GÜNDEM - 30 Ekim 2014 Perşembe 18:37

Tuvaleti bile ocakta poşete yaptırıp attırıyorlardı

A
A
A
Tuvaleti bile ocakta poşete yaptırıp attırıyorlardı

Karaman Ermenek’teki madende mahsur kalan işçilerden kardeş olan Ali ve Kerim Haznedar’ın eniştesi Mehmet Tuncer, iki buçuk yıl önce aynı maden ocağında göçükte kalarak felç geçirdiğini söyledi.

İki buçuk yıl önce aynı maden ocağında göçük altında kalarak felç geçiren Mehmet Tuncer, "Ocağın şartlarını bana sorsan ben derim ki, oraya gideceğine burada en zor işi ondan hafif görüyorum. Oraya gittiğin zaman Allah’ın ecriyle çalışıyorsun. Buradaki gibi olsan orada çalışamazsın. Elin kolun kalkmaz. Orada ekmek davası var ya, her zorlu şartta adama o zorluğun içinde yine de helal olarak kazandığın için çok helal rızık. Terliyorum ben, üzerine atlet giyerdim af edersin, üç sefer, 5 sefer böle atleti terden sıktığımı bilirim. 2-3 sefer elbiseyi değiştiğimi bilirim. Çizme su dolar, üstünden akar, o biçim zor” dedi.

"AYNI OCAKTA GÖÇÜK ALTINDA KALARAK FELÇ GEÇİRDİM"

Aynı ocakta 2,5 yıl önce göçük altında kaldığını ve felç geçirdiğini, belden aşağısının tutmadığını belirten Mehmet Tuncer, “Şimdi ben iş kazası geçirdim, orada göçük oldu. 2 yıl 3 ay önce oldu. İş girişindeydi zaten, Ramazan günüydü. İşçi işi 1 saat falan erken bırakmıştı. O ara boşlukta haliyle tavan boşluk yapmış, yani salmış diyelim. Kömürünü almışlar, diğeri açıktı. Tahkimat yapılması gerekiyordu. Onu yapmadan da ileriye gidemiyorsun. Mutlaka tahkimatını yapmalısın. Tahkimat esnasında 3-5 dakika sonra, yanımdaki arkadaşlar geride ben ilerideydim. O esnada bir çatırtı patırtı olmadın sadece hatırladığım taşın altından arkadaşların beni çıkardığı. Üstüme tavan çökmüştü. Davrandım ama şimdi belimden aşağısı tutmuyor. Belim kırıldı yani” şeklinde konuştu.

"BURADA ÇOK BÜYÜK BİR İHMAL VAR"

Mehmet Tuncer, maden ocağında büyük bir ihmal olduğunu belirterek, “Af edersin dilen, dilenmek iyi bir şey değil ama en zor iş yap ama orası çok farklı bir şey. Yıllardır orada, 10-20 sene önce çalışılmış burada. Çalışılmış ama oralarda çalışmayan yerlerden kömür alıyor bunlar. Şimdi o önceki çalışılan yerler hep su dolu. Bir sızıntı birike birike ne yapacak, dolacak orası. Yanına yaklaştığın zamanda ne yapacak, su devamlı yüzeye çıkmak istediği için gevşek bulduğu tarafa salacak mutlaka. Bu hemen 3-5 aylık, 1 senelik mesele değil yani. Çok büyük bir ihmal var. Bunun ihmali göz göre göre suyun altına gidiyorsun” şeklinde konuştu.

"BUNLAR BENİM EVLATLARIM GİBİYDİ"

Tuncer, maden ocağında mahsur kalan kayınbiraderlerinin evlatları gibi olduğunu belirterek, “Bu ikisi benim hanımımın küçükleri. Kayın değil de yani bir evlat nasıl olur öyle. Benim yanımda büyüdüler. 10 yaşından beri benim yanım dalardı. Aynı zamanda hem akrabam hem de kayınlarım. Onlar benim için o biçim farklıydı. Benim açımdan yapılması gereken ne varsa hepsini, tüm işlerimi onlar yapıyordu” dedi.

