Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım'ın Mersin ziyaretine katılan ve partisinin İl Danışma Meclisi toplantısında konuşan Tüzmen, bugün bir gazetede yer alan kendisiyle ilgili iddialara açıklık getirdi. Kendisini gazetecilerin devamlı telefonla arayarak, konuyu doğrulatmaya çalıştıklarını anlatan Tüzmen, "Ben görmedim, sonradan arkadaşlarımdan edindiğim bilgi çerçevesinde, bir gazete, içinde benim de bulunduğum bazı arkadaşlarımızın bir imza kampanyası başlattığını haber yapmışlar ve doğrulayıp doğrulamayacağımı soruyorlar. Benim böyle bir çalışmadan, böyle bir girişimden haberim yok. Siz bilirsiniz, biz hiçbir zaman böyle alttan veya arkadan hamle yapmayız, biz direkt karşıdan, dosdoğru hamle yaparız, eğer bir hamle yapacaksak. Bu tamamıyla hakikat dışı beyanları yazanları da burada hepinizin değerlendirmesine bırakıyorum. Böyle Türkiye'yi karıştırmak isteyenlere siz kulak vermeyin" diye konuştu.
İstikrarın kendileri için çok önemli olduğunu ve buna çok dikkat etmek gerektiğini kaydeden Kürşad Tüzmen, "Anadolu tabiriyle ben yuları bende olmayan atın üstüne binmem, isterse küheylan olsun. Biz ayrılırken ne dedik, bürokrasiden ayrılıyorum, senelerce yılın bürokratı seçilmişim, her partiden çağırıyorlar bizi, ben dedim ki; 'boynumuz yiğit boynu, bükerse sevda büker.' Ayrıldığım zaman ortada ne bir seçim vardı ne bir parti teklifi vardı, Mayıs 2002. Daha sonra baktım gelişmeler var, her taraftan teklifler var ama ben yine aynı şekilde sevdanın yoluna gittim, Türkiye sevdalısı AK Parti'ye girdim" ifadelerini kullandı.
Sözde Ermeni soykırımı tasarılarına ilişkin son gelişmeleri de değerlendiren Tüzmen, Türkiye üzerine gene oyunlar oynanmaya başlandığını belirterek, kimsenin bu oyunlara gelmemesini istedi. Tüzmen, AK Parti Genel Başkan Yardımcılığı görevini Adana Milletvekili Ömer Çelik'e devrederken verdiği üstünde ay-yıldızlı bayrak, altında daha önce tarihte kurulan Türk devletleri olan bayrağı, Türk devletlerinin, Türk milletlerinin, hangi kökenden olursa olsun hepsinin beraber olduğu, birlik ve beraberlik projesinin yüzlerce değil binlerce yıldır yapıldığını ıspatlamak üzere verdiğini söyledi. Tüzmen, "Ben Türk kökenli bir arkadaşınızım, ben o bayrağı verdim, Kürt kökenli bir arkadaşımız da o emaneti aldı ve onu da şerefle taşıyacağını söyledi. Orada 16 tane devlet var. Bunların herbirinde tabii ki zamanında kavgalar oldu, dövüşler oldu, çarpışmalar oldu, savaşlar oldu. Herkes her zaman ülkesini, toprağını korumak için hareket eder, bir şeyler yapar. Arada hain, kötü insanlar olabilir ama bu milleti binlerce sene kurduğumuz devletlerde hiç kimse zulmeden bir millet olarak, soykırım yapan bir millet olarak nitelendirememiştir. Böyle bir tarihi yanılgıyı, böyle bir yalanı ki 1960'lardan sonra bunu çıkarmışlardır, senelerce söyleye söyleye artık dünya milletleri bile kafasını karıştırıp saçama sapan, tarihçilerin ilgilenmesi gereken konuları siyasetçilere, geriye baktırmak ve önlerini görmemeleri amacıyla siyasetçileri kullanmışlardır. Siyasetçi ülke geleceğini, devlet geleceklerini kuran insanlardır. Halbuki onlar şimdi tarihçilik yapıyorlar" şeklinde konuştu.
"Yine aynı oyun tezgahlanmaya çalışılıyor"
İçte ve dışta yine oyunlar oynandığının ve dikkatli olmak gerektiğinin altını çizen Tüzmen, kimsenin oyuna gelmemesini istedi. Geçmişte Osmanlı'nın kendi tebaasının ve Arapların Osmanlı'ya düşman edildiğini anımsatan Tüzmen, "Uyanık olacağız, oyuna gelmeyeceğiz. Dikkatli olalım. Bizi Ortadoğu'da Arapları, kardeşlerimizi, bugün ticaret yaptığımız, bugün ticaretle ayağa kaldırdığımız ilişkilerimizi kurmadan evvel bize karşı düşman yaptılar. Kendi tebaamız Irak aynı şekilde. Oradaki Kürt kardeşlerimizi bize karşı ayaklandırmaya çalıştılar, Arapları ayaklandırmaya çalıştılar. Osmanlı'nın çöküşünde kendi uyruklarımız, kendi tebaamız, kendi vatandaşlarımızı bize karşı ayaklandırdılar. Yine aynı oyun tezgahlanmaya çalışılıyor. Denediler, sağ-sol dediler olmadı, Alevi-Sünni dediler olmadı, Türk-Kürt diyorlar yine olmayacak. Çünkü arkamızda bizim öyle bir bayrağımız var ki bizi birbirimize bağlayan, onun için herkes kendini feda eder, hiç korkmayın" görüşlerini dile getirdi.
Ömer Çelik'e verdiği bayrağı yapanın da Ermeni kökenli bir Türk vatandaşı olduğunu vurgulayan Tüzmen, hangi kökenden olursa olsun kimsenin bu milleti bölemeyeceğini ifade etti. Tüzmen, "İstiyorum ki bundan sonra bu bir milat olsun, Türkiye'nin nevruzları nerede kutlanırsa kutlansın orada Türk bayraklarını görelim. Bu oyuna gelmemek için Türkiye'nin neresinden başlayacaksınız biliyor musunuz? İşte bulunduğumuz şehir Mersin. Farklı etnik köken, farklı dil, farklı din, farklı mezhepler, hepsinin karıştığı, harman olduğu ama yüzyıllarca barış, huzur içerisinde yaşamış bir kent. İşte Türkiye'ye örnek olmamız, bu işi buradan başlatmamız lazım. Biz bütün kardeşlerimizi hangi etnik kökenden, hangi dilden, hangi dinden olursa, bu devletin, bu vatanın, bu bayrağın evladı olarak gördüğümüz sürece hiçbir sorun kalmaz" dedi.
HÜSEYİN KAR / MERSİN
