GÜNDEM - 11 Mayıs 2015 Pazartesi 10:07

Van'ın inanç turizmine dikkat çekti

A
A
A
Van'ın inanç turizmine dikkat çekti

AK Parti Van Milletvekili Burhan Kayatürk, gazetecilerle birlikte Van’a bir gezi düzenledi.Şehrin inanç turizmine dikkat çekmek, tarihi ve kültürel değerlerini tanıtmak için düzenlenen gezide ulusal basından birçok gazeteci Kayatürk’e eşlik etti.

 Güne meşhur Van kahvaltısıyla başlayan grup, daha sonra Akdamar ve Çarpanak adalarını gezdi. İki gün boyunca Van’ın birçok yerini ziyaret eden gruba açıklamalarda bulunan Kayatürk, Van’ın gelişimine vurgu yaptı. Kayatürk, “Sahip olduğu pek çok avantaja ve içerdiği potansiyele rağmen, ‘Van ekonomisi neden dilediğimiz oranda gelişmiyor?’ diye bir soru sorulduğunda, onlarca mazeret sayabilirsiniz. Ancak mazeretlere takıldığımızda, mevcut zorluk düğümlerini daha baştan çözemeyeceğinizi kabullenmiş ve olduğunuz yerde saymaya razı gelmiş olursunuz. Oysa önemli olan zoru başararak ilerleme sağlamaktır.
Biz, hem Van’ın hak ettiği noktaya gelmesi için hem de ülke içinde ve Ortadoğu coğrafyasındaki diğer kentlerle rekabet etmesi için hükümet olarak köklü projeler üzerinde çalışıyoruz. Ama bütün bu tür köklü projeler pek çok etkene bağlı olduğu için doğal olarak uygulanması zaman alabiliyor.

MARKETABLE KENTLER İÇİN PRATİK KALKINMA ÇÖZÜMLERİ

Peki köklü ve dev projelerin yanı sıra, daha hızlı ilerleyebilecek ve kısa vadede sonuç verecek pratik projeler üretemez miyiz? Elbette üretebiliriz. Bunun için de biraz yaratıcılığımızı devreye sokmamız gerekiyor biraz da kentin mevcut marketable potansiyelini iyi değerlendirmemiz gerekiyor.
İşte bu nedenle Van’a inanç turizmi modelini oluşturduk. Elimizdeki olanakları, değerleri en kestirme yoldan nasıl Van halkına yararı olacak bir avantaja dönüştürebiliriz diye düşünürken, bu proje ortaya çıktı.

FARKLI TURİZM KONSEPTLERİ OLUŞTURMAK

Van, turizm potansiyeli çok yüksek bir kent. Bu potansiyeli canlandırmak için de çeşitli konseptler oluşturabilir ve bu konseptler üzerinden adımlar atılabilirsiniz. Van’a İnanç Turizmi de böyle bir konsept.
Akdamar adasının, şehrimiz için dünyaya ve tüm Türkiye'ye açılacak bir anahtar olduğunu düşündük. Öyle ya bu ada daha şimdiden dünyadan ve Türkiye’den, Ermeniler ağırlıkta olmak üzere her din ve milletten turisti çeken bir merkez olmuştu. Dolayısıyla Akdamar’ın bu bilinirliğinden yararlanarak Van’ın farklı değerlerine dikkat çekebilirdik… Akdamar’ın bu inanç ve kültür turizmi potansiyelini tamamlayacak neler olabilir diye düşündük. Var olan ama kullanılmayan, bir türlü hak ettiği şekilde değerlendirmeyen değerlerimizi gözden geçirdik.
Van üzerinde Akdamar dışında 3 ada daha var (Çarpanak, Kuş, Adır) ve hepsinde de Akdamar adasında olduğu gibi birer kilise yer alıyor. Bunun dışında Başkale ilçemizde yine Atina’daki Akropol’ü andırır şekilde bir tepe üzerine kurulu olan devasa büyüklükteki Saint Bartholomeus kilisesi var. Nitekim Saint Bartholomeus kilisesi, bugüne kadar askeri bölge içinde olduğu için ziyaret edilemiyordu.

