EĞİTİM - 02 Ekim 2015 Cuma 14:11

'Yeni Türkiye’ye uygun mezunlar yetiştiriyoruz'

A
A
A
'Yeni Türkiye’ye uygun mezunlar yetiştiriyoruz'

Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi’nin, 2015-2016 Akademik Yılı açılış töreni çok sayıda davetlinin katılımıyla gerçekleşti. Törende konuşan Rektör Prof. Dr. Musa Duman, “Yeni Türkiye’ye uygun mezunlar yetiştiriyoruz” dedi. Dönemin açılış dersi ise ‘Hukuk Devleti’ konusunda Hüseyin Hatemi tarafından verildi.

Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi’nin, 2015-2016 Akademik Yılı açılışı, düzenlenen törenle gerçekleşti. ‘Hukuk Devleti’ konulu açılış dersini Prof. Dr. Hüseyin Hatemi’nin verdiği törende Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı İsmail Gerçek, Başkan Vekili Av. Hamza Akbulut, Rektör Prof. Dr. Musa Duman, Genel Sekreter Alim Türkyılmaz, Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Fatih Andı ve İslami İlimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ahmet Turan Arslan başta olmak üzere tüm üniversite personeli ve çok sayıda öğrenci hazır bulundu. YÖK Başkanı Prof. Dr. Yekta Saraç’ın fakülteleri birincilikle kazanan öğrencilere gönderdiği tebrik mektupları da tören sırasında İsmail Gerçek ve Hamza Akbulut tarafından sahiplerine takdim edildi.

Yeni Türkiye’ye uygun mimarlar, mühendisler, edebiyatçılar ve tarihçiler yetiştirmek istediklerini belirten Prof. Dr. Musa Duman, “Yükseköğretim camiasında geldiğimiz yeri biliyorduk ama öğrencilerimizin tercihleri bizi bu noktada teyit etmiş oldu. Öğrencilerimiz eğitimden daha fazlasını alacak bilinç içinde olmalılar. Çünkü sadece derslerde edinecekleri eğitimler hayata atılmaları için yeterli gelmiyor. Yabancı dillerle, yurt içi ya da yurt dışı birikimlerle donanmaları da gerekiyor. Çünkü ülkemiz eski değil, yeni Türkiye. Yeni Türkiye’nin klasik tarzda mezunlar değil, daha çok bilen, tecrübe kazanan ve becerileri olan insanlara ihtiyaçları var. Hem yeni Türkiye ufkuna inanmış hem de yeni Türkiye’nin ihtiyaçlarıyla donanmış gençler yetiştirmek istiyoruz. Öğrencilerimizi de bu bilinçte görüyoruz” dedi. 

“6. AÇILIŞ KONUŞMASI”
Bu sene Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi’nin 6. açılış konuşmasını yaptığını belirten Musa Duman, “Bu sene itibariyle öğrenci kalitemiz arttı. Tercih eden öğrencilerimiz daha yüksek sıralarda yer alıyor. Bu da memnuniyet verici bir durumdur. Bu yıl ilk 10 binin içinde yer alan 20 öğrenci üniversitemize kayıt yaptırdı. Geçen sene verdiğimiz 308 mezunumuz Türkiye’nin değişik alanlarında başarıyla hizmet yürütüyor. Kontenjan olarak 1180 öğrenci kontenjanımız vardı ve tamamı tercih edildi. 50’ye yakın üniversite arasında ilk 5’te yer aldık. 1180 öğrencinin 1160’nı kaydettik. Yatay geçişle 136, dikey geçişle ise 69 öğrenci kabul ettik. 65 uluslararası öğrenci de bu yıl bizi tercih etti. Böylelikle 5150 öğrenci sayısına ulaştık. Bu da bizim sorumluluğumuzu oldukça arttırdı” diye konuştu. 

