TEKNOLOJİ - 08 Kasım 2015 Pazar 10:25

Yerli otomobile yerli motor

A
A
A
Yerli otomobile yerli motor

Kendisini sır gibi saklayan İzmirli bir şahıs, 15 metrekarelik laboratuvarında yeni bir motor sistemi icat etti.

Kendisini sır gibi saklayan İzmirli bir şahıs, 15 metrekarelik laboratuvarında yeni bir motor sistemi icat etti. Yeni elektrikli motor, muadillerine göre yarı yarıya tasarruf sağlarken, yapılan testlerde mevcut motorlardan 5 kat daha güçlü olduğu ortaya çıktı.

Serüvenine 1820’de Michael Fraday'ın ilk dairesel hareketi bulması ile başlayan elektrik motoru, İzmirli bir mucit sayesinde yeni bir kimlik kazandı. Yaklaşık iki asırdır kullanılan bu motorların çalışma prensibinde, stator isimli parça sabit, rotor isimli parça statorun ortasında dönüyor. Konvensiyonel elektrik motorlarında her bir rotor bobini, stator bobinlerinin her biri ile bir turda bir defa karşılaşır. Manyetik alanları bir defa etkileşir ve bir defa tork üretir.

İKİ KATI TORK
Kimliğini gizli tutan İzmirli şahsın ürettiği motorda rotor ve stator bobinleri, daire şeklindeki alanın etrafında ikisi birden zıt yönde hareket ediyor. Rotor ve statorun ikisi de döndüğünden, her bir rotor bobini, her bir stator bobini ile bir turda iki defa karşılaşır. Rotor ve statorun her ikisinin de dönüyor olması, dönme momenti oluşumunu eksiltmezken, döner statorlu motor, normal motora göre en az iki katı tork üretmektedir, başka bir deyişle yarısı kadar enerji kullanmaktadır.

“TÜM ELEKTRİK MOTORLARINA UYGULANABİLİR”
İsmini açıklamak istemeyen mucide bu önemli projede danışmanlık yapan İTO Vakfı Süleyman Taştekin Anadolu Mesleki Teknik Lisesi Elektrik Elektronik Öğretmeni Gazi Türkel, yaptıkları döner statorlu motorun milimetrik boyutlardan, birkaç metre büyüklüğe kadar tüm elektrik motorlarına uygulanabileceğini söyledi.
Dünyada tüketilen mevcut enerjinin yüzde 65’inin elektrik motorlarının kullandığını anlatan Gazi Türkel, “Bu motor, normal motorlara göre yüzde 50 daha az elektrik tüketmektedir. Bu motor dünyamıza çok büyük katkı sağlayacaktır. Motor üretim maliyetinde yaklaşık yüzde 20 civarında bir artış olacaktır. Ama motorun tasarrufu sayesinde maliyeti kendini amorti edecektir” dedi.

“YERLİ OTOMOBİLDE KULLANILSIN”
Elektrik motorlarının taşıtlarda ve hızlı trenlerde çok yaygın bir şekilde kullanılmaya başlandığını dile getiren Türkel, Türkiye’de büyük tartışma konusu olan yerli otomobilde de bu motorun kullanılması gerektiğini söyledi. Yaptıkları döner statorlu motorun özellikle yerli otomobilde kullanılması istediklerini vurgulayan Türkel, “Normal arabaların şarjı 2 saatte biterken bizim motorumuzun şarjı 4 saatte bitecektir. Uzun süreli bir menzile sahip olacaktır. Bu motorun her yerde kullanılmasını istiyoruz ama özellikle Türkiye’nin yerli üretim arabasında kullanılmasını istiyoruz. Bu motor orada kullanıldığı zaman o arabanın enerji tüketiminde üzerine rakibi olmayacaktır” dedi.

İcat ettikleri motorun kullanılan elektrik enerjisini yarı yarıya azalttığını iddia eden Türkel, “Bu motor insansız hava araçlarında da havada kalma süresini iki katına çıkartacaktır” ifadelerini kullandı.

“300 BİN TL’YE MAL OLDU”
Yaptıkları döner statorlu motorun 20 yıllık bir süreçte ortaya çıktığını anlatan Türkel, “Çalışmalar, bir mekanik laboratuvara dönüştürülen 15 metrekarelik bir alanda yapıldı. Çalışmalar için yaklaşık 300 bin TL harcanıldığını düşünüyoruz. Büyük bir motor fabrikasının AR-GE laboratuvarında sistemin tork ölçümleri yapıldı. Döner statorlu motorun, klasik motordan 5 kat daha güçlü olduğu sonucu ortaya çıktı” dedi.

