POLİTİKA - 08 Şubat 2016 Pazartesi 20:42

Türkiye’nin Suriye’de bir operasyon hazırlığı var mı?

A
A
A
Türkiye’nin Suriye’de bir operasyon hazırlığı var mı?

Türkiye’nin Suriye’de bir operasyon hazırlığı içinde olup olmadığı sorulan Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş, “Her hangi bir saldırıya karşı Türkiye her zaman tedbirlidir, teyakkuzdadır ve bunun gerektirdiği her türlü hazırlığı da yapar” yanıtı verdi.

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş, Şırnak'ın İdil ilçesinde öğretmenlere SMS ile seminer çağrısında bulunulması ve İdil'de bir operasyon hazırlığı olup olmadığına ilişkin, "Bazı hareketliklerin olduğu, yasa dışı işlerin takip edildiği ve tespit edildiği yerlerde bu operasyonlar yapılacağı biliniyor. Milli Eğitim Bakanlığımız da İdil'den öğretmenleri çok farklı yerlerden, Malatya'dan Muğla'ya kadar öğretmenlerimizi meslek içi eğitim dolayısıyla göreve çağırdı" dedi. 

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş, Bakanlar Kurulu'nun gündemine ilişkin basın toplantısı düzenledi. Toplantıda Suriye'de yaşanan gelişmelerle ilgili olarak Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar, MİT Müsteşarı Hakan Fidan ve AFAD Başkanı Fuat Oktay'ın hükümet üyelerini bilgilendirdiğini belirten Kurtulmuş, "Bütün gelişmeler detaylarıyla ele alınmış oldu. Türkiye'nin sınırına yakın bölgelerde son bir hafta içinde son derece ciddi olaylar gelişmektedir. Türkmendağı, Azez Cerablus'ta yaşanan gelişmeler ve muhtemelen daha sonra Rakka'da yaşanacak gelişmeler de Türkiye'yi ilgilendirecektir. Halep'in kuzeyinde ve kenar semtlerinde olan gelişmeler de Türkiye'yi yakından ilgilendiriyor. Özellikle Ruslar'ın Eylül sonu itibarıyla savaşa fiilen müdahil olması, Rus savaş uçaklarının bombardımanları altında sivil yerleşim yerlerinin de hedef alınması ve bunun sonucu olarak kuzey ve kuzeybatı Suriye'de ciddi gelişmeler yaşandığını biliyoruz. Rus uçaklarının havadan vermiş olduğu destekler, 6 bin 200 sortinin yaklaşık yüzde 85'i sivil mevzilere yapılmış, sadece yüzde 15'lik kısmı DAEŞ hedeflerine yapılmış. Bir taraftan Rus uçaklarının bombardımanları, rejimin karadan saldırıları ile Lazkiye, Halep, İdlip'teki ciddi şekilde sahadaki gelişmeler izlenmiş. 65 bin kişinin Türkiye'ye, 135 bin kişinin Suriye içerisindeki bu bölgelerdeki gelişmelerden etkilenerek yaklaşık 200 bin kişinin Türkiye'ye göç ettiğini görüyoruz. Ayrıca Azez, Cerablus arasındaki bölgede ise 770 bini Sünni, Arap, 135'i Türkmen olmak üzere yaklaşık 960 binlik nüfus var. Bu nüfus her an göç dalgası oluşturmaya ciddi şekilde muhatap olan kitledir" ifadelerini kullandı.

Kurtulmuş, konuşmasını şöyle sürdürdü: 

"Buradaki askeri gelişmeler, sivil vatandaşların hareketliliğini ve buradaki askeri gelişmeleri yakından takip ediyoruz. Türkiye teyakkuz içerisinde, bu gelişmeleri yakınen değerlendiriyor. Buradan Türkiye'nin ulusal güvenliği başta olmak üzere Türkiye'nin sınırları ve egemenliğinin korunması olmak üzere mülteciler de dahil bütün konularla yakından ilgilenmek üzere bu konuda Türkiye ciddi hassasiyet gösteriyor. Yakın dönemde bu bölgelerde olabilecek en kötü senaryo da, 600 bine yakın yeni bir mülteci dalgasının Türkiye sınırlarına gelmesinin muhtemel olduğu bilinmektedir. AFAD'ın organize ettiği kamplarda ve diğer sivil kamplarda 77 bin kişi ikame etmektedir. 5 bin 600 Suriyeliyi de son bir hafta içinde Türkiye sınırları içine almış olduk. Öncelikli hedefimiz, bu göç dalgalarını Türkiye sınırının dışında ağırlamak, verilecek olan hizmetlerin tamamını oradan vermek, STK'ların hizmetlerinin sürdürülmesini sağlamak. Buradan gelecek insanları Suriye sınırının dışarısında ağırlamak öncelikli hedefimiz olacaktır."

