TEKNOLOJİ - 25 Haziran 2015 Perşembe 12:47

Twitter kullanıcıları amir takibinden rahatsız

A
A
A
Twitter kullanıcıları amir takibinden rahatsız

Çalışanlar, Twitter hesaplarının çalıştıkları kurumların amirleri tarafından takip edilmesini istemiyor.

İzmir Katip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Medya ve İletişim Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Elif Korap Özel tarafından yapılan bir araştırma, çalışanların Twitter hesaplarını özel hayatın bir parçası olarak algıladığını ortaya çıkardı.

Türkiye’de ve dünyada en çok kullanıcısı bulunan sosyal medya araçlarından biri olan Twitter’ın, çalışanlar tarafından nasıl kullanılacağı tartışma konusu oldu. Kurumların etkileşim içinde bulunduğu çevreler ile hızlı ve etkili iletişim kurmasını sağlayan Twitter, diğer taraftan çalışanların bireysel tercihlerinin kurum imajı üzerinde oluşturacağı etki nedeniyle kontrol altına alınmaya çalışılırken, yapılan bir araştırma çalışanların, Twitter hesaplarını ’özel hayat alanı’ olarak gördüğünü ortaya koydu.

YÜZDE 85’İ DENETLENMEYE KARŞI

Yrd. Doç. Dr. Korap Özel tarafından Türkiye’nin değişik şehirlerinden 443 Twitter kullanıcısıyla birlikte gerçekleştirilen ve uluslararası bilimsel bir dergide yayımlanan araştırmanın sonuçlarına göre, çalışmaya katılan Twitter kullanıcılarının yüzde 85,8’i kurumların çalışanların Twitter hesaplarını denetlemesine karşı çıktı. Yine katılımcıların yüzde 76,5’i çalışanların Twitter’da attıkları tweet nedeniyle işten çıkarılmasına tepki gösterdi ve yüzde 81’i kurumların, çalışanlarının şahsi Twitter hesaplarından siyasi görüş paylaşmalarını yasaklamasına itiraz etti.

ÖZEL HAYAT OLARAK ALGILANIYOR

Twitter kullanıcılarının, çalışanların Twitter hesaplarının denetlenmesi ve yaptırım uygulanmasına yönelik bu olumsuz tutumlarının nedeni ise araştırma sonuçlarına göre, söz konusu sosyal medya hesabının ’özel hayat alanı’ olarak algılanması. Araştırma sonuçlarına göre ankete katılan Twitter kullanıcılarının yüzde 69,1’i bireylerin sosyal medyada çalıştıkları kurumu temsil etmediğini söylerken, yüzde 64,1’i çalışanın, Twitter’da çalıştığı kuruma uygun biçimde içerik paylaşmasının gerekliliği olmadığını ifade etti. Bununla birlikte anket katılımcılarının yüzde 77,2’si ise çalışanların siyasi tweetlerini, çalıştığı kurumun siyasi görüşü olarak algılamadığını vurguladı. Verilere göre Twitter kullanıcıları, çalışanların Twitter’da kurumu temsil etme gibi bir misyonu olmadığını düşünüyor.

HAKARET VE AYRIMCI İFADELER ETKİLİYOR

Araştırmada ortaya çıkan bir başka önemli bulgu ise etnik ayrımcılık, küfür, argo, hakaret ya da siyasi görüş içeren ifadelerin çalışılan kurumla ilgili olumsuz algı oluşturma potansiyelini artırması. Buna göre, çalışmaya katılan her üç Twitter kullanıcısından biri (yüzde 32.5’i) çalışanların küfür, hakaret, argo gibi paylaşımlarıyla karşılaştıklarında ve yüzde 31,3’ü etnik ayrımcılık içeren ifadeler gördüklerinde kurumla ilgili görüşlerinin olumsuz yönde etkilendiğini söylerken, her dört katılımcıdan biri ise (yüzde 24.2’si) çalışanların siyasi görüş bildirmesinin çalıştıkları kurumla ilgili görüşlerini olumsuz etkilediğini vurguladı.

“TWİTTER REHBERİ HAZIRLANABİLİR”

