GÜNDEM - 27 Kasım 2014 Perşembe 10:52

Yapay akciğer ile hayata tutundu

A
A
A
Yapay akciğer ile hayata tutundu

Yurtdışına iş seyahatine giden Selçuk Yıldırım, sıtma hastalığı sonucu ölümcül “ARDS”ye yakalandı.

Akciğerleri tamamen çalışamaz duruma gelen Yıldırım’a Çukurova Üniversitesi Balcalı Hastanesi’nde Türkiye’de ilk olarak uygulanan yöntemlerden biriyle yapay akciğer takılarak yeniden hayata dönmesi sağlandı.
İş seyahati nedeniyle Tanzanya’ya giden 56 yaşındaki Selçuk Yıldırım, Adana’ya dönüşünde sıtma hastalığına yakalandı. Çeşitli kliniklerde yapılan müdahalelerin ardından rahatsızlığı daha da ilerleyen Yıldırım, ölümcül olarak seyreden ve akciğerlerin tamamen kapanarak nefes alınmamasına yol açan “ARDS”ye yakalandı. Son olarak Çukurova Üniversitesi Balcalı Hastanesi’ne sevk edilen Yıldırım’a adeta zamanla yarışılan bir süreçte Anesteziyoloji Anabilim Dalı’ndan Prof. Dr. Murat Gündüz eşliğinde supernova tedavi yöntemi ile yapay akciğer takıldı. Bu yöntem aynı zamanda Türkiye’de bir ilk olma özelliğini de taşıdı.

Yapay akciğer ile hayata tekrar dönen Selçuk Yıldırım ise kendisini yeni doğmuş gibi hissettiğini ifade ederek, sıtma sonucu ölümle pençeleşirken şimdi bu yeni uygulama ile kendisini son derece iyi hissettiğini vurguladı.
Operasyonu gerçekleştiren Prof. Dr. Murat Gündüz ise hastanın tedavi gördüğü sırada sıtmaya bağlı ölümcül ağır ARDS'nin hastalığı tetiklediğini, akciğerin neredeyse tamamen fonksiyon göremediğini ifade etti. Bu tür hastaların bir bölümünde suni solunum cihazlarının da yetersiz kalabildiğine değinen Gündüz, böyle durumlarda yapay akciğer (ECMO) cihazlarının hastaya ileri yaşam desteği sağladığını, yapay akciğer uygulamasının tedavi edici olmaktan çok akciğerin tedavisi için zaman kazandıran uygulamalar olarak klinik kullanımda yer bulmuş olan güncel tıp uygulamalarından biri olduğunun altını çizdi. Gündüz, “Hastamızda yapay akciğer yardımıyla yapay solunum cihazı kullanılarak akciğerin ultra korunması olarak bilinen tedavi yöntemi (supernova tedavi yöntemi) başarılı bir şekilde kullanılmıştır. Bu tedavi yöntemi ülkemizdeki ilk uygulamalardan biridir” dedi.

Çukurova Üniversitesi Anesteziyoloji Anabilim Dalı’na bağlı Yoğun Bakım Bilim Dalı’nda gerçekleştirilen uygulamaların arkasında geniş bir akademik kadro ve sağlık çalışanından oluşan ekip desteği bulunduğuna dikkat çeken Gündüz, ünitede kendisinin yanı sıra Anabilim Dalı Başkanı Dekan Prof. Dr. Dilek Özcengiz, Uzm. Dr. Murat Ilgınel ve yan dal asistanı Uzm. Dr. Dursun Elmas’ın görev aldığını ifade etti. Gündüz ayrıca yapay “Kalp-Akciğer” uygulamalarında Kalp Damar Cerrahi Anabilim Dalı’nda görevli Prof. Dr. O. Kemal Salih, Prof. Dr. Hafize Yalınız, Doç. Dr. Hakan Poyrazoğlu, Yrd. Doç. Dr. Uğur Göçen, Uzm. Dr. Atakan Atalay’ın aktif rol aldığını belirtti.