Cenevre görüşmelerindeki gelişmelerin Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu tarafından aktarıldığını anlatan Kurtulmuş, "Cenevre görüşmelerinde Türkiye, PYD'nin masada oturmasını, Cenevre görüşmelerinin bir tarafı olmasını yapmış olduğu diplomatik girişimler sonucu engellemiştir. Bu, Türkiye açısından önemli bir adımdır. Türkiye, başından itibaren ılımlı muhaliflerin Cenevre görüşmelerinde yer almasını Türkiye telkin etmiştir. Rejim ve Rusya'nın yapmış olduğu saldırıların bitirilmesini muhalifler sonlandırılmasını talep etmişlerdir. Ümit ederiz ki görüşmeler belli noktaya gelir" şeklinde konuştu.

TERÖRLE MÜCADELE SONRASINDA ORTAYA ÇIKAN SÜRECİN İYİLEŞTİRİLMESİ İLE İLGİLİ EYLEM PLANI
Kurtulmuş, "Geçtiğimiz haftalarda da gündeme gelen 6 Ocak'tan itibaren resmi olarak Bakanlar Kurulu'nda ilgili bakanlıklar arasında koordinasyonla sürdürülen terörle mücadele sonrasında ortaya çıkan sürecin iyileştirilmesi, rehabilite edilmesiyle ilgili eylem planıdır. Mardin'de kardeşlik buluşmaları adı altında yaptığımız toplantıda Sayın Başbakanımız bu eylem planının ana hatlarını belirledi. Bu eylem planı, bütünüyle bitirilmiş ve bu budur, bundan başka bir şey yapılamaz' diyebilecek bir şey değildir, dinamik bir süreçtir. İnsanlar sürece katıldıkça, ihtiyaçlar değiştikçe, değişen ihtiyaçlar ortaya çıktıkça bütün bunları değerlendireceğiz. Son derece dinamik bir süreç yönetimiyle, ilgili bakan arkadaşlarımızla, Doğu ve Güneydoğu'daki illerimizde vakit geçirerek, oradaki sorunları yerinde görerek, o bölgedeki faaliyetlere nezaret ederek bu süreci tamamlayacağız" dedi.

"BU SÜREÇ BİR İHYA VE İNŞA SÜRECİDİR"
Bu sürecin bir ihya ve inşa süreci olacağına dikkati çeken Kurtulmuş, "İhyadan kasıt insanların bu süreçte gönüllerinin, ruhlarının bir an evvel ihya edilmesidir. Geçtiğimiz günlerde Diyarbakır'dan gelen bir hanımefendinin, STK temsilcisinin yapmış olduğu yardımlar konusundaki hatırası hepimizi etkiledi. Şunu söyledi, 'Bu süreçte psikososyal destek verdiklerimizle konuşuyorduk, bir eve gittiğimizde evin hanımı şunu söyledi; 'Çocuklar endişe duydukları için halının dışına adım atmıyorlar'. Günlerdir çatışma ortamının çıkardığı bombalama sesleriyle çocukların psikolojisi bozulmuş ki. Orada insanlarımızın gönüllerinin, zihinlerinin yeniden ihya edilmesi zorunluluğu vardır. Silopi'de terör bitti, Silopi'den başlayarak insanlarımız gönüllerinin ve zihinlerinin ihya edilmesi süreci başlayacaktır" diye konuştu.