YARI YARIYA TASARRUF
İcat ettikleri motorun farkını piyasada satılan engelli akülü arabalarda kullanılan iki motor üzerinde gösteren Türkel, orijinal motorla modifiye edilerek döner statorlu tipe çevrilen motoru birbirine seri bağlayarak ölçümler yaptı. Yapılan ölçümlerde 1,500 gramlık yükte orijinal motor 18 amperlik güç kullanmasına rağmen hareket dahi edemezken, döner statorlu motor yaklaşık 9 amperlik güçle dakikada 1440 devir yaptı. Döner statorlu motor, 2 ve 3 kiloluk yüklerde bile devir gücünü kaybetmedi. 

ALİ GÖZETEN - SİNAN YENİÇERİ

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Aydın Efsane Başkan Ergüler, genç seçmeni şaşırttı: 25 yıldır aynı telefonu kullanıyorum, hiç korumam olmadı Aydın’ın en büyük ilçesi Nazilli Belediyesi’nin 1994-2007 yılları arasında başkanlığını yapan ve 31 Mart yerel seçimlerinde Cumhur İttifakı’nın Belediye Başkan Adayı olarak yeniden sahaya inen ‘Efsane Başkan’ lakaplı Esat Ergüler, Perşembe Pazarı’nda halkla bir araya geldi. Pazar ziyareti esnasında Ergüler’e sorular sorup cevabını alan genç bir kadın seçmen “Hiç gösterildiği gibi sinirli ve egolu değilmişsiniz” sözleri dikkat çekti. Yerel seçimlere saatler kala adaylar son tur çalışmalarına başladı. Heyecanın en yüksek olduğu seçim bölgelerinin başında gelen Nazilli’de oldukça yoğun bir tempo ile çalışmalarını sürdüren Cumhur İttifakı’nın Belediye Başkan Adayı Esat Ergüler, bölgenin en büyük pazarı olan Perşembe Pazarı’nda halkla buluştu. Tarihi pazarda, hemşerileriyle selamlaşıp kuru kahve dağıtan Esat Ergüler’in yanına gelen genç bir seçmen, herkesin duyacağı bir şekilde belediye başkanı olduktan sonra kendisine kolaylıkla ulaşıp ulaşamayacağını sordu. “25 yıldır telefon numaram değişmedi” Seçmenin ve vatandaşın en doğal haklarından birinin de şehr-i emin olarak görev verdiği belediye başkanına ulaşmak olduğunu belirten Esat Ergüler, 25 yıldır hiç telefon numarası bile değiştirmediğini belirterek ulaşılabilir bir başkan olacağının sözünü verdi. Nazilli Belediye Başkanlığı yaptığı 1994 ve 2007 yılları arasında yaşadıklarını anlatan Başkan Adayı Esat Ergüler, “Ben 1994 yılında seçildim. O zaman halk benim yapımı karakterimi bilmiyordu. 5 yıl hizmet ettim. 5 yılın sonunda 1999’da yüzde 48-49 oy verdiler. Demek ki bana her noktada ulaşabiliyorlar. Her istediklerini söyleyebiliyorlar. Ulaşılamayan bir belediye başkanı olsaydım herhalde oy vermezlerdi. 2004 yılında Doğru Yol Partisi’nden aday oldum. AK Parti’nin hızlı olduğu dönemdi. Birçok belediye başkanının kaybettiği seçimde Nazilli’deki tüm sandıklardan birinci çıktım. Eğer ulaşılmayan, sert, hizmet etmeyen bir insan olsaydım 3 dönem üst üste seçilmezdim. 13 yıl evimden iş yerime yürüyerek gittim. Hiçbir zaman korumam olmadı. Beni önce Allah’ım sonra da hizmet ettiğim şehrimin Nazilli’min halkı koruyacak dedim. 13 yıllık deneyimim ve birikimimle Nazilli’ye hizmet edeceğim. Telefonum 25 yıldır aynı. İstediğin zaman arayabilirsin” ifadelerine yer verdi. Oldukça samimi ve bir o kadar ilginç diyaloğun yaşandığı semt pazarı ziyaretinde sorularına içtenlikle cevap alan genç kadın, “Çok teşekkür ederim. Hiç söyledikleri gibi sinirli ve egolu birisi değilmişsiniz. Çok sağ olun görüşmek üzere” diyerek yoluna devam etti.