"TUVALETİ BİLE OCAKTA POŞETE YAPTIRIP ATTIRIYORLARDI"

Tuncer, “Şimdi bizim zamanımızda yeni yemekleri içeride yedirmeye başlamışlardı. Taban uzak diye, yarım saat geçer diye içeri aldılar yemeği. Aslında tam tersi yani, içeriye aldılar ama bu seferde adam ihtiyacı için dışarıya çıkamıyordu. Adamlar ihtiyacını içeride yap diyordu. Sürekli olarak çalış diyorlardı. Seni dışarıya bir ihtiyacını karşılamaya göndermiyor. Tuvalete göndermiyor, yap yanında at poşete git diyor. Burada su baskını yakın bir zamanda olmamıştı. Su vardı devamlı ama böyle çok bir su baskını olmadı” ifadelerini kullandı.

"ARTIK ÜMİTLER TÜKENİYOR"

Tuncer, “Şimdi benim tabii ki ümidim var, yaradan dan ümidimiz sonsuz ama göz göre göre de yani başını şeyin içine sok nefes alamazsan ne olacak ümit bitti. Tabii ki ümidi yine kesmeyiz ama yavaş yavaş ümitlerde bir yere kadar. Bunlar ayrılmaz ki o biçim ayrılmaz. 5 kayın biraderim var, bunların ayrılmasının imkanları yok. Ekiz gibi giderlerdi gittikleri yere” şeklinde konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir Aliağa’da CHP Grup Sözcüsünden şok eden gaf Aliağa Belediyesi CHP’li Grup Sözcüsü İbrahim Doğangül, meclis toplantısında İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı’nın ismine “Cemil Bayık” dedi. Doğangül, binlerce kişinin istihdam edildiği Gemi Söküm sektörüne “uyuşturucu trafiğinin durağı” iddiasında bulundu. 31 Mart’ta yapılan seçimlerde Aliağa’da MHP’li Serkan Acar’ın üçüncü kez Belediye Başkanı seçilmesinin ardından Belediye Meclisinin 2. oturumu yapıldı. Hararetli geçen Belediye Meclis toplantısına CHP Meclis Grup Sözcüsü İbrahim Doğangül’ün İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay’dan bölücü terör örgütünün elebaşlarından “Cemil Bayık” olarak söz etmesi damgasını vurdu. Cemil Tugay’dan “Cemil Bayık” olarak bahsetti, herkes şok oldu CHP Grup Sözcüsü İbrahim Doğangül, belediyenin faaliyet raporunun görüşüldüğü oturumun sonunda dilek ve temennileri olduğunu belirterek söz istedi. Doğangül sözlerine, “Dün veya evvelsi gün Büyükşehir Belediye Başkanımız Cemil Bayık’ın” diyerek söze bölücü terör örgütünün eli kanlı elebaşlarından birinin adıyla başladı. CHP’li meclis üyesinin bölücü örgütün eli kanlı isimlerinden birinden bahsetmesi bir anda salonda şaşkınlığa sebep oldu. O sırada büyük bir gafa imza atan CHP’li meclis üyesine İzmir Büyükşehir Belediye Başkanının adının Cemil Tugay olduğunu hatırlatan isim ise MHP Grup sözcüsü Avukat Hilal Sadıkoğlu Akar oldu. MHP Grup sözcüsü Avukat Hilal Sadıkoğlu Akar “Tugay, soy ismi” dedi. Bunun üzerine büyük bir şaşkınlık yaşayan CHP’li üye, sözlerini düzeltti ancak sözlerinin devamında bir gafa daha imza atarak hem belediye meclis üyelerinin hem de salondaki vatandaşların tepkisini çekti. CHP Grup Sözcüsü Doğangül’den Gemi Söküm sektörüne uyuşturucu iddiası Aliağa Belediye Meclisi toplantısında birbiri ardına gaflarına devam eden CHP Grup Sözcüsü İbrahim Doğangül, bu kez binlerce işçinin çalıştığı gemi söküm sektörüne uyuşturucu iddiasında bulundu. Aliağa’da binlerce ailenin istihdam edilerek geçimini sağladığı gemi sökümden “uyuşturucu trafiğinin duraklarından” olarak söz eden Doğangül’ün iddiaları tepki çekti. Meclis toplantısını izleyen bir vatandaş, CHP’li meclis üyesine yüksek sesle, "Öyle bir iddia size yakışmıyor. Uyuşturucu trafiği yok" diyerek sert tepki gösterdi.
