KENT HABERLERİ - 25 Aralık 2016 Pazar 13:57

Üsküdar Belediyesinden eski kabadayı Çakır Ahmet'e seyyar araba

A
A
A
Üsküdar Belediyesinden eski kabadayı Çakır Ahmet'e seyyar araba

Üsküdar’ın sembol isimlerinden biri haline gelen eski kabadayı Çakır Ahmet’e yaptığı tatlıları satmasında kolaylık sağlamak için Üsküdar Belediyesi seyyar araba hediye etti.

Kabadayılık günlerinde attığı naraları şimdilerde tatlılarını satmak için atan Çakır Ahmet, "Başladığım zaman utanıyordum, koskoca Çakır Ahmet tatlı mı yapacak diye ama insan ekmeğini helal, doğru yoldan kazandığı zaman tatlı da yapar, satar da" dedi. 

Eski kabadayı Çakır Ahmet’in yaptığı tatlıları daha rahat bir şekilde satabilmesi için Üsküdar Belediye Başkanı Hilmi Türkmen tarafından Çakır Ahmet'e seyyar araba hediye edildi. 60 yıllık Üsküdarlı olan Çakır Ahmet, kabadayılığı bıraktıktan sonra ekmeğini kendi elleriyle yaptığı tatlıları satarak kazanmaya başladı. Eski kabadayının tatlılarını sırtında taşıdığı sepetlerde sattığını duyan Başkan Türkmen, Çakır Ahmet'e kolaylık sağlamak amacıyla seyyar bir satış arabası hediye etti. Çakır Ahmet de sırtında taşıdığı tatlılarını hediye edilen arabaya yerleştirdi. Ahmet, seyyar araba ile ilk satışına başlamadan önce belediye binası önünde Başkan Türkmen’e hazırladığı tatlılardan ikram etti. Çakır Ahmet, araba için Üsküdar Belediye Başkanı'na teşekkür ederken, Başkan Türkmen eski kabadayının yaptığı meşhur tatlılardan afiyetle yedi. Hediye edilen arabayla ilk satış gününe başlayan Çakır Ahmet, eski kabadayılık günlerinde attığı naralarını bu kez Üsküdar sokaklarında kendi elleriyle hazırladığı tatlıları satmak için attı. Üsküdar esnafının ve vatandaşların yakından tanıdığı eski kabadayı, yeni arabasıyla tatlı satışına başladığındaysa müşterisi eksik olmadı.

"Ev yapımı sayın abiler" diyerek müşterilerine seslenen Ahmet'e Çakır denmesi gözlerinin mavi rengi olmasından kaynaklanıyor. 60 yıllık Üsküdarlı olan Çakır Ahmet'e kabadayı lakabının verilmesi ise çok eskilere dayanıyor. Gençlik yıllarında bir kıza aşık olduğunu ve onu çok kıskandığı için çevresindeki birçok kişiyle kavga ettiğini belirten eski kabadayı, bu sebeple kendisine kabadayı denmeye başlandığını söyledi. Etrafındakileri koruyup kollamasıyla adı mahallesinde yayılan Çakır Ahmet, muhitindeki gençleri de kötü alışkanlıklardan uzak tutan bir abiye dönüşünce Üsküdar'da herkes ona kabadayı Çakır Ahmet demeye başladı.

"Çakır Ahmet Üsküdar’ımızın adeta bir sembolü oldu"
Çakır Ahmet’in Üsküdar için önemli bir değer olduğuna dikkat çeken Üsküdar Belediye Başkanı Hilmi Türkmen, “Üsküdar’ın eskimeyen kabadayılarından Çakır Ahmet, Üsküdar’ımızın adeta bir sembolü oldu. Yıllardır evde kendi elleriyle eşiyle birlikte yaptığı tatlıları Üsküdar’da kahvelerde, derneklerde, yollarda esnaflara kendince belirlediği fiyattan ikram ediyor. Bilek gücüyle bu işler zorlaştığı için Üsküdarlı vatandaşlarımız da böyle bir ihtiyacın ortaya çıktığını söyleyince Çakır Ahmet bizim çok sevdiğimiz bir dostumuz, ona çok güzel, şirin bir araba hediye etmiş olduk. Biz Çakır Ahmet’i çok seviyoruz” dedi.