Gündüz son olarak Balcalı Hastanesi Anesteziyoloji Ünitesinin merkezi ABD’de bulunan ELSO’ya (Extracorporeal Life Support Organisation) kayıtlı Türkiye’deki 4 merkezden biri olduğuna dikkati çekti. 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Taksim’de test sürüşüne çıkan akülü nostaljik tramvaya vatandaşlar yoğun ilgi gösterdi Taksim ve İstiklal Caddesi’nin simgelerinden biri olan tramvayın yerine yapılan akülü nostaljik tramvay test sürüşüne çıktı. Vatandaşlar akülü tramvaya yoğun ilgi gösterdi. Beyoğlu’nda 1990 yılından beri Taksim - Tünel arasında hizmet veren nostaljik tramvaylar yerine kullanılacak akülü nostaljik tramvay test sürüşüne çıktı. Sabah saatlerinde başlayan test sürüşü sefer saati bitene kadar devam etti. Yeni akülü tramvayın, elektrik telleriyle teması bulunan eski tramvayların yerini alacağı öğrenildi. Akülü nostaljik tramvay test sürüşünde vatandaşlar tarafından yoğun ilgi gördü. Yenilenen nostaljik tramvayın ilk yolcularından olan Hayri Taş, “Güzel olmuş, eskisi güzeldi ama bu daha güzel, orijinal olmuş. Etrafı kapalı olmuş, gerçekten güzel. Değişime uymak zorundayız, değişiklik her zaman iyidir. Gerçekten çok güzel olmuş, Beyoğlu’na yakışmış” dedi. Akülü nostaljik tramvayı beğenmediğini belirten Mahmut Genç, “Nostaljik tramvayı birçok sefer kullandım. Bu şekilde akülüye geçmesi belki eski formundan birazcık değişiklik, inovatif olmuş olabilir. Ama bazı şeylerin orijinal formunda kalması gerekiyor. Çevreci falan ama üstten o tellerin gidiyor olmasını takip etmek de garip bir heyecan katıyordu. Biraz da böyle binelim bakalım nasıl olacak. Trenin yeni formunda ön tarafta insanların ayaklarını koyup asılabilecekleri yerleri kaldırmışlar. Keza kapıların oradaki merdivenleri de kapatmışlar. Bu bence hoş bir şey değil. Çünkü bu birazcık aslında bu tramvayın kültürüne ait olan bir şeydi. Ben defalarca kez burada sallanarak Şişhane’ye inmişimdir, Şişhane’den Taksim tarafına çıkmışlığım var. Aslında akbil kullanan birisiyim ama bunun keyfi bambaşka oluyordu. Bunu kaldırıyor olmaları bence tamamıyla kültürü yok etti. Çünkü insanlar burada sadece tramvayın fotoğrafını çekmiyorlardı, buraya asılan insanların da fotoğraflarını çekiyordu. Bu belki birazcık tehlikeli tarafları kesinlikle var bunun ama bazı şeyler simgeseldir. Bu simgesel şeylere dokunmak birazcık orijinalliği yine bozan şeylerden birisi. Ben bunu kesinlikle hiç beğenmedim, hiç hoşlanmadım buraya insanların tutunabilecekleri yerlerin yapılmasını yeniden istiyorum” diye konuştu.
Erzurum Tortum ekşi pestili artık coğrafi işaretli Ülkemizde coğrafi işaretli ürün çeşitliliğinde Gaziantep ve Konya’dan sonra en çok ürüne sahip olan Erzurum’da Tortum ekşi pestili de TÜRKPATENT tarafından tescillendi. Tortum Belediyesi tarafından 2022 yılında mahreç işareti almak için TÜRKPANET kurumuna başvurusu yapılan Tortum ekşi pestili, Erzurum’un 55’inci coğrafi işaretli ürünü oldu. Erzurum’un Tortum ilçesine ait kızılcıklar özenle seçilerek marmelat haline getiriliyor. Daha sonra bu marmelat pestil şeklinde serilerek kurutuluyor ve ekşi kızılcık pestili elde ediliyor. Geleneksel üretim şekli bozulmadan üretilen