MAGAZİN - 30 Mayıs 2017 Salı 10:25

Usta sanatçı Nejat Alp İstanbul'u terk etti

A
A
A
Usta sanatçı Nejat Alp İstanbul'u terk etti

Usta sanatçı Nejat Alp, eşi Dilek Alp ile birlikte İstanbul'u terk ederek Bodrum'a yerleşti. Bodrum'da taverna açmak için kolları sıvayan ünlü sanatçı, 2 yeni albüm ile hayranlarının karşısına çıkmaya da hazırlanıyor.

İstanbul'un kalabalığından kaçarak Bodrum'a yerleşen ünlüler kervanına usta sanatçı Nejat Alp de katıldı. 48 yıllık sanat hayatı boyunca İstanbul'da yaşayan ve taverna kültürünün önde gelen isimlerinden olan Alp, radikal bir karar alarak Bodrum'un Turgutreis Mahallesi'ne yerleşti. Sessiz ve sakin bir hayat yaşayan Nejat Alp Bodrum’un en ünlü mekanlarından biri olan Güler Kasap Steak House'da objektiflere takıldı. Mekan sahibi Murat Gümüşoğlu ve dostlarıyla birlikte vakit geçiren Alp gazetecilerin sorularını da yanıtladı.

Tatil için gediği Bodrum'a yerleşti

Bodrum'a 5 günlük tatile geldikten sonra yerleşmeye karar verdiğini açıklayan Alp İstanbul'u terk ettiğini söyleyerek, “Radikal bir kararla Bodrum'a taşındık. Eşime gidiyor muyuz dedim o da kabul etti. Eşime eskiden yurt dışına taşınalım demiştim. Türkiye'nin birçok güzel yeri var oralara da taşınalım demiştim hiç kabul etmemişti. Bodrum'a yerleşelim dediğimde tereddüt etmeden evet dedi. Bodrum'a en son 1974’te gelmiştim burası köy gibiydi. O seneden bu sene hiç buraya gelmedim. İstanbul’da bir alt komşum vardı hiç Bodrum'a gittin mi diye sormuştu. Bende en son 1974 yılında gittiğimi söylemiştim. Komşum git bir gör dedi. Orada çağ değişti demişti. Komşum hediye uçak bileti aldı Bodrum'a gidelim diye. Sonra 5 günlük bir tatile geldik. Bodrum'u gördüm ve bayıldım. Kalıyor muyuz dedim eşime kalıyoruz dedi. Buraya yerleştikten sonra İstanbul'daki o stresimiz hiç kalmadı. İstanbul’da insanın ruhu kararıyor. Biz Sarıyer’de oturuyorduk. Orası da çok güzeldi ama burası güllük gülistanlık geldi. Cennet gibi geldi bize. Burada çok güzel dostlarım da var. Yalnız bırakmadılar bizi sağ olsunlar. Bodrum'a taşınırken en çok kasap ve peynir alacağımız yer bulamamaktan korkmuştum. Halen peynir alabileceğim bir yer bulamadım. Ama etimizi bulduk. Benim canım arkadaşım Murat Gümüşoğlu'nun Bitez Mahallesi'nde güzel bir mekanı var. O şov yapan insanlara bakmayın, yediğim en güzel et burada. Biraz önce bir et yedim İstanbul’da böyle bir et yemedim. Böyle güzel dostlarımız bizleri davet eder hoş sohbet içerisinde yemeğimizi yer oturur sohbet ederiz. Murat arkadaşım da onlardan biridir” dedi.

"Dünyadaki cennet veya cehennem insanın eşidir"

Evlilik hayatından da bahseden Nejat Alp, 35 yıllık evlilik hayatında hiç tartışmadıklarını ifade ederek, "Evliliğim Allah'ıma şükürler olsun çok iyi gidiyor. Dünyada cennet veya cehennemin insanın karısı veya kocası olduğuna inanıyorum. Eğer bu dünyada kabahatiniz çoksa dünyadaki cehennem eşiniz olur. Bu benim ikinci evliliğim. Allah'ıma binlerce kez şükürler olsun 35 yıllık evlilik hayatımda bir tek tartışmamız bile olmamıştır. Münakaşa ve münazara bile aramızda olmadı. Çok mutluyuz Allah'ıma şükürler olsun" şeklinde konuştu.