“Başladığım zaman utanıyordum koskoca Çakır Ahmet tatlı mı yapacak diye”
Kabadayı olarak anılma hikayesini anlatan Çakır Ahmet, “Gerçek bir sevda yaşadım, sevdiğim kızı çok seviyor, çok kıskanıyordum. Onun için günde 3-5 sefer kavga etmekten adım kabadayıya çıktı, lakap koydular bana Çakır Ahmet diye. 16 yaşındaydım bu lakabı aldım. Eşim bana kuru ekmek getir, helal ekmek getir, her akşam tomar tomar para getirme dedi. Şimdi sırf tatlı yapıyorum. Bu işlere başladığım zaman utanıyordum koskoca Çakır Ahmet tatlı mı yapacak diye ama insan ekmeğini helal, doğru yoldan kazandığı zaman tatlı da yapar, satar da. Üsküdar Belediyesinden aradılar beni senin için böyle bir projemiz var dediler. İşte bu arabayı hediye ettiler, Allah razı olsun, şimdi arabada satıyorum. Tatlılarım için evde özel tencerelerim var, eşimin de yardımıyla tatlılarımı hazırlıyorum. Bana bugün Bostancı’nın göbeğinde havuzlu villa verseler, üzerine de 2 trilyon para verseler burada yaşayacaksın deseler namerdim istersem. Bodrum katta oturayım zararı yok ama ben Üsküdar’da oturayım” diye konuştu.

“Buralarda elinde o ağır sepetiyle çok fazla dolaşamıyordu”
Çakır Ahmet’in tatlılarını sepet yerine artık arabada satmaya başlayacak olmasının onun için çok iyi olacağını belirten Emirhan Dede, “ Eskilerin kabadayısı, iyi biridir, herkes iyi bilir. Tatlı satıyor, arabası değişmiş sanırım çok da iyi olmuş. Buralarda elinde o ağır sepetiyle çok fazla dolaşamıyordu. Soğuk günlerde zorluk çekmemesi için ağırlık taşımak yerine şimdi sadece itecek. Şimdi daha kolaylaşacak, inşallah işleri de daha iyi olur. Ben genelde Çakır Ahmet’ten supangle ile sütlaç yiyorum, çok güzel yapıyor, ellerine sağlık” şeklinde konuştu.

"Çok iyi bir insan, zaten eskilerin insanı, çok seviyoruz”
Çakır Ahmet’in tatlılarını beğenerek yediğini belirten Mısra Babüz, “Birçok çeşit tatlısı oluyor, hepsinden olmasa da bir pudingini sürekli alıyoruz. Sepetle satışla başlamıştı, çok da iyi satıyordu. Çok iyi bir insan, zaten eskilerin insanı, çok seviyoruz” diye konuştu. 

