GÜNDEM - 04 Ocak 2018 Perşembe 09:24

Tuz mağarası yeni bir pencere aralıyor

A
A
A
Tuz mağarası yeni bir pencere aralıyor

Iğdır’ın Tuzluca İlçesinde bulunan ve 55 dönümlük bir araziyi kaplayan Tuz Mağarası’nın, koah, astım, nefes darlığı, alerji ve cilt hastalıklarının tedavisinde kullanılması için çalışma başlatıldı.

Iğdır Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Hakkı Alma, Tuz Mağarasını sağlık turizmine kazandırarak, Türkiye’den yurt dışına giden hastalar için biran önce faaliyete geçmesi gerektiğini belirtti. Alma, “Azerbaycan'ın Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti'nde bulunan tuz mağarası ve terapi merkezini gezip gördük. Dünyanın birçok yerinden koah ve astım hastaları gitmekte ve kısa sürede tedavi olmaktalar. Bunun üzerine, Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, Nahçıvan'da bulunan tuz terapi merkezinin bir benzerinin Türkiye’de oluşturulması için talimatı var. Bizde bundan esinlenerek, tuz terapi merkezi kurmayla ilgili arkadaşlarla yoğun bir mesai harcayarak geziler yaptık. Türkiye’de ilk, dünya çapında uluslararası tuz terapi kongresi düzenledik. Özellikle Rusya, Romanya, Polonya, Almanya ve Ukrayna’dan birçok bilim adamının katılımıyla, 3 gün süren tuz terapi kongresi gerçekleştirdik. Çok başarılı oldu ve şuanda kitap yayın evimizin ilk yayın sayısı olarak basıma geçti” dedi.

Terapi çeşitlerine değinen Rektör Alma, “Speleo Terapi” denilen mağara terapisi, “Halo Terapi” ise otel ve evlerde bulunan suni tuz odalarına deniliyor. Avrupa’da yeni çıkan bir sistem olan ve Nanopartiküller halinde sprey yapılarak teneffüs ediliyor. Koah ve astım hastalarına çok iyi gelen bir tedavi metodudur. Çok organik olup maliyet gerektirmeden hastalıktan kurtulmuş oluyorsunuz. Özellikle tuzun içinden çıkan elektronlar havada ki oksijenle karışarak ozona dönüşüp, ozonun mekanizmasıyla hastalarda bir düzelme oluyor. Aynı zamanda mantar hastalarına ve ciltteki kanser yaralarına çok iyi geldiği söyleniyor. Türkiye’de, bu konu hakkında çalışan hocalarımız mevcut. Son zamanlarda yaptığımız çalışmalarla kristal tuz odaları ortaya çıktı. Tuzluca’daki mağarada 1 odamız vardı ama şuan oda sayısı 5’e çıktı. Eski dönemde Ermenilerin açtığı pencerelerden sızan yağmur suları gölet oluşturduğu için o göletlerden buharlaşan tuzlar, sarkıt dikit oluşturmuş durumda ve bu odalar bembeyaz kristallerden oluşuyor. Saf kristal tuz mahiyetinde ki bu tuz odaları, ilerde kullanılabilecek konuma getirmek üzere çalışmalar başlamış durumdadır” şeklinde konuştu.

Bakanlıktan izin alındığını ve en kısa sürede çalışmaların başlayacağını belirten Rektör Alma, “Maden İşleri Genel Müdürlüğünden izin almak için, Tuzluca kaymakamlığı, İl Özel İdaresi ve maden işletme firması ile protokol yaparak 1 ay önce Bakanlığa gönderdik. Bakanlıktan bir heyet gelip inceleme yaptı. Geçen hafta Ankara’da yaptığım görüşme sonucunda, raporu yakında göndereceklerini ve hatta raporun şuan yolda olduğunu öğrendik. İzin raporu gelir gelmez en kısa zamanda yeni yuva, mağara ve odalar açmak şartıyla, önce eko sonra sağlık turizmine açmayı ve yaklaşık 5-6 ay içerisinde bunu tamamlamayı planlıyoruz” ifadelerini kullandı.

“Iğdır ve Tuzluca için büyük bir istikbal vadediyor”

Türkiye’den yurtdışına tuz terapi merkezi için çok sayıda vatandaşın gittiğini dile getiren Alma, “Türkiye’den Nahçıvan’a giden çok sayıda arkadaşım ve hastalar var. Dünyanın her tarafını cezp etmiş durumda. Günde en az 4-5 charter uçağının gelmesini bekliyoruz. Şuanda bile seyahat firmaları bizi arıyor ve ne zaman faaliyete geçer diye soruyorlar. Sağlık ve ekoturizmi adına büyük bir gelir kaynağı olacak. Yerel halk veya Türkiye’yi değil bütün dünyaya hitap eden bir merkez olma yolundadır” dedi. 

