SPOR - 18 Nisan 2015 Cumartesi 16:08

Vali Öz içini döktü!

A
A
A
Vali Öz içini döktü!

Trabzon’un Sürmene ilçesinde 4 Nisan Cumartesi gecesi Fenerbahçe otobüsüne yönelik silahlı saldırı olayı ile ilgili konuşan Vali Abdil Celil Öz, olayla ilgili ilk başta taşlı saldırı demekle bilmeden belki olayın belli bir seyirde soğumasını sağladığını ancak bunun bilerek yaptığı bir hata olmadığını söyledi.

Olayın şüphelilerinin yakalanıp serbest kalması sürecinde de eleştirildiğini kaydeden Vali Öz “Ben ifademde hiçbir zaman olayın failleri yakalandı, dosya kapandı, olay sonuçlandı gibi bir ifade hiçbir zaman kullanmadım” dedi.

Trabzon Sanayici ve İşadamları Derneği’nin (TSİAD) Genel Kurulu’nda bugün bir konuşma yapan Vali Abdil Celil Öz, Fenerbahçe otobüsüne saldırı olayı sonrası yaşanan gelişmeleri anlattı. Vali Öz, olay olduğu anda evde olduğunu anlatarak “Evde oturup olayı takip edebilirdim, vilayete gidip, emniyete gidip takip edebilirdim. Ancak doğrudan havalimanına gittim. Öncelikle arkadaşlarıma ‘Kafileyi güvenli bir şekilde İstanbul’a intikal ettirin’ talimatı verdim. Olay yerinde bizim polis minibüsümüz vardı. Polis minibüsümüzle beraber kafileyi havaalanına aldık. Emniyet ve jandarmaya talimat vererek bölgenin kontrol altına alınmasını sağladık. Kaldı ki bizim orada yaklaşık 60-70 kişi polis ve jandarma ekibimiz vardı. Yol üzerinde de yaklaşık 450 kişiyle polis ve jandarma güvenlik tedbirini almıştı” diye konuştu.

“İLK SIKINTIYI GEÇEN YIL Kİ FENERBAHÇE MAÇINDA YAŞADIK”
Konuşmasında geçen yıl yaşanan Fenerbahçe-Trabzonspor maçını hatırlatan Öz “Ben bu konuda biraz daha mantıklı düşünmemiz gerektiğini ifade ediyorum. O günkü ulusal ve yerel yorumlarla bugünkü ulusal ve yerel yorumları zaman zaman bir araya koyuyoruz ve karşılaştırıyoruz. O günlerde ‘niye bu kadar güvenlik tedbiri alınıyor’ diye eleştirenler bu olay olduğu zaman da ‘acaba güvenlik zafiyeti mi vardı, yeterli güvenlik tedbiri yoktu da bu olaylar oldu’ diye yorum yapanlar aynı kişiler. Dolayısıyla burada bir hastalık var, spor dünyasında bir hastalık var. Birileri yerel veya ulusal yönetimde, hukuk düzeninde veya başka şekliyle var olan eksiklikler birikti, birikti ve bu memleketin insanında bir gerginlik oluştu. Bu olay bir şekilde patlayacaktı. İlk sıkıntıyı hepinizin bildiği gibi hiç gereksiz şekilde geçen yılki Fenerbahçe maçında yaşadık. Ben şunu iddia ediyorum o maçı o sıkıntıyı biz Trabzon olarak en az zayiatla atlattık. Ben arkadaşlarıma o gün stadyumda maçı nasıl seyrettiğimi pek çok kişi bilir. Olaydan sonra pek çok kişinin oradan nasıl uzaklaştığını da ben iyi gözlemledim. Ben arkadaşlarıma iki şey söyledim: ‘Bir tribünlerde ne olursa olsun hiçbir zaman hiç kimseyi tribünden almayacaksınız. İkinci olarak olay çıktıktan sonra dedim ki kesinlikle bu kalabalığı dağıtmayacağız. Bizim o gün orada kalabalığı dağıtacak polis gücümüz, gazımız vardı, zırhlı aracımız, TOMA’mız vardı. Dedim ki bu kalabalığı buradan dağıtmayacağız, insanların öfkesini burada alacağız. Biz o gün o kalabalığı dağıtsaydık ben şuna inanıyorum; Trabzon sokakları o gün yanardı, pek çok insan hayatını kaybedebilirdi. Biz polis memurlarımızın yaralanmasına rağmen sabrettik. Ben şuna inanıyorum o süreci kim ne kurguladı ne tür senaryo hazırladı onu bilemiyoruz. Ama o sürecin çok iyi yönettiğimizi ifade etmek istiyorum” şeklinde konuştu.

