ASAYİŞ - 15 Aralık 2017 Cuma 04:25

Uyuşturucu ticaretinde bir ilk: kokain-külçe altın takası

A
A
A
Uyuşturucu ticaretinde bir ilk: kokain-külçe altın takası

İstanbul'un Bakırköy ilçesinde ev ve araca yönelik düzenlenen uyuşturucu baskınında, 49 kilo 100 gram kokain ile uyuşturucu takasında para yerine kullanılan 17 kilo 257 gram külçe altın ele geçirildi.

Operasyonda biri Bulgar uyruklu 4 kişi gözaltına alınırken, uyuşturucu ticaretinin nakit para yerine altın takası ile yapıldığı ortaya çıktı.

Alınan bilgilere göre, İstanbul Emniyet Müdürlüğü Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, daha önce düzenlenen bir operasyonda yakalanan Bulgar uyruklu 2 kişinin itirafları doğrultusunda Hollanda’dan İstanbul Bakırköy’e getirilen uyuşturucuların altınlarla takası yapılacağı bilgisini edindi.
Uyuşturucu takasında kullanılan külçelerce altın ele geçirildi

İlçedeki ev ve aracı tespit eden polis, kokain-altın takasına yönelik önceki gece sabaha karşı baskın düzenledi. Ev ve araca yapılan eş zamanlı baskında 49 kilo 100 gram kokain ile bu uyuşturucu takasında kullanılan 17 kilo 257 gram ağırlığında 13 külçe altın ele geçirildi.

Uyuşturucu ticaretinde bir ilk: kokain-külçe altın takası

Operasyonda, kokaini Hollanda’dan Türkiye’ye getiren Bulgar uyruklu Yuliyan M.C., uyuşturucu karşılığında külçe altın veren Ceyhan A. (42), Ahmet Rasim A. (47) ile Songül Ç. (33) adlı kadın yakalanarak gözaltına alındı. Aynı operasyonda 1 adet hassas terazi ile 1 adet pres makinesi ve tel kesme aparatı ele geçirildi.

Operasyonlarda gözaltına alınan 1’i Bulgaristan uyruklu 4 kişi, sorgulanmak üzere İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne götürüldü.

Şüphelilerin emniyetteki işlemleri devam ediyor. 

Sadık Kahraman

Uyuşturucu ticaretinde bir ilk: kokain-külçe altın takası

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bolu Bolu’da 7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi düzenlendi Bolu’da "7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi" düzenlendi. Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Fatma Deniz Sayıner modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgileri katılımcılara aktardı. Bolu Koru Otel’de geleneksel hale gelen Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi’nin 7’ncisi düzenlendi. Kongre’nin oluşturulmasında büyük payda sahibi olan Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Deniz Sayıner’in öncülüğünde bir araya gelen doğum hekimlerinin yanı sıra perinatoloji uzmanları, ebeler, hemşireler, yenidoğan hekimleri ve doğuma katkı sağlayan birçok branş uzmanı da kongrede yerini aldı. Kongrede Türkiye’de ve dünyada modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgiler, araştırma sonuçları ve deneyimlerin paylaşıldığı bilimsel oturumlar yapıldı. 3 gün sürecek olan kongrede, doğuma yönelik kurslar ve bilgilendirme toplantıları yapılacak. “Doğum konusu birçok konuya göre az ilgi görüyor” Türkiye’de sadece doğumun ele alındığı en büyük bilimsel toplantı olma özelliğini taşıyan 7. Uluslararası Bolu Koru Gebelik, Doğum ve Lohusalık Kongresi’nin başkanlığını yürüten Prof. Dr. Aydan Biri, “Bu 7’ncisi olmakla birlikte en çok heyecan duyduğum kongre oldu. Her geçen yıl birbirini tekrar etmemek adına zaten çok geniş ve sonsuz olan bu kongrede bir kez daha sizinle olmaktan çok büyük keyif duyuyorum. Konumuz doğum ve içerisinde çok fazla bileşen var. Doğumsal birleşim ya da bir bebeği ilgilendiren bir süreç, toplumun esası temeli ve koruyucu sağlık bakımı. Kongrede çok fazla insanı bir araya getiriyoruz. Ama çok da zor oluyor bu kongreler. Daha önce de söylediğim bir şey var ana işimiz olan doğum, özellikle kadın doğum hekimlerinin polikliniklerinin yüzde 80’i doğum, ancak buna rağmen birçok konuya göre çok daha az ilgi görüyor. Bu yıl ben çok çünkü bu konu doğrultusunda doktor arkadaşlarımızın da ana konumuzun doğum olduğuna dair inancı arttı. Her ne kadar hala akademisyen arkadaşlarımızın ‘Doğum da moda oldu’ demesine rağmen mesleğe bakışımızın çarptırıldığı bir dönemdeyiz” dedi. “Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez” Bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelere ihtiyaç olduğunu söyleyen Prof. Dr. Deniz Sayıner, “Eğitim bizim vazgeçilmezimiz olmalı. Çünkü en büyük güç bilgi gücüdür. Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez. Hiçbir silah, hiçbir teknoloji bilginin karşısında duramaz. O nedenle sürekli bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelerin yetişmesine ve ebelere ihtiyaç duyduğumuzu söylemem lazım. Ve tabii ki böyle bir ebeliği dizayn etmek için de birlik olmaya ihtiyaç vardır. Kurucu üyelerinden biri olmaktan onur duyduğum, gerçekten birlikte yürümekten gurur duyduğum yol arkadaşlarımın olduğu Anadolu Ebeler Derneği. Bu dernekle birlikte örgütlenmek, mesleğine sahip çıkmak mesleki örgütün içinde olmak son derece önemli” diye konuştu.