TÜRKİYE’DE İLK 5’TE
İstanbul’daki vakıf üniversiteleri içinde ilk 3’te, Türkiye’deki vakıf üniversiteleri içinde ise ilk 5’te olduklarını belirten Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı İsmail Gerçek, “Çok genç bir üniversiteyiz. Geçmiş 5 yıla baktığımızda çok önemli bir yol kat ettiğimizi görüyoruz. Bugün itibariyle 5150 öğrencimiz bulunuyor. Son yıllardaki istatistikleri karşılaştırdığımızda bu yıl bizi çok mutlu etti. Bu yıl tercih açısından yüzde 100 doluluk sağladık. İstanbul’daki vakıf üniversiteleri içinde ilk 3’te, Türkiye’deki vakıf üniversiteleri içinde ise ilk 5’teyiz. Bu olumlu tablonun dışında öğrenci profilimiz de oldukça değişti ve gelişti” dedi.

MEVLEVİHANE’DE DEV KAMPÜS
Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi’nin fiziki koşullarını iyileştirmek için her gün yeni adımlar attıklarını belirten İsmail Gerçek, lisans düzeyindeki tüm akademik birimlerinin Merkez Efendi’deki Mevlevihane’de yapılacak dev kampüste bir araya geleceğini söyledi. Kampüsün proje çalışmalarının devam ettiğini belirten Gerçek, “Bu kampüsü Merkez Efendi’ye yapacağız ve lisans düzeyindeki tüm eğitimi Mevlevihane’de toplayacağız. Şu anda proje çalışmaları yürütülüyor. Gelecek yıla yetişmesi zor ama bir sonraki yıl yerleşkemizi açarak eğitim ve öğretime orada devam etmeyi düşünüyoruz. Ayrıca bu yıl öğretim üyesi sayımızı yüzde 20 arttırdık. Akademisyen kadromuzu iyileştirerek öğrencilerimize vaat ettiğimiz eğitimi veriyoruz. 77 milyonun içersinde 15-24 yaş arasındaki nüfus, genel nüfusun yüzde 16’sını, 15-30 yaş arasındaki nüfus ise yüzde 25’ini oluşturuyor. Bu da OECD raporlarına göre genç nüfus bakımından birinci sırada yer almamızı sağlıyor. Biz de geleceğin teminatı olan gençlerimizin yetişmesi için çaba sarf ediyoruz. Eğitimli insan seviyesini ne kadar arttırırsak o kadar güçlü olacağız” dedi. 