“BİLMEDEN OLAYIN SOĞUMASINA NEDEN OLDUM"
4 Nisan gece ilk olarak havalimanına giderek kafileyi karşıladığını ve “geçmiş olsun” dileğinde bulunduğunu hatırlatan Öz “Her Trabzonlu’nun yapması gereken buydu. Basın mensupları oradaydı. Basın mensuplarının yanında Fenerbahçe yöneticileriyle basınla yüzleşmiş olduk. İnanın o yüzleşme pek çok sorunun önüne geçmiş oldu. O karşılaşma ve oradaki konuşma olmasaydı olay daha farklı boyutlara yansıyabilecekti. Bunun dışında olay sürecinde ben hep bildiğim doğruları paylaşma yoluna gittim. Olay yerine giden güvenlik ekiplerimize ve emniyet müdürümüze sordum. Dediler ki ‘otobüsün yanında taşlar var.’ Hastane Başhekimine sordurdum Sürmene’de dedi ki ‘şoförün yarası taş yarasına benziyor.’ Ben bunun üzerine ilk havaalanındaki basın mensuplarına dedim ki ‘olay yerinden aldığımız ilk bilgiye göre bu bir taşlı saldırıya benziyor ancak bütün ihtimalleri değerlendiriyoruz.’ Ve ben olayın son gününe kadar kesin bir konuşma yapmadım. Sonrasında ekibi yolcu ettik. Ardından olay yerine giderken tekrar Başhekimle görüşmemizde ‘şoförün kanaması var, üniversite hastanesine sevk ediyoruz’ Döndüm Arsin’den üniversite hastanesine geldim. Burada hastanın tomografisi çekildi. Dediler ki ‘saçma veya bir metal var.’ Ne olabilir saçma olabilir. Olay yerinden de yeni bilgi geldi, dediler ki ‘saçma izine benzer izler var.’ Bunun üzerine ben hastaneden çıktım ‘gerek şofördeki bulgular gerekse olay yerindeki bulgular bunun bir av tüfeği ile yapılan bir atış olduğunu gösteriyor’ dedim. Benim bu süreçteki bütün değerlendirmelerimde av tüfeği, saçma, olay yeri, bulgular aslında ben yanlışlıkla belki de olayın soğumasına sebeb oldum. Niye başta 'taşlı saldırı' demekle bilmeden belki olayın belli bir seyirde soğumasını sağlamış olduk. Ama bu benim bilerek yaptığım bir hata değildi” diye konuştu.