Harun Basat - Hasibe Karadağ

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bilecik Kadınların çamurdan temizlediği yeşil soğan sofraları süslüyor Türkiye’de yeşil soğanın en çok üretildiği illerin başında gelen Bilecik’te son hasadına başlanan ürün, Türkiye’nin birçok iline gönderiliyor. Marmara Bölgesi’nin sebze üretim merkezlerinden Bilecik’in Söğüt ve İnhisar ilçesine bağlı köylerdeki seralarda yeşil soğanın son hasadı yapılırken temizlenip satış noktalarına gönderiliyor. İklim dolayısıyla mikro klima özelliği taşıyan bölgede ’Marmara’nın Küçük Antalya’sı diye de adlandırılırken, örtü altı tarımın yapıldığı köylerde Aralık ayı gibi başlayan yeşil soğan hasadının sonuna gelindi. Yeşil soğanın hasadında ve temizliğinde çalışanların çoğunluğunu oluşturan kadınlar, sabah ev işlerini tamamladıktan sonra tarlada toplanan ürünleri çamurundan temizleyerek deste haline getiriyor. Hasatta işin yükünü, zahmetini çeken kadınlar, taze soğanın dikim, söküm, toplama, temizleme, yıkama ve paketleme gibi aşamalarının her bölümünde çalışıyor. Temizlenen yeşil soğanlar Marmara Bölgesi olmak üzere Türkiye’nin birçok iline gönderiliyor. "İstanbul, Ankara, Bursa bu şekilde büyükşehirlere göndeririz" Bu yıl hasadı tamamlanan taze soğan hakkında bilgi veren Yakacık Köyü Muhtarı Hüseyin Yıldırım, "Marmara’nın küçük Antalya’sı olarak adlandırılan ovadayız. Marulla beraber taze soğan hasadımız da başladı. Belirli miktarda taze soğan yapıyoruz büyük şehirlere gönderiyoruz. Taze soğan bizim köyde 50 dönüm, 60 dönüm vardır. Biz bunun kurusunu alırız dikeriz onu taze yaparız. 50 dönüm aşağı yukarı 500 ton 600 ton kuru soğan alır ekeriz biz kendi köyümüz olarak. Tabi dışarılarda var daha fazla da üretim oluyor. Biz taze soğanı işleriz, işçiliğini yaparız İstanbul, Ankara, Bursa bu şekilde büyükşehirlere göndeririz" dedi. "Söküyoruz, ondan sonra içeride temizlik yapıyoruz, temizliyoruz güzelce paketleyip gönderiyoruz" Yıldırım açıklamanın devamında, "Söküyoruz, ondan sonra içeride temizlik yapıyoruz, temizliyoruz güzelce paketleyip gönderiyoruz. Geçen sene bu kadar değildi bu sene rekolte fazla. Mesela geçen seneden en az 100-150 ton fazla ekim var. Fiyat şu anda tam şey değil bizim burada 30-40 lira arası yeşili. Tabi halde değişiyor" diye konuştu. "Taze soğan işçiliği zor biraz" Taze soğan üreticisi Kamile Aktaş ise "Burada 8 dönüm oluyor. Taze soğanı yapıyoruz, dikiyoruz bu zamanda işte. Bu ayın sonunda da yapıyoruz yani. Soğan bittikten sonra domatese başlıyoruz, dikiyoruz. Şimdi fiyatlar düşük. Bir iniyor, bir çıkıyor. Yani soğan işçilik olunca biraz zor" dedi. Öte yandan İl genelinde bin 877 dekar alanda yılda 7 bin 600 tonu aşkın yeşil soğan üretiliyor.
Siirt Siirt battaniyesi Avrupa’ya açılıyor Tiftik üretilen ve geçmişi eski dönemlere dayanan Siirt battaniyesi, usta eller tarafından dokunarak yurt dışına ihraç ediliyor. Gelişen teknolojiye rağmen orijinalliği bozulmadan ustaların eliyle dokunan tiftik battaniyesi Avrupa ülkelerinden rağbet görüyor. Yaklaşık 45 yıldır battaniye dokumacılığı yapan 54 yaşındaki Faraç İtil, çeşitli fuarlara katılarak kurduğu tezgahta dokumacılık yaparak mesleğini tanıtmaya çalışıyor ve el emeği göz nuru dokuma ürünlerini beğeniye sunuyor. Fuarlara katılarak Siirt battaniyesini tanıtan ve yoğun ilgi gördüğünü belirten battaniye ustası İtil, "45 yıldır Siirt battaniyesi dokumacılığı yapıyorum. Siirt