"HER HAFTA KONUYU DEĞERLENDİRECEĞİZ"
Aynı zamanda inşa sürecinin de zorunlu olduğunu belirten Kurtulmuş, "Şehirlerin de kendi ruhlarıyla yeniden inşa edilmesi, canım şehirlerin yeniden ayağa kaldırılması hükümetimizin eylem planının öncelikli hedefleridir. Hangi bakanlıklarımızın hangi adımı atacağı bellidir. Koordinasyon çalışmalarını yaparak konuyu takip edeceğiz. Bundan sonra her hafta benim başkanlığımda bakan arkadaşlarımızla konuyu değerlendireceğiz. Bu çalışmayla ümit ediyorum ki bölgemiz en kısa zamanda ihya ve inşa edilecektir. İnsanlarımız, esenlik ve huzur içinde normal hayatlarına devam edeceklerdir. Bu eylem planının uygulanmasında kamu kurum ve kuruşları diğer tarafta toplumda söz sahibi olan herkesi söz söylemeye davet ediyoruz. Kanaat önderleri, STK'ların bu süreçte önemli katkıları olacaktır. Siyasetin, terörü reddeden sivil aktör olarak bütün siyasi partilerin de bölgede aktif olmasını, halkın beklediği çözümlere yardımcı olmasını temenni ediyoruz. Sadece burada Ankara'da oturarak değil, bölgeyi yakınen takip ederek bu süreci yaşayacağız. En kısa zamanda bölgede yaşananlar dolayısıyla yeniden ihya ve inşayı sağlayacağız" ifadelerini kullandı.

YEREL YÖNETİMLERİN YETKİ ALANLARININ GENİŞLETİLMESİ
Kurtulmuş, açıklamaları sonrası gazetecilerin sorularını cevapladı. Bir gazetecinin master plan kapsamında yerel yönetimlerin yetki alanlarının genişletilmesine ilişkin sorusuna Kurtulmuş, "Yerel yönetimlerle ilgili çalışmalar yapıldı, bu anlamda Büyükşehir Yasası ile birlikte yerel yönetimlerin özellikle büyükşehirlerde yetkileri artırıldı. Biz, yerel yönetimlerin yetkilerinin artırılmasının yanındayız ama yerel yönetimlerin vazifesi de halkın hizmetlerini yapmaktır. Eğer belediyeler halka hizmet yerine teröre destek vermek için ellerindeki bütün imkanları mobilize ediyorsa terörle mücadele kapsamında bunlara mani olunacaktır. Hukuk dışına çıkmış belediyelerle ilgili bütün uygulamalar yapılacak, kim hukukun dışına çıkarak teröre destek vermişse onlardan hesap sorulacaktır" karşılığını verdi.

Şırnak'ın İdil ilçesinde öğretmenlere SMS ile seminer çağrısında bulunulması ve İdil'de bir operasyon hazırlığı olup olmadığının sorulması üzerine Kurtulmuş, "Bu muhtemel operasyonların nerelerde olacağı zaten çok önceden belli. Bazı hareketliklerin olduğu, yasa dışı işlerin takip edildiği ve tespit edildiği yerlerde bu operasyonlar yapılacağı biliniyor. Milli Eğitim Bakanlığımız da İdil'den öğretmenleri, çok farklı yerlerden, Malatya'dan Muğla'ya kadar öğretmenlerimizi meslek içi eğitim dolayısıyla göreve çağırdı" şeklinde konuştu.
Başka bir gazetecinin Suriye'deki gelişmelere ilişkin sorusu üzerine Kurtulmuş, "Biz, Türkiye olarak Suriye'nin toprak bütünlüğünden yanayız. Suriye'nin bölünüp parçalanmasına ne gönlümüz razı olur ne de siyasetimiz böyle bir şeyin olmasına cevazeder. Türkiye, 911 kilometre sınırı olan Suriye'de bütün toplumsal kesimlerle dosttur, akrabadır. Biz, buradaki bütün toplumsal kesimlerle ilgileniriz. Türkiye'nin güvenliğini zedeleyecek olan saldırı ihtimaline karşı Türkiye her zaman tedbirlidir, teyakkuz halindedir, gereğini yapar. Hiçbir kimsenin toprağının bölünmeden, parçalanmasından yana değiliz. Görüşümüzü samimi olarak ortaya koyuyoruz" dedi.  