ve tamamen doğal yöntemlerle hazırlanıyor. Tortum ekşi pestilinde şeker ve renklendirici bulunmuyor. Sadece su ve kızılcık kullanılıyor Tortum ekşi pestili, doğal olarak yetişen kızılcık meyvesi ve içme suyu kullanılarak Tortum ilçesinde üretiliyor. Tadı ekşi, rengi parlak kırmızı olan Tortum ekşi pestili endüstriyel ve geleneksel olmak üzere iki şekilde üretiliyor. Tortum ekşi pestilinin üretiminde, genel pestil üretimlerinden farklı olarak, nişasta, un, şeker, fındık veya ceviz kullanılmıyor. Şeker ilavesi yapılmadığı için de kızılcık meyvesinin verdiği ekşi tada sahip olup coğrafi sınırda “ekşi pestili” olarak adlandırılıyor. Tortum ekşi pestilinin geçmişi eskiye dayanıyor. Tortum ilçesinin mutfak kültüründe önemli bir yere sahip ve ilave bileşen içermeyen, sadece kızılcık meyvesi kullanılarak üretilmesi coğrafi sınıra özgü olmasını sağlıyor.
İstanbul Taksim’de test sürüşüne çıkan akülü nostaljik tramvaya vatandaşlar yoğun ilgi gösterdi Taksim ve İstiklal Caddesi’nin simgelerinden biri olan tramvayın yerine yapılan akülü nostaljik tramvay test sürüşüne çıktı. Vatandaşlar akülü tramvaya yoğun ilgi gösterdi. Beyoğlu’nda 1990 yılından beri Taksim - Tünel arasında hizmet veren nostaljik tramvaylar yerine kullanılacak akülü nostaljik tramvay test sürüşüne çıktı. Sabah saatlerinde başlayan test sürüşü sefer saati bitene kadar devam etti. Yeni akülü tramvayın, elektrik telleriyle teması bulunan eski tramvayların yerini alacağı öğrenildi. Akülü nostaljik tramvay test sürüşünde vatandaşlar tarafından yoğun ilgi gördü. Yenilenen nostaljik tramvayın ilk yolcularından olan Hayri Taş, “Güzel olmuş, eskisi güzeldi ama bu daha güzel, orijinal olmuş. Etrafı kapalı olmuş, gerçekten güzel. Değişime uymak zorundayız, değişiklik her zaman iyidir. Gerçekten çok güzel olmuş, Beyoğlu’na yakışmış” dedi. Akülü nostaljik tramvayı beğenmediğini belirten Mahmut Genç, “Nostaljik tramvayı birçok sefer kullandım. Bu şekilde akülüye geçmesi belki eski formundan birazcık değişiklik, inovatif olmuş olabilir. Ama bazı şeylerin orijinal formunda kalması gerekiyor. Çevreci falan ama üstten o tellerin gidiyor olmasını takip etmek de garip bir heyecan katıyordu. Biraz da böyle binelim bakalım nasıl olacak. Trenin yeni formunda ön tarafta insanların ayaklarını koyup asılabilecekleri yerleri kaldırmışlar. Keza kapıların oradaki merdivenleri de kapatmışlar. Bu bence hoş bir şey değil. Çünkü bu birazcık aslında bu tramvayın kültürüne ait olan bir şeydi. Ben defalarca kez burada sallanarak Şişhane’ye inmişimdir, Şişhane’den Taksim tarafına çıkmışlığım var. Aslında akbil kullanan birisiyim ama bunun keyfi bambaşka oluyordu. Bunu kaldırıyor olmaları bence tamamıyla kültürü yok etti. Çünkü insanlar burada sadece tramvayın fotoğrafını çekmiyorlardı, buraya asılan insanların da fotoğraflarını çekiyordu. Bu belki birazcık tehlikeli tarafları kesinlikle var bunun ama bazı şeyler simgeseldir. Bu simgesel şeylere dokunmak birazcık orijinalliği yine bozan şeylerden birisi. Ben bunu kesinlikle hiç beğenmedim, hiç hoşlanmadım buraya insanların tutunabilecekleri yerlerin yapılmasını yeniden istiyorum” diye konuştu. (YEÇ-RU