battaniyesi çok özellikli bir battaniyedir. Keçi yününden yapılıyor. Özelliği ise romatizma, eklem ağrılarına iyi gelen ve sıcak tutmasıyla da ünlü bir battaniyedir. El dokuması olması hasebiyle çok rağbet görüyor. Yani bu kışın bayağı satış yaptık. Şimdi de İspanya ve İtalya’ya da ihracat ediyoruz. Yaklaşık 7-8 yıldır fuarlara katılıyoruz. Fuarlarda da tanıtıyoruz ve bayağı ilgi görüyor. Siirt battaniyesi gittiğimiz illerde çok beğeniliyor. Şimdi de İspanya’ya, İtalya’ya da gönderiyoruz. Şu aralar hem yastık olarak hem kırlent olarak da dokuyup gönderiyoruz. Yaz ayında ise Allah’ın izniyle kilime döneceğiz. Yazında kilim isteniyor bizden. Kilim olarak da bayağı sipariş verilmiş şu an İtalya’ndan da İspanya’dan siparişlerimiz var’’ dedi.
Hatay Gaziantep Büyükşehir Belediyesi, İskenderun’da sahaya indi Gaziantep Büyükşehir Belediyesi ekipleri, Hatay’ın İskenderun ilçesinde sahaya inerek çalışmalara başlamıştı. Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin de İskenderun’a ge gelerek İskenderun Belediye Başkanı Mehmet Dönmez’e destek mesajı verdi. Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, İskenderun ziyaretleri çerçevesinde belediye başkanı Mehmet Dönmez’i makamında ziyaret etti. Şahin, Dönmez’e hayırlı olsun dileklerinde bulunarak görevinde başarılar diledi. Şahin, Başkan Dönmez’le birlikte İskenderun’da incelemelerde bulundu. Depremin yaralarının sarıldığı bölgeye destek amaçlı Gaziantep Büyükşehir Belediye ekipleri de geçtiğimiz günlerde İskenderun’da çalışmalara başlamıştı. “Eğer alt yapıya müdahale etmeseydik lağım ve pis koku nedeni ile salgın hastalıklar görülebilirdi” İskenderun Belediye Başkanı Mehmet Dönmez kentte yaşanan kanalizasyon sorunlarının çözülmesi için Gaziantep, GASKİ’nin öncülüğünde Konya ve Kayseri Büyükşehir belediye ekiplerinin desteğiyle çalışma yürütüldüğünü söyledi. Başkan Dönmez, "Ekiplerin fedakarca çalışmaları sayesinde İskenderun alt yapısının kısa sürede belirli noktalarda rahatlama kaydedildi. Çalışmalar sonucunda ortaya konacak tespitle alt yapıda hangi bölgelerde yatırım gerekeceği veya gerekmeyeceği belli olacak. Geçmiş dönem Hatay Büyükşehir ekiplerinin kanalizasyon sisteminde periyodik bakım yapmadıkları üç büyükşehir uzmanlarınca tespit edildi. Fotoğraf ve videolarla kayıt altına alındı. Eğer alt yapıya müdahale etmeseydik lağım ve pis koku nedeni ile salgın hastalıklar görülebilirdi “ dedi. “Başkan Dönmez’in İskenderun için yeni bir başlangıç yeni bir umut olduğunu gösteriyor” Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, GASKİ ekiplerinin 10 günlük süreçte ortaya güzel çalışmalar çıkardıklarını belirterek “Komşumuz İskenderun ve Başkan Mehmet Dönmez’in yanındayız ve yanında olmaya devam edeceğiz. Komşuluk kültürümüz ve inancımız bunu gerektiriyor. Ekiplerimizi gönderdik ve on günde güzel ilerleme oldu bu çalışmalar çok önemli ve bize şunu gösterdi. Doğru başkan belediye başkanımızın ne kadar doğru olduğunu bize gösteriyor ve doğru ekip ve birlikten kuvvet doğar anlayışının İskenderun için yeni bir başlangıç yeni bir umut olduğunu gösteriyor. Biz ekip olarak başkanımızın yanındayız yakınındayız. Bizden ne talep ediyor ise Gaziantep büyükşehrinin tüm imkan ve fırsatları yanındadır. Yeni dönem hayırlı olsun” ifadelerini kullandı.