AKDAMAR ADASI DOMİNO ETKİSİ OLUŞTURABİLİR

Yani Van’da Akadamar adası vardı ama yine onun kadar büyük bir kültürel değer olan başka adalar ve başka kiliseler de vardı. O halde biz Akdamar’ın şöhretinden yararlanıp diğer bilinmeyen değerlerimizi de şöhret haline getirmeli ve böylece gelen turistlerin Van’a daha uzun süre vakit geçirmelerini sağlayabilirdik.
Böylece, Van’a İnanç Turizmi rotasını çizdik. Bu rotayı ilk siz gazeteci arkadaşlarımız tamamladı. Diliyoruz ve tahmin ediyoruz ki bu rota turizm şirketlerine de bir model oluşturacak. Onlar da turlarına böyle bir paket ekleyebilecekler. Bu durumda Van’ın ekonomisinde küçümsenemeyecek bir dalga yaratabileceğiz. Belki ardından Erçek gölünde konaklayan flamingolar da ilgi görecek, dolayısıyla Akdamar, kentte turizm anlamında bir domino efekti yaratacak.

EKOLOJİK KALKINMA MODELİ

90'lı yıllardan 2000'lere gelirken Doğu ve Güneydoğu'da öne çıkan iki kent oldu: Güneyde, Gaziantep ve bağlantılı olarak Kahraman Maraş, kuzeyde ise Erzurum... Gaziantep ve Maraş kentleri, başta tekstil olmak üzere, o donemin yükselen sektörlerinin önemli bir kalesi haline geldi. Jeopolitik konumları nedeniyle sınır ülkelerine ihracat yapmaları kolaydı, sosyolojik yapıları nedeniyle de ucuz işgücü avantajına sahiplerdi... Bütün bu unsurlar iki kenti yukarıya çekti. Öte yandan Erzurum, sanayisi ile değil, kış turizmiyle dikkat çekti.
2000'lerden 2010'lara gelirken ise diğer 3 kente Malatya eklendi. Bu kent ekonomik olarak öne çıktı. Komşu illerden, özellikle Adıyaman'dan göç aldı.
2015'teyiz ve artık bu kentlerimiz, ucuz işgücü avantajını yitiriyor ve hızla yeni yönelimlere adapte olmaya çalışıyor. Çünkü dünya ekonomisinde sanayii üretiminin merkezi haline gelen Çin ve Hindistan ucuz işgücü açısından daha avantajlı. İşte bu nedenle Van gibi illerde kalkınma konusunda farklı stratejiler uygulamak ya da denemek gerekiyor. Bunlardan biri de çevreyi kirletmeyen, insan sağlığına zarar vermeyen ekolojik ekonomi üzerinden bir yol almak. Bize göre bu ekonominin en önemli unsuru turizm. Bu anlamda Van'da turizme büyük önem veriyoruz.