“OMUZLARIMIZDAKİ YÜK TÜM DÜNYANIN UMUDUDUR”
Törende konuşan Bilgisayar Mühendisliği 3. Sınıf öğrencisi ve öğrenci temsilcisi Ahmet Kaymak ise “Kendi eğitim kalitemizin sadece bizim tarafımızdan bilinmediği aşikardır. Dolan tüm kontenjanlar üniversitemizin sağlam adımlarla geliştiğimizi gösteriyor. Üniversite yönetimimizin izlediği bu yol pek çok gelişimin hizmetimize sunulacağını gösteriyor. Artık global bir dünyada yaşıyoruz ve tarihi gelenekleri olan üniversitelerle yarışıyoruz. Yarışa daha geç katılan bir üye olarak kendimizi kanıtlama mecburiyetindeyiz. Bilgiye olan açlığımız diğer tüm üniversitelerden fazla olmalıdır. Her zaman kendimizi biz daha ileriye taşıyacak bilgilere aç olmalıyız. Omuzlarımızdaki yük ülkenin, yakın coğrafyamızın ve tüm dünyanın umududur” diye konuştu.
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kırıkkale Kırıkkale’de ortaya çıktı: Kızıl tuygun çiftçilerin dostu oldu Kırıkkale’de, nesli tükenme tehlikesi altında olan saz delicesi olarak bilinen yırtıcı kuş "kızıl tuygun", dron ile görüntülendi. Saz delicesinin görüldüğü bölgede çiftçilik yapan Emre Doğan, "Bize keyifli çalışma ortamı sunuyorlar, bize arkadaşlık ediyorlar. Bize burada moral motivasyon sağlıyorlar. Fareleri avlıyorlar. O yüzden bizim en büyük dostumuz" dedi. Kırıkkale’de ’saz delicesi’ olarak da bilinen yırtıcı kuş kızıl tuygun, Kızılırmak nehrinin beslediği Kapulukaya Barajı kıyısındaki tarım arazileri üzerinde dron ile görüntülendi. Nesli tükenme tehlikesi altında olan saz delicesi, genellikle sazlık ve sulak alanlarda görülüyor. Saz delicesi, tarım arazilerindeki sürüngen, böcek, fare ve küçük memeliler ve kuşlar dahil olmak diğer birçok etçil hayvan gibi leşle de beslenebiliyor. Tarım arazilerinde bulunan ve mahsullere zarar veren farelerle de beslenen saz delicesi, çiftçilerin dostu durumuna geldi. Karakeçili ilçesinde çiftçilik yapan Emre Doğan (30), İHA muhabirine yaptığı açıklamada, tarım arazisinde çalışırken kendilerine moral ve motivasyon sağladığını belirterek, keyifli çalışma ortamı oluşturduklarını söyledi. Doğan, "Burası onların evi bizim de ekmek kapımız. Burada avlanıyorlar, besleniyorlar. Biz de burada çalışıyoruz, çalışırken de arkadaşlık ediyorlar. Biz de kendileri hakkında bir şeyler öğrenmeye çalışıyoruz. Bize keyifli çalışma ortamı sunuyorlar, bize arkadaşlık ediyorlar. Bize burada moral motivasyon sağlıyorlar. Fareleri avlıyorlar. O yüzden bizim en büyük dostumuz. Fareler mahsullerimize zarar veriyor, onlarda bize yardımcı oluyor. Doğanın dengesi gereği" dedi. Kırıkkale Valiliğinin teklifi ve Tarım ve Orman Bakanlığı, Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğünün oluruyla, sulak alanların korunması yönetmeliği çerçevesinde 30 Ocak 2024 tarihinde mahalli öneme haiz Çeşnigir sulak alan olarak ilan edildiği bildirildi. Bin 213 hektar büyüklüğünde olan Çeşnigir sulak alanı, göçmen su kuşlarına da ev sahipliği yapıyor.
Muş Malazgirtli vatandaşlar şifalı bitkileri satarak geçimlerini sağlıyor Muş’un Malazgirt ilçesinde yaşayan vatandaşlar, dağlardan topladıkları şifalı bitkileri satarak geçimlerini sağlıyor. Baharın gelişiyle birlikte dağlarda yeşeren şifalı bitkileri toplayarak tezgahlarda satan vatandaşlar, ailelerinin geçimini sağlamaya çalışıyor. Dağların yüksek kesimlerinde yetişen mantar, uçkun, çiriş, kenger, sirmo, soryaz, cağ, kaniberg gibi bitkileri toplayarak çarşı merkezinde kurdukları tezgahlarda satışa sunan vatandaşlar, müşterilerinin ilgisinden oldukça memnun. Topladıkları şifalı bitkileri satarak ailesini geçimini sağladığını ifade eden Serhat Karataş, “Memleketimizde yapacak başka bir iş yok. Bu işi yaparak ekmeğimizi kazanıyoruz. Bahar aylarında şifalı bitkiler, kış aylarında ise balık, sebze ve