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir İzmir’de lise öğrencileri yemek yarışmasında hünerlerini sergiledi İzmir’de Milli Eğitim Bakanlığı tarafından düzenlenen MEB Gastronomi Festivali ve Yemek Yarışması’nda, yöresel lezzetler sergilendi. Ege Bölgesi’nde bulunan 33 liseden yaklaşık 100 öğrencinin katıldığı yarışmada, öğrenciler finallere kalabilmek için kıyasıya yarıştı. Milli Eğitim Bakanlığı Mesleki ve Teknik Eğitim Genel Müdürlüğü koordinesinde organize edilen ve Konak Nevvar Salih İşgören Eğitim Kampüsü-5 Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nde gerçekleştirilen yarışmaya, İzmir’de ve Ege Bölgesi’nin çeşitli illerinde bulunan toplam 33 liseden yaklaşık 100’e yakın öğrenci, yaptıkları yöresel lezzetlerle katıldı. Usta ve şeflerden oluşan jüri tarafından yapılan değerlendirme sonrası dereceye giren ekiplere ödülleri verildi. “Öğrenciler aşçılıklarını konuşturuyor” İl Milli Eğitim Müdürü Dr. Ömer Yahşi, gastronomi alanında Milli Eğitim Bakanlığı’nın aşçı, barista, garson gibi istihdama yönelik güzel çalışmaları sonuna kadar desteklediğini belirterek, “Ege Bölgesi’nde, Manisa’dan, İzmir’den çok kıymetli öğrencilerimiz kendi marifetlerini ortaya koyarak aşçılıklarını konuşturuyorlar. Ben gerçekten çok etkilendim. Harika, çok orijinal yemekleri yapıyorlar. Çok da başarılı bir şekilde yapıyorlar. Ustaca duruşları var. Öğretmenlerinin katkılarından dolayı özgüvene sahip. Damak zevki de muhteşem olan güzel çalışmalara imza atıyorlar. Yöresel yemekler yapıyorlar. Tire’den, Bergama’dan yaptıklarını söylüyorlar. Çocuklarımız gelecekte, dışarıdan yemek yemek isteyen, gastronomiye önem veren, damak zevkini çok önemli önemseyen İzmirlileri Ege Bölgesi’ne, Türkiye’deki insanlara hitap edecek aşçıları yetiştiriyor” diye konuştu. “Türk mutfağını çok daha güzel günler bekliyor” Yarışmada jüri olarak bulunan ve öğrencilerin yaptığı yemekleri oldukça başarılı bulduğunu değerlendiren Dr. Öğretim Üyesi Emrah Köksal Zengin, “11 okulumuzun ana yemekleri ve çorbaları geldi. Tatlılar da gelecek. Biz de mümkün olduğunca en hassas haliyle değerlendirmeye çalışıyoruz ki çok emek var. Herhangi bir haksızlık olmasın. Tartışıyoruz, reçetelere bakıyoruz. Fakat inanılmaz bir yeni nesil geliyor. Gençlerimiz muhteşem. İnşallah Türk mutfağını çok daha güzel ve iyi günler bekliyor. Bizim işimiz zor. En başarılısını bulmak çok zor. Gençlerden çok umutluyuz. Gelecek emin ellere emanet” ifadelerine yer verdi. Aşçı başı Mümin Dürüstlü ise öğrencilerin mesleği severek yaptıklarını, öğrencilerden görsele ve yöresele uyumalarını istediklerini belirtti. 4 gündür farklı illerde çeşitli yemekler yediklerini aktaran Dürüstlü, İzmir’de de güzel yemeklerin yapıldığını ifade ederek öğrencilere başarılar diledi. Etkinlikte yarışmacı olarak yer alan ve ekip arkadaşlarıyla birlikte çorba, tatlı ve ana yemek çıkardıklarını söyleyen öğrenci Sude Nur Çelik, “Ekip arkadaşlarımla birlikte ortaklaşa yaparak yarıştık. Gerçekten çok stresliydi. Çorba, tatlı ve yemeklerimiz farklı dakikalarda çıkacaktı. Biz bunu son dakika yaparken öğrendik. Ben mesela çorbamı yetiştiremedim. Bu konuda bayağı sıkıntı yaşadık ama herkesten önce sonunda yetiştirdik” cümlelerini aktardı. “Dünya mutfağında ilerlemek istiyorum” Gastronomi alanının önünün açık olduğuna dikkat çeken Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü: “Üniversite okunmasa bile gerçekten çok güzel yerlere gelinebiliyor. Yurt dışından ilerlemeyi gerçekten çok isterim. Özellikle dünya mutfağından. Genelde tatlı üzerinden gitmeyi tercih ediyorum. Çünkü o konularda biraz daha iyiyim.” “Tava yemeklerinde ilerlemeyi düşünüyorum” Yarışmada yaptığı tatlının içeriğinden bahseden Öğrenci Nihat Çelikok da “İçi dolgulu lokma yaptık. Altında böğürten ve ahududulu bir sos yaptık. İçinde şeker var, üstünü de nane ile süsleyeceğiz. Yarışma heyecanlı, yemeği yetiştirdim. İleride yurt dışına açılmak istiyorum. Ben genelde tava yemeklerinde ilerlemeyi düşünüyorum” diye konuştu.