“SALDIRI İLE İLGİLİ ÖYLE SENARYOLAR ÜRETİLDİ Kİ “
Saldırının ertesi günü olay yerine gittiğini kaydeden Vali Öz, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Olay yerinde ben de ordayken bir tapa bulduk. Sonrasında arkadaşlara ‘bölgeyi iyice tarayın’ dedik ve bölgede av tüfeği bulundu. Tapa, av tüfeğinin içinde var olan fişekler ve otobüste çıkan saçmalar aynı ve senaryo belli . Ateş edilen yer belli, ağaçta izler var. Bütün göstergeler belli, Ben yine açıklamam da dedim ki ‘bu yerelde kendini bilmez bir veya birkaç kişinin saldırısına benziyor.’ Olay ilk gününden bu yana bu şekilde gösterildi. Ancak öyle senaryolar üretildi ki ulusal kanallarda ve yerel medyada. Birisi çıkıp diyor ki ‘kanas var diyor sniper var diyor terör örgütü geldi diyor, burada örgütlendi falan filan.’ Bir kısmını düzeltmeye çalıştık. Biz çalışmamızı devam ettirdik sonraki gün olaylar, deliller, görgü tanıkları ve saire iki kişi üzerinde yoğunlaştı ve o iki kişi gözaltına alındı. Gözaltından sonra bu birkaç noktada sızdı. Bunun üzerine ben dedim ki ‘çıkıp ben açıklayayım ve yanlış bilgi, sızma olmasın.’ Beraberce arkadaşlarımızla dedik ki ‘olay yeri inceleme, görgü tanıkları, teknik çalışmalar, bulgular neticesinde 2 kişi şüpheli olarak gözaltına alındı ve adli süreç devam ediyor. Ben ifademde hiçbir zaman olayın failleri yakalandı, dosya kapandı, olay sonuçlandı gibi bir ifade hiçbir zaman kullanmadım. Ve ondan sonraki süreçte iş devam etti. Onu yazdılar, bunu yazdılar, terör diyen oldu senaryo diyen oldu, şunu diyen oldu, bunu diyen oldu. Bu olaydan sonra ben, konu adli sürece geçtiği için dedim ki ‘ben konuşmuyorum. O süreçten sonra ben çıkıp delil şuydu bu şunu çağrıştırıyordu, bu bunu işaret ediyor diye çıkıp kamuoyu önünde konuşacak değilim, konuşmadım.”

“MASA BAŞINDA SENARYO YAZMAYIN”
Son olarak 2 gün önce ulusal bir gazetede çıkan habere vurgu yapan Vali Abdil Celil Öz “Kocaman bir haber. Olayı öyle bir anlatmış ki garip bir haber. ‘Acaba benim bilmediğim bir şey mi dönüyor’ diye arkadaşlara sordum ‘var mı böyle bir şey yok’ Dedim ki ’arayın haberi yazan muhabiri’ Muhabir dedi ki ‘ben birkaç cümle bilgi verdim, merkezden bu haber yapılmış’ Dedim ‘bu kez merkezini arayın’. Merkezini arattırdım. Merkezden dediler ki ‘muhabir ne verdiyse biz onu yazdık.’ Muhabire diyoruz ki ‘sen bunu kimden aldın, nerden yazdın ? oturmuşlar masa başında bir senaryo yazmış. Bu haberi pek çok ulusal kanal haber yapmış. Trabzon’da bazı yerel medya da dedi ki ‘Bu olayı birilerine yıkmaya çalışanlar terör çıkınca niye sustular.’ Halbuki öyle bir şey yok. Öyle bir sonuç da yok. Öyle bir bulgu da yok. Dolayısıyla buradan bir senaryo yazıyoruz. Senaryoyu oynuyoruz ve kendimiz de inanıyoruz” ifadelerini kullandı.
Süreçte yapılan hatalara vurgu yapan Öz, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Yaptığımız hata şu; Bu olayı bir başkası geliyor ‘provokasyon var’ diyor. Bir başkası geliyor ‘Trabzonlular ile oynanıyor’ diyor. Halbuki ilk baştan beri yapmamız gereken şuydu; ‘böyle bir olay oldu biz bu olayı kabullenmiyoruz ve kınıyoruz. Faili kimse ortaya çıkarılması için kurumlarımızla beraber çalışmalıyız ve çalışıyoruz.’ Ancak öyle bir yapı ortaya çıktı ki tribünlere oynayan ‘Bizden böyle birisi çıkmaz. Bu olayı dışarıdan birileri geldi yaptı ve bize yıkılmaya çalışıldı.’ Bu, bu olayın bize olan yükünü her geçen gün arttırdı maalesef. Kimisi yanlış bilgilendirme dedi kimisi başka ifadeler kullandı. Ancak ben hala ilk gün durduğum yerdeyim ve olayı inşallah en kısa zamanda aydınlatacağız. Ancak kamuoyunu doğru bilgilendirilmesi ve muhasebenin doğru yapılmasının önemini sizinle paylaşmak istedim. Olayın gidişatı budur. Bundan sonrasını inşallah aydınlatacağız. Bu yükün Trabzon’un ve Trabzonspor’un üzerinde kalmaması için bunu hep birlikte yapmamız ve paylaşmamız gerekiyor.” 