ORTADOĞU İÇİN BİR NEFES ALMA KENTİ

Van’a inanç turizmi projesi, siyaset üstü bir projedir. Dolayısıyla herkesi bize bu konuda destek olmaya çağırıyoruz. Van ekonomisinin gelişmesi ve Van halkının yaşam standartlarının daha yukarıya çekilmesi açısından önemli bir proje bu. Bu sayede turizm yatırımcılarını şehrimize çekebiliriz.
Biz bir sınır kentiyiz, komşu ülkelerin başkentlerine, çok kısa uçak mesafesinde yer alıyoruz. Van havalimanının uluslararası olmasıyla halinde Tahran’da yaşayanlar 1 saat 28 dakikada, Tiflis’te yaşayanlar 59 dk’da, Erbil’de yaşayanlar ise 49 dakika Van’da olabilecekler. Bu konumu, kentin yeni turizm konseptlerine ne kadar elverişli olduğunun da bir göstergesi. Van kentimiz, Ortadoğu ve Kafkas ülkeleri için bir nefes alma merkezi haline getirilebilir. Çünkü Türkiye ekonomik anlamda daha modern bir yapıya sahip olduğu gibi, bulunduğu coğrafyada, demokrasi ve özgürlükler açısından da batılı ülkelere en yakın ülke. Dolayısıyla Van, Ortadoğu’da bir alışveriş merkezi ve aile eğlence merkezi haline gelebilir.
Buna inanıyoruz ve yaklaşık olarak 1 milyon 85 bin nüfusa sahip olan Van için buna yöndeki yeni stratejilerimizi hayata geçirmeye devam edeceğiz.” 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kütahya Bakan Özhaseki: "Deprem bölgesinde 300 binden fazla konut inşaatı devam ediyor" Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, Kütahya’da AK Parti önceki dönem ve mevcut yönetim kurulu üyeleri ile sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle iftarda bir araya geldi. AK Parti Kütahya İl Başkanı Mustafa Önsay ve AK Parti Kütahya Belediye Başkan Adayı Kamil Saraçoğlu’nun ardından kürsüye gelen Bakan Özhakesi, deprem bölgesinde halen 300 binden fazla konut inşaatının devam ettiğini ifade etti. Özhaseki, "Son 6 Şubat’ta bile tam 18 ilimiz etkilendi. 14 milyon insan zarar gördü. 680 bin konutumuz yıkıldı. 170 bin kadar da iş yerimiz yerle bir oldu. 850 bin bağımsız birim. Dile kolay. Zarar 104 milyar dolar olarak ifade ediliyor. Manevi zarar, onu ölçecek bir alet daha çıkmadı. Evleri teslim ediyoruz, hangi eve gitsek oturup çay içtiğimizde, o geceye geliyor konu. Evin sahibi biraz sonra olayları anlatmaya başlıyor hem o ağlıyor hem de biz ağlamaya başlıyoruz. Şu anda 300 binden fazla inşaatımız devam ediyor. Köylerde çelik karkastan evler yapıyoruz. Aslında yıkılan evler belki taştandı, basit evlerdi, aralarında harç bile yoktu bazılarının. Olsun Cumhurbaşkanımızın talimatı, ‘Madem o evler yıkıldı, hepsini en iyisiyle yapacağız’ dedi. Ve şimdi çelik karkastan evler yapıyoruz. Şehirlerin merkezlerini yapıyoruz bir taraftan. Bir taraftan altyapılarıyla ilgili büyük bir bütçe temin ettik. Altyapılarına başladık, gece-gündüz çalışıyoruz. 76 bin evimizi teslim ettik. Her ay bundan sonra da 10-15 bin evi vermeye devam edeceğiz" dedi. "Şimdi bütün bilim adamları diyor ki, İstanbul’da deprem gelmek üzere" Bakan Özhaseki, konuşmasında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nu eleştirdi. Özhaseki, "Son dönemde hiç anlayamadığımız başka bir şey çıktı. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı başını çekiyor. Sonra onun kuyrukları Anadolu’da devam ediyorlar. Algı belediyeciliği diyorlar. Ne oluyor algı belediyeciliği olunca? Yapmadığını yapmış gibi sunma. Olmadığı halde olmuş gibi. Beyefendi tatilde çalışıyormuş gibi yan gelip yatıyor veya İngiliz büyükelçisiyle bir yerde, restoranda yemek yiyor ama iş başındaymış gibi gösteriyor. Ne kadar ayıp bir şey ya. Bunu da belediye bütçesinden yapıyorlar. Şimdi bütün bilim adamlar diyor ki, İstanbul’da deprem gelmek üzere. Evet hepimiz takip ediyoruz. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin geçen seneki ayırmış olduğu pay, 485 milyon lira. Ama algı operasyonları için beyefendiyi övmek için, beyefendi Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı veya da cumhurbaşkanı yapabilmek için tuttukları trol ordusuna verdikleri, ayırdıkları para 900 milyon lira. Bu para cebinizden çıkıyorsa bir şey demem, hoş karşılamam, bir şey demem. Eğer belediye bütçesiyse benim bir kuruşluk da hakkım varsa, haram olsun arkadaşlar. Doğru değil arkadaşlar. Bu dönemde böyle bir belediyecilik gördük. Hükümetin yaptığının üstüne yatmak, onun yaptıklarını kendi yapmış gibi anlatmak. Ya ayıptır günahtır" diye konuştu.