Giresun Soyguncuları çantadaki fotoğraf ele vermiş Giresun’un Bulancak ilçesinde dün bir kuyumcu dükkanına pompalı tüfekle girerek 4,5 kilogram altını alıp kaçan soyguncuları geride bıraktıkları çantadan çıkan fotoğrafın yakalattığı ortaya çıktı. İlçenin Bulancak Mahallesi Şemsettin Caddesi’nde dün saat 11.00 sıralarında yaşanan silahlı kuyumcu soygununda silahlı soyguncuları ele veren detaylar ortaya çıkmaya başladı. Olay sırasında soyguncularla arbede yaşayan kuyumcu Erdoğan Gündoğdu araç içerisinden aldığı çantadan çıkan fotoğrafın izini süren polisin kısa sürede çalınan altınlarla beraber 3 şüpheliyi ele geçirdiği belirlendi. Soyguncuları fotoğraf ele verdi Kuyumcu dükkanı soygunu ile ilgili yaşananları anlatan Kuyumcu Erdoğan Gündoğdu, “Ben soygun sırasında dışarda çay ocağındaydım. Dükkanımdaki silah seslerini duyunca hemen olay yerine geldim. İçerde çalışan elemanı etkisiz hale getirmişlerdi. Ben de içeri girmek istedim ancak arkadaşlarım beni silahlı oldukları için bırakmadılar. O sırada altınları alıp kaçan hırsızlar araca binerlerken peşlerinden koştum. Arbede yaşandı ve tam o sırada araçta elime geçen bir çantayı aldım. Çantaya baktığımda içinden bir fotoğraf çıktı ve polislerde o fotoğrafın izini sürerek hırsızları yakaladı. Fotoğraf soygunculardan birine aitmiş” dedi. Çalınan altınların eksiksiz olarak olarak kendisine teslim edildiğini de ifade eden Gündoğdu, “Emniyet ve jandarma ekipleri kısa sürede yakaladılar. Hırsızların sakladıkları altınları da eksiksiz olarak getiriler. Yaklaşık 7.5 milyon lira değerinde 3 kilo bilezik, 300 gram 14 ayar zincir grubu vardı. Altınlarımı teslim aldık. Emniyet güçlerimize, jandarmamıza ve özellikle bizimle ilgilenen valimize teşekkür ederim” diye konuştu. Silahla ateş ettiler mermiler başımın üstünden geçti Soyguncuların etkisiz hale getirdiği kuyumcu çalışanı Abdullah Bay ise “İçerdeydim bir anda içeri girerek bana ’Ellerin kaldır’ dediler. Ben ise soyguncu olduklarını anlayınca refleksle tezgahın altındaki silaha eğildim o anda bana ateş açtılar. Ben eğildiğim için mermiler başımın üzerinden geçti. Zaten hedefleri müdahale edeni vurmakmış. Bana elimi başımın üzerine koyup köşeye geçmemi istediler. Biri de kapıda gözcülük yapıp altınları alıyordu” şeklinde konuştu. Aracı durdurmak için çalıntı taksinin arka lastiğini bıçakla kesti Silahlı soyguncuların bindikleri aracın lastiğini bıçaklayarak bölgeden uzaklaşmasını engelleyen Taner Karbaş da, “Ben de çay ocağında çay içiyordum. O sırada silah sesi duyunca herkes silah sesinin geldiği yöne doğru gitmeye başladı. Ben de gittim bir baktım. Araca binmiş gidiyorlar. O anda ilk aklıma gelen aracın lastiğini patlatmaktı. Silah olsa ateş ederdim ama silah olmayınca o anda elime geçirdiğim bir bıçakla hemen lastiği kestim. Lastiği kesmem işe yaramış olmalı ki çok uzağa gidememişler. En fazla 3 kilometre sonra park etmek zorunda kalmışlar. Gizledikleri başka bir araç yardımıyla kaçmaya çalışmışlar. Taksinin şoförü ise elleri, ayakları bağlanmış ve ağzı bantlanmış halde bulundu” ifadelerini kullandı. Öte yandan, kuyumcu dükkanına kar maskeli ve pompalı tüfekle giren soyguncular E.B., S.C. ve S.T.’nin emniyetteki ifadelerinin ardından bugün Giresun Adliyesi’ne çıkartılmaları bekleniyor.
