ASAYİŞ - 24 Nisan 2017 Pazartesi 20:23

Yasin Börü davasında karar açıklandı!

A
A
A
Yasin Börü davasında karar açıklandı!

Diyarbakır'da Yasin Börü ve 3 arkadaşının öldürülmesi ile ilgili davada karar çıktı. 41 sanıktan 16'sı 5'er kez ağırlaştırılmış müebbet, 2'si ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılırken, 6 çocuğun cezaları yaşlarının küçük olması nedeniyle ağırlaştırılmış müebbetten 22’şer yıla indirildi.

Diyarbakır'da 6-7 Ekim 2014'te Kobani (Ayn el-Arap) olayları bahanesiyle düzenlenen gösterilerde Yasin Börü ve 3 arkadaşının kurban eti dağıttıkları sırada katledilmesiyle ilgili davada iki kez karar duruşmasının ertelenmesinin ardından nihai karar açıklandı. Güvenlik gerekçesiyle Diyarbakır'dan Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesine alınan davada yargılanan 41 kişiden 16'sı “canavarca hisle veya eziyet çektirerek öldürme” ile “devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak” suçlarından 5'er kez ağırlaştırılmış müebbet, 2'si ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı. 6 çocuğun cezası ise yaşlarının küçük olması nedeniyle ağırlaştırılmış müebbetten 22’şer yıla indirildi.

Davanın karara bağlanması sonrasında müşteki avukatları açılamalarda bulundu. Avukat Hasan Bozdaş, “Yasin Börü, Ahmet Dakak, Riyad Güneş, Hasan Gökkuz ve Yusuf Er için adalet arayışımızın bugün 16. celsesini gerçekleştirdik ve bu 16 celsemiz aynı zamanda karar duruşmasıydı. İlk derece yargılaması açısından bugün yerel mahkeme, Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesi hüküm verdi. Tabi olayın yaşandığı 7 Ekim 2014’ten bu yana hukuk mücadelemiz devam ediyordu ve yaklaşık 29 aydır da bu hukuk mücadelemizin ardı sıra devam ediyorduk. Nihayetinde bugün sona geldik. Mahkeme açıkladığı hüküm üzere 24 kişiye ağırlaştırılmış hapis cezası verdi. Biri anayasal düzeni yıkmaya teşebbüs, 4’ü maktuller adına yani Ahmet Dakak, Riyad Güneş, Hasan Gökkuz ve Yasin Börü için, yine Yusuf Er’in öldürülmesine teşebbüs için 18’er yıl ceza verdi. Bu 24 sanık içerisinde 6 çocuk bulunmakta, bu 6 çocuğun cezaları yaş küçüklüğü nedeniyle ağırlaştırılmış müebbetten 22’şer yıla indirildi. Yine geriye kalan 18 sanık içerisinde de 2 itirafçı sanık, Mecnun Akkoyun ve Sedat Çoban’ın da bilgi verdikleri için cezaları dörtte bir oranında indirim yapıldı. Bir kişiye örgüt üyeliğinden ceza verildi. Toplamda bugün 25 kişi duruşma salonundan ceza alarak ayrıldı. Savcılık mütalaasında 24 kişiye ceza istemişti, 23’ü ağırlaştırılmış müebbet, 1 kişiye de örgüt üyeliğindendi” dedi.

Bugün esas hakkındaki son beyanlarını sunduklarını hatırlatan Bozdaş, “Mütalaaya karşı beyanlarımızı sunduk. Nihayetinde mahkeme mütalaaya da kısmen uymayarak vermiş olduğumuz açıklamaları da göz önünde bulundurarak, tutuklu bulunan ve tutuklu yargılanan sanıklardan 2’sinin beraatine, fakat tutuksuz yargılanan 3 sanığın da tutuklanmasına karar vererek cezalandırdı. Biz ilk günden bu yana bu suçun insanlığa karşı suç kapsamında olduğunu ve topyekun 6-8 Ekim olaylarının insanlığa karşı suç unsuru içerdiğini, dolayısıyla hem ihmali bulunan kişilerin hem de azmettiricilerin bir arada yargılanması gerektiğini belirtmiştik. Bugün bu cezalandırma kısmen içimizi ferahlandırsa da dışarıda olan azmettiriciler veya ihmali bulunan kişiler açısından bizim mücadelemiz devam edecektir. Bugün bu yargılama bir insanı fikrinden dolayı öldürmeme, öldürememe anlamı taşımaktadır. Bugün inşallah çocuklarımızın ölümünün sonu olur, iyilik üzerine ölen insanların sonu olur” diye konuştu.