BEKİR KOCA
TRABZON

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Aksaray Polisin alkollü sürücü ile imtihanı: Üfleme eğitimi verilen kadın 44. seferde başardı Aksaray-Konya Karayolunda jandarmanın "dur" ihtarına uymayarak kaçan kadın sürücü, jandarma ve emniyeti alarma geçirdi. 53 kilometre kaçan kadın sürücü E-90 Karayolunda kovalamaca sonucu yakalandı. Alkolmetreye üflermiş gibi yapıp üflemeyen ve 3 alkolmetre değiştirerek kadına üfleme eğitimi veren polis, üfletme imtihanına girdiği kadın sürücünün 44. üflemesinde promilini alabildi. 0.97 promil alkollü çıkan kadın sürücüye ceza kesilerek ehliyetine el konuldu. Olay Aksaray - Konya Karayolu Eşmekaya Kavşağı’nda yaşandı. Edinilen bilgiye göre, Aksaray Konya Karayolunda yol kontrolü yapan İl Jandarma Komutanlığı ekipleri durumundan şüphelendikleri kadın sürücünün kullandığı 68 AAN 849 plakalı otomobile ‘dur’ ihtarında bulundu. İhtara uymayan kadın sürücü hızla denetim noktasından kaçtı. Aksaray istikametine kaçan kadın sürücünün plakası jandarma ekipleri tarafından hem jandarma hem de emniyet haber merkezine bildirildi. Bunun üzerine jandarma ve polis ekipleri karayolu ve aracın geldiği istikamete yönelik adeta bölgeyi abluka altına aldı. Jandarma ekipleriyle kısa süre kovalamacaya giren kadın sürücü 53 kilometre kaçtıktan sonra şehir merkezi girişinde polis ekiplerinin de "dur" ihtarına uymadı. Ekiplerin kaza riskine karşı kontrollü bir şekilde takip ettiği kadın sürücü çok gidemeden Tacin Mahallesi E-90 Karayolu üzerinde yakalandı. 44. üflemesinde pes eden kadın sürücü 0.97 promil alkollü çıktı Durdurulduktan sonra araçtan indirilen ve isminin Gülten Nas Y. (49) olduğu belirlenen kadın sürücü rahat tavır ve hareketleriyle dikkat çekti. Ehliyet ve ruhsat kontrolünden geçirilen kadın sürücüye alkol kontrolü yapmak isteyen polis memurlarının üfleme eğitimi ile imtihanı burada başladı. Alkol kontrolünden geçirilmek istenen kadına polis memurlarınca alkolmetre üfletilmek istendi. Alkolmetreyi üflemeye çalışan kadın üflermiş gibi yapıp üflemekten çekinirken, polis memurları kadına adeta üfleme eğitimi verdi. Bir polis memuru ağzıyla kadına üflemeyi gösterirken, bir değir polis memuru da elindeki üfleme çubuğunun poşetiyle üflemeyi anlattı. Eğitimin ardından polis memurlarının üfletme imtihanı başladı. Kadına defalarca alkolmetreyi üfletmeye çalışan polis memurları kadının üflemeyip üflüyormuş gibi göstermesiyle büyük bir sınav verdi. Alkolmetreye de güvenmeyen kadın sürücüye 3 farklı alkolmetre üfletildi. Zaman zaman su içen ve dinlenmeye geçen kadın sürücü 1 saat boyunca polis memurlarına ecel teri döktürdü. 43 kez alkolmetreyi üflemeyerek kandırmaya çalışan kadın sürücü 44. üflemesinde pes ederek normal bir şekilde üfledi. Üflemenin ardından kadının 0.97 promil alkollü olduğu belirlendi. Polis ve kadın arasındaki yaşanan ilginç diyaloglar ise anbean kameralara yansıdı. Alkollü araç kullanmaktan 6 bin 439 TL para cezası kesilen kadın sürücünün ehliyetine de 6 ay süreyle el konuldu. Araç ise olay yerine çağırılan bir yakınına teslim edildi.