Gaziantep Şahinbey’de 10 milyon fide dağıtımı başladı Şahinbey Belediyesi tarımsal üretimin ve verimin artırılması için verdiği destekleri sürdürerek 10 milyon adet domates, biber, patlıcan, salatalık, kavun ve karpuz fidesi dağıtımı gerçekleştirdi. Gaziantep’in Şahinbey ilçesinde, çiftçilere destek sağlamak amacıyla Kapacağız Mahallesi’nde fide dağıtımına başlandı. Şahinbey Belediyesi tarafından organize edilen bu etkinlikte, bölge çiftçilerine toplamda 10 milyon fide dağıtılacak. Programın ilk gününde, çiftçiler fideleri almak için büyük bir ilgi gösterdi. Dağıtımın birkaç gün süreceği ve tüm çiftçilere ulaşılması hedeflendiği açıklandı. “Çiftçimize en iyi tohumu, en iyi gübreyi temin ediyoruz” Çiftçilere verdiği desteği arttırarak devam ettireceğini söyleyen Başkan Tahmazoğlu, “7 yıldan beri aralıksız bir şekilde çiftçimizin ihtiyacı olan arpa, buğday, yem, gübre, arılı kovan desteği, zeytin fidanı, fıstık fidanı, canlı hayvan desteği, süt sağma makinası, meraların gübrelenmesi ve arazi yollarının yapılması gibi birçok destek de bulunduk. Çiftçimizde ekili alanlarımızı 4 kat arttırarak ve çifti sayımızı yüzde yüz arttırarak buna cevap verdi. Çiftçimiz kazanıyor. Çiftçimize en iyi tohumu, en iyi gübreyi temin ediyoruz. Şu ana kadar belediyemizin sağladığı destek 1 milyar liraya ulaşmış oldu. Bu çok önemli bir destek. Bu kadar destek veren Türkiye’de başka bir şehir yok. Şahinbey’in çiftçisi çok şanslı. Domates, biber, patlıcan, salatalık, kavun ve karpuz fidelerimiz çok kaliteli. Bölgemize uygun özel olarak ürettirdik. İnşallah bu üretimde sadece Gaziantep’in değil Güneydoğu Anadolu’nun desteğini karşılamış oluyoruz. Çiftçimiz bundan gerçekten büyük kazanç elde ediyor. Dağıttığımız ürünler en az 15 kat fazla destek olacak” dedi. “Aracıyı ortadan kaldırdığımız zaman hem çiftçi kazanacak hem de tüketici kazanacak” Yeni projesi ile ilgili konuşan Tahmazoğlu, “Üreticiyle tüketiciyi buluşturmak istiyoruz. Bu konuda bazı engeller var önümüzde ama biz onları da aşacağız. Ben şunu planlıyorum. Tarladan direk çiftçimizden alıp pazarda kendi pazarcılarımız aracılığıyla direkt tüketiciye satmayı planlıyoruz. Aracıyı ortadan kaldırdığımız zaman hem çiftçi kazanacak hem de tüketici kazanacak. Şu an bu proje üzerinde çalışıyoruz. Bizim şu anda koyun keçi birliğiyle yaptığımız şehirde birçok mağazamız var. Orada çiftçimizin sütünü, yoğurdunu, kaymağını direkt doğrudan alıp satışını yapıyoruz. Meyve sebzede inşallah bunu gerçekleştireceğiz” ifadelerini kullandı. “Fırat’ın suyunu Gaziantep’e getirmemiz şart” Fırat’ın suyunun Şahinbey’e getirme projesiyle ilgili bilgi veren Tahmazoğlu,“Fırat’ın suyuyla alakalı olarak kendime yakışanı yapıyorum. 2 gün önce Ankara’daydım. Bu konuyla ilgili bazı görüşmeler yaptım. Tarım bakanımızdan da randevu istedik. İnşallah vekillerimiz ve bakanlarımızla görüşmeleri yapıyoruz. Dünya kuraklığa doğru gidiyor. Bu kadar emek veriliyor. Yağış olmadığı zaman hepsi boşa gidiyor. Boşa gitmemesi için geleceğimiz için Fırat’ın suyunu Gaziantep’e getirmemiz şart. Ben buna inandığım için bunun arkasında durmaya devam edeceğim” diye konuştu.