Avukat Sadak: “Adalet kısmen sağlandı”

Avukat Murat Sadak ise, “Yaklaşık 2 buçuk yıl önce başlayan ve ülkemiz tarihinde en nadir katliamlardan biri yaşanmıştır. Bu katliamın yargılanması ilk derece mahkemesi olarak bugün, nokta diyemeyeceğim bir virgül diyebiliriz, bir virgül konuldu, bir karar verildi. Bizim en başından beri bazı itirazlarımız vardı. Bu olaya karışan kim varsa cezalandırılmasını istedik. Kolektif bir cezalandırma anlayışında olmadık. Bütün faillerin cezalandırılmasını istedik. Ancak bugün gelinen aşamada senaryoyu yazanlar ortada yoktu. Başrol oyuncuları da ortada yoktu. Var olan figüranlardan bir kısmı cezalandırıldı. Adalet kısmen sağlandı. İçimiz kısmen ferahladı” şeklinde konuştu. 

Benan Özben - Emre Yüzügüldü - Uğur Kan Yüksek
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Gaziantep Gaziantep’te esrarengiz patlama sesi korku ve paniğe neden oldu Gaziantep’in Nizip ilçesine bağlı Suriye sınır hattındaki kırsal mahallelerde şiddetli bir patlama sesi duyuldu. Bölgede yaşayan vatandaşları tedirgin eden patlama sesi ile ilgili geniş çaplı inceleme başlatılırken boş araziye havan mermisi düşmüş olabileceği ihtimali üzerinde durulduğu öğrenildi. Olay, Gaziantep’in Nizip ilçesine bağlı Suriye sınır hattındaki kırsal mahallelerde meydana geldi. İddiaya göre, özellikle bölgedeki kırsal Gökçeli Mahallesi’nde yaşayan vatandaşlar bir anda çok yüksek bir patlama sesi duydu. Duydukları sesle korku ve panik yaşayan vatandaşlar 112 Acil Çağrı Merkezi’ne ihbarda bulundu. İhbar üzerine sesin duyulduğu bölgelere jandarma ve sağlık ekipleri sevk edildi. Ölen ya da yaralanan kimsenin olmadığı olay sonrası patlama sesinin kaynağı ile ilgili geniş çaplı inceleme başlatıldı. Olayla ilgili çalışma yapan ekiplerin boş araziye havan mermisi düşmüş olabileceği ihtimali üzerinde durduğu öğrenildi. Korku ve panik yaşayan vatandaşlar o anları anlattı Yaşadıkları korku ve paniği anlatan Çapan Köse ve Adil Yılmaz isimli vatandaşlar, önce kısa süreli keskin bir ışık gördüklerini sonrasında ise şiddetli bir patlama sesiyle irkildiklerini söyledi. Vatandaşlar, Suriye’ye yakın olduklarını ve oradan bir şey düşme ihtimalinin akıllarına geldiğini de ifade etti. Konu ile ilgili geniş çaplı soruşturmanın sürdüğü bildirildi.
Ankara Gazeteci Hande Fırat’ın "Devriamber" sergisi Kültür Bakanlığı desteğiyle açıldı Gazeteci Hande Fırat’ın "Devriamber" isimli resim ve heykel sergisi Kültür ve Turizm Bakanlığının desteği ile Cumhuriyet Müzesi bünyesinde yer alan Sığınak Kültür Sanat’ta açıldı. Gazeteci Hande Fırat’ın “Devriamber” isimli sergisinin açılışı Ankara’da gerçekleştirildi. Sergiye, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Dışişleri Bakan Yardımcısı Yasin Ekrem Serim, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Gökhan Yazgı, TBMM Milli Savunma Komisyonu Başkanı Hulusi Akar, eski TBMM Başkanı Binali Yıldırım, MHP Genel Başkan Yardımcısı İsmail Özdemir, İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Oktay Vural, Dışişleri Bakanı Başdanışmanı Nuh Yılmaz, AK Parti Genel Merkez Kadın Kolları Başkanı Ayşe Keşir, Yüksek Seçim Kurulu Başkanı Ahmet Yener, Demirören Holding Yönetim Kurulu Başkanı Yıldırım Demirören’in eşi Revna