Araştırma sonuçlarını değerlendiren Yrd. Doç. Dr. Korap Özel, Twitter’ın çalışanların tüm paydaşlarla sürekli olarak iletişim içinde bulunduğu bir mecraya dönüştüğüne dikkat çekerek, bu gerçeğin farkına varan kurumların, çalışanlarının Twitter gibi sosyal medya ağlarda nasıl hareket etmesi gerektiğiyle ilgili ilkeler ve rehberler hazırlamaya yöneldiğini vurguladı. Özellikle attığı tweetler yüzünden işten çıkarılan çalışanların sayısının her geçen gün arttığına işaret eden Yrd. Doç. Dr. Özel, “Kurumların çalışanlarını işten çıkarma gibi ağır yaptırımlarla cezalandırmak ve hesaplarını takibe almak yerine, çalışanlarına kurum kültürü ve imajı bakımından önemli görülen konularda Twitter kullanımına ilişkin tavsiye niteliğinde rehber hazırlaması daha faydalı olacaktır. Kurumların, çalışanlarından toplumdaki belirli grupları rencide edecek, etnik ayrımcılık içeren ve insan haklarına aykırı ifadeler kullanmamasını istemesi, sadece kurum imajı değil insan hakları açısından da önemli. Ancak önemle altının çizilmesi gereken nokta, çalışanların ifade ve eleştiri özgürlükleri konusunda müdahaleci bir yapıya bürünülmemesi. Kurumlar baskıcı ve yasakçı bir yaklaşımla çalışan memnuniyetine ve kurum imajına en büyük zararı kendilerinin vereceğini unutmamalı” diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Isparta Ehliyetsiz sürücü ortalığı karıştırdı: Kendi aracı kaldırıma çarptı, 2 araç birbirine girdi Isparta’nın Yalvaç ilçesinde caddeye kontrolsüz giren ehliyetsiz sürücü kaldırıma çarptı, bu araca çarpmamak için sürücülerinin direksiyonlarını kırdığı iki araç da birbiriyle çarpıştı. Kazada 1 çocuk hafif yaralandı. Kaza, saat 12.40 sıralarında Görğü Bayram Mahallesi Orman Caddesi’nde yaşandı. Edinilen bilgiye göre, kontrolsüz bir şekilde giriş yapan Cansu T. yönetimindeki 15 EF 206 plakalı Tofaş marka araç kontrolden çıkması sonucu kaldırıma çıkarak durabildi. Bu sırada Nevruz Buğday yönetimindeki 42 HB 084 plakalı Wolkswagen marka araç ile arkasından gelen Esma Doğanlı yönetimindeki 06 AC 3883 plakalı Ford marka araç sürücüleri, kontrolsüz giren araca çarpmamak için direksiyonlarını kırınca birbirleriyle çarpıştı. İhbar üzerine kaza yerine sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Kazaya karışan Nevruz Buğday’ın aracında bulunan oğlu Enes Buğday çarpışmanın şiddeti ile sarsıldı. İlk müdahalesi kaza yerine gelen ambulansta yapılan çocuk, tedbir amaçlı ambulans ile Yalvaç Devlet Hastanesine sevk edildi. Kazaya sebep olan ehliyetsiz sürücü Cansu T.’nin kullandığı Tofaş marka aracın da sigortasız olduğu tespit edildi. Araç trafik ekiplerince bağlanarak çekici ile yediemin parkına çekilirken, sürücüsü de ifadesi alınmak üzere polis merkezine götürüldü.
Bursa BUTEKOM tarafından yürütülen BUTEXCOMP projesi tamamlandı Teknik tekstil ve kompozit malzeme sektörlerinde faaliyet gösteren KOBİ’lerin, küresel pazarlarda rekabetçiliğini güçlendirme hedefiyle Bursa’da hayata geçirilen BUTEXCOMP Projesi tamamlandı. BTSO Yönetim Kurulu Üyesi Muhsin Koçaslan, “Akademik Bilgiyi Üretimle Daha Fazla Buluşturmak İstiyoruz” diye konuştu. Avrupa Birliği ile birlikte Türkiye Cumhuriyeti Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın ‘Rekabetçi Sektörler Programı’ çerçevesinde finansal olarak desteklenen, BTSO tarafından BUTEKOM çatısı altında yürütülen Kompozit Malzeme ve Teknik Tekstil Prototip Üretim ve Uygulama Merkezi Projesi (BUTEXCOMP) faaliyetlerini tamamladı. Toplantıya BTSO Yönetim Kurulu Üyesi Muhsin Koçaslan, Bursa Uludağ Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ferudun Yılmaz, BUTEXCOMP Proje Operasyon Koordinasyon Birimi Direktörü Prof. Dr. Mehmet Karahan’ın yanı sıra proje paydaşları ile iş dünyası temsilcileri katıldı. “BUTEKOM, çok daha güçlü bir yapıya kavuştu” BTSO Yönetim Kurulu Üyesi Muhsin Koçaslan, Bursa’nın yüksek teknolojili ve katma değerli üretim hedefleri doğrultusunda dönüşümünü başarıyla gerçekleştiren, bununla birlikte ürün ve pazar çeşitliliği ile Türkiye’nin dünyaya açılan kapısı konumunda olduğunu ifade etti. Bursa’nın ürettiği mal ve hizmetlerin 200’ü aşkın ülkeye ve gümrük