Karabük Belediye taş ocağıyla yıllık 6 milyon TL tasarruf sağlayacak Safranbolu Belediyesi, agrega malzemesi üretmek için hizmete açtığı taş ocağı sayesinde yıllık 6 milyon TL tasarruf sağlayacak. UNESCO Dünya Miras Listesi’nde yer alan Karabük’ün Safranbolu ilçesinde alt ve üstyapı problemlerini tek tek çözen Safranbolu Belediyesi, yaptığı çalışmalarda temel malzeme ihtiyacını karşılayacağı taş ocağını da hizmete açtı. Ağaçkese köyü sınırında yaklaşık 2 milyon TL harcama yapılan taş ocağında agrega, alt temel ve dolgu malzemesi üretilecek. Toplam rezervi 6 milyon 500 bin ton olan taş ocağı sayesinde belediye yıllık 6 milyon TL tasarruf sağlayacak. Alanda incelemelerde bulunan Safranbolu Belediye Başkanı Elif Köse, gazetecilere yaptığı açıklamada taş ocağının açılmasıyla tarihi kent adına önemli bir iş başarıldığını belirtti. Tarihi Çarşı bölgesinin alandan çıkarılan taşa ihtiyacı olduğunu ifade eden Köse, “Maalesef bu taş ocağı açılmadan önce çok zorluk çekiyorduk, hatta bulamıyorduk. O yüzden burası bizim için olmazsa olmazlarımızdan. Bu ocağın artık Safranbolu Belediyesi tarafından işletiliyor olması çok büyük bir nimet ve kazanım olarak düşünüyorum” dedi. Köse, tesisten çıkacak taşla Safranbolu’nun uzun yıllar ihtiyacı olan tüm malzemeyi elde edeceğini aktardı. Safranbolu’nun 50 yıllık bir rezerve sahip olduğunu anlatan Köse, “Buradan çıkan taşla Safranbolu Tarihi Çarşısı’nın bütüncül yol projesi hazırlanmıştı. Bütün yollarının birbiriyle uyumlu bir şekilde taş olmasını sağlayacak. Safranbolu’ya hayırlı uğurlu olsun” diye konuştu.
Aydın Emekli vatandaşlar destekleri için Çerçioğlu’na teşekkür etti Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu tarafından kent genelinde yaşayan 260 binden fazla emekli için başlatılan ’Emekli Kart’ projesinin kapsamı genişletilirken, emekli vatandaşlar destekleri için Çerçioğlu’na teşekkür etti. Aydın Büyükşehir Belediyesi tarafından başlatılan ve kısa sürede yoğun talep gören Aydın’da yaşayan on binlerce emeklinin faydalanmaya başladığı Emekli Kart ile et ve et ürünlerinde uygulanan yüzde 20’lik indirime süt ve süt ürünleri de eklendi. Büyükşehir Belediyesi iştiraki olan Halk Ege Et’te başlatılan indirimin süreceğini, emekliler, gençler ve kadınlar başta olmak üzere tüm Aydınlıların yanında olmaya devam edeceklerini söyleyen Çerçioğlu, “Halk Ege Et mağazalarımızda et ve et ürünlerinde emeklilerimiz için başlattığımız indirim kampanyasına süt ve süt ürünlerini de ekledik. Emeklilerimizin geçim sıkıntısının farkındayız, onların yanlarında olmaya devam edeceğiz. Aydın’da kimse yatağa aç girmeyecek, soğukta üşümeyecek” dedi. “Özlem başkanımız emeklilerin dertlerine derman oldu” Emeklilerin yaşadığı geçim sıkıntısına dikkat çeken Yaşar Çelik, “Bu kuyruklar yüzde 20 ucuz et almak için, insanlar kuyruğa giriyor. Ucuz olduğu için çok rağbet var. Bu kuyruklar da o yüzden. Emekli olduktan sonra pazarlama işi yaptım, tüm Türkiye’yi gezdim. En güzel yer Aydın’dır, ben Denizli’yi geçtiğimde buranın havasını hissediyorum. Özlem başkanımıza başarılar diliyorum, her şey için ona çok teşekkür ediyorum. Emeklilerin dertlerine derman oldu, onun için çok teşekkür ediyorum” diye