İstanbul Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: “21’inci Yüzyıl Afrika ve Türkiye yüzyılı olacaktır” Türkiye-Tanzanya İş Forumu’nda konuşan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, “Tanzanya ile 2003 yılında yaklaşık 11 milyon dolar olan ikili ticaret hacmimiz, 2023 yılında 350 milyon dolar seviyesine yaklaşmıştır. Hedefimiz ise 1 milyar dolar olarak belirlendi. 21’inci Yüzyıl Afrika ve Türkiye yüzyılı olacaktır” dedi. Türkiye Tanzanya İş Forumu Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Ticaret Bakanı Ömer Bolat, Tanzanya Birleşik Cumhuriyeti Devlet Başkanı Samia Suluhu Hassan’ın katılımı ile gerçekleşti. Toplantıda Türkiye ve Tanzanya arasında yapılacak olan ticari ilişkiler hakkında açıklamalarda bulunan Yılmaz, “Afrika kıtası ile 2003 yılında 5,4 milyar dolar olan ticaret hacmimiz 2023 yılında 37 milyar dolara ulaşmıştır. Bu dönem zarfında ihracatımız 2,1 milyar dolardan 22 milyar dolara; ithalatımız ise 3,3 milyar dolardan 15 milyar dolara ulaşmıştır. Tanzanya’dan ülkemize Cumhurbaşkanı düzeyinde 14 yıl sonra yapılan bu ilk ziyaretin hayırlara vesile olmasını diliyorum. Tanzanya ile 2003 yılında yaklaşık 11 milyon dolar olan ikili ticaret hacmimiz, 2023 yılında 346 milyon dolar olarak gerçekleşmiştir” dedi. “21’inci Yüzyıl Afrika ve Türkiye yüzyılı olacaktır” Türkiye, Afrika kıtasının her alanda gelişmesine ve ilerlemesine katkıda bulunmaya devam ettiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, “Afrika kıtası ile 2003 yılında 5,4 milyar dolar olan ticaret hacmimiz 2023 yılında 37 milyar dolara ulaşmıştır. Bu dönem zarfında ihracatımız 2,1 milyar dolardan 22 milyar dolara; ithalatımız ise 3,3 milyar dolardan 15 milyar dolara ulaşmıştır. Tanzanya’dan ülkemize Cumhurbaşkanı düzeyinde 14 yıl sonra yapılan bu ilk ziyaretin hayırlara vesile olmasını diliyorum. Tanzanya ile 2003 yılında yaklaşık 11 milyon dolar olan ikili ticaret hacmimiz, 2023 yılında 346 milyon dolar olarak gerçekleşmiştir. Türk müteahhitleri günümüze kadar Tanzanya’da 6,4 milyar dolar değerinde 14 adet proje üstlenmiştir. İyileşen yatırım ortamı ve olası iş birliği fırsatları, Türk firmalarının Tanzanya’ya olan ilgisini artırmaktadır. Ticaret hacmimizi ilk etapta 1 milyar dolar seviyesine çıkarmayı hedefliyoruz. 21’inci Yüzyıl Afrika ve Türkiye yüzyılı olacaktır. Yaşlanmadan zenginleşmek lazım. Bazı kıtaların bazı ülkelerin Avrupa gibi yaşlandığını görüyoruz. Yaşlanmadan zenginleşmek lazım. Bunu da Afrika’nın başaracağına inanıyorum. Tanzanya ekonomisi geçen yıl yüzde 6 büyüdü. Türkiye olarak biz de geçen yıl yüzde 4,5 büyüdük. Dünya ise 3 büyüdü” şeklinde konuştu. “Türkiye-Tanzanya ikili ticari, ilişkilerinde ulaşılan rakamların aşılacağına inanıyorum” Ülkemiz firmalarının Tanzanya’da üstlendiği büyük çaplı projelerin gelecek vadetmekte ve örnek olmakta olduğunu belirten Yılmaz, “Özellikle Türk inşaat sektörü açısından özellikle konut, alışveriş merkezleri, kongre ve konferans merkezleri ile yol ve köprü inşasına yönelik iş imkânları olduğunu biliyoruz. Bu doğrultuda iş insanlarının aralarında kuracakları yeni bağlantılar önemlidir. Dün Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın ifade ettikleri gibi; Türkiye-Tanzanya ticari ilişkilerinde potansiyelimizi tam olarak kullanmanın zamanı artık gelmiştir. Bu potansiyeli en iyi şekilde değerlendirerek, Türkiye-Tanzanya ikili ticari, ekonomik ve yatırım ilişkilerinde bugün ulaşılan rakamları önümüzdeki dönemde çok rahat bir şekilde aşacağınıza inanıyorum. Bu değerli iş forumu vesilesiyle Türk yatırımcıları Tanzanya’da yatırım yapmaya teşvik ediyorum” dedi. Toplantıya, Tanzanya Endüstri ve Ticaret Bakanı Dr. Ashatu K. Kijaji, Büyükelçi Mehmet Güllüoğlu ve Iddi Seif Bakari, Ticaret Bakan Yardımcı Mustafa Tuzcu, DEİK/Türkiye-Tanzanya İş Konseyi Başkanı Erdem Arıoğlu, Tanzanya Özel Sektör Kurumu Başkanı Angelina Ngalula ve iş dünyasının temsilcilerinin katıldı.