Demirören, Demirören Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Meltem Demirören Oktay ve çok sayıda davetli katıldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise serginin açılışı için mesaj gönderdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın mesajını serginin açılışında gazeteci Hande Fırat okudu. Cumhurbaşkanı Erdoğan mesajında, "Basın ve sanat dünyamızın değerli temsilcileri, kıymetli misafirler, sizleri en kalbi duygularımla, muhabbetle selamlıyorum. Nazik davetiniz için teşekkür ediyorum. Basınımızın önemli isimlerinden Hürriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Sayın Hande Fırat’ın kendi ifadesiyle ’çınarlarını kaybedip kendileri çınara dönen kadınların hikayesini’ anlattığı resim ve heykel sergisinin başarılı geçmesini temenni ediyorum. Başarılı gazeteci kimliğinin yanı sıra, bu sergi vesilesiyle sanatçı yönünü de öğrenme fırsatı bulduğumuz Sayın Hande Fırat’ı tebrik ediyor, kendisine hem meslek hem de sanat hayatında muvaffakiyetler diliyorum. Sizlerin şahsında basın ve sanat camiamızın tüm mensuplarını, sergiye ilgi gösteren tüm sanatseverleri bir kez daha yürekten selamlıyorum” ifadelerine yer verildi. "Bu sergi annemle, kızıma ithaf ediliyor" Fırat, serginin açılışı için Kültür ve Turizm Bakanlığının tüm personeline ve sergiyi açarken kendisine destek olan arkadaşlarına teşekkür etti. Hande Fırat, "Bu sergi, babalarını kaybeden tüm kız çocukları, tüm erkek çocukları ama özellikle kız çocuklarına atfen yapılmıştır. Bu sergi annemle, kızıma ithaf ediliyor" dedi. Devrialem sergisinin farklı bir anlamı olduğunu belirten Bakan Ersoy, "Bir toplumun zenginliği, kültür ve sanatının derinliği ile ölçülüyor. Kültür ve sanat toplumda ne kadar yerleştiyse, toplumda ne kadar kabul gördüyse, o toplumda kültür ve sanat ne kadar iyi üretilebiliyorsa aslında toplum o derece zengin algılanıyor. O açıdan da biz Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak kültür ve sanatı her yönüyle desteklemeyi görev addediyoruz. Sadece sanat üretimi değil, vatandaşlarımızın kültür ve sanata rahat erişimi de çok çok önemli" şeklinde konuştu. Kültür Yolu Festivalleri ile vatandaşların kültür ve sanata rahat ve kolay erişmesini amaçladıklarını belirten Ersoy, "Vatandaşın sanata erişimi yeterli değil. O yüzden kültür ve sanat üretimini artırmak istiyoruz. Kültür sanatın toplumun sadece bir kesiminin ilgilendiği bir etkinlik olmasının dışına çıkmasını, toplumun her kesimlerinin eriştiği bir alan olması için çabalıyoruz. Bu sergide anlamlı bulduğumuz, toplumda bilinirliği yüksek, toplumda yer etmiş kişilerin kültür sanat üretimindeki katkıları, kültür ve sanat üretiminde pay sahibi olmaları aslında sanatın popülaritesini artırıyor" ifadelerini kullandı. Serginin anlamının önemli olduğunu belirten Bakan Ersoy, “Serginizin anlamı da çok önemli. Ben de babamı kaybettim ama sizin gibi genç yaşta kaybetmedim. Genç kızlarımızın 18 yaşına girmeden önce babalarını kaybetmesinin nasıl bir duygu olduğunu, nasıl omuzlara yük getirdiğini kısmen de olsa anlayabiliyorum” diye konuştu. Sergide, tuval üzerine çeşitli malzemeler kullanılarak yapılan tablo ve heykellerden oluşan 40 eser sergileniyor. Sergi 25 Mayıs’a kadar açık olacak.