İzmir Hamza Dağ: “Bıkmadan, usanmadan heyecanımı tüm İzmir’le paylaşacağım” Cumhur İttifakı İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Hamza Dağ, “‘Gelin projelerle tartışalım’ dedik. Onlar anlamıyorlar, başka işlerle uğraşıyorlar. Ancak ben bıkmadan, usanmadan, sokak sokak, meydan meydan projelerimi anlatmaya, heyecanımı tüm İzmir’le paylaşmaya devam edeceğim” dedi. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Cumhur İttifakı İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Hamza Dağ, Selçuk’ta düzenlenen mitinge katıldı. Dağ’a binlerce hemşehrisinin yanı sıra, AK Parti İzmir milletvekilleri Şebnem Bursalı ve Mehmet Muharrem Kasapoğlu, MHP İzmir Milletvekili Tamer Osmanağaoğlu, Cumhur İttifakı Selçuk Belediye Başkan Adayı Dahi Zeynel Bakıcı, MHP İzmir İl Başkanı Veysel Şahin, AK Parti Selçuk İlçe Başkanı Hakan Bayraklı ve MHP Selçuk İlçe Başkanı Nuri Yılmaz da eşlik etti. “İzmir kararını vermiştir” Hamza Dağ, 2 ayı aşkın süredir İzmir’in her yerinde hemşeriyle kucaklaştığını belirterek, “Ben, İzmir’imizde artık şunu net bir şekilde görüyorum. 31 Mart için İzmir kararını vermiştir. Bugün de görüyorum ki Selçuk kararını vermiş. Hemşehrim İzmir’in, Selçuk’un her sokağına hizmet istiyor, proje istiyor. İnşallah biz bu hizmetleri de projeleri de şehrimize kazandıracağız” ifadeleri kullandı. “Tek gündemimiz İzmir” Bugüne kadar hiç kimseyi ötekileştirmediğini vurgulayan Dağ, “Bundan sonra da ötekileştirmeyeceğiz. Hiç kimse bizim nezdimizde ayrımcılığa maruz kalmamıştır, kalmayacaktır. Kimse bildiği işin dışında başka bir iş yapmak zorunda kalmayacaktır. Belediye başkanına ne için oy verilir? ‘Eser üretsin, hizmet getirsin, yatırım yapsın, sorunları çözsün.’ Evet; bizim tek gündemimiz İzmir, mesaimizin tamamı bin 294 mahallemiz her sokağında, hanesinde geçecek. İzmir’de istişareyi, ortak aklı merkeze alacağız. İzmir’de tüm projelerimi beraber hazırladık, beraber hayata geçireceğiz. Sorunlara anlık değil sürdürülebilir çözümler üreteceğiz” diye konuştu. “Bıkmadan, usanmadan heyecanımı tüm İzmir’le paylaşacağım” Seçim çalışması süresince 4 önemli lansman yaptığını vurgulayan, Selçuk için yapacaklarına da değindi. Hamza Dağ, konuşmasında şu ifadeleri kullandı: “Gelin projelerle tartışalım’ dedik. Onlar anlamıyorlar, başka işlerle uğraşıyorlar. Ancak ben bıkmadan, usanmadan, sokak sokak, meydan meydan projelerim anlatmaya, heyecanımı tüm İzmir’le paylaşmaya devam edeceğim. İzmir’in, Selçuk’un tarihi dokusunu, kültürel mirasını, asırlara sari olan medeniyet birikimini koruyacağız. Selçuk tarımıyla, turizmiyle bereketli ilçelerimizdendir. Bizler de oluşturacağımız eser ve hizmet ekosistemiyle destek olarak parlayan bir yıldız olmasını sağlayacağız.” Miting, Selçuk Belediye meclis üyesi adaylarının tanıtımıyla sona erdi.