Ercan Tunç

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Balıkesir Korhan Berzeg’e ait çok sayıda malzeme bulundu Balıkesir’in Gönen ilçesinde dere yatağında bulunan cesedin Ekonomist Korhan Berzeg’e (83) ait olma ihtimali güçleniyor. Bölgede devam eden arama ve inceleme çalışmalarında Korhan Berzeg’in şahsına ait çok sayıda malzeme bulundu. Balıkesir’in Gönen ilçesine bağlı Armutlu Kırsal Mahallesi’nde, bundan tam 313 gün önce yürüyüş yapmak için köpeği Tina ile birlikte evinden ayrılan Ekonomist Korhan Berzeg’e ait olduğu değerlendirilen cesedin bulunduğu Gelgeç Mahallesi’ndeki dere yatağında arama ve inceleme çalışmaları devam ediyor. 4 jandarma ekibi, komando timi, JASAT, kadavra köpekleri ve drone ile devam eden çalışmalar kapsamında Korhan Berzeg’e ait çok sayıda malzemeye ulaşıldı. Bölgede yapılan olay yeri inceleme çalışmaları sonucunda; 1 adet Korhan Berzeg adına kimlik kartı, 1 adet Korhan Berzeg adına sürücü belgesi, 3 adet Korhan Berzeg adına banka kartı, 1 adet Korhan Berzeg adına kredi kartı, 1 adet Korhan Berzeg adına parçalanmış İstanbul ücretsiz taşıma kartı, 1 adet sağlam durumda Korhan Berzeg adına İstanbul mavi kart, 1 adet araç anahtarı ve muhtelif anahtarlar, 1 adet parçalanmış kahverengi cüzdan ve bir miktar para bulundu. Cüzdanda ve banka kartlarının üzerinde vahşi hayvanlara ait olduğu düşünülen diş izlerine rastlandı. Dere kenarında bulunan pantolonun da paça kısımlarından parçalanmış olduğu ve bu durumun hayvan saldırısı ihtimalini güçlendirdiği, cesedin ise hayvanlar tarafından dere kenarına getirilmiş olduğu değerlendiriliyor. Diğer yandan Alzheimer hastası başlangıcı olan Korhan Berzeg’in yolunu kaybetmiş olma ihtimali üzerinde duruluyor. Yetkililer kemik ve kıyafetlerin bulunduğu patika yola Berzeg’in inmesinin mümkün olmadığını belirtti. Gergeç Mahallesi’nde içme suyu ile ilgili dere yatağında gözlem yaptığı esnada Korhan Berzeg’e ait olduğu düşünülen kimlik, kredi kartı, kıyafet parçaları ve kemik parçalarını bulan Mahalle Muhtarı Ahmet Gülay ise yaşananları şöyle anlattı: "Dere yatağında bir su borusu patlamıştı. Hakkı abi ile beraber dere yatağındaki bu su borusunu takip ederek giderken su yatağının 1 metre ilerisinde pantolon gördüm. 1 metre yukarısında da gömlek vardı. Pantolonun yanında da kimlik vardı. Kredi kartı, otobüs kartı vardı. Sonra üzerinde fotoğrafını da gördüm. Daha sonra jandarmaya haber verdim. Jandarma yarım saat içinde olay yerine geldi. Olay yeri inceleme geldi. Etrafta 4 tane falan kemik parçası vardı. Adli tıp kemikleri incelemeye alıp götürdü.”
Manisa Manisa’dan gidip Muğla’dan aldığı sıfır araç hasarlı çıktı Manisa’nın Salihli ilçesinde yaşayan Fatih Vural, Muğla’ya giderek 1 milyon 300 liraya aldığı sıfır kilometre Peugeot marka aracı, memleketinde şüphe üzerine ekspertize götürdü. Yılların birikimi ile aldığı sıfır otomobilin hasarlı olduğunu öğrenince hayatının şokunu yaşayan Vural, yetkili bayi hakkında suç duyurusunda bulundu. Manisa’nın Salihli ilçesinde ikamet eden Fatih Vural (41), birikimleri ile Peugeot marka 308 model sıfır kilometre araç almaya karar verdi. Aradığı aracı Muğla’da bulan Vural, kendi imkanlarıyla Turgut Peugeot Bayisi’ne gitti. Aracını Şubat ayında teslim alan Vural, belli gün sonra arkadaşının aracında boya olduğunu söylemesi üzerine, aracını ekspertize götürdü. Vural, öğrendikleri karşısında büyük şaşkınlık yaşadı. Yapılan ekspertizde aracın muhtelif yerlerinde lokal boyalar olduğu ve belli noktalarında oynamalar olduğu ortaya çıktı. “Direklerine kadar aracı boyamışlar” Hayatının şokunu yaşayan Vural, "Meğerse benim sıfır diye aldığım araç, hasarlı bir araçmış. Kısacası hasarlı, toplama aracı bana sıfır diye satmışlar” dedi. Araç sahibi Vural sözlerine şöyle devam etti: "Şubat ayında Muğla’daki Turgut Peugeot Bayisinden aracı sıfır olarak teslim aldım. Salihli’ye aracımı getirdikten sonra sanayi sitesindeki arkadaşımın yanına gittim. Arkadaşım aracımda boya olduğunu söyledi. Bende şüphe üzerine aracımı ekspertize götürdüm. Yapılan ekspertizde aracımın muhtelif yerlerinde lokal boyalar olduğu tespit edildi. Direklerine kadar aracımı boyamışlar. Ayrıca çamurluk kaputta aşırı derece oynamalar mevcut, sök-tak yapmışlar. Vidalarında aşırı derecede aşınma izleri, kapılardaki pimler çekiçle vurulmuş, ezilmiş izler, motor kısmında, turboya ait parçalarda spiral taşıyla kesilmiş gibi izler mevcut. Fakat aracımı alırken bunların bilgisi kesinlikle bana bildirilmedi. Ben bunları genel merkeze bildirdim. Bana aracımı almış olduğum bayiye götürmemi söylediler. Bende aracımı bayiye geri götürdüm. Bayi inceledi, bana aracımda sök-tak parçalar olduğunu, fabrikasyon dışı boyalar tespit ettiklerini, bunu genel merkeze bildireceklerini söylediler. Bir hafta sonra beni genel merkezden arayıp, aracın orijinal olduğunu, banttan bu şekilde indirildiğini söylediler. Bunu söyleyince ben ikinci şoku yaşadım. Kesinlikle şuan kusurlarını ve hatalarını kabul etmiyorlar. Bundan sonra hukuki süreçlerimizi başlatacağız.”