Osmaniye Osmaniye’de yer fıstığı tohumları toprakla buluştu Yer fıstığı üretiminde Türkiye’nin önde gelen merkezlerinden Osmaniye’de birincil ekim yer fıstığında ilk tohumlar toprakla buluştu. Bereketli topraklarında üretilen fıstığıyla Türkiye’de nam salan Osmaniye’de çiftçilerin fıstık mesaisi başladı. Merkeze bağlı Kırmacılı köyünde önceden ekilmek üzere ilaçlanan yer fıstığı, çiftçiler tarafından toprakla buluşturuldu. Üretimin ve pazarlamanın büyük bir kısmının Osmaniye’de yapıldığı yer fıstığında yaz döneminde yaşanması muhtemel kuraklık ve satış konusunda endişeli olan çiftçiler, yer fıstığına destek bekliyor. Fıstığın yetiştirilme sürecini anlatan çiftçi Mustafa Gül (52), "Bu topraklarda kendimi bildim bileli çiftçilikle, toprakla uğraşıyorum. Yaklaşık 2001 yılında tekrardan su pompası ile su geldi bu bölgeye, o günden bugüne daha geniş yapmaktayız. Fıstık ekiminde toprağın önce gübrelemesi yapılır, hazırlanır, daha sonra tohumlar kırılır. Tohumların hastalıksız olması lazım, tohumların ilaçlamasını yaparız. Biz yağmurdan önce hazırlığımızı yaptık, toprak kuruyunca ekime başladık. Havalı mibzerle ekim yapılıyor yaklaşık 10 santim, aralıkla ekim yapılır. Tohumun durumuna göre 13, 14, 15 kilo kadar dönüme tohum atılır. Tabii fazla atan da oluyor, tohumun sağlam olması önemli. Birinci ve ikinci ürün olmak üzere 120 dekar ekeceğim. Başladım ekmeye. Tabii hava şartları, iklim şartları bunda etkili. Söküm zamanı, yağış durumları, yağışın olması zarara uğratabiliyor. Yer fıstığının topraktan çıkıp tüccara verip, parasını cebine koyana kadar bir garantisi yok. Yani ekimle başlar sıkıntısı, söküp parasını cebine koyana kadar devam eder. Çereze giden fıstıklarda bir kalite var. Bu bölgenin lezzetini hiçbir yer vermiyor" dedi.
İstanbul İstanbul’da 50 milyon liralık kaçak ve sahte ilaç operasyonu: 16 gözaltı İstanbul’da ilaç kaçakçılarına yönelik düzenlenen operasyonlarda 16 şüpheli yakalandı, piyasa değeri 50 milyon lirayı bulan yüklü miktarda sahte, kaçak ve bozuk ilaç ele geçirildi. Alerji testi, botoks, dolgu malzemesi, kanser ve diyabet hastalıklarında kullanılan ilaçlarının da aralarında bulunduğu tıbbi ürünler emniyette sergilenirken, yakalanan şüphelilerin 9’u tutuklandı.Alınan bilgilere göre, İstanbul Emniyet Müdürlüğü Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, ilaç sektöründeki sahtecilik faaliyetlerinin önlenmesi ve şüpheli şahısların yakalanmasına yönelik 15 ve 25 Nisan tarihleri arasında bir dizi çalışma gerçekleştirdi. Teknik ve fiziki takibin devamında belirtilen tarihler arasında yetkisiz alanda depolanmış sahte, kaçak ve yasadışı ilaçların, tıbbi cihaz ve materyallerin bulunduğu tespit edilen 16 ikamet, 20 iş yeri olmak üzere toplam 36 adrese operasyon düzenleyen polis, baskınlarda 16 şüpheliyi gözaltına aldı. Operasyonlarda piyasa değeri yaklaşık 50 milyon lirayı bulan, soğuk zincire tabi olan ve bozulan, alerji testi, botoks ilacı, dolgu malzemesi, kanser, diyabet, enfeksiyon, tansiyon ve cinsel hastalıkların tedavisinde kullanılan medikal malzeme ele geçirildi. Yakalanan şüpheliler İstanbul Mali Suçlarla Mücadele Şubesine götürülerek ifadeleri alındı. Sorgularının ardından mahkemeye çıkarılan ilaç kaçakçısı 16 kişinin 7’si adli makamlarca serbest bırakıldı. Geri kalan 9 şüphelinin ise tutuklanarak cezaevine gönderildiği açıklandı. Diğer yandan yapılan operasyonlarda ele geçirilen sahte, bozuk ve kaçak ilaçlar, Vatan Caddesi’nde bulunan İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nde sergilendi.