Edirne Edirne’de gastronomi yolculuğu başladı Edirne Valiliği, gastronomi turizminin gelişimine katkı sağlamak amacıyla Osmanlı Saray Mutfağı lezzetlerini kitaplaştırılarak gelecek nesillere aktarılacak. Edirne Valiliği tarafından “Topraktan Tabağa Edirne Yöresel Yemekleri Kitabı” tanıtımı iftar programı düzenlendi. Edirne’de valilik öncülüğünde önemli bir projeye imza atıldı. Proje çerçevesinde "Topraktan Tabağa Edirne Yöresel Yemekleri" kitabı oluşturulacak. İftariyelikler, ara sıcaklar, çorbalar, ana yemek, tatlı ve içecekler geçmiş lezzetlere göre sunumla hazırlandı. Tabaklar süslendi, masalar hazırlandı. Ezanın okunmasının ardından oruçlar açıldı. Yemeğin ardından ise duaya geçildi. Devecihan Kültür Merkezi’nde düzenlenen iftar menüsünde geçmişten günümüze gelen lezzetler arasında yer alan bademli terbiyeli tavuk çorbası, ballı gemici böreği, taş kebabı- sarımsaklı pilav, zerde ve ayva şerbeti yer aldı. Geçmişten günümüze gelen ve unutulmaya yüz tutmuş Rumeli, Balkanlar ve Osmanlı Saray Mutfağında yer alan lezzetlerin gelecek kuşaklara aktarılması ve tanıtılması için önemli bir proje çalışmasına imza atıldı. Proje çerçevesinde 87 farklı çeşidin yer alacağı bir kitap oluşturulacak. Edirne’nin kadim ve Osmanlı’ya başkentlik yapmış sultanlar şehri olduğunu söyleyen Vali Yunus Sezer, aynı zamanda balkanlardan gelen insanların yerleştiği ve kendi kültürlerini yaşattığı da bir şehir olduğuna değindi. "Hem Balkan hem de Osmanlı saray mutfağı lezzetleri yaşatılacak" Hem Balkan hem de Osmanlı saray mutfağının yaşatıldığı Edirne’de çok anlamlı bir ilke imza atıldığını söyleyen Vali Yunus Sezer, "Gelecek nesiller Edirne mutfağında neler var diye baktığı zaman ellerinde bir kitap ve kaynak olacak. Bizim somut varlıklarımızın yanı sıra kültürel zenginliklerimiz de çok önemli. Çok büyük emek var. Hem Rumeli hem de saray mutfağına ait 87 çeşit farklı lezzet var. Bunların bir kitapta buluşması çok önemli. Şeflerimiz kendi illeri için farklı bir şey yapmak istiyorlar. Yaklaşık 1 buçuk aydır çalışmalar devam ediyor" dedi. Gastronomi anlamında çok önemli faaliyetler yürütmüş parmakla gösterilen iller olduğunu söyleyen Vali Sezer, "Biz büyük bir hazine üzerinde duruyoruz. Ama kendimizi anlatmakta zorluk çekiyoruz. Bizim bir tava ciğerimiz, bir de ciğer sarmamız var. Dışarıdan insanlara sorduğumuzda neyimiz var diye ’Bir gelip ciğerinizi yeriz’ diyorlar. Bu güzel bir şey aslında. Ama bunun yanına ne koyabiliriz? Bunun üzerinde çalışıp Rumeli Saray ve Osmanlı mutfağını günümüzle uyarlayıp nasıl yaşatabiliriz bunun peşindeyiz" şeklinde konuştu. "Edirne’nin parlayan yıldız olmasını istiyoruz" Edirne’nin her konuda balkanların ve Türkiye’nin parlayan bir yıldızı olmasını istediklerini belirten Vali Sezer, "Bunu da sanayide, ticarette, turizmde, gastronomide eğitimde aktivitelerle birlikte başarmamız lazım. İçinde saray ve Rumeli mutfağının da olduğu birkaç yemeği ve menüyü tava ciğerin yanına ekleyebilirsek zenginleştirebiliriz" ifadelerine yer verdi. Festivallerin yanı sıra marka aday olabilecek lezzetleri de sunabilecekleri bir yerin olmasının çok önem taşıdığını belirten Vali Sezer, "Bunu başarırsak herkes restoranında alternatif bir ürün sunmak isteyecek. Bunu da hazırlanan projelerle hayata geçireceğiz. Valilik olarak bunu yapıp özel sektöre devrederiz. Buna biz öncü oluruz" diye konuştu. "3 hedefe inşallah hep birlikte ulaşacağız" Önlerinde 3 hedef olduğunu ve buna şeflerle birlikte ulaşacaklarını belirten Vali Sezer, birincisinin bu kitabı hazırlamak ve basıp yayınlamak, ikincisinin gastronomi festivalleri düzenlemek üçüncüsünün de bu markalaştırılan yemeklerin daimi sunulacağı tarihi bir yer yapmak olduğunu ifade etti. "Edirne gastronomide de büyük zenginliğine sahip" Edirne’nin tarihi ve kültürel mirasının yanı sıra gastronomi anlamında da büyük zenginliğe sahip olduğunu söyleyen İl Kültür ve Turizm Müdürü Kemal Soytürk, düzenlenen iftarda saray, Rumeli ve Balkan mutfağından lezzetlerin yer aldığı bir menü hazırladıklarını aktardı. İftar programına, Vali Sezer ve eşi Canan Sezer, Vali Yardımcıları Erdoğan Beypınar ve Eyyüp Batuhan Ciğerci ile eşleri, İl Kültür ve Turizm Müdürü Kemal Soytürk, şefler, gastronomi yazarları ve basın mensupları katıldı. Devecihan Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen iftar programı toplu fotoğraf çekiminin ardından sona erdi.