meyve satarak aile bütçeme katkı sağlamaya çalışıyorum” dedi. Doğal yetişme alanı bulunan şifalı bitkilerin ömrünün az olduğunu dile getiren Ramazan Yıldırım ise “Karların erimesi ile birlikte dağlarda şifalı bitkiler çıkmaya başlar. Bizler de bu bitkileri toplayarak şehirde satıyoruz. Uçkunun destesini 50 TL, mantar 350 TL, çirişin 3 kilosu 100 TL, kengerin kilogramını 20 TL’den satıyoruz. Bitki satışı bizim için oldukça güzel bir iş. Ama zaman kısa olduğu için kötü. Tüm işimiz bir ay içerisinde bitiyor. Bir ay içerisinde ne kadar çok çalışırsak, o kadar fazla kazanıyoruz. Genelde guruplar halinde çalışıyoruz. Bir ayda olsa iş bulup çalışmak güzel” ifadelerini kullandı.
Kayseri Uzmanından ‘excimer lazer’ tavsiyesi: “Kendi gözlerinizle görmeniz hiç de uzak değil” Kayseri Doktoröz Göz ve Cerrahi Lazer Merkezi Başhekimi ve Göz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Abdullah Özkırış, excimer lazer tedavisinin hipermetrop, miyop ve astigmat tedavisinde kullanılan en yaygın tedavi olduğunu ve özellikle asker, polis adaylarının bu tedaviden yararlanarak meslek sahibi olabileceklerini söyledi. 18 yaşından büyük, son 6 ayda gözlük numaraları 0.50 dioptriden fazla değişmemiş, -9.0 dioptriye kadar miyop ve 6 numaraya kadar hipermetrop ya da astigmatı olan bireylere excimer lazer tedavisinin uygulanabileceğini dile getiren Kayseri Doktoröz Göz ve Cerrahi Lazer Merkezi Başhekimi ve Göz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Abdullah Özkırış, “Hastaların yapılan ölçümleri sonucunda yeterli kornea kalınlığı olmalı, şeker romatizma gibi sistemik hastalığı bulunmamalı ve gözlerinde başka herhangi bir hastalık olmamalıdır. Keratokonus, katarakt, göz tansiyonu, göziçi iltihabı ve ciddi göz kuruluğu olan hastalara uygulanmaz. Excimer lazer tedavisinde önemli olan ameliyat öncesi muayenede gözün ameliyata uygun olup olmadığına karar vermektir. Bu yüzden ameliyat öncesi yapılan muayene ve tetkikler önemlidir. Muayenede hastanın göz numaraları belirlenir, kornea kalınlıkları ölçülür, kornea haritası çıkartılır ve kapsamlı bir göz muayenesi yapılır. Göz tansiyonu ölçülür, gözyaşı testi yapılır göz bebeği genişletilerek, biyomikroskobik muayene ile ön segment ve retina tabakası kontrol edilir. Bu muayeneler sonucunda herhangi bir patolojik bulguya rastlanılmaz ise ameliyat kararı alınır” ifadelerini kullandı. “İğnesiz ve dikişsiz tedavi” Excimer lazerin damla anestezi ile yapıldığını ve ağrısız olduğunu dile getiren Özkırış, “Doğru göze, doğru zamanda ve doğru yöntemle laser yapılmış ise tekrarlama imkanı çok düşüktür. Nadiren de olsa tekrarlayan vakalarda göze uygunsa 2. kez lazer yapılabilir. Lasik yöntemi en sık uygulanan yöntemdir. Bu yöntemde korneanın üst yüzeyinde ince bir tabaka kesilir, kapak şeklinde kaldırılır ve altta kalan kornea yüzeyine excimer lazer uygulanarak, gözdeki kırma kusuru düzeltilir. Bu yöntem damla anestezisi ile yapılır ve ağrılı değildir. Bu ameliyatta iğne yapılmaz ve dikiş atılmaz. Lasik yöntemi dışında PRK ve LASEK yöntemleri de vardır. Laser tedavisi herhangi bir göz rahatsızlığını tedavisine engel değildir. Kornea kalınlığınıza bağlı olarak 4-6 D’ye kadar astigmatizma laser ile düzelebilir. Laser sonrası gözler açık kalıyor ve görerek gidiyorsunuz. Ancak 2-3 saat yanma batma ve sulanma ve ağrı olabiliyor. Laser göz ile ilgili herhangi bir ameliyatın yapılmasına engel değildir. Laserden 3 gün sonra yüzünüzü yıkayabilirsiniz. Ancak deniz, havuz ve kaplıca gibi genel kullanıma açık sulara ise 20-30 gün girmemeniz gereklidir” dedi. Özkırış son olarak, gözü uygun olan hastaların excimer lazer konusunda uzman kişilere ameliyat olduklarında kendi gözleri ile görmenin hiç de uzak bir hayal olmadığının altını çizdi.