Muş Muşlu çiftçilere 100 ton korunga tohumu dağıtıldı Muş Tarım ve Orman Müdürlüğü tarafından başlatılan "Mera Islah ve Amenajman Projesi" çerçevesinde 150 çiftçiye yüzde 100 hibe desteğiyle 100 ton korunga tohumu dağıtıldı. “Mera Islah ve Amenajman Projesi" ile Muş’un tarım ve hayvancılık potansiyelinin artırılması ve mera alanlarının verimliliğinin yükseltilmesi hedefleniyor. Muş Şeker Üretim Fabrikası bahçesinde düzenlenen programa katılan Muş Valisi Avni Çakır, çiftçilere 100 ton korunga tohumu dağıtıklarını belirterek, "Muşluların atadan gelen en büyük mirasımız, tarımda ve hayvancılıkta başarılı olmamızdır. Tek eksiğimiz bu konuda biraz daha bilimsel çalışmalara, öğretilere dikkat edeceğiz. Gençlerimizi özellikle bu alanda teşvik edeceğiz. Çiftçiliğin ve hayvancığın dünyada en gurur duyulacak mesleklerden bir tanesi olduğunu, insanın rızkını kazandığı her mesleğin ne kadar kutsal olduğunu bir şekilde gençlerimize öğreteceğiz. Bugün yaklaşık 100 ton korunga tohumu dağıtacağız. Seneye inşallah bunu daha da arttıracağız. Bu anlamda çayır ve meralarımızın üzerindeki yükü de almamız lazım. Tarlamızda ve bahçelerimizde de bu yem bitkilerinden yetiştirerek çayır ve meralarımızı daha ekonomik, daha verimli bir şekilde kullanılmasına katkı sağlayacağız" dedi. Tarım ve Orman İl Müdürü Mehmet Gün ise ilde bitkisel ve hayvansal üretim konusunda kapasitenin yüksek olduğunu ifade ederek, "357 bin hektarlık arazimiz var. Muş’ta yıllarca gelen hem yanlış otlatma hem de bakım yapılmamasından dolayı hayvancılığımızın da kaba yem ihtiyacı ortaya çıkmaktadır. İlimize baktığımızda da özellikle son verilenlere göre 235 bin büyükbaş hayvan, 1 milyon 35 bin de küçükbaş hayvana sahibiz. Küçükbaşta 13. sıradayız, büyükbaşta ise 20. sıradayız. Yazın göçerlerde bölgemize geldiğinde hayvan varlığı iki milyona kadar çıkmakta. Meralar geleceğimizdir. Bu meralarımızın muhafazası ve bunların korunması da bize emanet. Bu meraları korumak ve yem ihtiyaçlarını karşılamak için bu projeleri geliştiriyoruz. Bu projenin özellikle ilimize ve ülke meramıza bereket getirmesini diliyorum" şeklinde konuştu. Programa, Muş Valisi Yardımcısı Tahir Yılmaz, Muş Şeker Üretim Sanayi A.Ş. Genel Müdürü Turgut Kızılkaya, kurum amirleri, şube müdürleri ve çiftçiler katıldı.