İstanbul Bayraktar TB3’ün toplam uçuş saati 272 saat 47 dakikaya ulaştı Baykar’ın milli ve özgün olarak geliştirdiği Bayraktar TB3 SİHA test uçuşlarına hız kesmeden devam ediyor. Hafta boyunca süren testlerde iki prototipi de test uçuşları gerçekleştiren Bayraktar TB3’ün toplam uçuş saati 272 saat 47 dakikaya ulaştı. Baykar’ın milli ve özgün olarak geliştirdiği Bayraktar TB3 Silahlı İnsansız Hava Aracı (SİHA) test uçuşlarını ara vermeden sürdürüyor. Hafta boyunca gerçekleştirilen testlerde iki prototipi de uçuş icra eden milli SİHA’nın toplam uçuş saati 272 saat 47 dakikaya ulaştı. İki Bayraktar TB3 havada Cumhuriyet’in 100. yılını taçlandırmak amacıyla 27 Ekim 2023 tarihinde ilk uçuş testini başarıyla tamamlayarak gökyüzü ile buluşan Bayraktar TB3 SİHA’nın iki prototipi de test uçuşlarını Tekirdağ’ın Çorlu ilçesindeki AKINCI Uçuş Eğitim ve Test Merkezi’nde sürdürüyor. Bayraktar TB3 PT-1 ve PT-2, geçtiğimiz hafta boyunca orta irtifada icra edilen sistem ve dayanım performanslarının ölçüldüğü testlerin tamamını başarıyla tamamladı. Toplam uçuş 272 saate ulaştı Bayraktar TB3 SİHA bugüne kadar gerçekleştirilen test uçuşlarında toplam 272 saat 47 dakika havada kaldı. TEI tarafından yerli olarak geliştirilen PD-170 motoruyla havalanan milli SİHA, 20 Aralık 2023’te gerçekleştirilen uzun uçuş testinde yere inmeden 32 saat havada kalmış ve gökyüzünde 5 bin 700 km yol kat etmişti. Milli SİHA, milli kamera Bayraktar TB3 SİHA, 26 Mart 2024 tarihinde ilk kez Aselsan tarafından milli olarak geliştirilen ASELFLIR-500 ile uçtu. İcra edilen test kapsamında dünyadaki muadillerine göre en yüksek performansa sahip olan ASELFLIR-500 Elektro-Optik Keşif, Gözetleme ve Hedefleme Sistemi entegrasyonu başarıyla gerçekleştirildi. TCG ANADOLU’dan ilk uçuş 2024’te Bayraktar TB3 SİHA, katlanabilen kanat yapısıyla TCG Anadolu gibi kısa pistli gemilerden kalkış ve iniş kabiliyetine sahip dünyadaki ilk silahlı insansız hava aracı olacak. Baykar Yönetim Kurulu Başkanı ve Teknoloji Lideri Selçuk Bayraktar, Bayraktar TB3 için 2024 yılı içinde TCG Anadolu gemisinde testlere başlanmasını planladıklarını açıklamıştı. Bayraktar TB3’ün sahip olacağı kabiliyetler bu sınıftaki insansız hava araçları açısından da önemli bir yenilik olacak. Görüş hattı ötesi haberleşme kabiliyetine de sahip olacak milli SİHA, bu sayede çok uzun mesafelerden kumanda edilebilecek. Başlangıçtan bugüne tüm projelerini öz kaynakları ile yürüten Baykar, 2003 yılındaki İHA Ar-Ge sürecinin başlangıcından itibaren tüm gelirlerinin yüzde 83’ünü ihracattan elde etti. Öte yandan Baykar 2021 ve 2022 yıllarında Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) verilerine göre savunma ve havacılık sektörünün ihracat lideri oldu. Savunma Sanayii Başkanlığı tarafından 2023’te de sektörün ihracat şampiyonu olduğu açıklanan Baykar, geçen yıl 1.8 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirdi. Son yıllarda gelirlerinin yüzde 90’ından fazlasını ihracattan elde eden Baykar, 2023’te savunma ve havacılık sektöründeki ihracatın 3’te 1’ini tek başına yaptı. Öte yandan Bayraktar TB2 SİHA için 33 ülkeyle, Bayraktar AKINCI TİHA için ise şimdiye kadar 9 ülke ile olmak üzere toplam 34 ülkeyle ihracat anlaşması imzalandı.