konuştu. “Özlem başkanımıza çok teşekkür ediyoruz” Et ve süt ürünlerinde uygulanan yüzde 20 indirimin Aydın’da yaşayan tüm emekliler için büyük bir fırsat olduğunu söyleyen Mustafa Yıldırım, “Emekliyim, Emekli Kart’ı aldım. Hem et, hem peynir aldım. Bazıları 1 Nisan’dan sonra geçerli olmadığını söylüyorlar, bunlar safsata. Başkalarının çıkardığı safsatayı inandırmaya çalışıyorlar millete. Çok teşekkür ediyorum başkanımıza, başarılar diliyorum” ifadelerini kullandı. “Büyükşehir Belediyesi’nin hizmetlerinden çok memnunuz, Aydın çok şanslı” Büyükşehir Belediyesi’nin hizmetlerinden memnun olduklarını söyleyerek Çerçioğlu’na teşekkür eden Resmiye Mert, “ Halk Ege Et’ten çok memnunuz, Allah razı olsun başkanımız Çerçioğlu’ndan. Emekli Kart emeklilere tabii ki de fayda sağlıyor, bundan çok mutluyuz. Büyükşehir Belediyesi’nin hizmetlerinden çok memnunuz, Aydınımız çok şanslı” dedi. “Bütün emeklilerimiz adına Özlem başkanımıza teşekkür ederim” Emekli Kart’ın geçim sıkıntısı yaşayan emekliler için faydalı bir proje olduğunu söyleyen Mehmet Hasırcı, “Zaten halkın durumu belli, yaşam şartları, maaşları Emeklilerin durumu daha kötü. Onun için Emekli Kart emeklilere daha da faydalı olacak. Özlem başkanımız sağolsun böyle bir şey düşünmüş, yapmış. Bütün emekliler adına kendisine teşekkür ederim, arkasındayız” sözleriyle Çerçioğlu’na teşekkür etti.
Eskişehir Açıköğretimden “Öğrenme Analitiği ve Yapay Zekâ” semineri Eskişehir Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi’nde yapay zeka ile ilgili düzenlenen semire yoğun katılım gerçekleşti. Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Sistemi Kalite Koordinatörlüğü tarafından belirli aralıklarla düzenlenen yapay zekâ ve açık uzaktan öğrenme temalı etkinliklere bir yenisi daha eklendi. “Öğrenme Analitiği ve Yapay Zekâ” başlıklı seminer, Açıköğretim Fakültesi Toplantı Salonunda gerçekleştirildi. Anadolu Üniversitesi Eğitim Fakültesi Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Eğitimi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Fırat’ın konuşmacı olduğu seminere yoğun katılım sağlandı. “Açıköğretimimiz sayesinde ‘öğrenme’ için çok zengin bir veri kaynağımız var” Yapay zekânın hızla gelişen kullanım alanından bahseden Prof. Dr. Mehmet Fırat konuşmasında OpenAI ve GPT teknolojileri hakkında konuştu. Teknolojinin eğitime entegrasyonuna da değinen Prof. Dr. Fırat şunları söyledi: “Son yıllarda ‘gelişme’ olarak nitelendirebileceğimiz çok güzel değişimler mevcut. Açıköğretim sistemimizdeki gibi bireyin kendi kendine öğrenmesine dayalı bir yöntem, yapay zekâ entegrasyonu ile birleşebilecek bir düzeye kavuşmaya başladı. Bu gelişmeler doğrultusunda gün yüzüne çıkan iki konudan biri ise ‘kendi modelimizi, sınırlandırılmış bir konuda öğrencinin kendi kendine öğrenebilmesi için eğitebilir miyiz?’. Yaptığımız ilk örneklerin sonucu oldukça heyecan verici ve sevindiriciydi. Bizim, Açıköğretimimiz sayesinde ‘öğrenme’ için çok zengin bir veri kaynağımız var. Bu noktada milyonlarca öğrencinin trilyonlarca satırlık verisi söz konusu ve bunlar yıllardır birikti, birikmeye de devam ediyor. Veriler sayesinde öğrencinin birkaç etkileşiminden yola çıkarak, en iyi öğrenme yollarını onlara önerebiliriz.”