Taverna açacak

80’li ve 90’lı yıllarda çıktığı tavernalarda 20 yıl boyunca sahnesi ful çeken Alp, taverna kültürünü Bodrum'a getireceğini de açıkladı. Alp, sözlerini şöyle sürdürdü: "Benim olmazsa olmazım, yemeğim diyebileceğim müziğimi devam ettiriyorum. Evimde ve stüdyomda çalışıyorum. Dostlarımla oturduğum masadan bir Türk sanat müziği albümü yaptım. 16 parçadan oluşan bir albüm yakın bir zamanda çıkaracağım. Her 4 parçada bir makam değişiyor ve hep beraber söylüyoruz bütün dostlarımla beraber. Albümümün ismi ise 'Bodrum'da sohbet.' Bir tane de ayrı bir albüm yaptım. Bodrum'daki diskolara, eğlence mekanlarına gittim ve çok büyük bir ihtiyaç olduğunu gördüm. Her diskoda 3 bin, 4 bin kişi dans ediyor ve Türkçe parça istiyorlar. Diskolarda 20 yıl öncenin parçalarını çalıyorlar. Bir tek yeni olarak Bülent Serttaş kardeşimin Bodrum şarkısını dinledim. Gece eve geldikten sonra ben bu Bodrum'a bir parça yapacağım dedim ve güzel bir parça yaptım. Her dinleyen parçaya bayıldı ve bir an önce bu parçayı çıkar dedi. 15 gün içerisinde inşallah Bodrum şarkısını çıkarmayı düşünüyorum. Allah kısmet derse de kendime bir taverna mekanı açmayı düşünüyorum. Ben çalışmaya alışmış bir insanım. 48 yıldır müzik yapıyorum. Her gün çalışan birsi akşamları evde oturunca çok zor oluyor. Ayda 2 veya 3 işe gitmek bana tam çalışıyormuşum gibi gelmiyor. Şu anda mekan arıyorum bulur bulmaz Allah kısmet ederse o mekanı da açacağım."

Güler Kasap Steak House sahibi Murat Gümüşoğlu ise, "Nejat Alp abimiz bizi çok onurlandırdı. Ben kendisine çok teşekkür ediyorum. Çok sevindirdi bizi. Kendisine Bodrum’da başarılar diliyorum. Albümünün bir an önce çıkmasını sabırsızlıkla bekliyorum. Beraber güzel bir akşam geçirdik. Taverna kültüründen ve anılarından bahsetti bize inanılmaz hikayeleri var. Anılarını yazsa bir kitap olur. Saatlerce sohbet ettik. İnşallah bir mekan da Nejat abimiz açacak. Bodrum'a taşınmakla çok güzel bir karar vermiş oldu" ifadelerini kullandı. 

Eren Ayhan
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bolu Bolu’da 7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi düzenlendi Bolu’da "7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi" düzenlendi. Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Fatma Deniz Sayıner modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgileri katılımcılara aktardı. Bolu Koru Otel’de geleneksel hale gelen Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi’nin 7’ncisi düzenlendi. Kongre’nin oluşturulmasında büyük payda sahibi olan Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Deniz Sayıner’in öncülüğünde bir araya gelen doğum hekimlerinin yanı sıra perinatoloji uzmanları, ebeler, hemşireler, yenidoğan hekimleri ve doğuma katkı sağlayan birçok branş uzmanı da kongrede yerini aldı. Kongrede Türkiye’de ve dünyada modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgiler, araştırma sonuçları ve deneyimlerin paylaşıldığı bilimsel oturumlar yapıldı. 3 gün sürecek olan kongrede, doğuma yönelik kurslar ve bilgilendirme toplantıları yapılacak. “Doğum konusu birçok konuya göre az ilgi görüyor” Türkiye’de sadece doğumun ele alındığı en büyük bilimsel toplantı olma özelliğini taşıyan 7. Uluslararası Bolu Koru Gebelik, Doğum ve Lohusalık Kongresi’nin başkanlığını yürüten Prof. Dr. Aydan Biri, “Bu 7’ncisi olmakla birlikte en çok heyecan duyduğum kongre oldu. Her geçen yıl birbirini tekrar etmemek adına zaten çok geniş ve sonsuz olan bu kongrede bir kez daha sizinle olmaktan çok büyük keyif duyuyorum. Konumuz doğum ve içerisinde çok fazla bileşen var. Doğumsal birleşim ya da bir bebeği ilgilendiren bir süreç, toplumun esası temeli ve koruyucu sağlık bakımı. Kongrede çok fazla insanı bir araya getiriyoruz. Ama çok da zor oluyor bu kongreler. Daha önce de söylediğim bir şey var ana işimiz olan doğum, özellikle kadın doğum hekimlerinin polikliniklerinin yüzde 80’i doğum, ancak buna rağmen birçok konuya göre çok daha az ilgi görüyor. Bu yıl ben çok çünkü bu konu doğrultusunda doktor arkadaşlarımızın da ana konumuzun doğum olduğuna dair inancı arttı. Her ne kadar hala akademisyen arkadaşlarımızın ‘Doğum da moda oldu’ demesine rağmen mesleğe bakışımızın çarptırıldığı bir dönemdeyiz” dedi. “Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez” Bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelere ihtiyaç olduğunu söyleyen Prof. Dr. Deniz Sayıner, “Eğitim bizim vazgeçilmezimiz olmalı. Çünkü en büyük güç bilgi gücüdür. Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez. Hiçbir silah, hiçbir teknoloji bilginin karşısında duramaz. O nedenle sürekli bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelerin yetişmesine ve ebelere ihtiyaç duyduğumuzu söylemem lazım. Ve tabii ki böyle bir ebeliği dizayn etmek için de birlik olmaya ihtiyaç vardır. Kurucu üyelerinden biri olmaktan onur duyduğum, gerçekten birlikte yürümekten gurur duyduğum yol arkadaşlarımın olduğu Anadolu Ebeler Derneği. Bu dernekle birlikte örgütlenmek, mesleğine sahip çıkmak mesleki örgütün içinde olmak son derece önemli” diye konuştu.