bölgesine ulaştığını kaydeden Koçaslan, “Kilogram başı ihracatımız 4,5 dolar seviyesinde. İhracatımız 17 milyar doları, dış ticaret fazlamız 8 milyar doları aştı. Ancak küresel rekabetteki dönüşüm hızı, bugüne kadar başardıklarımızın da ötesine geçmemizi zorunlu kılmaktadır. Değişimin kazananları arasında yer almak istiyorsak en değerli varlık olan bilgiyi katma değer oluşturacak bir akılla üretimde de kullanmak zorundayız.” dedi. Gelişmiş ekonomilerin akademik bilginin ticari değere dönüşmesinde hızlandırıcı etki yapan modeller geliştirdiğini belirten Muhsin Koçaslan, “Dünyada geçerli olan bu iş modelinin Bursa’daki karşılığı ise 2008 yılında Uludağ Tekstil İhracatçılar Birliği bünyesinde kurulan BUTEKOM olmuştur. 2013 yılından itibaren Odamızın da iştirakiyle bünyesinde mükemmeliyet merkezlerini barındıran BUTEKOM, proje ile çok daha güçlü bir yapıya kavuştu” diye konuştu. “Sektörlerimizin rekabet gücü arttı” BTSO Yönetim Kurulu Üyesi Muhsin Koçaslan, BUTEKOM’un katma değerli üretim hedefleri doğrultusunda, binlerce firmanın, yüzlerce akademisyenin, doktora öğrencilerinin, AR-GE merkezlerinin aynı çatı altında birlikte çalıştığı eşsiz bir ekosistem oluşturduğunu söyledi. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın destekleriyle iki büyük güdümlü proje ve bir IPA projesi gerçekleştirdiklerini belirten Muhsin Koçaslan, şunları kaydetti; “Bakanlığımızın uhdesinde gerçekleştirdiğimiz BUTEXCOMP projesiyle de yüzlerce firmamız, tanı analizi, dönüşüm parametrelerinin belirlenmesi, tasarım, danışmanlık ve eğitim hizmetlerinden faydalandı. Proje kapsamında strateji yol haritasını belirleyen tekstil ve kompozit kümemiz de yakın zamanda tüzel kişilik kazandı. Oda olarak bu doğrultuda sektörlerimizin rekabet gücünü artırmak için üniversite-sanayi işbirliğinin somut projeler ile hayata geçirilmesine büyük önem veriyoruz. BUTEKOM’a kazandırdığımız yetkinliklerle temel araştırmadan prototiplemeye kadar tüm ürün geliştirme aşamalarını gerçekleştirebilmekteyiz. Üniversitelerimizin ve özel sektörümüzün örnek birlikteliği üreticilerimize önemli bir rekabet avantajı sağlayacaktır. Bu hedef doğrultusunda çalışmalarımızı artırmayı hedefliyoruz. Türkiye’nin en köklü ve en güçlü odalarından biri olan Bursa Ticaret ve Sanayi Odası olarak üniversite-sanayi işbirliğinin geliştirilmesi noktasında yapılacak tüm çalışmalarda işbirliği ve desteğe devam edeceğiz.” “Ekonomideki hedeflerimiz için çok önemli bir proje” Bursa Uludağ Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ferudun Yılmaz, Bursa’da üniversite-sanayi iş birliği adına örnek bir projenin gerçekleştirildiğini belirterek, önümüzdeki süreçte benzer çalışmaların hayata geçmesiyle elde edilecek katma değerin daha da artacağına inandığını söyledi. Prof. Dr. Yılmaz, “Üniversite sanayi iş birliği birçok sorunun çözümü. Üniversitenin bilgi birikimiyle sanayinin dinamizmini bir araya getirmemiz gerekiyor. Bunu sağladığımız zaman katma değerli üretim kabiliyeti artmış bir ekonomi ortaya çıkacak. Bursa Uludağ Üniversitesi olarak öncelikli alanlarımız içerisinde akıllı ve yenilikçi malzemeler geliyor. Dolayısıyla projenin kendisi doğrudan doğruya bizim yetkinlik alanımızı kapsıyor. Bu projelerin ekonomimiz için önemi çok fazla. Projede önemli bir rol oynayan BTSO’yu tebrik ediyorum. Biz de kendilerine katılarak buradaki ilişkiyi daha dinamik hale getirmek istiyoruz. Projenin ortaya çıkışı, kurgulanışı, alınışı ve sonuçlanması süreçlerinin hepsinde emeği geçen herkese çok teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı. BUTEXCOMP Proje Operasyon Koordinasyon Birimi Direktörü Prof. Dr. Mehmet Karahan ise, tedarik işlemleri ve teknik destekle birlikte yaklaşık 42 aylık sürecin nihai değerlendirmesini ve bu süreçte projeden elde edilen kazanımları gerçekleştirdiği sunumla katılımcılara aktardı. Toplantı, açılış konuşmalarının ardından Dr. Ersin Üresin’in moderatörlüğünde ‘Yeni Nesil Malzeme Teknolojileri ve Sürdürülebilirlik’ paneliyle devam etti. Panel sonrasında “Yeşil Ürün ve Rol Model Programlarında” yer alan firmaların başarı öyküleriyle toplantı sona erdi.