Ali Atay, Taner Birsel, Büşra Develi, Damla Sönmez, Duygu Yetiş, Ali Barkın, Sinem Uslu, Burç Kümbetlioğlu, Mehmet Esen, Meral Çetinkaya, Caner Kurtaran, Esra Dermancıoğlu, Nilgün Kasapbaşoğlu, Halil Kumova, İlber Gürtunca, Toygan Avanoğlu’nun dahil olduğu filmde rol alan oyuncular da yer aldı. Astsubay Süleyman Dilbirliği ve Kore Savaşı’nda ölümden kurtardığı kızı Ayla (Kim Eunja) ile çocukluğunu canlandıran Koreli minik oyuncu Kim Seol’ün ailesiyle katıldığı geceye yoğun ilgi gösterildi. Muhteşem galada izdiham yaşandı, tüm salon filmi kahkaha ve gözyaşları içerisinde izledi.

Gösterim öncesi Yapımcı Mustafa Uslu, İsmail Hacıoğlu ve geleneksel Kore kıyafetleriyle geceye katılan Kim Seol sahneye çıkarak seyircileri selamladı. Ardından Sertab Erener’in vokalde olduğu yepyeni grup Oceans of Noise’un Ayla için bestelediği ve filmle aynı ismi taşıyan şarkının klibiyle başlayan gecede film gösterimi sonrasında Astsubay Süleyman Dilbirliği, manevi kızı Kim Eunja ile birlikte yönetmen Can Ulkay ve tüm ekip sahneye çıkarken salonda bulunanlar uzun süre alkışladı.

Baba ve kız hayat hikayelerini el ele izlediler

Savaşın en acılı halini evrensel ve zamansız bir sevgi diline dönüştüren Ayla filmi, hepimizin sıkça duyduğu ama detaylarını bilmediğimiz Kore Savaşı’na çok farklı bir açıdan mercek tutuyor. 1950 yılında Kore’ye giden binlerce Türk askerinden birisi olan Astsubay Süleyman Dilbirliği ve soğukta, donmak üzere bulup ölümden kurtardığı Koreli minik bir çocuğun sevgi ve bağlılığını anlatan Ayla’nın kahramanları hala hayatta. Adlarını tarihe altın harflerle yazdıran bu iki kahramanın yarım yüzyıldan fazla süren ayrılık ve hasret hikayesi mutlu sona ulaştı ve birbirlerini 60 yıl sonra bulmaları önce bir belgesele ardından Ayla filmine esin kaynağı oldu. Baba ve kız bu kez ilk kez Ayla filminin galasında hayatlarını anlatan bu özel yapıtı yan yana, el ele izlediler.

Ayla, 27 Ekim’de sinemalarda

Film, 27 Ekim Cuma günü Türkiye sinemalarında gösterime girerken, Seul’de aynı gün gala yapacak. Savaşın gölgesinde filizlenen koşulsuz sevgi ve bağlılık öyküsü bu kez doğup büyüdüğü topraklarda Güney Kore’de, o savaşın izlerini hala taşıyan, o acıları yaşayan insanların ülkesinde anlatılacak. Ayla’nın uluslararası yolculuğu Kasım ve Aralık ayında da devam edecek. 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bolu Bolu’da 7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi düzenlendi Bolu’da "7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi" düzenlendi. Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Fatma Deniz Sayıner modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgileri katılımcılara aktardı. Bolu Koru Otel’de geleneksel hale gelen Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi’nin 7’ncisi düzenlendi. Kongre’nin oluşturulmasında büyük payda sahibi olan Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Deniz Sayıner’in öncülüğünde bir araya gelen doğum hekimlerinin yanı sıra perinatoloji uzmanları, ebeler, hemşireler, yenidoğan hekimleri ve doğuma katkı sağlayan birçok branş uzmanı da kongrede yerini aldı. Kongrede Türkiye’de ve dünyada modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgiler, araştırma sonuçları ve deneyimlerin paylaşıldığı bilimsel oturumlar yapıldı. 3 gün sürecek olan kongrede, doğuma yönelik kurslar ve bilgilendirme toplantıları yapılacak. “Doğum konusu birçok konuya göre az ilgi görüyor” Türkiye’de sadece doğumun ele alındığı en büyük bilimsel toplantı olma özelliğini taşıyan 7. Uluslararası Bolu Koru Gebelik, Doğum ve Lohusalık Kongresi’nin başkanlığını yürüten Prof. Dr. Aydan Biri, “Bu 7’ncisi olmakla birlikte en çok heyecan duyduğum kongre oldu. Her geçen yıl birbirini tekrar etmemek adına zaten çok geniş ve sonsuz olan bu kongrede bir kez daha sizinle olmaktan çok büyük keyif duyuyorum. Konumuz doğum ve içerisinde çok fazla bileşen var. Doğumsal birleşim ya da bir bebeği ilgilendiren bir süreç, toplumun esası temeli ve koruyucu sağlık bakımı. Kongrede çok fazla insanı bir araya getiriyoruz. Ama çok da zor oluyor bu kongreler. Daha önce de söylediğim bir şey var ana işimiz olan doğum, özellikle kadın doğum hekimlerinin polikliniklerinin yüzde 80’i doğum, ancak buna rağmen birçok konuya göre çok daha az ilgi görüyor. Bu yıl ben çok çünkü bu konu doğrultusunda doktor arkadaşlarımızın da ana konumuzun doğum olduğuna dair inancı arttı. Her ne kadar hala akademisyen arkadaşlarımızın ‘Doğum da moda oldu’ demesine rağmen mesleğe bakışımızın çarptırıldığı bir dönemdeyiz” dedi. “Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez” Bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelere ihtiyaç olduğunu söyleyen Prof. Dr. Deniz Sayıner, “Eğitim bizim vazgeçilmezimiz olmalı. Çünkü en büyük güç bilgi gücüdür. Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez. Hiçbir silah, hiçbir teknoloji bilginin karşısında duramaz. O nedenle sürekli bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelerin yetişmesine ve ebelere ihtiyaç duyduğumuzu söylemem lazım. Ve tabii ki böyle bir ebeliği dizayn etmek için de birlik olmaya ihtiyaç vardır. Kurucu üyelerinden biri olmaktan onur duyduğum, gerçekten birlikte yürümekten gurur duyduğum yol arkadaşlarımın olduğu Anadolu Ebeler Derneği. Bu dernekle birlikte örgütlenmek, mesleğine sahip çıkmak mesleki örgütün içinde olmak son derece önemli” diye konuştu.